EĞİTİM VE TOPLUM BİLİNCİ
• Eğitim, uygarlıkların vazgeçilmez gereksinimidir.
Eğitimin amacı, insan ve toplum yaşamını kolaylaştırmak, güzelleştirmek, zenginleştirmek, iyileştirmek, kişiyi ve toplumu mutlu kılmaktır. Eğitim
bilgi, akıl, zekâ, kültür, zevk, etik gibi değerlere
dayanan ve kişinin doğuşundan başlayıp hayatının sonuna kadar devam eden bir süreçtir.
• Eğitimde atılan her bir adım, toplumun duyarlılık
bilincini, yaratıcılığını, akılcı düşünme gücünü,
doğal yeteneklerini ve becerilerini geliştirmek
için gereken gücü artırmaktadır.
Depremin yol açacağı zararları azaltmak için;
• Üretim kalitesinde yüksek bir standart sağlamak,
denetim mekanizmalarını etkili işletmek gerekir.
Dolayısıyla devlete, yerel yönetimlere, meslek
odalarına, sivil toplum kuruluşlarına, mimar,
mühendislere ve medyaya çok büyük sorumluluk düşmektedir.
• Yukarıda sayılan bütün unsurları denetleyecek,
standartları yüksek tutmaya zorlayacak olanlar; bilgili, bilinçli ve sorumlu bireyler olmalıdır.
Yurttaşlar sadece tüketici değildir. Deprem kayıplarından bireyler de doğrudan doğruya sorumludur.
Sonuç olarak,
• Depremden korunmanın ilk ve tek yolu, bilgili,
bilinçli, sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir. Bütün
bunların başarılabilmesi için de afet eğitimine
okul öncesinden başlanmalıdır.
• Çağdaş eğitimin gereği olan düşünme, araştırma,
irdeleme ve tartışma yeteneklerini geliştirmek
için eğitim programlarında yeniden düzenleme
yapılması zorunludur.
• Geçmişte yaşanan can ve mal kayıplarına yol
açan büyük depremlerden ders alınarak öncelikle
deprem olmadan yapılması gereken çalışmaların
tamamlanması halinde deprem zararlarının en
aza indirilmesi büyük ölçüde eğitim çalışmalarına verilecek ağırlıkla mümkün olacaktır.
Birey ve toplumun deprem konusunda eğitilip
bilinçlendirilmesi öncelikle örgün eğitim sistemi
tarafından gerçekleştirilmeli, aynı zamanda yaygın
eğitim yoluyla örgün eğitim dışında kalan geniş
halk kitlesinin eğitimine önem verilmelidir.
Bilinmelidir ki;
İnsanlarımız deprem sırasında kendilerine öğretilenlerin tümünü özümsese bile yıkılan bir binadan kurtulma şansları çok düşüktür. Bu nedenle
Türkiye’deki tüm binaların sağlamlık envanterleri
çıkarılarak deprem sırasında yıkılması olası binaların nasıl güçlendirileceği konusunda toplumun
bilgilendirilmesi gerekir.
Ülkemizde,
• Gerek kent merkezleri, gerekse kırsal alanlarda
bulunan ve kültürel mirasımızı oluşturan tescilli
veya tescilsiz sivil mimarlık örneklerinin, anıtsal
ve antik yapıların, arkeolojik alanların, özgün
kentsel dokuların korunması ve gelecek nesillere
aktarılması, kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğinin ve yaşanılabilirliğinin sağlanması adına önem
taşımaktadır
• Deprem sonrası hasar tespiti, önlem ve uygulamalara yönelik yapılan işlemlerin, deprem öncesinde mevcut yapı stokunun envanter çalışmaları
sırasında ele alınarak, güçlendirme gerektiren
yapılar için; sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yıkılacak durumundaki yapılar için, yeniden
inşa etme önerilerinin getirilerek yapısal dayanımın artırılması ve kullanıcıların eğitilerek bilinçlendirilmesi ve bu konuda uzman mühendislerin
yetiştirilmesi, çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği
yapmış olan ülkemizdeki zengin kültürel mirasın
korunarak yaşatılmasına katkı sağlayacaktır.
