1. "Ben bir elmayım."
- Almanca: "Ich bin ein Apfel."
- İngilizce: "I am an apple."
- Türkçe: "Ben bir elmayım."
- Almanca: "Die Sonne scheint." (Bu cümlede fiil biraz farklı olsa da anlamı aynı.)
- İngilizce: "The sun is shining."
- Türkçe: "Güneş parlıyor."
- Almanca: "Das ist eine Katze."
- İngilizce: "That is a cat."
- Türkçe: "O bir kedi."
- Almanca: "Er/Sie trinkt Wasser."
- İngilizce: "He/She drinks water."
- Türkçe: "O su içiyor."
- Almanca: "Das Buch ist auf dem Tisch."
- İngilizce: "The book is on the table."
- Türkçe: "Kitap masada."
- Almanca: "Ich bin gut."
- İngilizce: "I am good."
- Türkçe: "Ben iyiyim."
- Almanca: "Hallo!"
- İngilizce: "Hello!"
- Türkçe: "Merhaba!" (Aslında bu kelimeler birebir aynı olmasa da, anlamları ve kullanım şekilleri aynı olduğu için bu listeye dahil ettim.)
- Almanca: "Bitte."
- İngilizce: "Please."
- Türkçe: "Lütfen." (Bu kelimeler de yine aynı anlamda.)
- Almanca: "Danke schön" (veya sadece "Danke")
- İngilizce: "Thank you"
- Türkçe: "Teşekkür ederim." (Bu ifade de aynı anlama geliyor.)
- Bu listede yer alan cümleler, genellikle temel dilbilgisi kurallarına sahip ve ortak kelimeler içeren cümlelerdir.
- Cümle yapısı ve kelime sıralaması bazen farklı olsa da (örneğin Almanca'da fiiller cümlenin sonunda yer alabilir), anlam aynı kalır.
- Diller arasındaki benzerlikler, öğrenme sürecini kolaylaştırabilir ve iletişim kurarken faydalı olabilir.
- Diller arasındaki en büyük farklar kelime dağarcığı, gramer kuralları ve telaffuzda bulunur. Bu nedenle, farklı diller öğrenirken dikkatli olmak önemlidir.