2011 Mısır Devrimi
2011 Mısır protestoları, 2010-2011 Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanların polis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik, asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı , yolsuzluklar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi.[1] Muhammed El Baradey, Mısır protestolarının Tunus devlet başkanının devrilmesi ile sonuçlanan Tunus protestoları ile aynı kulvarda olması gerektiğini ifade etti.[2] Daha önceki yıllarda yerel protestolar zaten yapılmaya devam ediliyordu, ancak asıl büyük protesto ve isyanlar "Öfke Günü" olarak bilinen 25 Ocak'ta başladı ve tüm ülkeye yayıldı. Gösteri tarihi, 6 Nisan hareketi tarafından belirlenmişti. 2011 protestoları, Mısır için "eşi benzeri görülmemiş" ve "yakın tarihin en büyük memnuniyetsizlik gösterisi" olarak adlandırıldı. Yabancı bir gazeteye konuşan Kahire'deki yerel bir muhabir şehri "savaş bölgesi" olarak tanımladı Farklı sosyoekonomik köklerden ve inançlardan Mısırlılar ilk defa protestolarda bir araya geldi.[4][6] Bunlar 1977'deki Mısır Ekmek Ayaklanması'ndan beri Mısır'da görülen en büyük gösterilerdi. Hükûmet farklı metodlarla protestoları engellemeye veya kontrol altına almaya çalıştı. İsyan karşıtı polis grupları bölgelere kalkanlar, plastik mermiler, coplar, tazyikli sular, göz yaşartıcı bombalar ve bazı durumlarda gerçek mühimmat ile karşılık verdiler. Çoğu zaman protestolara gelen karşılıklar ölümcül değildi, ancak ölüm tehlikesi geçiren birçok kişi oldu.Hükûmet, protestolarda karışıklığı en aza indirmenin düzeni devam ettirmek ve aşırı muhafazakâr İslamcı olarak nitelendirilen grupların ayaklanmasını önlemek için gerekli olduğunu öne sürdü. Protestolara gelen uluslararası tepkiler genellikle destekleyici oldu. Daha önce İran'da ve olaylardan kısa süre önce Tunus'ta buna benzer gösteriler aktivistlerin ve takipçilerin iletişimini, koordinasyonunu ve sızdırılan belgeleri paylaşmalarını sağlayan Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal paylaşım ağları yoluyla yüksek oranda yayılmış ve dünyanın dikkatini üzerine çekmişti. Olaylar herkes tarafından bilinmeye devam ettikçe Mısır hükûmeti özellikle sosyal paylaşım ağlarına ulaşımı ve internet erişimini sınırlamak için girişimlerde bulundu. 28 Ocak Cuma günü yapılması planlanan büyük protestoların arefesinde internet ve cep telefonu iletişiminde kesintiler başladı, bununla birlikte ertesi günün sabahında GSM kesintisi sona erdirildi.
Arka plan
Olağanüstü hâl kanunları
Mısır ,1980lerdeki 18 aylık bir ara haricinde, 1967den beri yarı başkanlık sistemi ile yönetilen ve olağanüstü hal kanunları nın altında olan bir cumhuriyet tir(Kanun No. 162 of 1958)[14] Bu kanun yürürlüğünde, polis güçleri genişletilmiş, Mısır Anayasal Hakları askıya alınmış ve sansür yasallaştırılmıştır.[15] Kanun, sivil toplum örgütlerinin siyasi aktivitelerini şiddetle kısıtlıyor : sokak gösterileri , onay almamış siyasi organizasyonlar ve kayıtsız finansal bağışlar resmen yasaklandı.17.000 kadar kişi kanun gereğince gözaltına alındı, ve siyasi tutsak ların tahminleri 30.000e kadar ulaşıyor.[16]
Bu "olağanüstü hal kararları" kapsamında, hükûmet istediği kişiyi herhangi bir zaman boyunca hapse atma hakkını verir ve onları gerçek hiçbir neden ve mahkeme olmaksızın istediği kadar içeride tutabilir. Hükûmetin iddialarına göre eğer şuanki hükûmet parlamento seçimlerine gitmezse,grubun ana finansmanlarının sahip olduklarına el koymazsa ve grup liderlerini gözaltına almazsa, -ki bu eylemler olağanüstü hal kararları ve hukuk sistemi bağımsızlığının engellenmesi olmaksızın imkansızdır- Müslüman Kardeşler gibi karşıt gruplar iktidara gelebilir. Mısır'daki demokrasi avukatlarına göre bu durum, bir vatandaşın adil mahkeme hakkı'nı ve ülkesini yönetmeye hangi adayı uygun görüyorsa onun için oy kullanma hakkı 'nı içeren demokrasi ilkelerine karşı çıkıyor
Polis şiddeti
Halid Muhammed Said , İskenderiye'nin Sidi Gaber bölgesindeki tartışmalar zamanında 6 Haziran 2010'da öldü. Birçok görgü tanığı Saeed'in polis tarafından ölene kadar dövüldüğünü doğruladı.
25 Haziran'da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski başkanı Muhammed El Baradey İskenderiye'de polisin gücünü kötüye kullanmasına karşı bir yürüyüş düzenledi ve taziye için Said'in ailesini ziyaret etti. Birçok polisin şiddet kullanmaktan kaçındığı rapor edildi. Polislerden birinin bir protestocuya sadece üç aylık görevinin kaldığını ve sonrasında "barikatın diğer tarafında yer alacağını" söylediği bildirildi.
Mubarek'in başkanlığı
Başkan Hüsnü Mübarek 1981'den beri Mısır'ın yöneticisidir. Hükûmeti, medyada ve sivil toplum kuruluşları tarafından çokça eleştirilmiştir.İsrail-Filistin çatışmasındaki Mısır Dışişleri Bakanlığı 'nın tutumu O'nu bir Batı müttefiki haline getirmiştir, ve bunda Mısır'ın ABD'den aldığı 1.3 milyar dolarlık yıllık yardımın da payı büyüktür. Ayrıca bu hükûmet Müslüman militanlara uyguladığı baskı ile tanınmaktadır. Sonuç olarak, Hüsnü Mübarek'in kötü muamelelerine ABD tarafından gelen tepkiler bir anda kesildi ve ülkede gelişen sosyo-politik protestolar,tam da o zaman gerçekleşirken, Amerika'da gazete başlıklarında çok az bir yer kapladı.
Yolsuzluk
Mübarek iktidarının devamlılığını sağlamak için özellikle İçişleri Bakanlığı'nda siyasi yolsuzluklar yaparak, kendi yandaşlarının mevkii sahibi olmasını sağladı. Bu kişiler dışında, diğer muhalif politik figürler, genç aktivistler yargılanmadan yasadışı olarak kurulan hapishanelerde hapis altına alındılar. Bazı öğretim üyeleri, dini kişilikler ve gazeteciler muhalif kişilikleri nedeniyle reddedildiler. Hükûmet yanlısı polisler yasal neden olmaksızın insanları gözaltına aldılar.
2010 yılında, Transparency International tarafından hazırlandan Yolsuzluk Algılama Endeksi'ne göre, Mısır 3.1 CPI puanı ile (10 puan en temiz, 0 puan en çürümüş), 178 ülke arasında 98. olmuştur.
Ekonomik politika
Mısır'ın 80 milyonluk nüfusun yaklaşık %40'ının günlük geliri yaklaşık 2 ABD Doları ve nüfusun büyük bölümü fonlanmış ürünlerle geçinmeye çalışıyor.
2010 seçimleri
Medyanın sıkı önlemleri,tutuklamalar,adaylara yasak konulması (özellikle Müslüman Kardeşler'in), ve meclisteki partinin sahtekarlıkla gelen belirsiz zaferi, Aralık 2010'da bir Mısır parlamento seçimi olacağının habercisiydi.
