Ne acayip şu dünya. İnsanoğlu ne acayip. Aynı anda yaşayabiliyoruz bir yandan ölülerimizi gömerken, nefretle aşk yaşayabiliyoruz... Doğruların peşinde koşmaktan konuşuyoruz, samimiyeti yalanlara boğuyoruz. Susmayı erdem kılarken, sözcükler nefessiz kalıyor. Ha babam konuşuyoruz. Kendimizi haklı sanıyoruz ya başkaların da hep haksız buluyoruz bizim mutlak gerçekliğimiz mevzularımızın muğlak gevşekliğinde eriyor. Sahiciliğimizi, sahiden yitiriyoruz.Kendimizi İpe sapa gelmez olayların içinden, kendimize oyuncak zaferler üretiyoruz... Yüzümüzdeki ciddiyet, denk düşmüyor içimizdeki oynak ruhla,aynaya bakmayı yüreğimiz yemiyor. Harama kadeh kaldırıyoruz, ezanla namaza duruyoruz. Kul hakkı yerken, orucumuzu sıkı sıkı tutuyoruz. Elbet inanıyoruz da, kimin iyi kimin kötü kul olduğunu, hiçbirimiz bilmiyoruz... Yanmayı göze alıyoruz bazen yanarız diye yaşamıyoruz. Karanlıkta öylece, kokup bulaşmadan yaşlanıyoruz.Yanmayı Hakkımızı istiyoruz kavga dövüş, bizden hak sorana ‘müstehak’ diyoruz. Herkese özgürlük istiyoruz ya, aslında gardiyanlığa can atıyoruz. En demokratımız, enfaşist çıkıyor birden. Şovenizmin acımasız oltasına takılıyoruz. Bir de bakmışız, altüst olmuş kimliklerimizle güreşe durmuşuz. Birbirimizi yere çalıyoruz. Seviniyor,yerlerde sürünüyoruz. Ölçüsüz coşuyor, coşunca birilerine kurşun yağdırıyoruz.
Ölüyor birileri, biz halay çekiyoruz. Yokolmamak için yok etmeye başlamış doğa, biz yer açmaya çalışıyoruzdoğanın içinden kendimize hala. İnatla hayaller kuruyoruz, çocuklarımızı yeşil bahçeler içinde meyve ağaçlarına tırmanırken görüyoruz. Yarın suya, toprağa, yağmura muhtaç olacağımızı, bal gibi biliyoruz aslında.Ne acayip şu dünya, biz ne acayip duruyoruz arşın ortasında.
Acaba acayip geliyor mu her insana, yoksa ben mi acayipleşiyorum yaşadıkça?!....
Ölüyor birileri, biz halay çekiyoruz. Yokolmamak için yok etmeye başlamış doğa, biz yer açmaya çalışıyoruzdoğanın içinden kendimize hala. İnatla hayaller kuruyoruz, çocuklarımızı yeşil bahçeler içinde meyve ağaçlarına tırmanırken görüyoruz. Yarın suya, toprağa, yağmura muhtaç olacağımızı, bal gibi biliyoruz aslında.Ne acayip şu dünya, biz ne acayip duruyoruz arşın ortasında.
Acaba acayip geliyor mu her insana, yoksa ben mi acayipleşiyorum yaşadıkça?!....