Özellikle yaz aylarında sahillerde bir araya gelen gençlerin ve neredeyse gitarı öğrenen hemen herkesin çalmaya çalıştığı ilk parça olan “Akdeniz Akşamları”, Adanalı sanatçı Serhan Kelleözü'nün Erzurum'da askerliğini yaparken, Akdeniz'e duyduğu özlemin notalara ve sözlere dökülmesiyle ortaya çıktı.
Şarkının yazarı ve 1990'lı yılların ünlü müzik grubu Grup Merdiven'in kurucularından Serhan Kelleözü'nün yurt dışında da seslendirilen unutulmaz parçası “Akdeniz Akşamları”na Türkiye'de 31 yılda 37 sanatçı albümünde yer verirken, binlerce konserde ve yazın sahillerde neredeyse her adım başında seslendirildi.
“Akdeniz akşamları bir başka oluyor, Hele bir de aylardan temmuz ise bambaşka, Sahilde insanlar kol kola sımsıcak” sözleriyle başlayan şarkının öyküsü 1981 yılı 4 Temmuz tarihine kadar uzanıyor.
“Akdeniz Akşamları”, o dönemlerde üniversiteyi yeni bitirmiş Adanalı sanatçı Serhan Kellözü'nün Çukurova'ya, Akdeniz'e olan özlemini yansıtmak için 31 yıl önce yazdığı bir şarkı olmasına karşın popülerliğinden hiçbir şey kaybetmediği gibi, yurt dışında da farklı tarzlarda yorumlanan bir eser olmaya devam ediyor.
1990'lı yılların sevilen müzik gruplarından Grup Merdiven'in kurucularından Serhan Kelleözü, yaptığı açıklamada, 1981 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra vatani görevini yerine getirmek için Erzurum'a gittiğini anlattı.
Kelleözü, Adana'nın “sarı sıcağı”na alışık bir kişi olarak Erzurum'da güçlükler yaşadığını vurgulayarak, “Akşam Temmuz ayında bile çok soğuk bir hava vardı. Bir Çukurovalı için temmuzda üşümek çok garip geldi. Memleketimi özledim. Akdeniz sahillerini, Kızkalesi'ni özledim. Kendi kendime 'Oralar bir başka' dedim. Bir deniz özlemi basıyor içimi... Yaz sıcağını, ılık ılık esen rüzgarı, dalgaların kıyıya vurmasını hayal ediyorum. O uçsuz bucaksız dağların arasında olduğumu unutup, bir an kendimi bir yaz akşamında, Çukurova'da buluyorum. 15 dakikada çıktı o şarkı” dedi.
Bu şarkının memlekete, Akdeniz'e, sevgiye, aşka olan özlemi anlattığını belirten Kelleözü, şarkının geçen zaman içinde kendisinin olmaktan çıktığını, artık halka mal olduğunu söyledi.
Akdeniz Akşamları'nı Arap ve İsrailli sanatçı birlikte seslendirdi
Kelleözü, 31 yıldır şarkının dilden dolaştığını ve Akdeniz sahilleriyle bütünleştiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“1981, 4 Temmuz tarihinde yaptım o şarkıyı, 31 yıl oldu. Bu şarkıyı 37 sanatçı yorumlayıp, albümlerinde yer verdi. Dünyanın dört bir köşesinde seslendirildi. Hatta bir Arap ile İsrailli sanatçı aynı sahnede bu şarkıyı seslendirdi. Bu çok önemli. Bir Arap ile İsrailli sanatçıyı Akdeniz Akşamlarının birleştirmesi benim çok hoşuma gitti.
Tabii söyleyenlerin sayısı çok daha fazla. Özellikle yaz vakti ne zaman denize, sahil kenarına gitseniz bu şarkıyı söyleyen birilerini mutlaka bulursunuz. Artık, yaz ayları gelişi bile karikatürlerde bu şarkıyı çalan gitarlı gençlerle yansıtılıyor. Sahilde gezerken gençlere bakıyorum o şarkıyı söylüyorlar. Arkalarında geçerken hüzün ve mutluluk karışımı bir duygu yaşıyorum. Şarkı yazanın değil, paylaşanın sahiplenenindir. Şarkı belli bir kaygıyla yazılırsa, istenen güzelliğe ulaşamazsınız, o andaki duygularınızı en duru şekilde anlatıyorsunuz. O zaman sizi aşıyor zaten. Çok tutsun amacıyla zaten şarkı yazılmaz. Tabii ben de bu kadar sevileceğini, sahipleneceğini beklemiyordum. Bebeğiniz, çocuğunuz büyümüş, başbakan olmuş gibi bir duygu.”