İskenderiye kilise bombalanması
2011 Yeni Yıl Günü erken saatlerinde, İskenderiye 'de bir kilisenin önünde bomba patladı ve 23 Kıpti Hristiyan 'ın ölümüne yol açtı.Bu olayın Gazze kaynaklı İslam Ordusu tarafınca yapıldığından şüpheleniliyor. Saldırıların ardından, birçok Hristiyan saldırıları sokaklarda protesto etti ve bazı Müslümanlar da sonradan onlara katıldı.Polisle çatıştıktan sonra, İskenderiye ve Kahire'deki bazı protestocular Mısır'da Mübarek yönetiminin devrilmesi için sloganlar atmaya başladı.
Protestolar
Kendini yakma eylemleri
Mısırda işsizliği protesto etmek için kendini yakarak intihar girişiminde bulunan genç Ahmet Haşim El Said, Mısır'daki isyan ateşini körüklemiştir. Tunus'ta kendini yakarak intihar ederek üniversiteli işsiz gencten sonra, Mısır' da da benzer olaylar yaşanmıştır. Tunus' taki gösterilerden etkilendiği kaydedilen Said ile birlikte Kahire'de iki kişinin daha intihar ettiği belirtilmiştir. 25 yaşındaki Ahmet Haşim El Said'den sonra 40 yaşındaki Avukat Muhammed Faruk Hasan adlı eylemci üzerine yanıcı madde dökerek kendini ateşe vermiş, ancak kısa bir süre içinde polis müdahale etmiş ve eylemci hastahaneye kaldırılmıştır.
Süveyş
Süveyş şehri yapılan protestolar sonucu kanlı şiddete sahne olmuştur. Belgelerin yedide üçünün ölü sayısını ifade ettiği belirtilmiştir. Görgü tanıklarının raporlarına göre basında yeralan bilgilerde, ölü sayısı ölü sayısının 100'ü geçtiği bildirilmekte ancak bilgi karartması yaşandığı için tam verilere ulaşılamamaktadır. Bazı internet aktivistleri bu protestoların Tunus'daki olayların yön verdiği ölçüde sonuçlanacağını öngörmüşlerdir.
25 Ocak Salı: "Öfke Günü"
25 Ocak 2011 günü, Öfke Günü olarak bilinen (Arapça: يوم الغضب, Şablon:IPA-arz)[37] ya da İsyan Günü [38] olarak adlandırılan protestolar Kahire , Süveyş , İskenderiye ve İsmailiye gibi bir çok şehirde yaşanmıştır.[38] Eylemciler Kahire'de 25 Ocak salı günü sabahı Yüksek Mahkeme önünde toplanan protestocular eylemi "Mısır Ulusal Polis Günü" ne denk getirmiştir (a celebration of the Egyptian National Police). Gösteriler Anayasa Mahkemesi karşısında düzenlenmiş bunun üzerine Tahrir Halk Meydanı'nda yüksek güvenlik kordonu oluşturulmuştur.
Süveyşte iki eylemcinin öldüğü kaydedilirken, Kahire'de bir polisin eylemler sırasında öldürüldüğü belirtildi.[38] Kahire'de polis protestoculara karşı tazyikli su ve biber gazı püskürterek güç kullanmış, buna karşılık eylemciler polise taş fırlatarak karşılık vermişlerdir.
Kahire'de binlerce eylemci, yaklaşık 15.000, 25 Ocak günü Midan,Tahrir Meydanında toplanmıştır. İskenderiye'de ise yaklaşık 20,000 kişi çeşitli illerden toplanıp gösteri için bir araya gelmiştir. Ülkenin güneyinden Aswan kentinden 200 gösterici, ülkenin batısı olan İsmailiye'den 2000 gösterici ve ülkenin batısı Mahallah'tan ise yaklaşık 3000 kişi gösterilere katılmıştır.
26 Ocak Çarşamba
26 Ocak Çarşamba günü de protestocular isyanlara devam etmiştir.Kesin bir rakam verilemese de binlerce insan meydanlara akın etmiştir. Polis ve göstericiler arasında şiddet artmış, resmi rakamlara göre Kahire'de bir polis ve iki gösterici hayatını kaybetmiştir. Süveyş büyük dramatik bir ayaklanmaya şahit olmuştur, ateş açılarak polisve kalabalık arasında arbede yaşanmıştır. Protestocular, Süveyş' te içinde polis kuruluşlarının da olduğu çeşitli devlet binalarına ateşli saldırılar düzenlemiştir. Polis gösteriler sonucu Süveyş'ten geri çekilmiş, ordu harekete geçerek göstericileri yatıştırmaya çalışmıştır.
27 Ocak Perşembe
27 Ocak gösterileri, 25 Ocaktaki gibi şaşırtıcı kalabalığa sahne olmamıştır, nedeni, 28 Ocakta yapılacak büyük protestoya hazırlık yapılmış olmasıdır.Bugün, Müslüman Kardeşler protestoculara olan desteğini bildirmiş ve 28 Ocak Cuma günkü protestoya destek için insanlara çağrıda bulunmuşlardır.[45] Reformcu ve muhalif lider Muhammed El Baradey Cuma günü olacak protestolara katılacağına dair söz vermiştir. Eğer teklif edilirse, Mısır başkanı hükûmetten çekilir ve halk isterse, sadece geçiş süreci için yönetime geçebilceğini belirtmiştir.[46]
Daha sonra, bölgeye Kuzey Sina'dan gelen Bedevi Kökene sahip bir protestocu polis tarafından çatışma sırasında öldürülmüştür.Mısır polisi bedevi protestocuya ateş açarak öldürmüştür. böylece ölü sayısı yediye yükselmiştir.
Polis karakollarını da içeren bina kundaklamaları arttıkça Süveyş en büyük karışıklıkların ve ayaklanmaların olduğu bölgelerden biri haline geldi.Süveyş ve Sinai bölgesi silahlandırıldı, Süveyş ve etrafındaki bölgeler de protestocular tarafından silahlı isyanlara sahne oldu. Protestoculardan biri polis tarafından vurulan bir adamı videoya çekerken, ölü sayısı en az sekize yükselmişti;[48] ölen kişinin kimliği Mohamed Atef (22) olarak belirlendi, protestocu Sheikh Zoweid'de öldürüldü.
28 Ocak: "Öfkeli Cuma"
28 Ocak Cuma günü binlerce kişi Mısır sokaklarını doldurdu ve bu gün "Öfkeli Cuma" olarak adlandırıldı.[50][51] Beklenen büyük hükûmet karşıtı protestolardan, yerel saatle 1:00 den saatler önce, Mısır hükûmeti internet servislerini kesti;ancak bazıları farklı yollar kullanarak iletişim sağlamaya devam etti.[52][53] Mesaj servisleri ve cep telefonları da bloke edilmiş gibi görünüyordu.[54] Mısır'daki tüm telefon operatörlerine belirli bölgelerde servislerini kapatmaları için talimat verildi.Mısır yasası altındaki otoritelerin böyle bir emir vermeye yetkisi vardır ve operatörler de buna uymak zorundadırlar.[55]
Cuma namazı ndan kısa süre sonra on binlerce Mısırlı protestolara başladı, ve saatler içinde bu sayı yüz binlere ulaştı.Potansiyel bir 2011 Mısır parlamento seçimi nin adayı Muhammed El Baradey Kahire'ye döndü ve protestoculara katılmayı planladığını söyledi.[56][57] El Baradey Giza'daki protestoların başındaydı.28 Ocak'ta El Baradey hükûmet karşıtı bir rallide tutuklandı[58] ve ev hapsine kapatıldı.[59]
Gün boyunca polis, Kahire,İskenderiye ve tüm Mısır'daki otoriteler ve hükûmet karşıtı protestocuların çatışmaları sırasında biber gazı ve plastik kurşun attı, tazyikli su fışkırttı. Süveyş'te binlerce kişi isyan etti ve polis istasyonunu ele geçirdi, sonrasında da orada tutuklanmış olan tüm protestocuları serbest bıraktılar. Port Said 'de on binlerce protestocu toplandı ve birkaç hükûmet binası ateşe verildi. Süveyş 'te polis ateşiyle en az bir protestocu hayatını kaybetti. Hükûmet akşam 6 dan sabah 7 ye kadar bir sokağa çıkma yasağı ilan etti,ama protestocular bu yasağı görmezden geldi ve bunu zorlayan polisle karşı karşıya kaldılar. Protestocular akşam saatlerinde Kahire'deki NDP başkanlıklarından birini ateşe verdiler Protestocular akşam namazı için durduklarında da polis biber gazı atmaya devam etti.
