Öncelikle sınava girmiş tüm arkadaşlara geçmiş olsun diyorum
1) Felsefe sorularla doğar, büyür, gelişir. Ancak felsefi soru diğer sorulardan farklıdır. Felsefe, olanla yetinmez. Bu yüzden insan ve zihnini sürekli arayışa sürükler. Bu eylemle de yaşamı, varlığı, bilgiyi ve değerleri daha da anlamlı bir hale getirmeyi amaçlamaktadır. Belki de bu yüzden olacak ki her insan kendini tanımaya ve bilmeye başladığı ilk günden itibaren «Ben kimim, neyim ve ne olacağım?» «Evren nedir?» «Dünya nedir?» «Doğru nedir?» «Güzel nedir?» Adalet nedir?» veya «Eşitlik nedir?» gibi birçok soru sormaktadır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi felsefi soruyu diğer sorulardan ayıran özelliklerden biri değildir?
A) Var olanla yetinmemesi
B) Neden-sonuç ilişkileri araması
C) Eleştirel ve sorgulayıcı olması
D) Bitmez tükenmez arayışlardan oluşması
E) Yaşamı ve varlığı anlamlandırması
CEVAP : B
Felsefeyle Tanışma/Giriş
2) Felsefenin bilimler gibi gelişim süreci yoktur. Bizim «Hippokrat Yemini» ile hekimlikte ahlak ölçülerini belirleyerek tarihe mal olan Hekim Hippokratesten tıp alanından çok ileride olduğumuz kesindir. Oysa Platontan çok daha ileride olduğumuzu söyleyemeyiz. Ancak onun yararlandığı bilimsel bilgi sürecinden daha ilerideyiz. Felsefe üretiminde belki de bir düşünürün dediği gibi sadece Platona dipnot yazıyoruz.
Bu parça felsefi bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisini vurgulamaktadır?
A) Akla dayalı olması
B) Evrensel olma
C) Eleştirel olma
D) Kümülatif olma
E) Bütünleyici olma
CEVAP : D
Felsefeyle Tanışma/Giriş
3) Descartes Metot Üzerine Konuşma adlı kitabına sağduyunun eşit olarak dağıldığını söyleyen cümleyle başlar. Ona göre bunun kanıtı, başka konularda kendilerine verilenle yetinmeyen insanların, sağduyu söz konusu olduğunda kendilerinde bulunandan şikayetçi olmamasıdır. Sağduyu doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırma yetisidir. Sağduyu eşit dağıtılmış olduğuna göre, bütün insanların aynı konularda aynı sonuçlara varması gerekirdi. Ancak öyle olmadığını, aynı konularda akıl yürüten insanların farklı farklı sonuçlara vardıklarını görüyoruz. Bunun nedeni farklı yollardan akıl yürütmeleridir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Aynı biçimde akıl yürütenler aynı sonuçlara varırlar.
B) Herkes kendi sağduyusundan hoşnuttur.
C) Aynı konularda farklı sonuçlara varılmasının nedeni sağduyu eksikliğidir.
D) Sağduyu ahlak alanında doğruya ulaşmamızda yardımcı olabilir.
E) Sağduyu, iyinin, kötünün, doğrunun, yanlışın farkında olma yetisidir.
CEVAP : C
Bilgi Felsefesi
4) Uzun bir süre karşılaşmamış iki arkadaş, birbirlerini görmeyi ummadıkları bir anda karşılaştıklarında, «Bu ne Tesadüf?» şeklinde bir tepki verirler. Spinoza, böylesi bir tepkinin varlığın yapısına uygun olmayan bir tepki olduğunu düşünürdü. Çünkü ona göre, hayatta tesadüf diye bir şey yoktur.
Bu parçada Spinozanın hangi düşüncesi vurgulanmaktadır?
A) Olan her şeyde sıkı bir zorunluluk vardır.
B) Rastlantı ve zorunluluk, biri olmadan diğeri düşünülemeyen kavramlardır.
C) Doğada özgürlükten gelen bir nedensellik vardır.
