• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

39 - Kırklareli

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Kırklareli
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Kırklareli ili, Türkiye Cumhuriyetinin Marmara Bölgesinin Trakya yakasında, doğuda Karadeniz, güneyde Tekirdağ, batıda Edirne ve kuzeyde Bulgaristan'nın Burgaz ili ile çevrili il.
Kırklareli ili

Kırklareli ilinin konumu

Genel Bilgiler

  • Bölge: Marmara Bölgesi
  • Yüzölçümü: 6.550 km²
  • Nüfus: 333.256 ― Şehir nüfusu212.390 ― Köy nüfusu120.866
  • Nüfus yoğunluğu: 51.25 kişi/km²
  • Plaka kodu: 39
  • Alan kodu: 0288
  • Vali: Hüseyin Avni Coş
  • Valilik internet sayfası:



Nüfus

333.256 (il), 212.390 (merkez). Yüzölçümü: 6.550 km². Nüfus Yoğunluğu: km²'ye 50 kişi. İlçe Sayısı: 7. Köy Sayısı: 178. Rakım: (il merkezi) 203 m.
İlçeleri: Babaeski, Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar, Vize

Coğrafya

Kuzeye doğru çıkıldıkça giderek sarplaşan ve Türkiye Trakyası'nın en yüksek noktasını teşkil eden 1031 m. rakımlı Mahya Dağ'nin de bulunduğu Yıldız Dağları'na varılan ilin genelinde kara iklimi hüküm sürer. İlin en önemli akarsuyu Ergene, Kırklareli'nin güneyinde tarıma elverişli, dolayısıyla birçok yerleşim biriminin bulunduğu bir plato yaratmıştır.

Tarih

Kırklareli'nin bilinen ilk sakinleri tüm Trakya bölgesinde olduğu gibi Traklar'dır. M.Ö. 6. yüzyılda Yunanistan'a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kuran İran soylu kavim Persler'in eline geçen bölge, M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender önderliğindeki Makedonlar, M.Ö. 2. yüzyılda ise Romalıların hakimiyetine girer. Roma İmparatorluğu'nun M.S. 4. yüzyılda ikiye bölünmesiyle Bizans'ın payına düşen Kırklareli, bu dönemde birçok Bulgar ve Peçenek istilası görmüş, 13. yüzyılda kısa bir haçlı işgalinin ardından 1368 senesinde, Balkanlar'da yayılan Türkler'in egemenliğine girmiştir. Osmanlı döneminde Edirne vilayetine bağlı bir sancak merkezi olan Kırklareli, 93 Harbi'nde (1878) Rus, Balkan Harbi'nde (1912) Bulgar ve de I. Dünya Savaşı'ndan sonra (1920-1922) Yunan işgali yaşamış, Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasıyla birlikte 10 Kasım 1922'de nihai olarak Türk topraklarına katılmıştır. 1924 yılında adında kilise sözcüğü gectiği icin değiştirilmiş. Ezici çoğunluğu Arnavutlar oluşturur.

Ekonomi

722px-K%C4%B1rklareli_%28tr%29.svg.png

Kırklareli ilinin ilçeleri


İlin güneyinde tekstil ve gıda alanında yaklaşık 20.000 işçiyi istihdam eden sanayi üretim ağır basarken, kuzeyinde başat olarak buğday ve ayçiçeği ekimiyle tarım başlıca geçim kaynağı olma özelliğini sürdürmektedir. Türkiye'nin en büyük cam fabrikalarından Trakya Cam Sanayi ve Kırklareli Cam ile, Türkiye'deki ilk şeker fabrikası olan halen faal durumdaki Alpullu şeker fabrikası il sınırları dahilindedir.

Folklor

Kırklarelinde Halk oyunları ekipleri yörenin çesitli folklor oyunlarını oynarlar.


Bu oyunlardan bir kaçı şunlardır:
  1. . Kambana
  2. . Kız Karşılaması
  3. . Ali Paşa
  4. . Ahmet Bey
  5. . Arabaya Taş Koydum
  6. . Bilal Oğlandır...
 
Kırklareli tarihi yerler
K ırklareli tâbiî güzellikler ve târihî eserler bakımından zengindir. Târihî eserlerin hemen hepsi Osmanlı devrine âittir. Daha önceki dönemlere âit eserler az ve yıkıntı hâlindedir.

Hızır Bey Külliyesi: 1383’te Kösemihaloğlu Hızır Bey tarafından yaptırılmıştır. Külliye; câmi, hamam ve arastadan meydana gelmiştir. Külliye çeşitli zamanlarda tâmir edilmiştir. Minâresi küfeki taşından kare kâideli çokgen gövdelidir.

Kâdı Câmii: Emin Ali Çelebi Ahmed Paşa tarafından 1577’de yaptırılmıştır. Paşa Câmii de denilmektedir. 1958’de tâmir görmüştür.

Bâyezîd Câmii: 1593’te Güllâbi Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır. Paşa Câmii de denilmektedir. 1958’de tâmir görmüştür.

Kapan Câmii: 1640’da Karaca İbrâhim Bey tarafından yaptırılmıştır. Belediye Sarayının yanında olup 1958’de tâmir görmüştür.

