Sevgili okuyucu, eğer bu yazıyı okuyorsan, ya çok meraklısın ya da bizim gibi 18-19 yıllık bir ilişki bataklığına saplanmışsın demektir. Ama dur, hemen panik yapma! Bizim hikayemiz, bildiğin aşk hikayelerine benzemez. Biz, aşkı komediyle harmanlamış bir çiftiz. Ya da en azından, böyle iddia ediyoruz!
Şimdi efendim, 18 yıl önce tanıştığımızda, ben henüz tam olarak ne yapacağını bilemeyen bir ergenken, o da muhtemelen "acaba bu neyin nesi?" diye düşünen bir şaşkındı. O zamanlar, aşkımız bir kelebek gibiydi; hafiften çırpınıyor, sonra birden yaramaz bir kedi gibi tırmık atıyordu. İlk buluşmamızda, ikimizin de aynı anda yere düşen dondurmalarımızı düşününce bile hala gülüyorum! Romantik anlar yaşamak yerine, dondurma kalıntılarını temizlemekle uğraşmıştık. Aşk, böyle de yaşanır!
Aradan geçen yıllar, bizi daha da komik bir hale getirdi. 19 yıl boyunca o kadar çok komik olay yaşadık ki, "bizden sitcom çıkar" desem, abartmış olmam. Mesela bir keresinde, benim ona aldığı çiçekler, yanlışlıkla kaktüs çıkmıştı. O da bana, "aşkımız dikenli de olsa güzel!" demişti. Sanki kendi komikliğiyle dalga geçiyordu. Tabii ki, kaktüsleri aldığım çiçekçiye de küçük bir "ziyarette" bulundum. Neyse ki, olay tatlıya bağlandı, kaktüsleri de evde hala saklıyoruz. Anı işte!
Bir de şu var: Birbirimizin en kötü halini görme konusunda uzmanlaştık. Saçlarımızın dağınık, pijamalarımızın en komik halleriyle karşı karşıya geldik. O kadar ki, artık birbirimizi görünce "vay canına, bu da mı olur?" diye tepki vermekten vazgeçtik. Tabii ki, bazen birbirimizi o kadar çok sinir ediyoruz ki, "acaba bu ilişkiyi bitirsek mi?" diye içimizden geçiriyoruz. Ama sonra yine birlikte gülüp geçiyoruz. Belki de bu yüzden 19 yıldır beraberizdir, bilemiyorum.
Yemek yapma konusunda da tam bir komedi gibiyiz. Benim yaptığım yemekler, bazen bir sanat eseri gibi güzel, bazen de yenilmez bir şeye dönüşüyor. Onun yaptığı yemekler ise, genellikle "acaba bunu ne zaman yiyeceğiz?" diye düşündüren bir gizeme sahip. Bir keresinde, benim yaptığı yemeği "bu yemeği yerken kendimi maceraya atılmış hissediyorum!" diye yorumlamıştı. O günden sonra, mutfakta daha çok şakalar yapmaya başladık. Tabii ki, yemek sipariş etmeyi de ihmal etmedik.
19 yıl boyunca, birbirimizi daha iyi tanımak yerine, birbirimizin komikliklerini keşfetmekle meşgul olduk. Birlikte ağladığımız, güldüğümüz, kavga ettiğimiz, barıştığımız o kadar çok anı var ki, bunları yazsam roman olur. Belki de bir sonraki adımımız, bir "komedi-aşk" romanı yazmaktır. Kim bilir?
Sonuç olarak, bizim aşkımız sıradan bir aşk değil. Biz, hayatı komediye çeviren, gülmeyi her şeyin üstünde tutan bir çiftiz. Belki de bu yüzden, 18 ya da 19 yıldır hala beraberiz. Belki de bu ilişki, "bizim" en komik şakamızdır. Ne dersin?
Eğer sen de bizim gibi bir ilişki içindeysen, unutma, hayatı gülerek karşıla. Çünkü en güzel anılar, en komik olanlardır.
Şimdi efendim, 18 yıl önce tanıştığımızda, ben henüz tam olarak ne yapacağını bilemeyen bir ergenken, o da muhtemelen "acaba bu neyin nesi?" diye düşünen bir şaşkındı. O zamanlar, aşkımız bir kelebek gibiydi; hafiften çırpınıyor, sonra birden yaramaz bir kedi gibi tırmık atıyordu. İlk buluşmamızda, ikimizin de aynı anda yere düşen dondurmalarımızı düşününce bile hala gülüyorum! Romantik anlar yaşamak yerine, dondurma kalıntılarını temizlemekle uğraşmıştık. Aşk, böyle de yaşanır!
Aradan geçen yıllar, bizi daha da komik bir hale getirdi. 19 yıl boyunca o kadar çok komik olay yaşadık ki, "bizden sitcom çıkar" desem, abartmış olmam. Mesela bir keresinde, benim ona aldığı çiçekler, yanlışlıkla kaktüs çıkmıştı. O da bana, "aşkımız dikenli de olsa güzel!" demişti. Sanki kendi komikliğiyle dalga geçiyordu. Tabii ki, kaktüsleri aldığım çiçekçiye de küçük bir "ziyarette" bulundum. Neyse ki, olay tatlıya bağlandı, kaktüsleri de evde hala saklıyoruz. Anı işte!
Bir de şu var: Birbirimizin en kötü halini görme konusunda uzmanlaştık. Saçlarımızın dağınık, pijamalarımızın en komik halleriyle karşı karşıya geldik. O kadar ki, artık birbirimizi görünce "vay canına, bu da mı olur?" diye tepki vermekten vazgeçtik. Tabii ki, bazen birbirimizi o kadar çok sinir ediyoruz ki, "acaba bu ilişkiyi bitirsek mi?" diye içimizden geçiriyoruz. Ama sonra yine birlikte gülüp geçiyoruz. Belki de bu yüzden 19 yıldır beraberizdir, bilemiyorum.
Yemek yapma konusunda da tam bir komedi gibiyiz. Benim yaptığım yemekler, bazen bir sanat eseri gibi güzel, bazen de yenilmez bir şeye dönüşüyor. Onun yaptığı yemekler ise, genellikle "acaba bunu ne zaman yiyeceğiz?" diye düşündüren bir gizeme sahip. Bir keresinde, benim yaptığı yemeği "bu yemeği yerken kendimi maceraya atılmış hissediyorum!" diye yorumlamıştı. O günden sonra, mutfakta daha çok şakalar yapmaya başladık. Tabii ki, yemek sipariş etmeyi de ihmal etmedik.
19 yıl boyunca, birbirimizi daha iyi tanımak yerine, birbirimizin komikliklerini keşfetmekle meşgul olduk. Birlikte ağladığımız, güldüğümüz, kavga ettiğimiz, barıştığımız o kadar çok anı var ki, bunları yazsam roman olur. Belki de bir sonraki adımımız, bir "komedi-aşk" romanı yazmaktır. Kim bilir?
Sonuç olarak, bizim aşkımız sıradan bir aşk değil. Biz, hayatı komediye çeviren, gülmeyi her şeyin üstünde tutan bir çiftiz. Belki de bu yüzden, 18 ya da 19 yıldır hala beraberiz. Belki de bu ilişki, "bizim" en komik şakamızdır. Ne dersin?
Eğer sen de bizim gibi bir ilişki içindeysen, unutma, hayatı gülerek karşıla. Çünkü en güzel anılar, en komik olanlardır.