D) Dışsal zorunluluk insanın iç dünyasını da belirler.
E) İnsanlar mutluluklarının kaynağını kendilerinin dışında ararlar.
CEVAP : A
Varlık Felsefesi
5) Bentham tarafından formüle edilmiş olduğu şekilde faydacılık ilkesinin söylediği şudur : En fazla sayıda insana en büyük (maksimum) ölçüde mutluluk sağlayan bir eylem, doğru eylemdir.
Bu parçaya göre, faydacılık aşağıdakilerden hangisini doğru bulur?
A) Bana dokunmayan yılan bir yaşasın
B) Her şey karşılıklıdır
C) Her ülke kendi çıkarlarından sorumludur
D) Yurtta barış dünyada barış
E) Her koyun kendi bacağından asılır
CEVAP : D
Ahlak Felsefesi
6) Walter Benjamin mekanik yeniden üretimin, bütün bir çağa damgasını vurmasına bağlı olarak sanatın bütün sahiciliğini kaybettiğini söyler. Ona göre özgün bir sanat eseri, her yeniden üretimiyle birlikte, «aura»sından hep bir şeyler daha yitirir. Bundan ötürü kültür bir bütün olarak meta üretim endüstrisine dönüşür., buna bağlı olarak da kültür ürünleri şeyleşir.
Bu parçada kullanılan «aura» kavramı sanat eserinin hangi özelliğini dile getirmektedir.
A) Evrenselliğini
B) Yaratıcılık gerektirdiğini
C) Kalıcı olmasını
D) Estetik kaygıyla bağını
E) Biricikliğini
CEVAP : E
Estetik Felsefesi
7) Hobesa göre insan, doğası gereği kendi varlığını sürdürmeye çalışır, dünya nimetlerinden olabildiğince çok yararlanmak ister. Bunun sonucunda da herkes herkesin düşmanı olur, böylece savaşlar ortaya çıkar. Bu durumu Hobbes «İnsan insanın kurdudur» şeklinde özetler. Ama bu durum insan varlığını tehlikeye düşürdüğünden insanlar herkesin güvenliğini sağlayan bir düzen arayışına girmişlerdir. Dünya nimetlerinden yararlanırken zora başvurmaktan vazgeçmek üzere birbirlerine söz vermiş, zora başvurma yetkisini ve gücünü, boyun eğecekleri bir kişiye devretmek için aralarında anlaşmışlardır.
Bu parçaya göre insanların anlaşmalarına neden olan unsur aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanların dünya nimetlerinden eşit yararlanamaması
B) Bireylerin zor başvurma gücünü ve yetkisini bir otoriteye devretmek istememesi
C) İnsanların doğal arzularının kendi varlığını tehdit etmesi
D) Herkesin birbiriyle savaşması sonucunda kültürün yozlaşması
E) Bitmek bilmeyen savaşların köklü uygarlıkları tehdit etmesi
CEVAP : C
Siyaset Felsefesi
8) Ay tutulması fiziği yanlıştır elbette, geçerliliğini de tümüyle yitirmiştir. Ama yine de bir «fizik»tir, yani matematiksel bakımdan gelişmemiş olsa da son derece gelişmiş bir bilim. Ne çocukça bir düş ürünüdür ne de ortak duyumun boş, üstünkörü sözleridir. Bir kumardır yani ister istemez ortak duyumun verilerinden yola çıkıp bu verileri son derece tutarlı ve sistemli bir incelemeye tabi tutan bir öğretidir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
A) Bilimsel bir kuramın, ortak duyumun verilerinden yola çıkması gerekmez.
B) Kuramların geçerliliğini yitirmesi bilimselliklerine zarar vermez.
C) Bilimsel bir kuramın yanlış olması tutarsız olduğu anlamına gelmez.
D) Bir kuramın bilimsel olması, matematiksel bakımdan gelişmiş olmasını gerektirmez.
E) Bilimsel bir kuramın, eldeki verileri tutarlı ve sistemli bir incelemeyle tutması gerekir.
