Adıyaman Antik Kentleri (Güneydoğu Anadolu Bölgesi)

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Adıyaman Antik Kentleri (Güneydoğu Anadolu Bölgesi)


Arsemia (Nymphaios Arsemiası) Antik Kenti
Kommagane krallığının yazlık başkenti olan Arsemia, yıkık olmasına rağmen hala var olan iki tünel ve heykellerle çok güzel bir tarihi yer konumundadır. Eski Kahta kalesi (yeni kale)nin hemen karşısında olup, aralarında Kahta çayının bir kolu geçmektedir.
Eski Kahta kalesinin tam karşısındaki, tepenin üzerinde kurulmuş Kommagene Kırarlığının yazlık başkenti Arsemia'nın kurucusu ARSAMES için kitabelerdeki açıklamalar aynen şöyledir: "Tükenmez kaynaklardan beslenen çift memesinin ortasında Nyph Nehri (eski Kahta çayı)ni barındıran bu Arsemia' yı benim atam ARSAMES kurdu. Bu şehir kendiliğinden iki tepeye ayrılmıştır, Arsames , coşkun bir nehrin kutsal sularını yöredeki bir uçuruma akıp gittiğini görerek , şehrin iki zirveli vücudunu iki yandan bir duvarla çevirir."

Yörenin tabiat şartlarını uygun olarak iki yakalı bir şehir oluşturdu ve lütfedip buraya ARSEMİYA adını verdi. Nymphois Çayı (Eski Kahta Çayı) Kommageneliler döneminde iki kale arasındaki suya bu adı vermiştir. Anlamı bereket saçan su demektir. Kommagene ülkesini Cendere suyu ile birleşerek ve daha sonra Fırat suyuna karışıp Başkenti (kışın burası Kommagene krallığının başkenti idi) olan Samsat'a kadar suladığı için bu suyu bereket veren, hayat veren anlamındaki Nymph olarak adlandırılmışlardır.

Dağlardan gelip Fırat'a dökülen bu suyun geçtiği güzergahta çok sayıda Kommagene yerleşim birimlerine rastlamak mümkündür. İhtimamı ve gerekli araçların sağlanması sayesinde, kalelerin aşılmaz yapısını kuvvetlendirerek ülkede hiçbir zaman ele geçirilmeyen bir askeri üs kurdu ve savaşta hayatılarını koruyabilecekleri tehlikesiz bir sığınak yarattı.
Kitabeden çıkarılan sonuç; Nymph nehri (bereket saçan) kıyısındaki sarp kayanın üzerine kurulmuş bulunan Arsemiya'yı, Kommagene Kıralı Antiochos'un atası ARSAMES kurmuştur. Nymphois suyunun her iki yakasına kurulan şehir aynı zamanda Kommagene Kıralığın yazlık başkenti ve Antiochos'un babası Mitrridathes Kalinikos için yaptırılan Hierothesion da yer almıştır .
Kommagene medeniyetinin bütün sırları burada elde edilen ve tercümesi yapılan kitabelerden çözüme ulaştırılmıştır. Kommagene tarihi burada yazılır. Anadolu'da bulunan en büyük Grekçe yazılı kitabe yine buradadır. Arsemia'da, ilk girişte yol gösterici olarak adlandırılan Apollo Mitrasin kabartması onu takiben su sarnıcı. Sarnıcın önünde Kommagene ailesine ait figürler, sarnıcın güney kesimindeki sarp kaya içine oyulmuş güvercinlikler bulunmaktadır .

Yukarı doğru çıkınca Kommagene Kırallığının kurucusu Mithridathes Kalinikos'un Herkül Harekles'le tokalaşma sahnesini gösteren rölyef bulunmaktadır. İki mağara vardır, insan eliyle olup içine oyulmuş birisi 158 m olup içine doğru merdivenli sonunda aralıklı iki oda vardır. Bu alan Anthicos'un babasının mezar yeridir. Öbürü taç kaplı girişli geniş bir küp oda şeklinde olup bu mağaralar hakkında fazla bilgi yoktur.