Kelleözü, 17 yaşından beri şarkı yazdığını, bugüne kadar 700 eserinin bulunduğunu, bunlardan 120'sinin piyasada bilindiğini, çalındığını ifade etti.
Grup Merdiven yılları
Kelleözü, Grup Merdiven'in Çukurova Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin oluşturduğu bir grup olarak kurulduğunu, 1995'te de son konserlerini verdiklerini anlattı.
Bu tarihten itibaren herkesin kendi yolunu çizdiğini belirten Kelleözü, şunları kaydetti:
“1995'te grup dağıldı ama Merdiven hala akıllarda, anılarda kaldı. 1991 Ağustos'ta Akdeniz Akşamları'nın içinde bulunduğu “Çiçeği Burnunda” albümü, 1993 Ağustos'ta “İnsan İçin” albümü çıktı. Grup olarak, albüm çıkarmadan önce tüm üniversiteleri dolaşıp konser vermiştik. Tüm festivallere katılıyorduk. Bu nedenle albüm çıkmadan yıllar önce şarkılarımız biliniyordu. Akdeniz Akşamları 1991 yılında albümde yer aldı ama insanlar 1980'li yıllarda biliyorlardı. Hasretler Ayrılıkla Başlar, Çiçeği Burnunda bunların başında geliyor. Bazen konserlerde grup duruyor, insanlar hep bir ağızdan eşlik ediyordu. Bu insanı çok daha fazla etkiliyor.”
Kelleözü, Grup Merdiven'in bir dönem popülerliğinin yükseldiğini, 1992 yılında Eurovision elemeleri ve bir televizyon programının yarışmasına katıldıklarını ve oldukça yoğun ilgi gördüklerini anlattı.
İki yarışmaya bilerek katıldıklarını ifade eden Kelleözü, “Biz şarkıların yarıştırılmasına karşıydık. İki yarışmaya aynı anda katılınamaz. Biz özellikle katıldık, baktık finale doğru gidiyoruz sonra kendimizi ihbar ettik. Dolayısıyla yarışmalardan çekildik. Finale kadar çıktığımız yarışmada Suat Suna birinci seçilmişti” dedi.
Kelleözü, Grup Merdiven olarak seslendirdikleri “Çiçeği Burnunda” şarkısını da kızı için yazdığını belirterek, “Kızıma doğduğunda yazdım. 24 yıl oldu. Kızım şimdi İspanya'da müzik eğitimi alıyor” dedi.
Telif hakları
Kelleözü, ülkemizde telif mekanizmasının yeni yeni çalışmaya başladığını, artık firmaların, meslek örgütlerinin ve her şeyden önemlisi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu konuya büyük önem verdiğini belirtti.
Kelleözü, 4-5 yıl öncesine kadar fazla telif alamadıklarını belirterek, “Hatta yurtdışından gelen telifler çok daha fazla oluyordu. Bazen bu para nereden geldi, nereden telif alındı diye soruyordum. Afrika'nın ismini bilmediğim bir ülkesinden gelebiliyordu. İsrail'den çokça bu konuda telif ücreti aldım. Ama, artık bu konuda ilerleme var. Kültür ve Turizm Bakanlığı, meslek birlikleri daha titiz, telif ödemesi gereken kişi veya kurumlar daha duyarlı davranmaya başlıyor” dedi.
Bütün bu gelişmelere karşı halen Türkiye'nin bu konuda istenen noktada olmadığını vurgulayan Kelleözü, “Acı bir şey söyleyeyim, Yunanistan nüfus olarak bizden çok küçük bir ülke. Ama, biz de 10 milyon lira telif toplanırken, Yunanistan'da 200 milyon avro telif toplanabiliyor. Biz nüfus olarak 7 kat daha büyüğüz bu ülkeden. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile MESAM bu konuda çok daha hassaslar. Buna rağmen, telif toplanması gereken çok daha fazla yerler var. Özellikle dijital dünya bu konuda başta geliyor” diye konuştu.