CEVAP : A
Bilim Felsefesi
1) Felsefe sorularla doğar, büyür, gelişir. Ancak felsefi soru diğer sorulardan farklıdır. Felsefe, olanla yetinmez. Bu yüzden insan ve zihnini sürekli arayışa sürükler. Bu eylemle de yaşamı, varlığı, bilgiyi ve değerleri daha da anlamlı bir hale getirmeyi amaçlamaktadır. Belki de bu yüzden olacak ki her insan kendini tanımaya ve bilmeye başladığı ilk günden itibaren «Ben kimim, neyim ve ne olacağım?» «Evren nedir?» «Dünya nedir?» «Doğru nedir?» «Güzel nedir?» Adalet nedir?» veya «Eşitlik nedir?» gibi birçok soru sormaktadır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi felsefi soruyu diğer sorulardan ayıran özelliklerden biri değildir?
A) Var olanla yetinmemesi
B) Neden-sonuç ilişkileri araması
C) Eleştirel ve sorgulayıcı olması
D) Bitmez tükenmez arayışlardan oluşması
E) Yaşamı ve varlığı anlamlandırması
CEVAP : B
Felsefeyle Tanışma/Giriş
2) Felsefenin bilimler gibi gelişim süreci yoktur. Bizim «Hippokrat Yemini» ile hekimlikte ahlak ölçülerini belirleyerek tarihe mal olan Hekim Hippokratesten tıp alanından çok ileride olduğumuz kesindir. Oysa Platontan çok daha ileride olduğumuzu söyleyemeyiz. Ancak onun yararlandığı bilimsel bilgi sürecinden daha ilerideyiz. Felsefe üretiminde belki de bir düşünürün dediği gibi sadece Platona dipnot yazıyoruz.
Bu parça felsefi bilginin aşağıdaki özelliklerinden hangisini vurgulamaktadır?
A) Akla dayalı olması
B) Evrensel olma
C) Eleştirel olma
D) Kümülatif olma
E) Bütünleyici olma
CEVAP : D
Felsefeyle Tanışma/Giriş
3) Descartes Metot Üzerine Konuşma adlı kitabına sağduyunun eşit olarak dağıldığını söyleyen cümleyle başlar. Ona göre bunun kanıtı, başka konularda kendilerine verilenle yetinmeyen insanların, sağduyu söz konusu olduğunda kendilerinde bulunandan şikayetçi olmamasıdır. Sağduyu doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırma yetisidir. Sağduyu eşit dağıtılmış olduğuna göre, bütün insanların aynı konularda aynı sonuçlara varması gerekirdi. Ancak öyle olmadığını, aynı konularda akıl yürüten insanların farklı farklı sonuçlara vardıklarını görüyoruz. Bunun nedeni farklı yollardan akıl yürütmeleridir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Aynı biçimde akıl yürütenler aynı sonuçlara varırlar.
B) Herkes kendi sağduyusundan hoşnuttur.
C) Aynı konularda farklı sonuçlara varılmasının nedeni sağduyu eksikliğidir.
D) Sağduyu ahlak alanında doğruya ulaşmamızda yardımcı olabilir.
E) Sağduyu, iyinin, kötünün, doğrunun, yanlışın farkında olma yetisidir.
CEVAP : C
Bilgi Felsefesi
4) Uzun bir süre karşılaşmamış iki arkadaş, birbirlerini görmeyi ummadıkları bir anda karşılaştıklarında, «Bu ne Tesadüf?» şeklinde bir tepki verirler. Spinoza, böylesi bir tepkinin varlığın yapısına uygun olmayan bir tepki olduğunu düşünürdü. Çünkü ona göre, hayatta tesadüf diye bir şey yoktur.
Bu parçada Spinozanın hangi düşüncesi vurgulanmaktadır?
A) Olan her şeyde sıkı bir zorunluluk vardır.
B) Rastlantı ve zorunluluk, biri olmadan diğeri düşünülemeyen kavramlardır.
C) Doğada özgürlükten gelen bir nedensellik vardır.
