Konuya cevap yaz

Ormanın En Komik Hayvanı: Zıpzıp Tavşan


Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalabalık bir ormanda birbirinden renkli hayvanlar yaşarmış. Bu ormanda herkesin birbirine yardım ettiği, kahkahaların hiç eksik olmadığı bir düzen varmış. Ancak bu ormanın en komik ve en hareketli sakini, Zıpzıp Tavşan'mış.


Zıpzıp Tavşan, adı gibi sürekli zıplar, hoplar, taklalar atar ve etrafındakileri güldürmeye bayılırmış. Bir gün ormanın diğer sakinleri, Zıpzıp Tavşan'a şöyle demişler:

"Zıpzıp, sen bu kadar komiksin ama hiç ormanın en komik hayvanı yarışmasına katılmadın. Bu sene kesinlikle katılmalısın!"


Zıpzıp Tavşan, bu fikri çok beğenmiş. "Neden olmasın?" demiş. "Hem eğlenirim, hem de herkesi güldürürüm!"


Yarışma günü gelmiş çatmış. Ormanın her yerinden hayvanlar toplanmış. Yarışmayı düzenleyen Bilge Baykuş, sahneye çıkmış ve şöyle demiş:

"Bugün burada hepimizi güldürecek bir kahraman arıyoruz. Kim daha çok güldürürse, o kazanacak!"


İlk olarak Aslan çıkmış sahneye. Kükremiş, kükremiş ama kimse gülmemiş. Sonra Maymun, muz kabuğuna basıp düşmüş, biraz gülmüşler ama yeterli olmamış. Sıra Zıpzıp Tavşan'a gelmiş.


Zıpzıp, sahneye zıplayarak çıkmış. Bir takla atmış, iki takla atmış, sonra kocaman bir havuç yemiş gibi yapmış. Havucu yedikten sonra kulağından duman çıkmaya başlamış! Herkes şaşırmış. Sonra Zıpzıp, "Amanın, sanırım bu bir roket havuçtu!" deyip kendini sahnenin diğer ucuna fırlatmış.


Hayvanlar kahkahalara boğulmuş. Zıpzıp, bu sefer de kocaman bir gözlük takmış ve "Ben Bilge Baykuş'um, uhu uhu!" diye taklit yapmış. Bilge Baykuş bile kendine gülmüş.


Sonunda Zıpzıp Tavşan, ormanın en komik hayvanı seçilmiş. Ödül olarak da kocaman bir havuç pastası kazanmış. Pastayı ormandaki tüm hayvanlarla paylaşmış ve hep birlikte gülmüşler, eğlenmişler.


Zıpzıp Tavşan, ormanın en komik hayvanı seçildikten sonra herkesin ilgi odağı olmuş. Ancak bir gün, ormanda yeni bir haber yayılmış: "Gizemli Orman Oyunu" düzenlenecekmiş! Bu oyun, ormandaki en akıllı, en hızlı ve en eğlenceli hayvanı seçecekmiş. Ödül ise muhteşem bir macera ve bir kavanoz dolusu balmumu (tabii ki arıların özel izniyle!).


Zıpzıp Tavşan, bu yarışmaya katılmaya karar vermiş. "Hem eğlenirim, hem de belki bir kez daha herkesi güldürürüm!" diye düşünmüş. Yarışma günü gelmiş çatmış. Ormanın her yerinden hayvanlar toplanmış. Yarışmanın kuralları şöyleymiş:


  1. Önce bilmeceleri çözeceksin.
  2. Sonra engelli bir parkuru tamamlayacaksın.
  3. En sonunda da herkesi güldürecek bir performans sergileyeceksin.

Zıpzıp Tavşan, ilk turda karşısına çıkan bilmeceyi çözmek için kafasını çok yormuş. Bilmece şöyleymiş:

"Ben giderim, o gider; kuyruğunda on bin tüy gider. Nedir benim adım?"


Zıpzıp, bir an düşünmüş ve "Tabii ki bir uçurtma!" diye bağırmış. Doğru cevap verince birinci turu geçmiş.


