• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

1 Ocak 2025 Aşkın Değil, Kombinin Savaşı

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Yeni yılın ilk günü, sabahın köründe alarmın o kulak tırmalayan sesiyle gözlerimi açtım. Hani şu yılbaşı gecesi yediğim envai çeşit kuruyemiş ve çikolatadan sonra biraz olsun pişmanlık duymamı beklediğim an var ya, işte o an gelmişti. Ama hayır, vücudum "Yaşasın, tatil bitti, yeni maceraya koşuyoruz!" diye halay çekiyordu sanki. Aşk gecesiydi bugün, aşk!

Daha yataktan kalkmadan telefonuma gelen mesajlarla güne merhaba dedim. Mesajlar kimden mi? Tabi ki sevgilimden! Ama bu sefer durum biraz farklıydı. Mesajlar şöyleydi:
  • Sevgilim: "Aşkım, bugün ne giyiyorsun? Kombin savaşları başladı. Sende o var mı? Bende bu var. Yoksa gidip alayım mı?"
  • Sevgilim: "Aşkııım, bu sefer kesinlikle aynı renk giymiyoruz değil mi? Sonuçta sosyal medyada #aşkgecesikombinleri etiketiyle yayınlanacak!"
  • Sevgilim: "Aşkımmm, saçların ne durumda? Kuaförden randevu aldım. Bizim için iki kişilik yer ayarladım."
Evet, aşk gecemiz sadece duygusal bir yakınlaşma değil, aynı zamanda tam teşekküllü bir moda şovuna dönüşmek üzereydi. Sanki Oscar törenine hazırlanıyorduk!
Hemen yataktan fırlayıp dolabımın başına geçtim. Sanki tüm kıyafetler bana "Beni giyme, beni giyme!" diye yalvarıyordu. "Yok canım, ben de senin gibi bir aşk gecesi kahramanı olacağım!" diyerek kararlılıkla bir şeyler seçmeye çalıştım. Ama o da ne? Sevgilimin bana attığı son mesajla tüm planlarım alt üst olmuştu:
Sevgilim: "Aşkım, az önce influencer gördüm, bu sefer temalı giyineceğiz. 2000'ler modasına ne dersin? Hazır mıyız göbekleri açıkta bırakmaya?"
Gözlerimi devirdim. 2000'ler mi? Göbek mi? Ben daha dün yediğim kuruyemişlerin pişmanlığını yaşarken, şimdi de göbek şovuna mı hazırlanacaktım? Mecburen dolabımdaki en renkli, en tuhaf kıyafetleri aramaya başladım. Sanki bir kostüm partisine katılıyordum.

Kuaförde iki saat geçirip, saçlarımı şekilden şekile soktuktan sonra sevgilimle buluşma noktasında bir araya geldik. Sanki iki ayrı moda dergisinden fırlamışız gibiydik. O da göbek dekolteli bir tişört, neon renkli bir pantolon ve platform ayakkabılarla göz kamaştırıyordu. Tabi bu arada herkes bize bakıyordu. Kimisi hayranlıkla, kimisi de acıyarak... Sanırım.

Yemeğe gittiğimiz restoranda, garson bize şaşkınlıkla baktı. Sanki ilk kez bu kadar renkli ve uyumsuz bir çift görüyordu. Masaya oturduğumuzda, menüye bakmak yerine birbirimizin kombinlerini incelemeye başladık. Sevgilim, telefonundan çektiği fotoğrafları editlerken, ben de #aşkgecesikombinleri etiketini takip ediyordum.

Yemek boyunca, "Instagram'da kaç beğeni aldın?" "Hangi influencer kombinimizi beğendi?" gibi sorular havada uçuştu. Aşk, garip bir rekabet ortamına dönüşmüştü. Sanki birbirimize değil, sosyal medyaya kur yapıyorduk.

Yemekten sonra, romantik bir yürüyüşe çıkmak yerine, fotoğraf çekimi için en uygun yerleri araştırmaya başladık. "Şu ışık çok iyi, burada dur!" "O açıdan çek, daha güzel çıkıyorum!" gibi yönetmen edasıyla konuşmalar eşliğinde saatlerce fotoğraf çektik.

Gece sona erdiğinde, ikimiz de yorgunluktan bitmiştik. Aşk gecesi dediğimiz şey, tam bir yorucu maratona dönüşmüştü. Yatağa yığıldığımızda, tek düşündüğümüz şey ertesi gün ne giyeceğimizdi. Belki de pijamalarımızı giyip, film izleyerek daha iyi bir aşk gecesi geçirebilirdik. Kim bilir? Belki de bir sonraki 1 Ocak'ta...

Sonuç olarak, 1 Ocak 2025 aşk gecesi, duygusal bir buluşmadan çok, komik bir moda gösterisi ve sosyal medya etkinliği olarak hafızamıza kazındı. Ve evet, göbekler açıkta kaldı, beğeniler alındı, ama aşk? Sanırım o biraz arka planda kaldı. Belki de 2 Ocak, aşkın gerçek anlamda yeşereceği gündür. Kim bilir? Ama o güne kadar, en azından uyuyacağım...
 
Geri
Top