D) Dışsal zorunluluk insanın iç dünyasını da belirler.
E) İnsanlar mutluluklarının kaynağını kendilerinin dışında ararlar.
CEVAP : A
Varlık Felsefesi
5) Bentham tarafından formüle edilmiş olduğu şekilde faydacılık ilkesinin söylediği şudur : En fazla sayıda insana en büyük (maksimum) ölçüde mutluluk sağlayan bir eylem, doğru eylemdir.
Bu parçaya göre, faydacılık aşağıdakilerden hangisini doğru bulur?
A) Bana dokunmayan yılan bir yaşasın
B) Her şey karşılıklıdır
C) Her ülke kendi çıkarlarından sorumludur
D) Yurtta barış dünyada barış
E) Her koyun kendi bacağından asılır
CEVAP : D
Ahlak Felsefesi
6) Walter Benjamin mekanik yeniden üretimin, bütün bir çağa damgasını vurmasına bağlı olarak sanatın bütün sahiciliğini kaybettiğini söyler. Ona göre özgün bir sanat eseri, her yeniden üretimiyle birlikte, «aura»sından hep bir şeyler daha yitirir. Bundan ötürü kültür bir bütün olarak meta üretim endüstrisine dönüşür., buna bağlı olarak da kültür ürünleri şeyleşir.
Bu parçada kullanılan «aura» kavramı sanat eserinin hangi özelliğini dile getirmektedir.
A) Evrenselliğini
B) Yaratıcılık gerektirdiğini
C) Kalıcı olmasını
D) Estetik kaygıyla bağını
E) Biricikliğini
CEVAP : E
Estetik Felsefesi
7) Hobesa göre insan, doğası gereği kendi varlığını sürdürmeye çalışır, dünya nimetlerinden olabildiğince çok yararlanmak ister. Bunun sonucunda da herkes herkesin düşmanı olur, böylece savaşlar ortaya çıkar. Bu durumu Hobbes «İnsan insanın kurdudur» şeklinde özetler. Ama bu durum insan varlığını tehlikeye düşürdüğünden insanlar herkesin güvenliğini sağlayan bir düzen arayışına girmişlerdir. Dünya nimetlerinden yararlanırken zora başvurmaktan vazgeçmek üzere birbirlerine söz vermiş, zora başvurma yetkisini ve gücünü, boyun eğecekleri bir kişiye devretmek için aralarında anlaşmışlardır.
Bu parçaya göre insanların anlaşmalarına neden olan unsur aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanların dünya nimetlerinden eşit yararlanamaması
B) Bireylerin zor başvurma gücünü ve yetkisini bir otoriteye devretmek istememesi
C) İnsanların doğal arzularının kendi varlığını tehdit etmesi
D) Herkesin birbiriyle savaşması sonucunda kültürün yozlaşması
E) Bitmek bilmeyen savaşların köklü uygarlıkları tehdit etmesi
CEVAP : C
Siyaset Felsefesi
8) Ay tutulması fiziği yanlıştır elbette, geçerliliğini de tümüyle yitirmiştir. Ama yine de bir «fizik»tir, yani matematiksel bakımdan gelişmemiş olsa da son derece gelişmiş bir bilim. Ne çocukça bir düş ürünüdür ne de ortak duyumun boş, üstünkörü sözleridir. Bir kumardır yani ister istemez ortak duyumun verilerinden yola çıkıp bu verileri son derece tutarlı ve sistemli bir incelemeye tabi tutan bir öğretidir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
A) Bilimsel bir kuramın, ortak duyumun verilerinden yola çıkması gerekmez.
B) Kuramların geçerliliğini yitirmesi bilimselliklerine zarar vermez.
C) Bilimsel bir kuramın yanlış olması tutarsız olduğu anlamına gelmez.
D) Bir kuramın bilimsel olması, matematiksel bakımdan gelişmiş olmasını gerektirmez.
E) Bilimsel bir kuramın, eldeki verileri tutarlı ve sistemli bir incelemeyle tutması gerekir.
CEVAP : A
Bilim Felsefesi