Mısır hükûmeti Kahire,İskenderiye ve Süveyş'te polise yardım etmeleri için askeri güçleri de görevlendirdi. Protestocular, o sırada yanan iktidar parti binasının yanındaki Mısır Müzesi 'ni korumada askerlere katıldılar.
Mısır silahlı kuvvetleri kadrosunun başkanı Gen. Sami Hafez Enan'ın öncülük ettiği bir delegasyon Washington, D.C. deydi ama bu ziyaret protestoculardan dolayı yarıda kesildi.Bu toplantılar Uluslararası Güvenlik İşleri Savunma Bakanlığı Asistanı Alexander Vershbow tarafından yönetiliyordu.ABD Müşterek Kurmay Başkanları başkanı Mike Mullen ile bir toplantı ve 2 Şubat'a kadar devam eden görüşmeler ayarlanmıştı. Ancak Mısır'ki olayların üzerine,bu delegasyon eve dönmek üzere Washington'dan 28 Ocak günü ayrıldı.Yapılacak olan bu görüşmeler, Amerikalı ve Mısırlı ortakların arasındaki yıllık askeri görüşmelerin bir parçasıydı.
29 Ocak
Kahire'de 28 Ocak'ı 29 Ocak'a bağlayan gece önceki günlere kıyasla az yağmalama raporu ile daha sessiz geçti.[70] Çeşitli ve çok geniş kapsamlı protestolar, "Defol Mübarek" sloganlarıyla devam etti.Olaylar devam ederken ordunun yeri kritik ve karmaşık bir hal aldığı için, "halk ve ordu bir bütündür" sloganları da duyulmaya başlandı.Olayların ışığında ordunun yeri git gide kritik ve şüpheli bir yer aldığından, "halk ve ordu bir bütündür" sloganları da atılıyordu. Yerel saatle 2:00 den itibaren, Tahrir Meydanı nda yaklaşık 50.000 kişi, Kafr-al Sheikh'de 10.000 kişi ve Mısır'ın her yerinde başka protestocular da toplanmaya başladı. Kahire,İskenderiye ve Süveyş için saat 16:00 dan 8:00 e kadar bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi.El Cezire 'ye göre polisin önceki gün koyduğu 18:00 sokağa çıkma yasağı "her nedense hiçbir etki yaratmamıştı", ve protestocular Tahrir Meydanı'na akın etmeye devam etti. Protestocular Mısır İçişleri Bakanlığı 'nın önünde de toplandı, ve binada kargaşa çıkarmaya çalıştıklarında polis tarafından üçü öldürüldü. Protestocuların önceki günlerde olduklarından çok daha kendilerine güvenli, ve hatta görünürde bunun olacağına dair kesin kanıtlar olmamasına rağmen hedeflerine -Mübarek rejiminin sonu- yaklaştıkça daha bir kutlama havası içinde oldukları rapor edildi. El Cezire'den bir görgü tanığı,tüm yaştan erkek,kadın ve çocukların orada olduğunu aktardı. Sokağa çıkma yasağına rağmen insanlar sokaklardaydı ve hiçkimse onları durdurmaya çalışmadı.Yağmalama olayları da rapor edildi,ancak o sıralarda Kahire sokaklarında hiç polis yoktu.
Kahire'nin güneyi Beni Süveyf 'te,şehirdeki iki polis istasyonuna saldırmaya çalıştıkları için 17 protestocu polis tarafından öldürüldü.Şehirdeki protestolar sırasında 8 kişi daha öldürüldü.Kahire'deki Abu Zabaal hapishanesinde,kaçmaya çalışanlarla polisin çatışması sırasında da 8 kişi öldü.Reuters söylentilerine göre,bu ölümler bilançoyu en az 100e ulaştırdı;ancak bunların hiçbiri doğrulanamadı.[75][76] Kahire'nin Wadi Natrun hapishanesindeki tutuklular, birkaç İslamcı terörist in kaçmasına neden olan kızgın bir güruhun oraya saldırması sonucunda isyan ettiler.[77] Mısır'daki protestocuların başlıca şikayet ettiği durum hapishanelerin kalabalıklığı ve polis şiddeti idi.[76] El-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi ile bir araştırmacı,güvenilir bir kaynaktan "hapishanelerden suçluları salıvermek,silahlandırmak ve protestocularla birbirlerine düşürmek için zirvelerden emir geldiğini" öğrendiğini söyledi.[78] Karışıklık karşıtı aktivist Khaled Said de o gün Mısır'da kaçan yüzlerce mahkumun arasındaydı.[79] Süveyş sokaklarında tankların dolaştığı rapor edildi.Protestocular içerideki askerlere dışarı çıkmalarını söylemeden önce,içerideki silahları aldılar ve bu polis istasyonu kundaklandı.Başlangıçta Merkezi Güvenlik Güçleri oradaydı,daha sonra da önemli şehirlerde sokak savaşlarını önlemek için askeri birlikler gönderildi. Rafah ın Sina şehrinde bir linç grubu üç polis memurunu öldürdü. Birçok turistik bölge alt üst edildi ve Gize 'deki Piramit 'lere ulaşım engellendi. Ancak Şarm El-Şeyh resort şehri sakindi. Ne yapacağını şaşırmış ve korkmuş binlerce yabancının evlerine geri döndürülmeye çalışıldığı Kahire Uluslararası Havaalanı nda da bir kaos ortamı olduğu belirtildi.
Başkan Mübarek 29 Ocak ve sonrası gelişen olaylar hakkında, Mısır yerel saatine göre ilk protestoların başladığı saatte ulusal televizyona çıkıp konuşma yaptı. Konuşmasında durumun geri dönüşü olmayan bir noktada olunmasına rağmen ulusal istikrar siyasi hukuk ve düzen galiptir, istifa etmeden önce bir ay içinde devletin yeni düzen sağlamsı adına hükümet kurmayı talep ediyorum, dedi. Ancak kendi istifasından kesin olarak söz etmedi.
