Edremitli_Cafer
Üye
"Tatarına" ilk görüşte vurulmuş
Tufan TÜRENÇ
Yılmaz Karakoyunlu kitabında, Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkını birinci dereceden dinlediğini söyledi ve 'Adnan Bey, Ayhan Hanım'ı ilk kez gördü ve çarpıldı' dedi.
POLİTİKAYI bırakıp kendini bence en başarılı olduğu alana, edebiyata veren Yılmaz Karakoyunlu'ya çok titiz bir şekilde araştırıp yazdığı büyüleyici bir aşkın ayrıntılarını sordum.
Son kitabı Yorgun Mayıs Kısraklarındaki beni çok etkileyen Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkının ayrıntılarını nasıl bu kadar çarpıcı ve duygu yüklü bir anlatımla kâğıda dökebildiğini sordum.
TUTKULU VE CESUR
Şöyle dedi:
Bana bu tutkulu aşk öyküsünü anlatan Ayhan Aydan hanımefendidir. Adnan Bey duygularını cesaretle ve tutkuyla yaşayan bir insandır. Ayhan Hanım da Başbakanın ihtiraslı sevgisini cesaretle taşıyabilen, sadık bir kadındır. Cumhuriyet haremi böyle bir haseki (haremin en gözde kadını) görmemiştir.
Bu ilginç aşkın nasıl başladığını Yılmaz Karakoyunlu'nun anlatımından okuyalım:
Adnan Bey 14 Mayıs 1950 de iktidara gelip başbakan olduktan 7 ay sonra Ayhan Hanımı dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülgen'in evindeki bir davette ilk kez gördü. Görür görmez de bu güzel, çekici sopranoya çarpıldı.
KİM BU GENÇ KADIN
Yanındaki Rıfat Kadızade'ye Kim bu genç kadın diye sordu. 25 yaşındaki bu güzel kadının Mithat Beyin yeğeni olduğunu öğrendi ve hiç beklemeden Ayhan Hanımın yanına gitti.
- Demek Mithat Beyin yeğenisiniz?
- Ben Ayhan Alnaram efendim! Hasan Ferit Beyin (Alnar) eşiyim. Müsaade ederseniz eşimi takdim etmek isterim.
- Daha sonra bir gün kendisiyle mutlaka ve etraflı bir görüşme yapacağım. Benim için önemli olan sizsiniz.
LÜTFEN ELİMİ TUTUN
Sonra genç kadının koluna girerek soğuğa aldırmadan onu bahçeye çıkardı.
- Bende bıraktığınız tesirin değerini anlatmak isterim. Zannederim heyecanınız biraz sizi yoruyor.
- Sanırım asıl heyecan sizde efendim... Üzüldüm! Ben de sizin bıraktığınız tesiri fark etmenizi çok isterdim. Lütfen ilk günden beni yanıltmayınız.
Ayhan Hanım üşüdüğünü söyleyerek içeri girmek istedi. Salona girişte biraz ilerde bekleyen kocasına Ferit Bey lütfen elimi tutunuz dedi.
Yılmaz Karakoyunlu, Adnan Menderesin duygularını frenleyecek bir karaktere sahip olmadığını vurgulayıp olayın gerisini şöyle anlatıyor:
ADNAN BEY'İN PERVASIZLIĞI
Adnan Bey hemen emir verir ve Ayhan Hanımın ev telefonun buldurur. Ertesi gece arar.
- Merhaba! Ben Adnan... Başvekil.
- Nasılsınız efendim?
- Bu akşam sizi görmek istiyorum. Bıraktığınız tesiri daha fazla hafızamda taşıyamam...
- Operadan misafirlerimiz var... Aradığınız için teşekkür ederiz... Ferit Bey de hürmetlerini yeniliyor...
YARIN MİSAFİRİNİZİM
Adnan Bey reddedilmeye alışık değildi.
- O halde yarın geceki misafiriniz ben oluyorum. Ve orada sadece sizi görmek istiyorum.
- Sayın Karakoyunlu, Adnan Bey nasıl bu kadar cesur ve hükmedici olabiliyor?
Adnan Bey kararlı ve cerbezeli bir kişilik. Ertesi gün ikindi vakti gidiyor Ayhan Hanımın evine. Kocası Ferit Beyin de eve gelmemesi için operada bir toplantı yaptırtıyor.
Adnan Beyin bu ziyareti aileyi de rahatsız etmiyor çünkü Ayhan Hanımın huzurlu yürüyen bir evliliği yoktu.