Örenyeri tepe üstünde merdivenleri kısmen mevcut yıkık duvar kalıntıları ve sütun kalıntıları mevcut ören saray yeri vardır. Uzun tünel ağzında ana kaya yüzeyine Latince harflerle sütunlar halinde kült yasaları kitabe olarak yazılmıştır.
Asıl şehir ve saray kalıntıları sarp dağın tepesinde bulunmaktadır. Burada saray, kale duvarları, mozaik kalıntıları ve taşınabilir tarihi eserler bulunmaktadır. Tarihi eserler müzelere gönderilmiştir. Kommagenenin başkenti olarak kullanılan Arsemia, bugün Nemrut Dağı Milli Parkı alanı içinde olup açık hava müzesi konumundadır. Bu şehir kalıntıları hala bulunmaktatır, ancak Arkeolojik kazılarla çok önemli tarihi eserlerin gün yüzüne çıkacağı günü beklemektedir.
Arsemia'ya Nemrut'a çıktıktan sonra Horik yolundan ulaşılabileceği gibi, Kahta'dan da (Cendere ve Damlacık köyünden) gidilebilmektedir. Kahta'ya uzaklığı yaklaşık 20 km olup, yolu asfaltlıdır.


2aZxw.webp
 
Adıyaman Antik Kenti

Adıyaman tarihinin M.Ö.4.000 yıllarına kadar indiği, tarihi kaynaklardan öğrenilmektedir. Samsat'ta yapılan kazılarda elde edilen bulgulardan, M.Ö. 7.000 yılına kadar Paleolitik, M.Ö. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö. 3.000 yıllarına kadar Kalkolitik ve M.O. 3.000-1.200 yılları arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlilerle Mitannilar arasında el değiştirmiştir.

Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1.200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1.200'den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yılları arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat'ta bulunan Asur etkisinde yapılmış mühürler ve Kahta Eskitaş Köyü'nde bulunan Hitit dilinde yazılmış kitabeler, Anadolu'daki tarihi sürecinin Adıyaman'da da aynen devam ettiğini göstermektedir.

M.Ö. 900-700 yılları arasında yöre, Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamamışlardır. VI. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler egemen olmuş ve Satrap'lar tarafından yönetilmiştir. M.O. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender'in Anadolu'ya girmesiyle Pers'ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.Ö. 1. yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Seleukoslar hüküm sürmüştür. Seleukosların gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.O. 69).

Başkenti Samosota ve bugünkü adı Samsat olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72'ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre, Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma imparatorluğunun Syria (Suriye) Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğuna katılmıştır.
Tarihi boyunca birçok uygarlıklar gören Adıyaman'da Hitit, Mitanni, Urartu, Asur, Med ve İranlılarla Büyük İskender ve Kommagene krallıkları egemenlik kurmuşlardır. XI.yüzyılda Selçuklu, Haçlı ve Eyyübi; XIII.yüzyılda Anadolu Selçuklu, İlhanlı ve Memluk dönemlerini yaşamış; 1516'da Osmanlı topraklarına katılmıştır. Bölgede Helenistik, Roma, Bizans eserleriyle, İslam-Türk eserlerine ve ilk çağ eserlerine bir arada ve sıkça rastlanmaktadır. 1978 yılında başlatılan Aşağı Fırat Projesi çerçevesinde bölgede yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen eserler Adıyaman Müzesi'nde toplanmıştır.

Adıyaman Kalesi, Çarşı Camisi, Eski Saray Camisi, Kap Camisi ve Ulu Cami şehir içindeki tarihi yerlerdir. Nemrut Dağı Tümülüsü, Karakuş Tepesi, Cendere Köprüsü, Eski Kale (Kahta Arsameia'sı), Yeni Kale, Pirin (Perre) Şehri ve Kaya Mezarları, Sesank (Dikilitaş), Eski Besni bölgedeki eski eserlerden bazılarıdır.
 
Samosata (Samsat) Antik Kenti

Adıyaman'ın 36 km. Güney-doğusunda antik Samosata kenti İlk Çağda, Kommegene Krallığının başkentidir. M.S.72'de Roma İmparatorluğuna bağlanmış, 639'da Arapların eline geçerek Sümeysat adını almıştır.
IX.yüzyılın ortalarında Araplarla Bizanslılar arasında birkaç kez el değiştiren kent 958'de İmparator Ioannes Çimişkes tarafından Bizans topraklarına katılmıştır. 1516'da da Osmanlı egemenliğine girmiştir.

XYPgw.webp

Aratürk Barajı'nın yapımı sırasında sular altında kalmıştır. Samsat yöresinde yapılan kazılarda çeşitli höyüklere rastlanmıştır.Geç kalkolitik Çağdan Orta Çağa kadar yerleşimlerin üst üste yapıldığı höyük en önemlilerinden birisidir. Bunlardan Mithridates Sarayı olarak adlandırılan bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Bu yapının büyük bir salonu, odaları ve mozaik döşemeleri ile duvarları kırmızı ve sarı renkli fresklerle kaplı idi.

