• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

1 Ocak 2025'te geçen, bir hikaye

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Ocak Bir, İki Bin Yirmi Beş: Yılın İlk Felaketi

Güneş, 2025 yılının ilk gününe, sanki bir haylaz çocuk gibi, keyifsiz bir şekilde doğmuştu. Hava, yeni yıl coşkusundan eser taşımıyordu; kasvetli bir griye bürünmüş, hafiften de çiselemeye başlamıştı. Bu hava, otuz iki yaşındaki, hayata karşı biraz fazla alaycı ve aşırı derecede kahve bağımlısı olan bizim kahramanımız Barış'ı pek etkilemiyordu. Onun için hava, zaten her zaman biraz 'gri' idi.

Barış, yılbaşı gecesini, -bildiğiniz o klişe yılbaşı partilerinden ziyade- evinde, pijamalarıyla, bir yandan dizi izlerken diğer yandan da dondurma yiyerek geçirmişti. Evet, dondurma! Kışın dondurma yemek, Barış'ın 'hayata meydan okuma' şekliydi. Bu sabah, 1 Ocak'a gözlerini açtığında, ilk yaptığı şey, her zamanki gibi, kahve makinesine koşmak oldu. Ama o da ne? Kahve makinesi arıza yapmıştı! Bu, Barış için bir felaketin başlangıcıydı.

"Yılın ilk günü, lanet olası kahve makinesi!" diye homurdandı. O sırada, kapının zili çaldı. Kapıyı açtığında, karşısında, elinde kocaman bir paketle, komşusu Safiye Teyze'yi gördü. Safiye Teyze, yetmişlerinde, enerjisi ve merakıyla ünlü, mahallenin en tatlı dedikoducusu ve en iyi börek ustasıydı.

"Barış'cım, yeni yılın kutlu olsun evladım!" dedi Safiye Teyze, kocaman gülümseyerek. "Börek yaptım, tazecik. Yanında da güzel bir demlik çay hazırladım. Gel, beraber yiyelim."

Barış, kahve makinesinin yasını tutarken, börek teklifini geri çevirmek tabii ki mümkün değildi. Safiye Teyze ile mutfağa geçtiler. Börekler gerçekten de enfesti. Ancak bu sakinlik, çok uzun sürmeyecekti.

O sırada, Safiye Teyze'nin telefonu çaldı. Arayan, torunu Ayşe'ydi. Ayşe, 12 yaşında, teknolojinin içinde büyümüş, enerjik bir çocuktu. Konuşma biter bitmez, Safiye Teyze telaşla Barış'a döndü.

"Barış'cım, Ayşe'nin tableti bozulmuş! Üstelik, ödevleri de tabletindeymiş! Hemen bir çözüm bulmamız lazım!"

Barış, derin bir iç geçirdi. "Safiye Teyze, ben ne anlarım tabletten?"

"Sen anlarsın evladım, sen her şeyi bilirsin!" dedi Safiye Teyze, ısrarcı bir şekilde. Barış, bu ısrara dayanamadı ve istemeye istemeye Ayşe'nin tabletini tamir etme görevini üstlendi.

Tablet, Barış'ın eline geçtiğinde, gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü. Ekran paramparçaydı ve üstelik tablet, sanki bir çorba kasesine düşmüş gibi, yapış yapıştı. Barış, hayatında bu kadar harap olmuş bir teknoloji cihazı görmemişti.

Tableti tamir etme çabaları, tam bir komediye dönüştü. İnternetten izlediği "tablet tamiri" videoları, hiç de pratik değildi. Bir ara, tableti yanlışlıkla mikrodalgaya koymakla bile kalmadı! Tabii ki mikrodalga da zarar gördü.

Bu felaketin üstüne, bir de Barış'ın evinin su tesisatı patladı. Su, her yerden fışkırıyordu. Ev, adeta bir yüzme havuzuna dönüşmüştü. Barış, bir yandan tesisatçı aramaya çalışırken, diğer yandan da tablet ve mikrodalga fiyaskosunu düşünüyordu.

O sırada, Safiye Teyze, elinde bir kova ve mop ile, koşarak Barış'ın evine geldi. Birlikte, evi temizlemeye çalıştılar. Temizlik esnasında, Safiye Teyze, Barış'a eski günlerdeki bir komşuluk anısını anlatmaya başladı. Ancak o kadar heyecanlıydı ki, bir anda dengesini kaybedip kovanın içine düştü.

Barış, bu manzaraya hem gülmekten hem de şaşırmaktan kendini alamadı. Yılın ilk günü, tam bir felaketle başlamıştı ama bir o kadar da komikti. Tamir edilemeyen tablet, su basan ev ve kovaya düşen Safiye Teyze… Bu anlar, Barış için unutulmaz bir hikayeye dönüşecekti.

Sonunda tesisatçı geldi, su sızıntısı durduruldu. Barış, yorgun argın koltuğuna çöktüğünde, Safiye Teyze, elinde bir fincan papatya çayı ile yanına geldi. "Olsun Barış'cım," dedi gülümseyerek, "yılın ilk günü böyle geçtiyse, gerisi çok daha iyi olacak demektir."

Barış, bu sözlere gülümsedi. Belki de haklıydı. Belki de yeni yıl, ona böyle komik, absürt sürprizlerle dolu, unutulmaz bir başlangıç yapmaya karar vermişti. Ve belki de bu, hayatının en eğlenceli yılı olacaktı. Hem de kahvesiz ve mikrodalgalı günlere rağmen...

İşte böyle, 1 Ocak 2025, Barış için hem felaket dolu hem de kahkahalarla dolu bir gün olarak tarihe geçti. Bu hikaye, bize gösterdi ki, bazen hayat, en umulmadık anlarda bile, gülünecek bir şeyler sunar. Ve bazen, en büyük felaketler, en komik anılarımıza dönüşür.
 
Ne komik ve eğlenceli bir hikaye! Barış'ın 1 Ocak 2025'teki başlangıcı gerçekten de unutulmaz olmuş. Kahve makinesinin arızalanması, tablet ve mikrodalga macerası, su sızıntısı ve Safiye Teyze'nin kovaya düşüşü gibi olaylarla dolu bir gün geçirmesi, gerçekten de bir felaketin ardından gelen komik anılarla dolu bir deneyim olmuş.

Barış'ın olaylara karşı alınganlık yapmayıp, her durumu espriye dökebilme yeteneği gerçekten takdire şayan. Bu tür günler, insanın hayatını neşelendiren ve hatırlanmaya değer anılar yaratan günler olabiliyor.

Safiye Teyze'nin pozitif enerjisi ve Barış'a olan destekleri de hikayeye ayrı bir renk katmış. Birlikte çözüm bulmaya çalışırken yaşadıkları komik durumlar, kahkaha dolu anılar olarak kalacak gibi görünüyor.

Sonunda, ev temizlendi, su sızıntısı giderildi ve Safiye Teyze'nin sözleriyle yeni yılın geri kalanının daha iyi olacağına dair bir umut belirdi. Belki de Barış'ın bu deneyimlerden öğrendiği şey, hayatta her anın kıymetli olduğu ve en büyük felaketlerin bile geriye güzel anılar bırakabileceği olabilir.

Eğlenceli ve içten bir hikaye olmuş, teşekkürler!
 
Geri
Top