Eski Câmi: Babaeski ilçesinde Fâtih Sultan Mehmed Hanın emri ile 1467’de yapılmıştır. Fâtih Mescidi olarak da bilinir. Pencere çevreleri ve yarım dâire biçimli mihrap, kalem işleri ile bezemelidir.

Cedid Ali PaşaCâmii: Babaeski ilçesinde Mîmar Sinan tarafından 1561-1565 arasında yapılmıştır. Câmi, medrese, hamam, kervansaray ve kütüphâneden meydana gelen külliyeden sâdece câmi zamânımıza kadar ulaşmıştır. Bitki motifleri ile süslü mermer minber ile vâiz kürsüleri ince görünüşlüdür.

Sokullu Mehmed Paşa Külliyesi: Lüleburgaz ilçesinde 1570’te Sokullu Mehmed Paşa tarafından Mîmar Sinan’a yaptırılmıştır. Külliye, câmi, medrese, kervansaray ve hamamdan meydana gelmektedir. Câmi tek kubbelidir. Medrese ise câmiyle birlikte plânlanmış ilginç bir eserdir. Câminin iç tarafındaki avlu revaklarının arkasında medrese odaları yer alır. Hamam çeşitli devirlerde, geçirdiği tâmiratlar yönünden orijinalliğini kaybetmiştir. Kervansaray’dan günümüze sâdece kapı ve temel kalıntıları kalmıştır.

Gâzi Süleymân Paşa Câmii: Vize ilçesindedir. Altıncı asırda yapılan kiliseyi, Gâzi Süleymân Paşa on dördüncü asırda câmiye çevirmiştir. 1877’de Ruslar tarafından tekrar kilise hâline getirilip içindekileri Rusya’ya götürmüşlerdir. Osmanlılar tekrar câmi hâline getirdilerse de Balkan Harbinde Bulgarlar yeniden kiliseye çevirdiler. Daha sonra Osmanlılar tekrar câmi hâline getirdiler. İçindeki mozaikler Ayasofya mozaiklerine benzediği için Küçük Ayasofya Camii de denir.

Alpullu (Sinanlı) Köprüsü: Alpullu-Hayrabolu yolunda, Ergene Irmağı üzerinde Mîmar Sinan tarafından 1569’da yapılmıştır. 124 m uzunluğunda olup beş gözlüdür. Kemertaşının genişliği korkuluklarının yüksekliği en önemli özelliğidir.

Sokullu Mehmed PaşaKöprüsü: İstanbul-Edirne yolu üzerinde 1569’da Mîmar Sinan tarafından yapılmıştır. Sivri kemerli ve dört gözlüdür.

Babaeski Köprüsü: Babaeski Deresi üzerinde İstanbul-Edirne yolunda 1633’te yapılmıştır. 72 m uzunluğunda olup altı gözlüdür. Dere taştığı zaman tahrip olmaması için kemer aralarında büyük delikler vardır.

Mağara Manastırı: Vize yakınında bir vâdinin yamacında kayalara yontularak yapılmıştır. Dokuzuncu asra âittir. Demirköy Kalesi kalıntıları; Bizans dönemine âittir. İstanbul’u korumak maksadıyla yapılmış olup, halen harap durumdadır. Vize, Pınarhisar, Lüleburgaz, Polos, Dereköy ve Hediye kaleleri de mevcut olup Bizans devrine âittir. Vize’de surlar, Pınarhisar’da kale, su yolları ve kilise Osmanlı devri öncesine âittir.

Höyükler:
Traklar tarafından yapılan yığma tepelerdir. İçlerinde mezarlar bulunur. Dokuzhöyük köyünde 9 höyük Kırklareli-Asilbeyli yolu doğusunda ve Aşağıpınar Eriklice köyleri arasında höyükler vardır.

Tabiî Güzellikler: Kırklareli tabiî güzellikler bakımından zengindir. Dereköy, Kofçaz, Demirköy ve Vize bölgelerindeki ormanlar bu zenginliğin en önemli kaynağıdır.

Velika Deresi: Karaman Bayırına 4 km uzaklıkta orman içi ve dere kenarı dinlenme yeridir. Derede bol miktarda alabalık avlanır.

Dolapdere: Dereköy’ün 7 km kuzeyinde Türkiye-Bulgaristan karayolu üzerinde bir mesire yeridir. Buradan geçen akarsulardan alabalık avlanır.

Dereköy: Kocakaynak ve Çiftekaynak isimli iki güzel su başında ağaçlı bir piknik yeridir.

Kıyıköy: Karadeniz’e hâkim, görünümü çok güzel bir köydür. Köyün deniz kıyısında kumsalı çok temizdir. Köyün kuzeyinden akan Pabuc Deresi ile güneyinden akan Kazan Deresinde sazan ve kefal balıkları avlanır.

İğneada: Demirköye 25, Kırklareli’ne 97 km uzaklıkta Karadeniz kıyısında şirin bir yerdir. 10 km uzunluğundaki kumsalı çok temizdir. Otel, motel ve lokantası mevcuttur.

Kaplıca ve İçmeler: Kaplıca ve şifalı su kaynağı bakımından fakirdir. Kaplıcalarda konaklama tesisleri yetersizdir.

Lüleburgaz Kükürtlü Kaynak: İstanbul-Babaeski yolu üzerindedir. Konaklama tesisi yoktur. Mide, barsak, karaciğer, safra ve idrar yolları hastalıklarına faydalıdır.
 
Geri
Top