Müslüman Kardeşler konuşmalarında Mübarek için istifa taleplerini yeniledi ve askeri müdahale zamanının geldiğini belirtti
30 Ocak
Bir gecede,binlerce protestocu sokağa çıkma yasağı nı delmeye devam etti ve gece ilerledikçe,tren istasyonları,önemli hükümet binaları ve bankalar gibi anahtar noktaları korumak için birlikler ve silahlı araçlar Kahire'ye dağıtıldı.Ordu tüm çevreleri kontrol etmekte yetersiz kalıyordu,bu yüzden yerleşik halk isyancıları ve hırsızları geri püskürtmek için silahlı,bıçaklı yasadışı gruplar kurdu.[88] Ayrıca Süveyş'te yoğun bir askeri birlik (ancak hiç polis yoktu) mevcudiyeti rapor edildi. Süveyş'te kaos önceki gece de doruklardaydı, ancak gün ağardıkça sokaklar daha sessizleşti. Kahire'de olduğu gibi,birçok bölge sakini polis eksikliğinden dolayı evlerini ve işlerini korumak için yasadışı gruplar oluşturdu.Asker,şehir boyunca birçok kontrol noktası kurdu.[89] Yaklaşık 30 ölü merkez Kahire'deki El Damardesh Hastanesine götürüldü.Bunlardan ikisi de çocuktu.[90] Yerel saatle 6:00 dan itibaren, birkaç bin insanla Tahrir meydanı gayet sessizdi.[91] Sabaha doğru ise,ilk kez protestolara katılan binlerce devlet yargıcının da içlerinde bulunduğu 3.000-5.000 kişinin orada toplandığı bildirildi.[91][92] Diğerlerinin arasında onlar da yeni bir Mısır Anayasası ve geçici hükümet çağrısı yaptılar.Yargıçlar Tahrir gösterilerine katıldı.[93] Askerlere atış mühimmatı kullanmaları için emir verildi,ancak ordu "insanları korumak için" orada olduklarını ve bu emrin reddedileceğini söyledi. El Cezire Arap" kanalına göre,birliğin şefi protestoculara vurulmayacaklarını söylemişti.Helikopterler protestoları yönetiyordu ve Tahrir Meydanı üzerinde her an savaş uçak ları dolaşıyordu. İki tane Mısır Hava Kuvvetleri F-16 sının ilk geçişinden sonra kalabalık heyecanlandı ancak sonraki geçişler daha yüksek sesli sloganları,kahkahalar ve bağırışları tetikledi.Kalabalık dağılmadı. Ayrıca protestocuların Tahrir Meydanı'ndaki çöpleri topladıkları çünkü yapması gerekenlerin bu işi yapmadığı ve "ülkelerini temiz tutmak istedikleri" öğrenildi.Bu sırada onlara yiyecek ve su verildi
Mısır Güvenlik Güçlerinden sorumlu Savunma ve Kumanda Bakanı Muhammed Hüseyin Tantavi , Kahire şehir merkezi Tahrir Meydanı'nda protestocularla birlikte görüldü. 18:30 gibi, Muhammed El Baradey Tahrir Meydanı'na varmıştı ve kalabalığa "Başladığımız iş geri döndürülemez." diye seslendi. Ayrıca "Siz bu devrimin sahiplerisiniz.Gelecek sizlersiniz.Bizim asıl isteğimiz rejimin sonlanması ve Mısırlıların özgür,faziletli ve erdemli bir hayat sürdüğü yeni bir Mısır'ın başlamasıdır." Bir karşıt lider Mübarek'le görüşme yapılmayacağını,sadece ordu ile yapılacağını söyledi. O sırada Mübarek,askeri kumandanlarıyla bir toplantı düzenliyordu. Müslüman Kardeşler ile birlikte 6 Nisan Gençlik Hareketi ,"Hepimiz Khaled Said'iz",Ulusal Değişim Derneği,25 Ocak Hareketi ve Kefaya (protestoların başlıca organizatörü) geçici bir ulusal hükümet kurulmasında aracı olarak hareket etmesi için Muhammed El Baradey'e desteklerini verdiler. El Cezire Müslüman Kardeşlerin 34 üyesinin gardiyanları vazifeyi bıraktıkları için gözaltından salındıklarını rapor etti. Başkan Mübarek şu anki havacılık bakanı ve eski Hava İşleri başkanı Ahmed Shafiq 'e yeni bir hükümet kurmalarını söyledi.Sadık bir parti mensubu olan Shafiq, politik güven veren kişiliğinden dolayı 2011 Mısır başkanlık seçimi potansiyel gelecek başkanı olarak çokça anılıyordu.[88] Mısır Merkezi Bankası tüm bankaların ve menkul kıymetler borsalarının 30 Ocak Pazar günü kapalı olacağını söyledi. Tahrir Meydanı haricinde polis 10:30 sularında sokaklara geri döndü. Yerel saatle 10:55'ten itibaren El Cezire'nin Kahire ofislerine kapanma emri verildi.Aynı anda tüm ağ muhabirleri de tüm delillerini ortadan kaldırdılar. 30 Ocak gecesi Mübarek'in Şarm El-Şeyh'teki yazlık villası küçük bir grup güvenlik gücü ve tüm yaklaşan araçları geri çeviren sadık bir grup polisle çevrildi.Şarm El-Şeyh hiç ölüme olayına tanıklık etmemişti ve orada çok az sorun çıkmıştı. Havaalanı silahlı kuvvetler tarafından operasyonlarda sıkça kullanılmasına rağmen,yerel havaalanının çevresindeki çitten bir takım askeri uçak görülebiliyordu. Ayrıca Mısır'daki özel hava seyahatleri için merkez noktalardan biriydi,ancak çoğu hafif uçak lar havaalanını daha erken terketmişti.
31 Ocak
30 Ocak'ı 31 Ocak'a bağlayan gece Kahire daha sessizdi,önceki günlere nazaran daha az karışıklık rapor edildi.[70] Dördüncü gün sokağa çıkma yasağı büyük bir yankı olmaksızın delindi.Güvenlik güçleri sokağa çıkma yasağının 15:00'da başlayacağını duyurdu ve ihlal edenleri vurmakla tehdit etti,ancak güvenlik güçleri ve ordu Tahrir Meydanı'ndan ayrılırken[108][109] sonuç olarak hiçbir hareket görülmedi.
Yalnız Kahire'de 250.000 protestocu olmak üzere,yüz binlerce kişi Mısır şehirlerinde protestoya devam etti.[110][111] Ebu Simbel 'de bir protestocu vurularak öldürüldü ve Süveyş Kanalı 'nı korumak için ekstra güçler gönderildi.[110] Protestolar sırasında ilk kez,en az 1.000 kişi tarafından Mübarek lehine protestolar atıldı,bunların çoğu etraftaki izleyici gruplardı. Muhammed El Baradey Tahrir Meydanı'ndaki binlerce protestocuya tekrar katıldı.Önceki günlerin hükümet karşıtı protestolarına atıf yaparak kalabalığa "Başladığımız şeyin geri dönüşü yoktur." dedi.Ulusal Değişim Örgütü , Müslüman Kardeşler ve demokrasi yanlısı grupların içinde bulunduğu birkaç karşıt grubu içeren bir genel kapsamlı grup olarak Mübarek'le görüşmesi için El Baradey'i seçti.Polis güçleri Kahire'den ayrıldığından ve askeriye o bölgede pozisyon aldığından beri,,askeriye ve şimdiki sistem (hükümet,ekonomik döngüler) ile onun yeri arasındaki iletişim seviyesi kritik bir hal aldı.Ancak Tantavi tarafından öncülük edilen önemli Mısır generalleri askeriyeyi durdurdu, çünkü ordu "Mısır'ın yüce insanları" nın yasal haklarını,pasif protestoculara karşı şiddet kullanmama isteklerini ve demokratik bir geçiş anlayışına sahip olduklarını ifade etti. Daha sonra ordu bir bildiri yayınladı:
« "Silahlı kuvvetler bizim yüce halkımızın üstüne güç kullanmayacaktır. Sizin taleplerinizin meşrutiyetinin farkında olan ve vatanı ve milleti koruma sorumluluğunu üstlenmekte hevesli olan silahlı kuvvetleriniz, barışçıl bir yolla olan ifade özgürlüğünün herkes tarafından garanti edildiğini kabul eder." »
Saldırıya uğramış ülke içindeki başlıca hapishanelerde ortaya çıkan raporlar, kanun ve düzen Mısır'ın büyük bir bölümü boyunca iyice kötüleşti.[116] Suç teşkil eden şiddet olayları, yağmacılar Arkadia alışveriş merkezini yakıp kül edinceye kadar devam etti. Mısır Havayolları yurtiçi ve yurtdışı seferleri iptal etti;[110][117] Mısır havaalanına giren Londra'dan Kahire'ye olan uçuş bomba tehdidi olduğunun iddia edilmesi sonucunda Atina'ya yönlendirildi.
Endüstriyel eylemler de Kahire de içinde olmak üzere birçok şehirde çağırıldı.[which?] Japon firması Nissan hükümet karşıtı eylemlerden sonra çalışanlarını güvenliğini sağlamak için Mısır'daki fabrikalarında üretimi askıya aldı, ama Kore'ye ait olan Hyundai'nin fabrikası çalışmaya devam etmeyi tercih etti.
Uluslararası anlamda tanınan arkeolog, Mübarek tarafından yeni kurulan kabineye 31 Ocak'ta kabinelerin yeniden oluşturulması sırasında Eski Eserler Bakanı olarak atandı. Hawass kendi kişisel blogunda yanınladığı durumunda "kırılan tüm nesneler yenilenebilir ve biz bu yenilenme sürecine bu hafta başlayacağız" dedi. Bir röportajında Irak ve Afganistan ile yapılan karşılaştırmalara karşı çıkarak eski eserlerin koruma altında olduğunu söyledi.