Samsat yöresinde, Eskitaş Köyü'nün 1 km. Güney-batısında Roma dönemine ait yapı kalıntıları, yazıtlar, kaya mezarları ve çok sayıda çömleklerle karşılaşılmıştır. Bu da eski bir yerleşimi işaret etmektedir.


Samsat Kazı Çalışmaları

Samsat baraj çalışmaları sırasında ( 01.03.1988) sular altında kalmıştır. Buradaki kazılar, Ortadoğu Teknik Üniversitesi adına, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Ankara Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Nimet Özgüç tarafından Samsat Kalesinde 1979-1987 yıllarında yapılmıştır.

Prof. Nimet Özgüç başkanlığındaki kazılarda Kommagene Kralının sarayı tamamen ortaya çıkarılmıştır. Kazı çalışmalarında 35 m. Yüksekliğindeki kalede 9. metreye kadar inilmiştir. Küçük buluntu olarak altın takılar, cam ve porselen kaplar ele geçmiş; höyüğün güney batısında Helenistik devre ait IV. yapı katında bir beze sarılı olarak altın süs eşyası, bilezikler, gerdanlık ve küpler bulunmuştur. Çürümüş bez madolenler üzerinde iz bırakmışlardır. Ayrıca gümüş sikkelerle, altın, gümüş, ziynet eşyası ve kıymetli taşlardan yapılmış boncuklar da ele geçirilmiştir.Bunların arasında ikisi çift,ikisi tek olan kaplamalı takılardan olan 6 adet küpe ve gümüş üzerine altın kaplamalı 2 çift bilezik bulunmaktadır.

Amerikalı arkeolog Richard ELLIES te kale dışında ve ilçenin çeşitli yerlerindeki kazılarda aynı doğrultuda küçük buluntuları ortaya çıkarmıştır. Bununla beraber Samsat'ta gün ışığına çıkmamış bir çok kalıntı ve buluntunun sular altında kaldığı da bir gerçektir.
 
Nemrut (Kommagene Krallığı) Antik Kenti

Toros Dağları'ndaki çeşitli yolların Adıyaman'da birleştiği noktada bulunan Kommagene Krallığı, Suriye'nin kuzeyi,Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri'nin çevrelediği, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerini kapsayan geniş bir alana yayılmıştır. Yunanca "Genler Topluluğu" anlamına gelen Kommagene, isminin de çağrıştırdığı gibi, Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır.

RlPpE.webp

İÖ 1. yüzyılda kurulan Kommagene Krallığı İ.S. 72 yılına kadar bu bölgede egemenliğini sürdürmüştür. Yazılı belgelerde İ.Ö. 850 yılında görülen krallığın ismi o dönemlerde Kummuh olarak geçmektedir. Asur egemenliğinden kurtulmasıyla birlikte bağımsızlığın ilan eden Kommagene'nin bu dönemine ait ilk yazılı belgeler de ilk kez I. Antiochos dönemine aittir. I. Antiochos Kommagene'nin en önemli kralıdır. Antiochos yeni bir din kurmayı planlamış, batılıların, yani Yunanlıların dini ile Doğulu Perslerin dinini birleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece bir dünya dini yaratacak, Nemrut Dağı'nı onun merkezi yapacak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlayacaktı. Kendisi de bu sayede tüm dünyaya hükmedecek ve ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Bu nedenle kendisini Tanrı ilan etmiştir.
Adıyaman'ın 103 km doğusundaki Antiochos'un tümülüsü ana kaya üzerine kırma taşların üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Tümülüsün doğu, batı ve kuzeyinde ana kaya düzleştirilerek teraslar haline sokulmuş, doğu ve batı teraslarına tanrı heykel ve kabartmaları yapılmıştır. Nemrut Dağı'ndaki kutsal alanda heykellerin dışında birçok da kabartma bulunmaktadır. Batı terasında bulunanlardan ilginç olan biri de aslan kabartmasıdır. Gezegenlerin dizilişleri incelendiğinde, bunun Kommagene'nin I. Kralı Mithradates'in taç giydiği geceye; İÖ 109 yılının temmuz akşamına denk geldiği görülmektedir.

