Adaletli bir dünya istiyorum şiiri

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri

Adaletin İzinde


Güneş, ufukta yavaşça yükselirken, küçük bir kasabanın sokakları sessizliğe bürünmüştü. Kasabanın kenarında, eski bir çınar ağacının altında oturan Elif, gözlerini uzaklara dikmiş, düşüncelere dalıp gitmişti. Henüz on iki yaşındaydı, ama yüreği yaşadığı her şeyle birlikte çoktan olgunlaşmıştı. Elif, adaletsizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Babasının haksız yere işten atılması, annesinin her gece gözyaşlarına boğulması, okulda arkadaşlarının zengin çocukları tarafından dışlanması... Tüm bunlar, onun küçük yüreğinde büyük bir yara açmıştı.

Bir gün, kasabaya yaşlı bir adam geldi. Adı Bilge Ali'ydi. Uzun, beyaz sakalları ve derin bakışlarıyla herkesin dikkatini çekiyordu. Bilge Ali, kasabanın meydanında toplanan insanlara adaletten, eşitlikten ve sevgiden bahsediyordu. Elif, onun sözlerini duyduğunda yüreği heyecanla çarptı. İçinde bir umut belirdi. Belki de adaletsizliğin son bulduğu bir dünya mümkündü.

Elif, o günden sonra Bilge Ali'nin yanından ayrılmadı. Onunla birlikte kasabadaki herkese adaletin önemini anlatmaya başladı. İlk başta insanlar onlara kulak asmadı. "Dünya hep böyle gelmiş, böyle gider," diyorlardı. Ama Elif ve Bilge Ali pes etmedi. Küçük adımlarla, insanların yüreklerine dokunmaya başladılar.

Bir gün, kasabada büyük bir olay oldu. Zengin tüccarın oğlu, fakir bir ailenin tek ineğini çalmıştı. İnek, o aile için her şey demekti. Tüccarın oğlu, parası ve gücü sayesinde ceza almaktan kurtulmuştu. Ama bu sefer işler değişti. Elif ve Bilge Ali, kasaba halkını bir araya getirdi. Herkes, adaletin sağlanması için birlik oldu. Tüccarın oğlu, halkın baskısıyla ineği geri vermek zorunda kaldı. Bu, kasaba için bir dönüm noktası oldu.

Zamanla, kasabada her şey değişmeye başladı. İnsanlar birbirine daha çok destek oluyor, zengin fakir ayrımı yapmıyordu. Elif, bu değişimi gördükçe yüreği umutla doluyordu. Ama o, sadece kendi kasabasıyla yetinmek istemiyordu. Adaletin tüm dünyaya yayılmasını hayal ediyordu.

Elif büyüdüğünde, Bilge Ali'nin izinden giderek bir adalet elçisi oldu. Ülke ülke gezdi, insanlara adaletin, sevginin ve eşitliğin önemini anlattı. Her gittiği yerde, küçük bir kıvılcım bıraktı. İnsanlar, onun sözlerinden etkilenip kendi çevrelerinde değişim yaratmaya başladı.

Yıllar sonra, Elif yaşlanmıştı. Artık bir Bilge olmuştu. Bir gün, eski kasabasına geri döndü. Çınar ağacının altında oturup etrafına baktı. Kasaba, eskisinden çok farklıydı. İnsanlar mutluydu, çocuklar özgürce oynuyordu. Elif, yüreğinde derin bir huzur hissetti. Hayalini kurduğu adaletli dünya, belki tüm dünyada henüz gerçekleşmemişti, ama en azından bu küçük kasabada bir gerçek olmuştu.

Elif, gözlerini kapattı ve gülümsedi. Adaletli bir dünya mümkündü. Yeter ki insanlar inansın ve birlik olsun.

Adaletli Bir Dünya İstiyorum

Bir dünya hayal ediyorum,
Gökyüzünde barış kuşları,
Yürekte sevgi,
Dilde hakikat,
Adalet her kapıyı çalsın.

Kimse aç kalmasın,
Kimse yalnız hissetmesin,
Çocuklar gülsün,
Büyükler umutla dolsun,
Adalet her yüreği sarsın.

Renkler ayrılmasın diye,
Irklar, diller, inançlar,
Hepsi bir olsun diye,
Gölge düşmesin sevgiye,
Adalet her sınırı aşsın.

Bir dünya istiyorum,
Haksızlığın olmadığı,
Herkesin eşit olduğu,
Yüreklerin özgür olduğu,
Adaletli bir dünya...
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top