2011 Mısır protestoları, 2010-2011 Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanların polis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik, asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı , yolsuzluklar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi.[1] Muhammed El Baradey, Mısır protestolarının Tunus devlet başkanının devrilmesi ile sonuçlanan Tunus protestoları ile aynı kulvarda olması gerektiğini ifade etti.[2] Daha önceki yıllarda yerel protestolar zaten yapılmaya devam ediliyordu, ancak asıl büyük protesto ve isyanlar "Öfke Günü" olarak bilinen 25 Ocak'ta başladı ve tüm ülkeye yayıldı. Gösteri tarihi, 6 Nisan hareketi tarafından belirlenmişti. 2011 protestoları, Mısır için "eşi benzeri görülmemiş" ve "yakın tarihin en büyük memnuniyetsizlik gösterisi" olarak adlandırıldı. Yabancı bir gazeteye konuşan Kahire'deki yerel bir muhabir şehri "savaş bölgesi" olarak tanımladı Farklı sosyoekonomik köklerden ve inançlardan Mısırlılar ilk defa protestolarda bir araya geldi.[4][6] Bunlar 1977'deki Mısır Ekmek Ayaklanması'ndan beri Mısır'da görülen en büyük gösterilerdi. Hükûmet farklı metodlarla protestoları engellemeye veya kontrol altına almaya çalıştı. İsyan karşıtı polis grupları bölgelere kalkanlar, plastik mermiler, coplar, tazyikli sular, göz yaşartıcı bombalar ve bazı durumlarda gerçek mühimmat ile karşılık verdiler. Çoğu zaman protestolara gelen karşılıklar ölümcül değildi, ancak ölüm tehlikesi geçiren birçok kişi oldu.Hükûmet, protestolarda karışıklığı en aza indirmenin düzeni devam ettirmek ve aşırı muhafazakâr İslamcı olarak nitelendirilen grupların ayaklanmasını önlemek için gerekli olduğunu öne sürdü. Protestolara gelen uluslararası tepkiler genellikle destekleyici oldu. Daha önce İran'da ve olaylardan kısa süre önce Tunus'ta buna benzer gösteriler aktivistlerin ve takipçilerin iletişimini, koordinasyonunu ve sızdırılan belgeleri paylaşmalarını sağlayan Twitter, Facebook, Youtube ve diğer sosyal paylaşım ağları yoluyla yüksek oranda yayılmış ve dünyanın dikkatini üzerine çekmişti. Olaylar herkes tarafından bilinmeye devam ettikçe Mısır hükûmeti özellikle sosyal paylaşım ağlarına ulaşımı ve internet erişimini sınırlamak için girişimlerde bulundu. 28 Ocak Cuma günü yapılması planlanan büyük protestoların arefesinde internet ve cep telefonu iletişiminde kesintiler başladı, bununla birlikte ertesi günün sabahında GSM kesintisi sona erdirildi.
Arka plan
Olağanüstü hâl kanunları
Mısır ,1980lerdeki 18 aylık bir ara haricinde, 1967den beri yarı başkanlık sistemi ile yönetilen ve olağanüstü hal kanunları nın altında olan bir cumhuriyet tir(Kanun No. 162 of 1958)[14] Bu kanun yürürlüğünde, polis güçleri genişletilmiş, Mısır Anayasal Hakları askıya alınmış ve sansür yasallaştırılmıştır.[15] Kanun, sivil toplum örgütlerinin siyasi aktivitelerini şiddetle kısıtlıyor : sokak gösterileri , onay almamış siyasi organizasyonlar ve kayıtsız finansal bağışlar resmen yasaklandı.17.000 kadar kişi kanun gereğince gözaltına alındı, ve siyasi tutsak ların tahminleri 30.000e kadar ulaşıyor.[16]
Bu "olağanüstü hal kararları" kapsamında, hükûmet istediği kişiyi herhangi bir zaman boyunca hapse atma hakkını verir ve onları gerçek hiçbir neden ve mahkeme olmaksızın istediği kadar içeride tutabilir. Hükûmetin iddialarına göre eğer şuanki hükûmet parlamento seçimlerine gitmezse,grubun ana finansmanlarının sahip olduklarına el koymazsa ve grup liderlerini gözaltına almazsa, -ki bu eylemler olağanüstü hal kararları ve hukuk sistemi bağımsızlığının engellenmesi olmaksızın imkansızdır- Müslüman Kardeşler gibi karşıt gruplar iktidara gelebilir. Mısır'daki demokrasi avukatlarına göre bu durum, bir vatandaşın adil mahkeme hakkı'nı ve ülkesini yönetmeye hangi adayı uygun görüyorsa onun için oy kullanma hakkı 'nı içeren demokrasi ilkelerine karşı çıkıyor
Polis şiddeti
Halid Muhammed Said , İskenderiye'nin Sidi Gaber bölgesindeki tartışmalar zamanında 6 Haziran 2010'da öldü. Birçok görgü tanığı Saeed'in polis tarafından ölene kadar dövüldüğünü doğruladı.
25 Haziran'da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski başkanı Muhammed El Baradey İskenderiye'de polisin gücünü kötüye kullanmasına karşı bir yürüyüş düzenledi ve taziye için Said'in ailesini ziyaret etti. Birçok polisin şiddet kullanmaktan kaçındığı rapor edildi. Polislerden birinin bir protestocuya sadece üç aylık görevinin kaldığını ve sonrasında "barikatın diğer tarafında yer alacağını" söylediği bildirildi.
Mubarek'in başkanlığı
Başkan Hüsnü Mübarek 1981'den beri Mısır'ın yöneticisidir. Hükûmeti, medyada ve sivil toplum kuruluşları tarafından çokça eleştirilmiştir.İsrail-Filistin çatışmasındaki Mısır Dışişleri Bakanlığı 'nın tutumu O'nu bir Batı müttefiki haline getirmiştir, ve bunda Mısır'ın ABD'den aldığı 1.3 milyar dolarlık yıllık yardımın da payı büyüktür. Ayrıca bu hükûmet Müslüman militanlara uyguladığı baskı ile tanınmaktadır. Sonuç olarak, Hüsnü Mübarek'in kötü muamelelerine ABD tarafından gelen tepkiler bir anda kesildi ve ülkede gelişen sosyo-politik protestolar,tam da o zaman gerçekleşirken, Amerika'da gazete başlıklarında çok az bir yer kapladı.
Yolsuzluk
Mübarek iktidarının devamlılığını sağlamak için özellikle İçişleri Bakanlığı'nda siyasi yolsuzluklar yaparak, kendi yandaşlarının mevkii sahibi olmasını sağladı. Bu kişiler dışında, diğer muhalif politik figürler, genç aktivistler yargılanmadan yasadışı olarak kurulan hapishanelerde hapis altına alındılar. Bazı öğretim üyeleri, dini kişilikler ve gazeteciler muhalif kişilikleri nedeniyle reddedildiler. Hükûmet yanlısı polisler yasal neden olmaksızın insanları gözaltına aldılar.
2010 yılında, Transparency International tarafından hazırlandan Yolsuzluk Algılama Endeksi'ne göre, Mısır 3.1 CPI puanı ile (10 puan en temiz, 0 puan en çürümüş), 178 ülke arasında 98. olmuştur.
Ekonomik politika
Mısır'ın 80 milyonluk nüfusun yaklaşık %40'ının günlük geliri yaklaşık 2 ABD Doları ve nüfusun büyük bölümü fonlanmış ürünlerle geçinmeye çalışıyor.
2010 seçimleri
Medyanın sıkı önlemleri,tutuklamalar,adaylara yasak konulması (özellikle Müslüman Kardeşler'in), ve meclisteki partinin sahtekarlıkla gelen belirsiz zaferi, Aralık 2010'da bir Mısır parlamento seçimi olacağının habercisiydi.