Başbakan o gün kısa bir süre kalıyor Ayhan Hanım'ın evinde ama ondan sonra bu ziyaretler her gece olmaya başlıyor.
TATARIM! SENİNLE BAHTİYARIM
Başbakan ile Ayhan Hanım arasında başlayan aşk kısa zamanda tutkulu bir hale geliyor. Her ziyaretinde kendisini karşılayan Ayhan Hanıma Seni çok özledim, Tatarıma diye sarılıyor.
Ayhan Hanım artık başbakan için vazgeçilmez bir tutku olmuştur. Bir ziyaretinde ona şöyle diyor:
- Hiçbir kadının varlığında beni mesut edecek saadet hissi yoktur sanıyordum. Beni hem şaşırttın, hem iliklerime kadar doyurdun... Tatarım! Seninle bahtiyarım.
Merakla Peki Adnan Bey bu kadar tutkuyla bağlı olduğu aşkı yüzünden evini ihmal ediyor mu? diye soruyorum.
Hayır etmiyor. Adnan Bey Berin Hanım'a hayran. Ona müthiş saygılı. Çocuklarına sevgi dolu. Ama Ayhan Hanıma olan aşkı da başka.
Sonunda bu işin böyle gidemeyeceğini düşünüyor ve Ayhan Hanımın kocası Ferit Beyle konuşmaya karar veriyor. Çünkü Ayhan Hanım da aynı tutkuyla Adnan Beye aşıktır.
AYHAN HANIM BOŞANIYOR
Ferit Beyi Başbakanlığa davet ediyor. Ferit Bey büyük bir olgunlukla olayı bildiğini ve avukatına boşanma işlemlerine başlaması için talimat verdiğini söylüyor.
- En kısa sürede bu karar alınacaktır. Bu arada sizin de ziyaretlerinizi seyrekleştirmeniz hepimizin haysiyeti açısından takdire şayan bir davranış olur.
Ayhan Hanımı bir süre de olsa görememek Adnan Bey'in dayanabileceği bir olay değildir. Bu duygusunu Ethem Menderese öfkeyle aktarıyor.
- Beni aylarca onu görmekten mahrum bırakmak istiyor. Ne kadar ağır bir intikam almak istediğinin farkında değil misin?
ÇOCUK ERKEN DOĞUMDA ÖLÜYOR
Peki Ferit Bey aradan çıkınca işler düzeliyor mu? Karakoyunlu şöyle anlatıyor:
Hayır. Ayhan Hanım hamile kalıyor. Adnan Bey çocuğu doğurması için ısrar ediyor. Ancak erken doğum oluyor ve çocuk ölüyor.
Bu arada Adnan Bey, Ayhan Hanımın operadan istifa etmesini ve sadece kendisine ait olmasını istiyor ancak Ayhan Hanım buna direniyor.
- Sana şükran borçluyum Adnan! Ama hayatımın başarılarını senin gölgende değil, kendi gayretimin sonucunda sağlamak isterim. Ben opera için varım ve onunla varlığımı sürdüreceğim. Hayatımın bütün gururlarını bana verdin. Ne olur benden alma.
TUTKULU AŞKIN DRAMATİK SONU
Bu tutkulu aşkın nasıl sonlandığını da şöyle anlatıyor Karakoyunlu:
Ülkede çıkan olaylar nedeniyle iktidar zorlaşmaya başladığında, Adnan Bey daha çok İstanbul'da bulunuyordu. Burada bazı çapkınlıkları oluyordu. Bunlardan biri de İstanbul Emniyet Müdürü Ferit Sözen'in eşi yazar Suzan Sözen'le olan ilişkisiydi. Bu kaçamaklar Ayhan Hanımla ilişkileri de soğutuyordu.
Ama bu aşka son noktayı bilindiği gibi 27 Mayıs 1960 ihtilali koydu. Ayhan Aydan aşkı Yassıada Mahkemelerindeki yargılamanın içinde yer aldı.
Ayhan Aydan mahkemeye geldi ve ifade verdi. Cesurca yaşadıklarını anlattı. Adnan Beye olan aşkını yürekli bir şekilde dile getirdi ve savundu.
Yılmaz Karakoyunlu'nun coşkulu bir dille Yorgun Mayıs Kısrakları kitabında anlattığı yakın tarihimizin bu tutkulu aşkı dramatik bir şekilde son buldu.
Adnan Menderes İmralı Adası'nda idam edildi.
Ayhan Aydan ise halen İzmir'de yaşıyor.
