• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

14. Sultan Birinci Ahmed

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Sultan_I._Ahmet.jpg


Tughra_of_Ahmed_I.JPG


I. Ahmet
Saltanatı 21 Aralık 1603- 22 Kasım 1617
Padişahlık Sırası 14
Doğum Tarihi Manisa, 18 Nisan 1590(1590-04-18)
Ölüm Tarihi 22 Kasım 1617 (27 yaşında)
Önce III. Mehmed
Sonra I. Mustafa
Soyu Osmanlı Hanedanı
Babası III. Mehmed
Annesi Handan Sultan
Dini İslam

I. Ahmet (Osmanlı Türkçesi: احمد اول Ahmed-i evvel) (d. 18 Nisan 1590, Manisa – ö. 22 Kasım 1617). 14. Osmanlı padişahı, 79. İslam Halifesi.

Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan'dır. Babasının vefatı üzerine 21 Aralık 1603'te Eyüp Sultan'da kılıç kuşanarak tahta geçti. Sultan I. Ahmet, Kanuni Sultan Süleyman'dan sonraki padişahlar içinde devlet işleriyle yoğun şekilde uğraşan ilk padişah olarak kabul edilir. Sultan I. Ahmet yakalandığı tifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım'ı 22 Kasım'a bağlayan gece 1617 yılında 27 yaşında vefat etti ve Sultanahmet Camii yanındaki türbesine defnedildi.

Saltanatında, hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli yasasını kaldırmıştır. Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini getirmiştir. Bu yeni yasanın, şehzadeler arasındaki rekabetin ve taht kavgalarının, taht için gerçekleştirilen kardeş katillerinin önlenmesi açısından Osmanlı tarihinde çok büyük önemi vardır.

Padişahlık Öncesi
Babası III. Mehmed'in üç oğlundan ikincisi olarak dünyaya gelmiştir. Ağabeyi Mahmud'tur. Askeri ve idari işlerle ilgili bir şehzade olarak bilinen ve padişahlık için en kuvvetli aday olan Şehzade Mahmud, tahta kast ettiği iddiası üzerine hal edilmiştir. Bu, I. Ahmed için de sürpriz bir gelişmedir. Böylece tahtın yolu kendisi için açılmış olur. Şehzade Ahmed, henüz 13 yaşındayken, 37 yaşındaki babası Sultan III. Mehmed vefat eder. Nasıl ki babası kendinden evvelki Sultanlara nazaran en genç yaşta hayatını kaybetmiş hükümdar ise, I. Ahmed de o vakte kadar babasının vefatıyla tahta geçenlerin arasındaki en genç hükümdardır. Bu beklenmedik vefat üzerine, Sultan I. Ahmed'in cülusu hemen ertesi gün apar topar vuku bulmuştur. Kimi kaynaklarda 22 Aralık verilmesine rağmen, cülus, Sn Günhan Börekçi'ye göre tam olarak 21 Aralık 1603 Pazar günü sabahı gerçekleşmiştir. ("22 Aralık" yanılması, hicri takvimden miladi takvime çevrim hesaplamalarından kaynaklanmaktadır. III. Mehmed'in vefatı 17 Receb 1012 gecesidir. Zaten, merasim müteakip sabah gerçekleşiyor. Hicri takvime göre gün, akşam ezanıyla başlar ve takip eden akşam ezanında biter. O halde, "Cülus, aynı hicri gün içinde gerçekleşmiştir" de diyebiliriz.) Bu cülusun, Osmanlı tarihindeki yeri bambaşkadır:
1) Yeni padişah, devlet tecrübesi için mühim olan sancağa çıkmamıştır. Bu sebeple bir kapıhalkı da yoktur. Hatta, babaannesini eski saraya gönderdiğinde saray sanki bomboş kalıyor.
2) Hanedanın inkıraz tehlikesi ilk defa bu denli ciddi hissediliyor. Zira, Padişahın kısır olup olmadığı bilinmiyor. Henüz çocuk yapmamış.
3) Henüz sünnet dahi edilmemiştir. Sünneti ancak padişah olduktan sonra yapılmıştır.


