Özgüven son derece önemli. Özgüveninizin olmaması hayatı istediğiniz gibi yaşamanıza engel olabilir. Düşük benlik saygısı zamanla fark edilmezse, bu nedenle birçok fırsat kaçırılabilir. Hatta bu durum kişileri depresyona bile sürükleyebilir. Nitekim özgüveninizin gerçekten olup olmadığını anlamanın bazı yolları bulunuyor. Bunlardan biri, davranışlarınızı analiz etmek. Biz de sizler için adeta “kendime güvenim yok” diye çığlık atan 8 davranışı yazdık.
1. Aşırı derecede pozitif olmak
Pozitif olmak harika olsa da, bazen insanlar duygusal güvensizliklerini gülümsemelerinin arkasına saklayabilirler. Bazen insanlar negatif duygulardan uzaklaşmak için aşırı bir pozitifliğe yönelebilirler. Toksik pozitiflik
olarak adlandırılan bu durum, son derece zararlıdır. Mesela zor bir gün geçiren arkadaşınızı aradığınızda -eğer yeterince özgüvenlilerse, dertleri hakkında dürüstçe konuşurlar. Değilse, gerçek problemlerle uğraşmaktan uzaklaşarak var olan iyi şeylere odaklanacaklardır.
2. Her konuda mükemmelliyetçi olmak
Mükemmeliyetçilik, düşük benlik saygısının bir sonucu olabilir. Kendisinden asla memnun hissetmeyen bir kişi aldığı sonuçları kabul edemez ve ideal bir sonuç elde etmeye çalışırken uzun süre aynı şeye takılı kalabilir. Örneğin, özgüveni düşük olan bir kişi, odanın yeterince temiz olmayacağından ve misafirlerin tatmin olmayacağından endişe duyacaktır. Yani temizlik için 30 dakika harcamak yerine, bu insanlar her şeyin parladığından emin olmak için saatler harcayacaklar. Oysaki herkes onlar kadar detaycı değil.
3. Eleştirileri ya da geri bildirimleri kabul etmemek
Özgüveni yeterince yüksek olmayan kişiler, kendilerine gelen eleştirilere sert tepkiler verebilir. Bu durum yalnızca eleştiriler için değil, geri bildirimler için de geçerlidir. Örneğin birisi çalışmanızı gözden geçirdiğinde, geri bildirimin tamamladığınız görev hakkında değil, kişisel olarak sizinle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz. Sonuç olarak, geri bildirimi kabul etmek çok zor olabilir. Bir dahaki sefere birisi size geri bildirimde bulunduğunda, size verilen değerli bilgilere, örneğin nelerin daha iyi yapılabileceği gibi odaklanmaya çalışın.
4. Hemen hemen her başarıyı ya da olumlu bir anıyı paylaşmak
Sosyal ağların yardımıyla hayatımızın iyimser bir yanını paylaşmak özellikle kolay hale geldi. Ancak, birisinin hayatındaki iyi şeyleri aktif olarak sergilediğini görürseniz, yalnızca onay ve kabul arıyor olabilir. Duyguları ise alacağı onaya ya da beğeniye bağlıdır. Başkalarıyla iyi şeyler paylaşmanın bir sakıncası olmasa da, öz değer duygularınızı artırmamalı. Ailemiz ve arkadaşlarımız bizi, moda anlayışımız ve hobilerimizden bağımsız olarak seviyorlar.
5. Hayır diyememek
Hayır diyememek zamanla insanların sizin iyi niyetinizi suistimal etmesine ve bunun sonucu olarak da sizin kendinizi değersiz hissetmenize neden olabilir. Çünkü hayır diyemediğiniz her an aslında kendi isteklerinizden ve zevklerinizden ödün veriyorsunuz. Bunu yapmamalısınız. Ne zaman kendi ihtiyaçlarınız pahasına bir başkasına yardım ederseniz, zihniniz istediğiniz şeyin önemsiz olduğunu düşünür. Şunu bir dakka al bunuda al sözü lan
6. Her konuda onaylanma ihtiyacı duymak
Bazı insanlar kısa vadeli kaygıyla başa çıkamazlar, bu yüzden sürekli olarak başkalarından onay ve destek isterler. Bazen endişelerinizi giderebilir ancak uzun vadede işleri kendi başınıza halledemeyeceğinizin işaretidir. Örneğin, birisi yeni kıyafetler satın aldıysa ve resimlerini başkalarıyla onlara nasıl göründüklerini sormak için paylaşma dürtüsünü hissederse, bu düşük özgüveninin bir işareti olabilir.
7. Sık sık olumsuz şeyler düşünmek, olabilecek en kötü senaryoya odaklanmak
Hepimizin bir şeyleri aşırı düşünen ve en kötü senaryolar için mantıksız bir şekilde endişelenen bir arkadaşı var. Bu tip düşünceler yönetilmesi gereken çok tehlikeli bir düşüncelerdir. Önce en iyi senaryoları düşünmeye başlayın ve mantık çerçevesinde hareket etmeye çalışın.
8. Asla kendinde hata görmeyip, başkalarını suçlamak
Eleştirel olmanın önemli olduğuna inanıyoruz ancak kendinizi daha iyi hissetmek için eleştirelliğini kullanmadığınızdan emin olun. Kişinin kendini iyi hissetmesi sağlıklı bir şeye dayanmalıdır.