Şarkının yazarı ve 1990'lı yılların ünlü müzik grubu Grup Merdiven'in kurucularından Serhan Kelleözü'nün yurt dışında da seslendirilen unutulmaz parçası “Akdeniz Akşamları”na Türkiye'de 31 yılda 37 sanatçı albümünde yer verirken, binlerce konserde ve yazın sahillerde neredeyse her adım başında seslendirildi.
“Akdeniz akşamları bir başka oluyor, Hele bir de aylardan temmuz ise bambaşka, Sahilde insanlar kol kola sımsıcak” sözleriyle başlayan şarkının öyküsü 1981 yılı 4 Temmuz tarihine kadar uzanıyor.
“Akdeniz Akşamları”, o dönemlerde üniversiteyi yeni bitirmiş Adanalı sanatçı Serhan Kellözü'nün Çukurova'ya, Akdeniz'e olan özlemini yansıtmak için 31 yıl önce yazdığı bir şarkı olmasına karşın popülerliğinden hiçbir şey kaybetmediği gibi, yurt dışında da farklı tarzlarda yorumlanan bir eser olmaya devam ediyor.
1990'lı yılların sevilen müzik gruplarından Grup Merdiven'in kurucularından Serhan Kelleözü, yaptığı açıklamada, 1981 yılında üniversiteyi bitirdikten sonra vatani görevini yerine getirmek için Erzurum'a gittiğini anlattı.
Kelleözü, Adana'nın “sarı sıcağı”na alışık bir kişi olarak Erzurum'da güçlükler yaşadığını vurgulayarak, “Akşam Temmuz ayında bile çok soğuk bir hava vardı. Bir Çukurovalı için temmuzda üşümek çok garip geldi. Memleketimi özledim. Akdeniz sahillerini, Kızkalesi'ni özledim. Kendi kendime 'Oralar bir başka' dedim. Bir deniz özlemi basıyor içimi... Yaz sıcağını, ılık ılık esen rüzgarı, dalgaların kıyıya vurmasını hayal ediyorum. O uçsuz bucaksız dağların arasında olduğumu unutup, bir an kendimi bir yaz akşamında, Çukurova'da buluyorum. 15 dakikada çıktı o şarkı” dedi.
Bu şarkının memlekete, Akdeniz'e, sevgiye, aşka olan özlemi anlattığını belirten Kelleözü, şarkının geçen zaman içinde kendisinin olmaktan çıktığını, artık halka mal olduğunu söyledi.
Akdeniz Akşamları'nı Arap ve İsrailli sanatçı birlikte seslendirdi
Kelleözü, 31 yıldır şarkının dilden dolaştığını ve Akdeniz sahilleriyle bütünleştiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“1981, 4 Temmuz tarihinde yaptım o şarkıyı, 31 yıl oldu. Bu şarkıyı 37 sanatçı yorumlayıp, albümlerinde yer verdi. Dünyanın dört bir köşesinde seslendirildi. Hatta bir Arap ile İsrailli sanatçı aynı sahnede bu şarkıyı seslendirdi. Bu çok önemli. Bir Arap ile İsrailli sanatçıyı Akdeniz Akşamlarının birleştirmesi benim çok hoşuma gitti.
Tabii söyleyenlerin sayısı çok daha fazla. Özellikle yaz vakti ne zaman denize, sahil kenarına gitseniz bu şarkıyı söyleyen birilerini mutlaka bulursunuz. Artık, yaz ayları gelişi bile karikatürlerde bu şarkıyı çalan gitarlı gençlerle yansıtılıyor. Sahilde gezerken gençlere bakıyorum o şarkıyı söylüyorlar. Arkalarında geçerken hüzün ve mutluluk karışımı bir duygu yaşıyorum. Şarkı yazanın değil, paylaşanın sahiplenenindir. Şarkı belli bir kaygıyla yazılırsa, istenen güzelliğe ulaşamazsınız, o andaki duygularınızı en duru şekilde anlatıyorsunuz. O zaman sizi aşıyor zaten. Çok tutsun amacıyla zaten şarkı yazılmaz. Tabii ben de bu kadar sevileceğini, sahipleneceğini beklemiyordum. Bebeğiniz, çocuğunuz büyümüş, başbakan olmuş gibi bir duygu.”