Tufan TÜRENÇ
Yılmaz Karakoyunlu kitabında, Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkını birinci dereceden dinlediğini söyledi ve 'Adnan Bey, Ayhan Hanım'ı ilk kez gördü ve çarpıldı' dedi.
POLİTİKAYI bırakıp kendini bence en başarılı olduğu alana, edebiyata veren Yılmaz Karakoyunlu'ya çok titiz bir şekilde araştırıp yazdığı büyüleyici bir aşkın ayrıntılarını sordum.
Son kitabı Yorgun Mayıs Kısraklarındaki beni çok etkileyen Adnan Menderes-Ayhan Aydan aşkının ayrıntılarını nasıl bu kadar çarpıcı ve duygu yüklü bir anlatımla kâğıda dökebildiğini sordum.
TUTKULU VE CESUR
Şöyle dedi:
Bana bu tutkulu aşk öyküsünü anlatan Ayhan Aydan hanımefendidir. Adnan Bey duygularını cesaretle ve tutkuyla yaşayan bir insandır. Ayhan Hanım da Başbakanın ihtiraslı sevgisini cesaretle taşıyabilen, sadık bir kadındır. Cumhuriyet haremi böyle bir haseki (haremin en gözde kadını) görmemiştir.
Bu ilginç aşkın nasıl başladığını Yılmaz Karakoyunlu'nun anlatımından okuyalım:
Adnan Bey 14 Mayıs 1950 de iktidara gelip başbakan olduktan 7 ay sonra Ayhan Hanımı dönemin Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülgen'in evindeki bir davette ilk kez gördü. Görür görmez de bu güzel, çekici sopranoya çarpıldı.
KİM BU GENÇ KADIN
Yanındaki Rıfat Kadızade'ye Kim bu genç kadın diye sordu. 25 yaşındaki bu güzel kadının Mithat Beyin yeğeni olduğunu öğrendi ve hiç beklemeden Ayhan Hanımın yanına gitti.
- Demek Mithat Beyin yeğenisiniz?
- Ben Ayhan Alnaram efendim! Hasan Ferit Beyin (Alnar) eşiyim. Müsaade ederseniz eşimi takdim etmek isterim.
- Daha sonra bir gün kendisiyle mutlaka ve etraflı bir görüşme yapacağım. Benim için önemli olan sizsiniz.
LÜTFEN ELİMİ TUTUN
Sonra genç kadının koluna girerek soğuğa aldırmadan onu bahçeye çıkardı.
- Bende bıraktığınız tesirin değerini anlatmak isterim. Zannederim heyecanınız biraz sizi yoruyor.
- Sanırım asıl heyecan sizde efendim... Üzüldüm! Ben de sizin bıraktığınız tesiri fark etmenizi çok isterdim. Lütfen ilk günden beni yanıltmayınız.
Ayhan Hanım üşüdüğünü söyleyerek içeri girmek istedi. Salona girişte biraz ilerde bekleyen kocasına Ferit Bey lütfen elimi tutunuz dedi.
Yılmaz Karakoyunlu, Adnan Menderesin duygularını frenleyecek bir karaktere sahip olmadığını vurgulayıp olayın gerisini şöyle anlatıyor:
ADNAN BEY'İN PERVASIZLIĞI
Adnan Bey hemen emir verir ve Ayhan Hanımın ev telefonun buldurur. Ertesi gece arar.
- Merhaba! Ben Adnan... Başvekil.
- Nasılsınız efendim?
- Bu akşam sizi görmek istiyorum. Bıraktığınız tesiri daha fazla hafızamda taşıyamam...
- Operadan misafirlerimiz var... Aradığınız için teşekkür ederiz... Ferit Bey de hürmetlerini yeniliyor...
YARIN MİSAFİRİNİZİM
Adnan Bey reddedilmeye alışık değildi.
- O halde yarın geceki misafiriniz ben oluyorum. Ve orada sadece sizi görmek istiyorum.
- Sayın Karakoyunlu, Adnan Bey nasıl bu kadar cesur ve hükmedici olabiliyor?
Adnan Bey kararlı ve cerbezeli bir kişilik. Ertesi gün ikindi vakti gidiyor Ayhan Hanımın evine. Kocası Ferit Beyin de eve gelmemesi için operada bir toplantı yaptırtıyor.
Adnan Beyin bu ziyareti aileyi de rahatsız etmiyor çünkü Ayhan Hanımın huzurlu yürüyen bir evliliği yoktu.