İskenderiye kilise bombalanması
2011 Yeni Yıl Günü erken saatlerinde, İskenderiye 'de bir kilisenin önünde bomba patladı ve 23 Kıpti Hristiyan 'ın ölümüne yol açtı.Bu olayın Gazze kaynaklı İslam Ordusu tarafınca yapıldığından şüpheleniliyor. Saldırıların ardından, birçok Hristiyan saldırıları sokaklarda protesto etti ve bazı Müslümanlar da sonradan onlara katıldı.Polisle çatıştıktan sonra, İskenderiye ve Kahire'deki bazı protestocular Mısır'da Mübarek yönetiminin devrilmesi için sloganlar atmaya başladı.
Protestolar
Kendini yakma eylemleri
Mısırda işsizliği protesto etmek için kendini yakarak intihar girişiminde bulunan genç Ahmet Haşim El Said, Mısır'daki isyan ateşini körüklemiştir. Tunus'ta kendini yakarak intihar ederek üniversiteli işsiz gencten sonra, Mısır' da da benzer olaylar yaşanmıştır. Tunus' taki gösterilerden etkilendiği kaydedilen Said ile birlikte Kahire'de iki kişinin daha intihar ettiği belirtilmiştir. 25 yaşındaki Ahmet Haşim El Said'den sonra 40 yaşındaki Avukat Muhammed Faruk Hasan adlı eylemci üzerine yanıcı madde dökerek kendini ateşe vermiş, ancak kısa bir süre içinde polis müdahale etmiş ve eylemci hastahaneye kaldırılmıştır.
Süveyş
Süveyş şehri yapılan protestolar sonucu kanlı şiddete sahne olmuştur. Belgelerin yedide üçünün ölü sayısını ifade ettiği belirtilmiştir. Görgü tanıklarının raporlarına göre basında yeralan bilgilerde, ölü sayısı ölü sayısının 100'ü geçtiği bildirilmekte ancak bilgi karartması yaşandığı için tam verilere ulaşılamamaktadır. Bazı internet aktivistleri bu protestoların Tunus'daki olayların yön verdiği ölçüde sonuçlanacağını öngörmüşlerdir.
25 Ocak Salı: "Öfke Günü"
25 Ocak 2011 günü, Öfke Günü olarak bilinen (Arapça: يوم الغضب, Şablon:IPA-arz)[37] ya da İsyan Günü [38] olarak adlandırılan protestolar Kahire , Süveyş , İskenderiye ve İsmailiye gibi bir çok şehirde yaşanmıştır.[38] Eylemciler Kahire'de 25 Ocak salı günü sabahı Yüksek Mahkeme önünde toplanan protestocular eylemi "Mısır Ulusal Polis Günü" ne denk getirmiştir (a celebration of the Egyptian National Police). Gösteriler Anayasa Mahkemesi karşısında düzenlenmiş bunun üzerine Tahrir Halk Meydanı'nda yüksek güvenlik kordonu oluşturulmuştur.
Süveyşte iki eylemcinin öldüğü kaydedilirken, Kahire'de bir polisin eylemler sırasında öldürüldüğü belirtildi.[38] Kahire'de polis protestoculara karşı tazyikli su ve biber gazı püskürterek güç kullanmış, buna karşılık eylemciler polise taş fırlatarak karşılık vermişlerdir.
Kahire'de binlerce eylemci, yaklaşık 15.000, 25 Ocak günü Midan,Tahrir Meydanında toplanmıştır. İskenderiye'de ise yaklaşık 20,000 kişi çeşitli illerden toplanıp gösteri için bir araya gelmiştir. Ülkenin güneyinden Aswan kentinden 200 gösterici, ülkenin batısı olan İsmailiye'den 2000 gösterici ve ülkenin batısı Mahallah'tan ise yaklaşık 3000 kişi gösterilere katılmıştır.
26 Ocak Çarşamba
26 Ocak Çarşamba günü de protestocular isyanlara devam etmiştir.Kesin bir rakam verilemese de binlerce insan meydanlara akın etmiştir. Polis ve göstericiler arasında şiddet artmış, resmi rakamlara göre Kahire'de bir polis ve iki gösterici hayatını kaybetmiştir. Süveyş büyük dramatik bir ayaklanmaya şahit olmuştur, ateş açılarak polisve kalabalık arasında arbede yaşanmıştır. Protestocular, Süveyş' te içinde polis kuruluşlarının da olduğu çeşitli devlet binalarına ateşli saldırılar düzenlemiştir. Polis gösteriler sonucu Süveyş'ten geri çekilmiş, ordu harekete geçerek göstericileri yatıştırmaya çalışmıştır.
27 Ocak Perşembe
27 Ocak gösterileri, 25 Ocaktaki gibi şaşırtıcı kalabalığa sahne olmamıştır, nedeni, 28 Ocakta yapılacak büyük protestoya hazırlık yapılmış olmasıdır.Bugün, Müslüman Kardeşler protestoculara olan desteğini bildirmiş ve 28 Ocak Cuma günkü protestoya destek için insanlara çağrıda bulunmuşlardır.[45] Reformcu ve muhalif lider Muhammed El Baradey Cuma günü olacak protestolara katılacağına dair söz vermiştir. Eğer teklif edilirse, Mısır başkanı hükûmetten çekilir ve halk isterse, sadece geçiş süreci için yönetime geçebilceğini belirtmiştir.[46]
Daha sonra, bölgeye Kuzey Sina'dan gelen Bedevi Kökene sahip bir protestocu polis tarafından çatışma sırasında öldürülmüştür.Mısır polisi bedevi protestocuya ateş açarak öldürmüştür. böylece ölü sayısı yediye yükselmiştir.
Polis karakollarını da içeren bina kundaklamaları arttıkça Süveyş en büyük karışıklıkların ve ayaklanmaların olduğu bölgelerden biri haline geldi.Süveyş ve Sinai bölgesi silahlandırıldı, Süveyş ve etrafındaki bölgeler de protestocular tarafından silahlı isyanlara sahne oldu. Protestoculardan biri polis tarafından vurulan bir adamı videoya çekerken, ölü sayısı en az sekize yükselmişti;[48] ölen kişinin kimliği Mohamed Atef (22) olarak belirlendi, protestocu Sheikh Zoweid'de öldürüldü.
28 Ocak: "Öfkeli Cuma"
28 Ocak Cuma günü binlerce kişi Mısır sokaklarını doldurdu ve bu gün "Öfkeli Cuma" olarak adlandırıldı.[50][51] Beklenen büyük hükûmet karşıtı protestolardan, yerel saatle 1:00 den saatler önce, Mısır hükûmeti internet servislerini kesti;ancak bazıları farklı yollar kullanarak iletişim sağlamaya devam etti.[52][53] Mesaj servisleri ve cep telefonları da bloke edilmiş gibi görünüyordu.[54] Mısır'daki tüm telefon operatörlerine belirli bölgelerde servislerini kapatmaları için talimat verildi.Mısır yasası altındaki otoritelerin böyle bir emir vermeye yetkisi vardır ve operatörler de buna uymak zorundadırlar.[55]
Cuma namazı ndan kısa süre sonra on binlerce Mısırlı protestolara başladı, ve saatler içinde bu sayı yüz binlere ulaştı.Potansiyel bir 2011 Mısır parlamento seçimi nin adayı Muhammed El Baradey Kahire'ye döndü ve protestoculara katılmayı planladığını söyledi.[56][57] El Baradey Giza'daki protestoların başındaydı.28 Ocak'ta El Baradey hükûmet karşıtı bir rallide tutuklandı[58] ve ev hapsine kapatıldı.[59]
Gün boyunca polis, Kahire,İskenderiye ve tüm Mısır'daki otoriteler ve hükûmet karşıtı protestocuların çatışmaları sırasında biber gazı ve plastik kurşun attı, tazyikli su fışkırttı. Süveyş'te binlerce kişi isyan etti ve polis istasyonunu ele geçirdi, sonrasında da orada tutuklanmış olan tüm protestocuları serbest bıraktılar. Port Said 'de on binlerce protestocu toplandı ve birkaç hükûmet binası ateşe verildi. Süveyş 'te polis ateşiyle en az bir protestocu hayatını kaybetti. Hükûmet akşam 6 dan sabah 7 ye kadar bir sokağa çıkma yasağı ilan etti,ama protestocular bu yasağı görmezden geldi ve bunu zorlayan polisle karşı karşıya kaldılar. Protestocular akşam saatlerinde Kahire'deki NDP başkanlıklarından birini ateşe verdiler Protestocular akşam namazı için durduklarında da polis biber gazı atmaya devam etti.