Kelleözü, 17 yaşından beri şarkı yazdığını, bugüne kadar 700 eserinin bulunduğunu, bunlardan 120'sinin piyasada bilindiğini, çalındığını ifade etti.
Grup Merdiven yılları
Kelleözü, Grup Merdiven'in Çukurova Üniversitesi'nde okuyan öğrencilerin oluşturduğu bir grup olarak kurulduğunu, 1995'te de son konserlerini verdiklerini anlattı.
Bu tarihten itibaren herkesin kendi yolunu çizdiğini belirten Kelleözü, şunları kaydetti:
“1995'te grup dağıldı ama Merdiven hala akıllarda, anılarda kaldı. 1991 Ağustos'ta Akdeniz Akşamları'nın içinde bulunduğu “Çiçeği Burnunda” albümü, 1993 Ağustos'ta “İnsan İçin” albümü çıktı. Grup olarak, albüm çıkarmadan önce tüm üniversiteleri dolaşıp konser vermiştik. Tüm festivallere katılıyorduk. Bu nedenle albüm çıkmadan yıllar önce şarkılarımız biliniyordu. Akdeniz Akşamları 1991 yılında albümde yer aldı ama insanlar 1980'li yıllarda biliyorlardı. Hasretler Ayrılıkla Başlar, Çiçeği Burnunda bunların başında geliyor. Bazen konserlerde grup duruyor, insanlar hep bir ağızdan eşlik ediyordu. Bu insanı çok daha fazla etkiliyor.”
Kelleözü, Grup Merdiven'in bir dönem popülerliğinin yükseldiğini, 1992 yılında Eurovision elemeleri ve bir televizyon programının yarışmasına katıldıklarını ve oldukça yoğun ilgi gördüklerini anlattı.
İki yarışmaya bilerek katıldıklarını ifade eden Kelleözü, “Biz şarkıların yarıştırılmasına karşıydık. İki yarışmaya aynı anda katılınamaz. Biz özellikle katıldık, baktık finale doğru gidiyoruz sonra kendimizi ihbar ettik. Dolayısıyla yarışmalardan çekildik. Finale kadar çıktığımız yarışmada Suat Suna birinci seçilmişti” dedi.
Kelleözü, Grup Merdiven olarak seslendirdikleri “Çiçeği Burnunda” şarkısını da kızı için yazdığını belirterek, “Kızıma doğduğunda yazdım. 24 yıl oldu. Kızım şimdi İspanya'da müzik eğitimi alıyor” dedi.
Telif hakları
Kelleözü, ülkemizde telif mekanizmasının yeni yeni çalışmaya başladığını, artık firmaların, meslek örgütlerinin ve her şeyden önemlisi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu konuya büyük önem verdiğini belirtti.
Kelleözü, 4-5 yıl öncesine kadar fazla telif alamadıklarını belirterek, “Hatta yurtdışından gelen telifler çok daha fazla oluyordu. Bazen bu para nereden geldi, nereden telif alındı diye soruyordum. Afrika'nın ismini bilmediğim bir ülkesinden gelebiliyordu. İsrail'den çokça bu konuda telif ücreti aldım. Ama, artık bu konuda ilerleme var. Kültür ve Turizm Bakanlığı, meslek birlikleri daha titiz, telif ödemesi gereken kişi veya kurumlar daha duyarlı davranmaya başlıyor” dedi.
Bütün bu gelişmelere karşı halen Türkiye'nin bu konuda istenen noktada olmadığını vurgulayan Kelleözü, “Acı bir şey söyleyeyim, Yunanistan nüfus olarak bizden çok küçük bir ülke. Ama, biz de 10 milyon lira telif toplanırken, Yunanistan'da 200 milyon avro telif toplanabiliyor. Biz nüfus olarak 7 kat daha büyüğüz bu ülkeden. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile MESAM bu konuda çok daha hassaslar. Buna rağmen, telif toplanması gereken çok daha fazla yerler var. Özellikle dijital dünya bu konuda başta geliyor” diye konuştu.