Başbakan o gün kısa bir süre kalıyor Ayhan Hanım'ın evinde ama ondan sonra bu ziyaretler her gece olmaya başlıyor.
TATARIM! SENİNLE BAHTİYARIM
Başbakan ile Ayhan Hanım arasında başlayan aşk kısa zamanda tutkulu bir hale geliyor. Her ziyaretinde kendisini karşılayan Ayhan Hanıma Seni çok özledim, Tatarıma diye sarılıyor.
Ayhan Hanım artık başbakan için vazgeçilmez bir tutku olmuştur. Bir ziyaretinde ona şöyle diyor:
- Hiçbir kadının varlığında beni mesut edecek saadet hissi yoktur sanıyordum. Beni hem şaşırttın, hem iliklerime kadar doyurdun... Tatarım! Seninle bahtiyarım.
Merakla Peki Adnan Bey bu kadar tutkuyla bağlı olduğu aşkı yüzünden evini ihmal ediyor mu? diye soruyorum.
Hayır etmiyor. Adnan Bey Berin Hanım'a hayran. Ona müthiş saygılı. Çocuklarına sevgi dolu. Ama Ayhan Hanıma olan aşkı da başka.
Sonunda bu işin böyle gidemeyeceğini düşünüyor ve Ayhan Hanımın kocası Ferit Beyle konuşmaya karar veriyor. Çünkü Ayhan Hanım da aynı tutkuyla Adnan Beye aşıktır.
AYHAN HANIM BOŞANIYOR
Ferit Beyi Başbakanlığa davet ediyor. Ferit Bey büyük bir olgunlukla olayı bildiğini ve avukatına boşanma işlemlerine başlaması için talimat verdiğini söylüyor.
- En kısa sürede bu karar alınacaktır. Bu arada sizin de ziyaretlerinizi seyrekleştirmeniz hepimizin haysiyeti açısından takdire şayan bir davranış olur.
Ayhan Hanımı bir süre de olsa görememek Adnan Bey'in dayanabileceği bir olay değildir. Bu duygusunu Ethem Menderese öfkeyle aktarıyor.
- Beni aylarca onu görmekten mahrum bırakmak istiyor. Ne kadar ağır bir intikam almak istediğinin farkında değil misin?
ÇOCUK ERKEN DOĞUMDA ÖLÜYOR
Peki Ferit Bey aradan çıkınca işler düzeliyor mu? Karakoyunlu şöyle anlatıyor:
Hayır. Ayhan Hanım hamile kalıyor. Adnan Bey çocuğu doğurması için ısrar ediyor. Ancak erken doğum oluyor ve çocuk ölüyor.
Bu arada Adnan Bey, Ayhan Hanımın operadan istifa etmesini ve sadece kendisine ait olmasını istiyor ancak Ayhan Hanım buna direniyor.
- Sana şükran borçluyum Adnan! Ama hayatımın başarılarını senin gölgende değil, kendi gayretimin sonucunda sağlamak isterim. Ben opera için varım ve onunla varlığımı sürdüreceğim. Hayatımın bütün gururlarını bana verdin. Ne olur benden alma.
TUTKULU AŞKIN DRAMATİK SONU
Bu tutkulu aşkın nasıl sonlandığını da şöyle anlatıyor Karakoyunlu:
Ülkede çıkan olaylar nedeniyle iktidar zorlaşmaya başladığında, Adnan Bey daha çok İstanbul'da bulunuyordu. Burada bazı çapkınlıkları oluyordu. Bunlardan biri de İstanbul Emniyet Müdürü Ferit Sözen'in eşi yazar Suzan Sözen'le olan ilişkisiydi. Bu kaçamaklar Ayhan Hanımla ilişkileri de soğutuyordu.
Ama bu aşka son noktayı bilindiği gibi 27 Mayıs 1960 ihtilali koydu. Ayhan Aydan aşkı Yassıada Mahkemelerindeki yargılamanın içinde yer aldı.
Ayhan Aydan mahkemeye geldi ve ifade verdi. Cesurca yaşadıklarını anlattı. Adnan Beye olan aşkını yürekli bir şekilde dile getirdi ve savundu.
Yılmaz Karakoyunlu'nun coşkulu bir dille Yorgun Mayıs Kısrakları kitabında anlattığı yakın tarihimizin bu tutkulu aşkı dramatik bir şekilde son buldu.
Adnan Menderes İmralı Adası'nda idam edildi.
Ayhan Aydan ise halen İzmir'de yaşıyor.