Saltanatı

Sultan I. Ahmet tahta geçtiği sırada Avusturya Savaşı devam ediyordu. Osmanlı kuvvetleri Belgrad'dan Budin'e doğru ilerlemekteydi. Peşte (25 Eylül 1604) ve Hatvan kaleleri savaş yapılmadan kolaylıkla ele geçirildi. Osmanlı ordusu ilerleyerek Budin'in kuzeyinde bulunan Vaç kalesini ele geçirdi (16 Ekim 1604). Osmanlı Ordusu, Sultan I. Ahmet'in buyruğu üzerine Belgrad üzerinden Budin'e yürüdü. 29 Ağustos 1605'de Estergon Kalesi kuşatıldı ve tam karşısındaki Ciğerdelen kalesi fethedildi. 8 Eylül'de Vişegrad, 19 Eylül'de Saint Thomas (Tepedelen) kaleleri fethedildi. 3 Ekim 1605'de ise Estergon Kalesi teslim alındı.

Osmanlılar da, Avusturyalılar da ardarda yapılan bunca savaştan dolayı sosyal ve ekonomik yönden çok yıpranmışlardı. Daha önce yapılan barış görüşmelerinden bir sonuç çıkmamıştı. Ancak 11 Kasım 1606'da Estergon-Komorin arasında Zitva suyunun Tuna Irmağına döküldüğü yerde imzalanan Zitvatorok Antlaşmasıyla barış sağlandı.

Antlaşmaya göre Eğri, Estergon, Kanije kaleleri Osmanlılarda , Raab (Yanıkkale) ve Komarom kaleleri Avusturyalılarda kalacaktı. Avusturya bir kereye mahsus olmak üzere 70.000 altın savaş tazminatı ödeyecekti. Osmanlı padişahı Avusturya İmparatoruna Roma İmparatoru (Cesar/Kaiser) unvanıyla hitap edecek, her üç yılda bir karşılıklı armağanlar gönderilecekti. Avusturya'nın Macaristan için ödemekte olduğu yıllık 30.000 altın vergi kaldırılacaktı. Avustuya Arşidükü protokolde Osmanlı Padişahına eşit sayılacaktı. Bu madde ile Osmanlı Devleti Avusturya'ya karşı olan üstünlüğünü kaybetmiştir. Zitvatorok Antlaşması Osmanlıların lehine gibi görünse de Osmanlı Devleti artık eski gücünde değildi. Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti'nin Avusturya karşısındaki üstünlüğü sona ermiş, siyasi dengeler Osmanlı aleyhine bozulmaya başlamıştır.

Önemli Olaylar

Anadolu beyliklerinin en uzun ömürlülerinden birisi olan Ramazanoğulları Beyliği, Yavuz Sultan Selim döneminde 1510 yılından sonra ise Osmanlılar'a tabi olmuştu. I. Ahmet dönemine denk gelen 1609 yılından sonra Adana'nin Haleb'e; Sis ve Tarsus'un da Kıbrıs Beylerbeyiliğine bağlanmasıyla Ramazanoğulları Beyliği sona ermiştir. I. Ahmet, böylece Ramazanoğulları Beyliği'ne resmen son verdi.

Safevilerle ilişkiler

Sultan I. Ahmet tahta geçtiği sırada, Osmanlı İmparatorluğu batıda Avusturya, doğuda Safevi devleti ile savaş halindeydi. Osmanlı ordusu Sinan Paşa komutasında Nahçıvan üzerinden Revan'a yürüdü. Bu arada yeniçeriler Van'a dönülmesini istiyorlardı. Osmanlı ordusu kışı Van'da geçirdi.

Tebriz'i geri almak için yapılan savaşta Osmanlı ordusu, Şah Abbas'ın ordularını Selmas yörelerinde yendi. Ancak Erzurum Beylerbeyi Sefer Paşa'nın çekilen düşman kuvvetlerini izleyip asıl ordudan ayrılmasını fırsat bilen Şah Abbas, ordu merkezine ani bir saldırıda bulundu. Yenilgiye uğrayan Sinan Paşa önce Van'a, daha sonra da Diyarbakır'a çekildi. Şah Abbas Şirvan, Şemahi ve Gence'yi kolaylıkla ele geçirdi. Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'da devam eden Avusturya Savaşı ve iç isyanlarla uğraştığı için İran cephesinde başarılı olamıyordu. Sadrazam Nasuh Paşa, Şah Abbas'ın barış önerisini kabul etti.

1612 yılında yapılan Nasuh Paşa Antlaşmasıyla 9 yıl süren Osmanlı-Safevi Savaşı sona erdi. Yapılan antlaşmayla, Safeviler Osmanlı Devletine 200 deve yükü ipek vermeyi kabul ettiler. 1615 yılına kadar süren barış dönemi Şah Abbas'ın antlaşmayı bozması üzerine sona erdi. Yapılan savaşlarda Osmanlılar çok kayıp verdi. Sultan II. Osman (Genç Osman) döneminde, Nasuh Paşa Antlaşması temel alınarak yapılan Serav Antlaşması ile barış tekrar sağlanacaktı. (26 Eylül 1618).