Mısır hükûmeti Kahire,İskenderiye ve Süveyş'te polise yardım etmeleri için askeri güçleri de görevlendirdi. Protestocular, o sırada yanan iktidar parti binasının yanındaki Mısır Müzesi 'ni korumada askerlere katıldılar.
Mısır silahlı kuvvetleri kadrosunun başkanı Gen. Sami Hafez Enan'ın öncülük ettiği bir delegasyon Washington, D.C. deydi ama bu ziyaret protestoculardan dolayı yarıda kesildi.Bu toplantılar Uluslararası Güvenlik İşleri Savunma Bakanlığı Asistanı Alexander Vershbow tarafından yönetiliyordu.ABD Müşterek Kurmay Başkanları başkanı Mike Mullen ile bir toplantı ve 2 Şubat'a kadar devam eden görüşmeler ayarlanmıştı. Ancak Mısır'ki olayların üzerine,bu delegasyon eve dönmek üzere Washington'dan 28 Ocak günü ayrıldı.Yapılacak olan bu görüşmeler, Amerikalı ve Mısırlı ortakların arasındaki yıllık askeri görüşmelerin bir parçasıydı.
29 Ocak
Kahire'de 28 Ocak'ı 29 Ocak'a bağlayan gece önceki günlere kıyasla az yağmalama raporu ile daha sessiz geçti.[70] Çeşitli ve çok geniş kapsamlı protestolar, "Defol Mübarek" sloganlarıyla devam etti.Olaylar devam ederken ordunun yeri kritik ve karmaşık bir hal aldığı için, "halk ve ordu bir bütündür" sloganları da duyulmaya başlandı.Olayların ışığında ordunun yeri git gide kritik ve şüpheli bir yer aldığından, "halk ve ordu bir bütündür" sloganları da atılıyordu. Yerel saatle 2:00 den itibaren, Tahrir Meydanı nda yaklaşık 50.000 kişi, Kafr-al Sheikh'de 10.000 kişi ve Mısır'ın her yerinde başka protestocular da toplanmaya başladı. Kahire,İskenderiye ve Süveyş için saat 16:00 dan 8:00 e kadar bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi.El Cezire 'ye göre polisin önceki gün koyduğu 18:00 sokağa çıkma yasağı "her nedense hiçbir etki yaratmamıştı", ve protestocular Tahrir Meydanı'na akın etmeye devam etti. Protestocular Mısır İçişleri Bakanlığı 'nın önünde de toplandı, ve binada kargaşa çıkarmaya çalıştıklarında polis tarafından üçü öldürüldü. Protestocuların önceki günlerde olduklarından çok daha kendilerine güvenli, ve hatta görünürde bunun olacağına dair kesin kanıtlar olmamasına rağmen hedeflerine -Mübarek rejiminin sonu- yaklaştıkça daha bir kutlama havası içinde oldukları rapor edildi. El Cezire'den bir görgü tanığı,tüm yaştan erkek,kadın ve çocukların orada olduğunu aktardı. Sokağa çıkma yasağına rağmen insanlar sokaklardaydı ve hiçkimse onları durdurmaya çalışmadı.Yağmalama olayları da rapor edildi,ancak o sıralarda Kahire sokaklarında hiç polis yoktu.
Kahire'nin güneyi Beni Süveyf 'te,şehirdeki iki polis istasyonuna saldırmaya çalıştıkları için 17 protestocu polis tarafından öldürüldü.Şehirdeki protestolar sırasında 8 kişi daha öldürüldü.Kahire'deki Abu Zabaal hapishanesinde,kaçmaya çalışanlarla polisin çatışması sırasında da 8 kişi öldü.Reuters söylentilerine göre,bu ölümler bilançoyu en az 100e ulaştırdı;ancak bunların hiçbiri doğrulanamadı.[75][76] Kahire'nin Wadi Natrun hapishanesindeki tutuklular, birkaç İslamcı terörist in kaçmasına neden olan kızgın bir güruhun oraya saldırması sonucunda isyan ettiler.[77] Mısır'daki protestocuların başlıca şikayet ettiği durum hapishanelerin kalabalıklığı ve polis şiddeti idi.[76] El-Ahram Politik ve Stratejik Çalışmalar Merkezi ile bir araştırmacı,güvenilir bir kaynaktan "hapishanelerden suçluları salıvermek,silahlandırmak ve protestocularla birbirlerine düşürmek için zirvelerden emir geldiğini" öğrendiğini söyledi.[78] Karışıklık karşıtı aktivist Khaled Said de o gün Mısır'da kaçan yüzlerce mahkumun arasındaydı.[79] Süveyş sokaklarında tankların dolaştığı rapor edildi.Protestocular içerideki askerlere dışarı çıkmalarını söylemeden önce,içerideki silahları aldılar ve bu polis istasyonu kundaklandı.Başlangıçta Merkezi Güvenlik Güçleri oradaydı,daha sonra da önemli şehirlerde sokak savaşlarını önlemek için askeri birlikler gönderildi. Rafah ın Sina şehrinde bir linç grubu üç polis memurunu öldürdü. Birçok turistik bölge alt üst edildi ve Gize 'deki Piramit 'lere ulaşım engellendi. Ancak Şarm El-Şeyh resort şehri sakindi. Ne yapacağını şaşırmış ve korkmuş binlerce yabancının evlerine geri döndürülmeye çalışıldığı Kahire Uluslararası Havaalanı nda da bir kaos ortamı olduğu belirtildi.
Başkan Mübarek 29 Ocak ve sonrası gelişen olaylar hakkında, Mısır yerel saatine göre ilk protestoların başladığı saatte ulusal televizyona çıkıp konuşma yaptı. Konuşmasında durumun geri dönüşü olmayan bir noktada olunmasına rağmen ulusal istikrar siyasi hukuk ve düzen galiptir, istifa etmeden önce bir ay içinde devletin yeni düzen sağlamsı adına hükümet kurmayı talep ediyorum, dedi. Ancak kendi istifasından kesin olarak söz etmedi.