Deprem Konusunda,
1. Çok disiplinli araştırmaların kurumsallaştırılması
için yöntemler geliştirilmeli, ulusal araştırma
programı çerçevesinde iki yılda bir ulusal sempozyum yapılmalı, genç araştırmacılara burslar,
başarılı araştırmalar için ödül programları geliştirilmelidir.
2. Kamu yöneticileri için afet yönetimi konusunda,
risk belirleme, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme gibi konuları kapsayan bir eğitim programı
gereklidir. Kamu kuruluşlarının gereken önlemleri
alması ve tüm personelin eğitimli olması açık bir
sorumluluktur. Bu programda afet yönetiminde
halk katılımının önemi ve gerekliliğine yer verilmelidir
3. Üniversitelerimizde jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisliği, mimarlık, kent planlaması v.b. meslek
öğretimi yürüten bölümlerde günümüzde uygulanan öğretim programlarında deprem konularına yeterli önemin verilmesi gerekmektedir.
DEPREM VE MEDYA
Medya toplumun deprem konusunda bilinçlendirilmesinde, depremin yol açtığı kayıp ve zararlarda
da kendini sorumlu hissetmelidir.
• Resmi kurumlar ve medya arasında daha önceden kurulmuş sıkı koordinasyonla, doğru ve
güvenilir bilgi akışı sağlanarak, yanlış ve abartılı
bilgi akışı önlenmeli, böylece toplumun aldığı bilginin doğruluğuna güveni sağlanmalıdır
• Deprem konusunda, eğitsel, psikolojik ve bilimsel olarak konunun uzmanlarınca hazırlanmış
materyalin, topluma aktarılmasında yayın organlarının kullanılması ve bunun gelişigüzel değil, bir
plan dahilinde ve süreklilik arz edecek şekilde
yapılması gerekmektedir.
• Bilgiye en hızlı ulaşacak ve medyaya sürekli
olarak ilk elden bilgi aktaracak yetkili bir birim
oluşturulmalıdır. Bu birim yetkin ve tarafsız kişilerden oluşmalıdır.
ÖRGÜN VE YAYGIN EĞİTİM
Doğal afetlerin etkisini azaltmak, kayıpları en aza
indirmek toplumun her ferdinin ve her kesimin
bilinçli ve etkin katılımı ile olacaktır. Deprem konusunda halkın bilinçlendirilmesi, eğitimin tüm öğelerinin seferber edilmesiyle mümkündür.
Afet Eğitimi;
• Örgün Eğitim Sistemi
• Yaygın Eğitim Sistemi
• Hizmet İçi Eğitim
• Meslek İçi Eğitim
• Halk Eğitimi
Örgün Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi
• Okul Öncesi Afet Eğitimi
• İlk Öğretim
• Orta Öğretim
Yaygın Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi
Halk eğitiminin nasıl ve nerede yapılacağı, hangi
metot ve yolla kimin tarafından verileceği, ilgili
kurum ve kuruluşlarca kararlaştırılıp plan ve programlar hazırlanmalıdır. Bu kuruluşlar;
• Milli Eğitim Bakanlığı,
• Görsel ve yazılı kitle iletişim kuruluşları,
• Sivil toplum örgütleridir.
Kalfalık, Ustalık ve Taşeronluk Temiz Belgesi
• İşverenlerce yaptırılan iş tarif edilerek yapılan
anlaşmalara uygun olarak işin fen ve sanat kurallarına, ahlaki değerlere uygun olarak tamamlandığı ve çalışmalar sırasında verilen işi zamanında
tamamlandığını belirten belgedir.
• Eğitim, uygarlıkların vazgeçilmez gereksinimidir.