bi0EF.webp

Nemrut Dağı'nın 2.150 metrelik zirvesindeki aslanlı horoskop, bilinen en eski horoskoptur. Aslanın üzerinde 16ışından oluşan 3 adet yıldız vardır ve bunlar Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil etmektedirler. Aslanlı horoskop gök cisimlerinin bir anlık konumunu gösterir. Önümüzdeki 25.000 yıl içerisinde bir daha yaşanmayacak bir ana tanıklık edilir. Güneşin, etkisi azalan ışığının altında çıkan yeni ayın ve onun hemen üzerinde Kral yıldızı olarak bilinen Regulus yıldızının güçlü parıltısı yüzleri aydınlatır. Önceki gecelerde Jüpiter, Merkür ve Mars gökyüzünde adeta krallara layık bir geçiş töreni sergiler. Tüm bu seremoni bittikten sonra Kommagene halkı tanrılarının yeni krallarını ziyarete geldiklerine inanarak evlerine dönerler.

İlk yapımında 55 m. yükseklikte olan tümülüsün bugünkü yüksekliği 50 m., çapı 150 metredir.Nemrut Dağı'nın en üst noktasına Kommagene Kralı 1. Antiochos kendisi için görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan bir tümülüs ve tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar inşa ettirmiştir. Tümülüs, Kral 1. Antiochos'un onuruna düzenlenen törenler için etrafı 3 terasla çevrilmiştir. Doğu, batı ve kuzey terasları olarak adlandırılan bu alanlardan doğu ve batı teraslarda; bir sıra izleyen, blok halinde 8 yontma taşın üst üste oturtulmasıyla oluşturulan 8-10 metre yüksekliğinde görkemli heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle başlar ve aynı düzende son bulur. Burada aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise gökyüzünün gücünü sembolize etmektedir. Heykeller her iki tarafta da şu şekilde sıralanmıştır: Kral 1. Antiochos (Theos); Fortuna (Theichye-Kommagene-Tanrıça) Zeus (Oromasdes); Apollo (Mithras-Helios-Hermes), Herakles (Ares-Artagnes).
Buradaki yazıtlarda Antiochos'un anne tarafından Büyük İskender'den (Yunan-Makedonya), baba tarafından da Darieos'dan (Pers) geldiği yazılıdır. Böylece Antiochos, atalarından gelen etnik farklılığı birleştirmiş, bu nedenle de tanrı heykellerinin yüzünü doğuya ve batıya çevirmiştir. Ayrıca tanrı heykellerinin isimleri Grekçe ve Pers dilinde yazılmıştır.

Antiochos, Nemrut Dağı'nın 2.150 metre yükseklikteki zirvesinde yapımına başladığı görkemli kutsal alan ve mezar anıtını bitiremeden ölmüş, mezar anıtı da yarım kalmıştır. Nemrut Dağı'ndaki Kutsal alanın doğu ve batı yamaçlarında teraslar üzerinde Antiochos'un yaptırdığı heykeller ise, Nemrut'un sert hava koşullarına rağmen yüzyıllarca ayakta kalmıştır. Antiochos bu kutsal alanı teraslar halinde tasarlamıştı. Kutsal kabul edilen teraslarda yer alan heykellerin bir sıra halinde olduğu görülmektedir. Buradaki tanrılar, hem Doğu, hem de Batı tanrılarını temsil ediyor ve bu nedenle iki ayrı isimle anılıyorlardı. Yüzleri doğuya ve batıya çevrili Pers ve Yunan tanrıları ayrıca Kral Antiochos'un bu iki kültürü birleştirme amacını da simgeliyordu. Antiochos yaptırdığı heykellerin arka yüzüne 200 satırdan oluşan vasiyetini yazdırmıştır. Yazıtta, kendinden sonra gelecek kralları tapınağı güzelleştirmelerini istiyor, ibadet için gelenleri övüyor, kötü niyetlilere de beddua ediyordu. Bunun yanı sıra Antiochos, kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını istiyor, onlara rahiplerin en iyi şaraplarını sunmalarını emrediyordu. Burada yapılacak törenlerin çok renkli geçmesi için de müzisyenleri görevlendiriyordu. Ne var ki Antiochos'un bütün içtenliğine karşın bu vasiyetinin yerine getirilemediğini antik kaynaklardan öğreniyoruz.

Nemrut Dağı, Adıyaman'ın Kahta ilçesinin Karadut köyünde, dünyanın sekizinci harikası olarak tanınan, tepesinde küçük kırma taşların yığılmasıyla oluşturulmuş konik bir tümülüsün bulunduğu, 2150 m. Yüksekliği, on metreyi bulan heykelleri ve metrelerce uzunluktaki kitabeleri ile UNESCO Dünya Kültür Mirasında da yer almaktadır.
 