Celali İsyanları
Yavuz Sultan Selim döneminde binlerce taraftarı ile ayaklanan Bozoklu Celal, Osmanlı Devleti için büyük problem olmuştu. Bu isyanlar bastırıldı ise de Anadolu'da meydana gelen iç isyanlar ve karışıklıklara yine Celali İsyanları denildi. Sultan I. Ahmet döneminde Celali İsyanları tekrar patlak verdi. Tavil Ahmed, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu ve Deli Hasan ayaklanmaları bunlardan en önemlileridir. Bu sırada Sadrazam olan Kuyucu Murat Paşa son derece sert bir askerdi. Acıma nedir bilmezdi. Öldürttüklerini açtığı kuyulara attırmak gibi bir alışkanlığı olduğundan kendisine "Kuyucu" lakabı takıldığı söylenir. Kuyucu Murat Paşa'nın ısrarlı ve sert politikaları sonunda Celali İsyanları zor da olsa bastırıldı.

Islahatlar

Yeni Veraset Sistemi
800px-Blaue_moschee_6minarette.jpg

I. Ahmet döneminde yapılan Sultanahmet Camii


Yıldırım Bayezid döneminde başlayıp, Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmed) döneminde kanunlaşan kardeş katli yasasını kaldırmıştır. Yerine ekber ve erşet (ailenin aklı başında olan en büyük üyesi) sistemini getirmiştir. Böylece oğullarından üçü padişah olmuştur. Bunlar sırası ile; Genç Osman, IV. Murad ve İbrahim 'dir. Ayrıca kardeşi Mustafa'yı da önceki padişahlar gibi katletmemiş, yaşamasına izin vermiştir. Nitekim kardeşi Mustafa da padişah olmuştur. Bu yeni kanun, kardeş katlini ve kanlı tahta geçişleri önlemesi açısından Osmanlı tarihi açısından büyük öneme haizdir. Bununla beraber uzun yıllar zindanda bekleyen şehzadelerin, akli yönden sağlıkları bozulmuş ve bu dönemden sonra "deli padişahlar" görülmeye başlanmıştır.Sistemin değiştirilmesinin tek sebebi vardır. Padişah I.Ahmet henüz 13 yaşındadır ve çocuğu yoktur. Kardeşlerini öldürürse, çocuğu da olmazsa Osmanlı Hanedanı inkıraza uğrayabilir, devlet çökebilirdi. Bu nedenle, devlet büyükleri düşünüp taşındı ve veraset sistemini değiştirdi.

Mimari çalışmaları
4 Ocak 1610'da altı büyük minareli ve 16 şerefeli Sultanahmet Camii'nin temel atma merasimi yapıldı. Dinine bağlı bir insan olan Sultan I. Ahmet, caminin temelleri kazılırken eteğinde toprak taşıdı. 9 Haziran 1617'de inşaatı biten Sultanahmet Camii ibadete açıldı. Ayrıca Şehzadebaşı Kuyucu Murat Paşa Külliyesi, İstanbul Mesih Paşa Camii, Elmalı Ömer Paşa Camii onun zamaninda yaptırılan önemli mimari eserler arasındadır.

Ailesi

Eşleri

1. Hatice Mahfiruz Sultan: Genç Osman'ın annesi
2. Kösem Sultan (Mahpeyker Sultan): IV. Murad'ın annesi ve Osmanlı Hareminin en namdar kadını
3. Fatma Haseki: Cariyelerdendir

Erkek çocukları
1. II. Osman
2. IV. Murat
3. I. İbrahim
4. Şehzade Mehmed
5. Şehzade Cihangir
6. Şehzade Se*lim
7. Şehzade Hasan
8. Şehzade Bayezid
9. Şehzade Orhan
10. Şehzade Hüseyin
11. Şehzade Kasım
12. Şehzade Süleyman

Kız çocukları
1. Abide Sultan
2. Burnaz Atike Sultan
3. Hânzâde Sultan
4. Gevherhân Sultan
5. Fatma Sultan
6. Ayşe Sultan
7. Zahi*de Sultan
8. Esma Sultan
9. Hatice Sultan
10. Zeyn Sultan
 
Geri
Top