Eğitimin amacı, insan ve toplum yaşamını kolaylaştırmak, güzelleştirmek, zenginleştirmek, iyileştirmek, kişiyi ve toplumu mutlu kılmaktır. Eğitim
bilgi, akıl, zekâ, kültür, zevk, etik gibi değerlere
dayanan ve kişinin doğuşundan başlayıp hayatının sonuna kadar devam eden bir süreçtir.
• Eğitimde atılan her bir adım, toplumun duyarlılık
bilincini, yaratıcılığını, akılcı düşünme gücünü,
doğal yeteneklerini ve becerilerini geliştirmek
için gereken gücü artırmaktadır.
Depremin yol açacağı zararları azaltmak için;
• Üretim kalitesinde yüksek bir standart sağlamak,
denetim mekanizmalarını etkili işletmek gerekir.
Dolayısıyla devlete, yerel yönetimlere, meslek
odalarına, sivil toplum kuruluşlarına, mimar,
mühendislere ve medyaya çok büyük sorumluluk düşmektedir.
• Yukarıda sayılan bütün unsurları denetleyecek,
standartları yüksek tutmaya zorlayacak olanlar; bilgili, bilinçli ve sorumlu bireyler olmalıdır.
Yurttaşlar sadece tüketici değildir. Deprem kayıplarından bireyler de doğrudan doğruya sorumludur.
Sonuç olarak,
• Depremden korunmanın ilk ve tek yolu, bilgili,
bilinçli, sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir. Bütün
bunların başarılabilmesi için de afet eğitimine
okul öncesinden başlanmalıdır.
• Çağdaş eğitimin gereği olan düşünme, araştırma,
irdeleme ve tartışma yeteneklerini geliştirmek
için eğitim programlarında yeniden düzenleme
yapılması zorunludur.
• Geçmişte yaşanan can ve mal kayıplarına yol
açan büyük depremlerden ders alınarak öncelikle
deprem olmadan yapılması gereken çalışmaların
tamamlanması halinde deprem zararlarının en
aza indirilmesi büyük ölçüde eğitim çalışmalarına verilecek ağırlıkla mümkün olacaktır.
Birey ve toplumun deprem konusunda eğitilip
bilinçlendirilmesi öncelikle örgün eğitim sistemi
tarafından gerçekleştirilmeli, aynı zamanda yaygın
eğitim yoluyla örgün eğitim dışında kalan geniş
halk kitlesinin eğitimine önem verilmelidir.
Bilinmelidir ki;
İnsanlarımız deprem sırasında kendilerine öğretilenlerin tümünü özümsese bile yıkılan bir binadan kurtulma şansları çok düşüktür. Bu nedenle
Türkiye’deki tüm binaların sağlamlık envanterleri
çıkarılarak deprem sırasında yıkılması olası binaların nasıl güçlendirileceği konusunda toplumun
bilgilendirilmesi gerekir.
Ülkemizde,
• Gerek kent merkezleri, gerekse kırsal alanlarda
bulunan ve kültürel mirasımızı oluşturan tescilli
veya tescilsiz sivil mimarlık örneklerinin, anıtsal
ve antik yapıların, arkeolojik alanların, özgün
kentsel dokuların korunması ve gelecek nesillere
aktarılması, kültürel mirasımızın sürdürülebilirliğinin ve yaşanılabilirliğinin sağlanması adına önem
taşımaktadır
• Deprem sonrası hasar tespiti, önlem ve uygulamalara yönelik yapılan işlemlerin, deprem öncesinde mevcut yapı stokunun envanter çalışmaları
sırasında ele alınarak, güçlendirme gerektiren
yapılar için; sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yıkılacak durumundaki yapılar için, yeniden
inşa etme önerilerinin getirilerek yapısal dayanımın artırılması ve kullanıcıların eğitilerek bilinçlendirilmesi ve bu konuda uzman mühendislerin
yetiştirilmesi, çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği
yapmış olan ülkemizdeki zengin kültürel mirasın
korunarak yaşatılmasına katkı sağlayacaktır.