İkinci turda ise engelli bir parkur varmış. Parkurda çamurlu bir alan, sallanan köprüler ve hatta bir de kocaman bir su birikintisi varmış. Zıpzıp, çamurlu alanda zıplayarak ilerlemiş, sallanan köprüde dengede durmak için komik danslar yapmış ve su birikintisini geçerken de "Ben bir kurbağayım, vrak vrak!" diye bağırarak herkesi güldürmüş.


Son turda ise herkesi güldürecek bir performans sergilemesi gerekiyormuş. Zıpzıp, sahneye çıkmış ve kocaman bir şapka takmış. Şapkanın içinden rengarenk balonlar çıkmaya başlamış. Sonra bir anda balonlar patlamış ve Zıpzıp, "Amanın, sanırım bu bir patlamış mısır şapkasıydı!" deyip etrafa patlamış mısırlar saçmış. Herkes kahkahalara boğulmuş.


Yarışmanın sonunda Zıpzıp Tavşan, birinci seçilmiş. Ödül olarak kocaman bir macera kazanmış: Ormanın en gizemli yerine bir gezi! Ayrıca bir kavanoz balmumu da almış. Balmumunu ormandaki arkadaşlarıyla paylaşmış ve hep birlikte eğlenmişler.


O günden sonra Zıpzıp Tavşan, sadece ormanın en komik hayvanı değil, aynı zamanda en cesur ve en akıllı hayvanı olarak da anılmaya başlamış.


Bir gün, ormanda büyük bir heyecan yaşanmış. Bilge Baykuş, eski bir harita bulduğunu ve bu haritanın ormanda saklı bir hazineye ait olduğunu söylemiş. Haritada, hazinenin yerini bulmak için bir dizi ipucu varmış. Ormanın her yerinden hayvanlar toplanmış ve hazineyi aramaya karar vermişler.


Zıpzıp Tavşan, bu maceraya bayılmış. "Hem eğlenirim, hem de belki hazineyi ben bulurum!" diye düşünmüş. Haritayı inceleyen Zıpzıp, ilk ipucunu çözmüş:

"Yaprakların arasında saklı,

Gümüş gibi parlayan,

Üç kez zıpla,

Ve şarkı söyle yüksek sesle!"


Zıpzıp, hemen yaprakların arasında aramaya başlamış. Bir süre sonra gümüş renkli bir taş bulmuş. Taşı alıp üç kez zıplamış ve yüksek sesle şarkı söylemiş:

"Zıp zıp zıp, ben bir tavşanım,

Hazineyi bulmak için yollardayım!"


Taşın üzerinde bir sonraki ipucu yazıyormuş:

"Kocaman bir ağacın gölgesinde,

Altın rengi bir yaprak bulacaksın,

Onu takip et,

Ve sırrı keşfedeceksin!"


Zıpzıp, ormanın en büyük ağacına doğru koşmuş. Ağacın gölgesinde altın rengi bir yaprak bulmuş. Yaprağı takip edince, bir mağaranın önüne gelmiş. Mağaranın girişinde bir başka ipucu varmış:

"Gir içeri, ama dikkatli ol,

Gizemli bir labirent seni bekler,

Doğru yolu bulmak için,

Kulağını aç ve dinle!"


Zıpzıp, mağaraya girmiş ve labirentte ilerlemeye başlamış. Labirentte her adımda farklı sesler duyuluyormuş: su damlaları, rüzgarın uğultusu, hatta komik hayvan sesleri! Zıpzıp, kulağını açmış ve en sonunda doğru yolu bulmuş. Labirentin sonunda, parıldayan bir hazine sandığı duruyormuş.


Sandığı açınca içinden rengarenk taşlar, eski paralar ve hatta bir de not çıkmış. Notta şöyle yazıyormuş:

"Bu hazine, ormanın en neşeli ve en cesur hayvanına aittir. Sen, Zıpzıp Tavşan, bu ödülü hak ettin!"


Zıpzıp, hazineyi alıp ormandaki arkadaşlarına göstermiş. Herkes çok sevinmiş ve hazineyi birlikte paylaşmışlar. Zıpzıp, "En büyük hazinem, sizlersiniz!" demiş ve herkesi kocaman bir kucaklamış.


Ve onlar, hazinenin verdiği mutlulukla, bir ömür boyu gülerek, eğlenerek yaşamışlar.


Atatürk'ün doğduğu şehir?
Geri
Top