√ Hem round hem de around (AE genellikle around) “etrafında, çevresinde” anlamına gelir:
The Earth goes around the Sun.
Dünya güneşin etrafında döner.
The driver walked (a)round the car and looked at the wheels.
Sürücü, arabanın etrafında dolaşıp tekerleklere baktı.
√ Walk, travel, go, drive gibi fiillerle kullanılıp “gezmek, dolaşmak” anlamlarına gelirler:
We drove (a)round looking for a hotel.
Arabayla dolaşıp otel aradık.
We walked (a)round the town looking for a place to eat.
Kasabada dolaşıp yemek yiyecek bir yer aradık.
I’d like to travel (a)round the world.
Dünyayı dolaşmak istiyorum.
√ Show fiili ile kullanılıp “gezdirmek, dolaştırmak” anlamlarına gelirler:
This is our new office. – Sally will show you (a)round.
Burası bizim yeni ofisimiz. – Sally size etrafı gezdirecek.
√ Around ya da about (AE genellikle around), belli fiillerle kullanılarak belli anlamlara gelir:
A bunch of kids was messing around outside the school.
Bir grup çocuk, okulun dışında aylaklık yapıyordu.
Stop standing around/about and do some work.
Öyle boş boş durma da biraz iş yap.
The factory is in Boston, or somewhere around there.
Fabrika Boston’da ya da oralarda bir yerde.
I was fooling around and I broke my arm.
Aylak aylak dolaşıyordum ve kolumu kırdım.
√ About ya da around, “aşağı yukarı, yaklaşık, civarında” anlamına gelir:
There were about/around 300 people at the conference.
Konferansta yaklaşık 300 kişi vardı.
What time shall I come? ~ About/Around eight.
Saat kaçta geleyim? ~ Sekiz civarında.
The Earth goes around the Sun.
Dünya güneşin etrafında döner.
The driver walked (a)round the car and looked at the wheels.
Sürücü, arabanın etrafında dolaşıp tekerleklere baktı.
√ Walk, travel, go, drive gibi fiillerle kullanılıp “gezmek, dolaşmak” anlamlarına gelirler:
We drove (a)round looking for a hotel.
Arabayla dolaşıp otel aradık.
We walked (a)round the town looking for a place to eat.
Kasabada dolaşıp yemek yiyecek bir yer aradık.
I’d like to travel (a)round the world.
Dünyayı dolaşmak istiyorum.
√ Show fiili ile kullanılıp “gezdirmek, dolaştırmak” anlamlarına gelirler:
This is our new office. – Sally will show you (a)round.
Burası bizim yeni ofisimiz. – Sally size etrafı gezdirecek.
√ Around ya da about (AE genellikle around), belli fiillerle kullanılarak belli anlamlara gelir:
A bunch of kids was messing around outside the school.
Bir grup çocuk, okulun dışında aylaklık yapıyordu.
Stop standing around/about and do some work.
Öyle boş boş durma da biraz iş yap.
The factory is in Boston, or somewhere around there.
Fabrika Boston’da ya da oralarda bir yerde.
I was fooling around and I broke my arm.
Aylak aylak dolaşıyordum ve kolumu kırdım.
√ About ya da around, “aşağı yukarı, yaklaşık, civarında” anlamına gelir:
There were about/around 300 people at the conference.
Konferansta yaklaşık 300 kişi vardı.
What time shall I come? ~ About/Around eight.
Saat kaçta geleyim? ~ Sekiz civarında.