Deprem Konusunda,
1. Çok disiplinli araştırmaların kurumsallaştırılması
için yöntemler geliştirilmeli, ulusal araştırma
programı çerçevesinde iki yılda bir ulusal sempozyum yapılmalı, genç araştırmacılara burslar,
başarılı araştırmalar için ödül programları geliştirilmelidir.
2. Kamu yöneticileri için afet yönetimi konusunda,
risk belirleme, zarar azaltma, müdahale ve iyileştirme gibi konuları kapsayan bir eğitim programı
gereklidir. Kamu kuruluşlarının gereken önlemleri
alması ve tüm personelin eğitimli olması açık bir
sorumluluktur. Bu programda afet yönetiminde
halk katılımının önemi ve gerekliliğine yer verilmelidir
3. Üniversitelerimizde jeoloji, jeofizik, inşaat mühendisliği, mimarlık, kent planlaması v.b. meslek
öğretimi yürüten bölümlerde günümüzde uygulanan öğretim programlarında deprem konularına yeterli önemin verilmesi gerekmektedir.
DEPREM VE MEDYA
Medya toplumun deprem konusunda bilinçlendirilmesinde, depremin yol açtığı kayıp ve zararlarda
da kendini sorumlu hissetmelidir.
• Resmi kurumlar ve medya arasında daha önceden kurulmuş sıkı koordinasyonla, doğru ve
güvenilir bilgi akışı sağlanarak, yanlış ve abartılı
bilgi akışı önlenmeli, böylece toplumun aldığı bilginin doğruluğuna güveni sağlanmalıdır
• Deprem konusunda, eğitsel, psikolojik ve bilimsel olarak konunun uzmanlarınca hazırlanmış
materyalin, topluma aktarılmasında yayın organlarının kullanılması ve bunun gelişigüzel değil, bir
plan dahilinde ve süreklilik arz edecek şekilde
yapılması gerekmektedir.
• Bilgiye en hızlı ulaşacak ve medyaya sürekli
olarak ilk elden bilgi aktaracak yetkili bir birim
oluşturulmalıdır. Bu birim yetkin ve tarafsız kişilerden oluşmalıdır.
ÖRGÜN VE YAYGIN EĞİTİM
Doğal afetlerin etkisini azaltmak, kayıpları en aza
indirmek toplumun her ferdinin ve her kesimin
bilinçli ve etkin katılımı ile olacaktır. Deprem konusunda halkın bilinçlendirilmesi, eğitimin tüm öğelerinin seferber edilmesiyle mümkündür.
Afet Eğitimi;
• Örgün Eğitim Sistemi
• Yaygın Eğitim Sistemi
• Hizmet İçi Eğitim
• Meslek İçi Eğitim
• Halk Eğitimi
Örgün Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi
• Okul Öncesi Afet Eğitimi
• İlk Öğretim
• Orta Öğretim
Yaygın Eğitim Sistemi İçinde Afet Eğitimi
Halk eğitiminin nasıl ve nerede yapılacağı, hangi
metot ve yolla kimin tarafından verileceği, ilgili
kurum ve kuruluşlarca kararlaştırılıp plan ve programlar hazırlanmalıdır. Bu kuruluşlar;
• Milli Eğitim Bakanlığı,
• Görsel ve yazılı kitle iletişim kuruluşları,
• Sivil toplum örgütleridir.
Kalfalık, Ustalık ve Taşeronluk Temiz Belgesi
• İşverenlerce yaptırılan iş tarif edilerek yapılan
anlaşmalara uygun olarak işin fen ve sanat kurallarına, ahlaki değerlere uygun olarak tamamlandığı ve çalışmalar sırasında verilen işi zamanında
tamamlandığını belirten belgedir.