Müslüman Kardeşler konuşmalarında Mübarek için istifa taleplerini yeniledi ve askeri müdahale zamanının geldiğini belirtti
30 Ocak
Bir gecede,binlerce protestocu sokağa çıkma yasağı nı delmeye devam etti ve gece ilerledikçe,tren istasyonları,önemli hükümet binaları ve bankalar gibi anahtar noktaları korumak için birlikler ve silahlı araçlar Kahire'ye dağıtıldı.Ordu tüm çevreleri kontrol etmekte yetersiz kalıyordu,bu yüzden yerleşik halk isyancıları ve hırsızları geri püskürtmek için silahlı,bıçaklı yasadışı gruplar kurdu.[88] Ayrıca Süveyş'te yoğun bir askeri birlik (ancak hiç polis yoktu) mevcudiyeti rapor edildi. Süveyş'te kaos önceki gece de doruklardaydı, ancak gün ağardıkça sokaklar daha sessizleşti. Kahire'de olduğu gibi,birçok bölge sakini polis eksikliğinden dolayı evlerini ve işlerini korumak için yasadışı gruplar oluşturdu.Asker,şehir boyunca birçok kontrol noktası kurdu.[89] Yaklaşık 30 ölü merkez Kahire'deki El Damardesh Hastanesine götürüldü.Bunlardan ikisi de çocuktu.[90] Yerel saatle 6:00 dan itibaren, birkaç bin insanla Tahrir meydanı gayet sessizdi.[91] Sabaha doğru ise,ilk kez protestolara katılan binlerce devlet yargıcının da içlerinde bulunduğu 3.000-5.000 kişinin orada toplandığı bildirildi.[91][92] Diğerlerinin arasında onlar da yeni bir Mısır Anayasası ve geçici hükümet çağrısı yaptılar.Yargıçlar Tahrir gösterilerine katıldı.[93] Askerlere atış mühimmatı kullanmaları için emir verildi,ancak ordu "insanları korumak için" orada olduklarını ve bu emrin reddedileceğini söyledi. El Cezire Arap" kanalına göre,birliğin şefi protestoculara vurulmayacaklarını söylemişti.Helikopterler protestoları yönetiyordu ve Tahrir Meydanı üzerinde her an savaş uçak ları dolaşıyordu. İki tane Mısır Hava Kuvvetleri F-16 sının ilk geçişinden sonra kalabalık heyecanlandı ancak sonraki geçişler daha yüksek sesli sloganları,kahkahalar ve bağırışları tetikledi.Kalabalık dağılmadı. Ayrıca protestocuların Tahrir Meydanı'ndaki çöpleri topladıkları çünkü yapması gerekenlerin bu işi yapmadığı ve "ülkelerini temiz tutmak istedikleri" öğrenildi.Bu sırada onlara yiyecek ve su verildi
Mısır Güvenlik Güçlerinden sorumlu Savunma ve Kumanda Bakanı Muhammed Hüseyin Tantavi , Kahire şehir merkezi Tahrir Meydanı'nda protestocularla birlikte görüldü. 18:30 gibi, Muhammed El Baradey Tahrir Meydanı'na varmıştı ve kalabalığa "Başladığımız iş geri döndürülemez." diye seslendi. Ayrıca "Siz bu devrimin sahiplerisiniz.Gelecek sizlersiniz.Bizim asıl isteğimiz rejimin sonlanması ve Mısırlıların özgür,faziletli ve erdemli bir hayat sürdüğü yeni bir Mısır'ın başlamasıdır." Bir karşıt lider Mübarek'le görüşme yapılmayacağını,sadece ordu ile yapılacağını söyledi. O sırada Mübarek,askeri kumandanlarıyla bir toplantı düzenliyordu. Müslüman Kardeşler ile birlikte 6 Nisan Gençlik Hareketi ,"Hepimiz Khaled Said'iz",Ulusal Değişim Derneği,25 Ocak Hareketi ve Kefaya (protestoların başlıca organizatörü) geçici bir ulusal hükümet kurulmasında aracı olarak hareket etmesi için Muhammed El Baradey'e desteklerini verdiler. El Cezire Müslüman Kardeşlerin 34 üyesinin gardiyanları vazifeyi bıraktıkları için gözaltından salındıklarını rapor etti. Başkan Mübarek şu anki havacılık bakanı ve eski Hava İşleri başkanı Ahmed Shafiq 'e yeni bir hükümet kurmalarını söyledi.Sadık bir parti mensubu olan Shafiq, politik güven veren kişiliğinden dolayı 2011 Mısır başkanlık seçimi potansiyel gelecek başkanı olarak çokça anılıyordu.[88] Mısır Merkezi Bankası tüm bankaların ve menkul kıymetler borsalarının 30 Ocak Pazar günü kapalı olacağını söyledi. Tahrir Meydanı haricinde polis 10:30 sularında sokaklara geri döndü. Yerel saatle 10:55'ten itibaren El Cezire'nin Kahire ofislerine kapanma emri verildi.Aynı anda tüm ağ muhabirleri de tüm delillerini ortadan kaldırdılar. 30 Ocak gecesi Mübarek'in Şarm El-Şeyh'teki yazlık villası küçük bir grup güvenlik gücü ve tüm yaklaşan araçları geri çeviren sadık bir grup polisle çevrildi.Şarm El-Şeyh hiç ölüme olayına tanıklık etmemişti ve orada çok az sorun çıkmıştı. Havaalanı silahlı kuvvetler tarafından operasyonlarda sıkça kullanılmasına rağmen,yerel havaalanının çevresindeki çitten bir takım askeri uçak görülebiliyordu. Ayrıca Mısır'daki özel hava seyahatleri için merkez noktalardan biriydi,ancak çoğu hafif uçak lar havaalanını daha erken terketmişti.
31 Ocak
30 Ocak'ı 31 Ocak'a bağlayan gece Kahire daha sessizdi,önceki günlere nazaran daha az karışıklık rapor edildi.[70] Dördüncü gün sokağa çıkma yasağı büyük bir yankı olmaksızın delindi.Güvenlik güçleri sokağa çıkma yasağının 15:00'da başlayacağını duyurdu ve ihlal edenleri vurmakla tehdit etti,ancak güvenlik güçleri ve ordu Tahrir Meydanı'ndan ayrılırken[108][109] sonuç olarak hiçbir hareket görülmedi.
Yalnız Kahire'de 250.000 protestocu olmak üzere,yüz binlerce kişi Mısır şehirlerinde protestoya devam etti.[110][111] Ebu Simbel 'de bir protestocu vurularak öldürüldü ve Süveyş Kanalı 'nı korumak için ekstra güçler gönderildi.[110] Protestolar sırasında ilk kez,en az 1.000 kişi tarafından Mübarek lehine protestolar atıldı,bunların çoğu etraftaki izleyici gruplardı. Muhammed El Baradey Tahrir Meydanı'ndaki binlerce protestocuya tekrar katıldı.Önceki günlerin hükümet karşıtı protestolarına atıf yaparak kalabalığa "Başladığımız şeyin geri dönüşü yoktur." dedi.Ulusal Değişim Örgütü , Müslüman Kardeşler ve demokrasi yanlısı grupların içinde bulunduğu birkaç karşıt grubu içeren bir genel kapsamlı grup olarak Mübarek'le görüşmesi için El Baradey'i seçti.Polis güçleri Kahire'den ayrıldığından ve askeriye o bölgede pozisyon aldığından beri,,askeriye ve şimdiki sistem (hükümet,ekonomik döngüler) ile onun yeri arasındaki iletişim seviyesi kritik bir hal aldı.Ancak Tantavi tarafından öncülük edilen önemli Mısır generalleri askeriyeyi durdurdu, çünkü ordu "Mısır'ın yüce insanları" nın yasal haklarını,pasif protestoculara karşı şiddet kullanmama isteklerini ve demokratik bir geçiş anlayışına sahip olduklarını ifade etti. Daha sonra ordu bir bildiri yayınladı:
« "Silahlı kuvvetler bizim yüce halkımızın üstüne güç kullanmayacaktır. Sizin taleplerinizin meşrutiyetinin farkında olan ve vatanı ve milleti koruma sorumluluğunu üstlenmekte hevesli olan silahlı kuvvetleriniz, barışçıl bir yolla olan ifade özgürlüğünün herkes tarafından garanti edildiğini kabul eder." »
Saldırıya uğramış ülke içindeki başlıca hapishanelerde ortaya çıkan raporlar, kanun ve düzen Mısır'ın büyük bir bölümü boyunca iyice kötüleşti.[116] Suç teşkil eden şiddet olayları, yağmacılar Arkadia alışveriş merkezini yakıp kül edinceye kadar devam etti. Mısır Havayolları yurtiçi ve yurtdışı seferleri iptal etti;[110][117] Mısır havaalanına giren Londra'dan Kahire'ye olan uçuş bomba tehdidi olduğunun iddia edilmesi sonucunda Atina'ya yönlendirildi.
Endüstriyel eylemler de Kahire de içinde olmak üzere birçok şehirde çağırıldı.[which?] Japon firması Nissan hükümet karşıtı eylemlerden sonra çalışanlarını güvenliğini sağlamak için Mısır'daki fabrikalarında üretimi askıya aldı, ama Kore'ye ait olan Hyundai'nin fabrikası çalışmaya devam etmeyi tercih etti.
Uluslararası anlamda tanınan arkeolog, Mübarek tarafından yeni kurulan kabineye 31 Ocak'ta kabinelerin yeniden oluşturulması sırasında Eski Eserler Bakanı olarak atandı. Hawass kendi kişisel blogunda yanınladığı durumunda "kırılan tüm nesneler yenilenebilir ve biz bu yenilenme sürecine bu hafta başlayacağız" dedi. Bir röportajında Irak ve Afganistan ile yapılan karşılaştırmalara karşı çıkarak eski eserlerin koruma altında olduğunu söyledi.