Yeni Kale Antik Kenti

DD3m0.webp

Adıyaman'a 60 km. uzaklıkta Kocahisar köyü yakınındadır. Kommagene'ler tarafından inşa edilen Yeni Kale, karşıdaki Arsemeia ile birlikte kullanılmıştır.

Romalılar ve ardından Memluklular tarafından restore edilen Kale en son 1970'lerde Dörner tarafından kısmen onarılmıştır. Kale içinde çarşı, cami, zindan, su yolları, güvercinlik kalıntıları ve kitabeler bulunmaktadır.

Kale'den Nymphois'e inen su yolu bir tünelle Arsameia'ya bağlanmıştır. 80 metreyi bulan bu yolla halen suya ulaşmak mümkündür.
 
Nymphaios Antik Kenti

Kahta Kalesi

ToYPt.webp

Kahta İlçesi'nin 20.km. kuzeyinde Kocahisar Köyü (Eski Kâhta) yakınında bulunan tepe üzerindeki Kahta kalesinin yapım tarihi bilinmemekle beraber, MÖ.XI.yüzyılda Hititlerden kaldığı sanılmaktadır. Sonraki dönemlerde yöreyi ele geçiren çeşitli topluluklar bu kaleyi onarmış ve bazı ekler yapmışlardır. kalenin son onarımı Sultan I.Mahmut dönemine aittir. Buradaki bir kaya kabartmasında da Kommegene kralı I.Mithridates mitolojik tanrılardan herakles ile el sıkışırken gösterilmiştir. Buradaki en önemli kalıntı kaleden aşağıdaki Kahta Çayına inen 400 metre uzunluğundaki merdivenli yoldur. kalenin kuşatılması olasılığına karşı, kalenin su gereksinimini Çaydan karşılamak için kayaların arasına oyularak yapılmış olan bu yol bazen açıktan, bazen de içeriden dönerek inmektedir.

Kalenin güney yamacındaki bir kayaya yazılmış oldukça büyük ölçüde, Yunanca yazıtta Kommegene Krallığının başkenti Arsemeia ve Kral Antiochos hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca bu yazıtın altında basamaklarla inilen oldukça derin ve büyük bir dehliz görülmektedir. Kalenin içerisindeki düzlükte Cami, Hamam ve Su Sarnıcı gibi yapıların kalıntıları görülmektedir.

Karakuş Tümülüsü

yBvus.webp

Adıyaman'ın 49 km. doğusunda, Kahta (Nymphaios) Çayı'nın açtığı dere yatağının batısında tepe üzerinde , kırma kalker ve çakıl taşlarının yığılmasıyla oluşturulmuş 21 m. yükseklikte bir tümülüstür.

Tümülüsün güney ve batısında dört adet 9 m. yüksekliğinde Dor nizamında sütun bulunmaktadır. Sütunlar üzerinde boğa, aslan, kartal heykelleri ve tokalaşma sahnelerinin olduğu kabartma vardır.

Doğudaki sütunun en üst kasnağında ve sütun başlığının hemen altında bulunan kitabede, Komamagene Kralı Mitthrrdates, tümülüste annesi İsias'ın kızkardeşi Antiochis ile onun kızının beraberce gömülü olduğunu belirtmektedir.

Cendere Köprüsü

e3EeA.webp

Kahta'nın 18 km kuzeyinde, Roma imparatoru Septimius Severius zamanında Samsat'ta karargah kuran XVI. Lejon tarafından yaptırılan köprü iki bin yıllık bir geçmişe sahiptir.

Köprünün başlangıçta dört sütunlu olduğu, sütunlarının Septimius Severius, karısı Julia Domna oğulları Caracalla ve Getta'ya adandığı, daha sonra Getta'nın sütunu, kardeşi Caracalla tarafından öldürülmesinin ardından kaldırılmıştır.


Derik Kalesi

YKPvU.webp
Cendere Köprüsünden sonra Sincik yolu üzerindeki Datgeli köyünün yakınlarındaki 1400 m. rakımlı bir tepenin üzerine kurulmuştur.

M.S. 70'lerde Romalılar tarafından yapıldığı ve 300'lere kadar kullanıldığı tahmin edilen, içerisinde büyük bir tapınak bulunan bölgenin kutsal alanı kabul edilen kalenin hemen yakınında Kommagene döneminde inşa edilen Temenos kalıntıları bulunmaktadır.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top