Almanca, İngilizce ve Türkçe'de restoranlarda sıkça kullanılan, benzer veya aynı anlamlara gelen bazı cümleleri aşağıda bulabilirsin
Sipariş Alırken/Verirken:Türkçe | İngilizce | Almanca |
Merhaba, hoş geldiniz. | Hello, welcome. | Hallo, herzlich willkommen. |
Menüyü alabilir miyim? | Can I see the menu, please? | Könnte ich bitte die Speisekarte haben? |
Su alabilir miyim? | Can I have some water, please? | Kann ich bitte Wasser haben? |
Şundan istiyorum. | I would like to have this, please. | Ich hätte gerne das, bitte. |
Bir ... alabilir miyim? | Can I have a ... , please? | Kann ich ein/eine ... haben, bitte? |
Ne önerirsiniz? | What do you recommend? | Was empfehlen Sie? |
Vejetaryen seçenekleriniz var mı? | Do you have vegetarian options? | Haben Sie vegetarische Optionen? |
Bu ne içeriyor? / İçinde ne var? | What does this contain? / What's in it? | Was ist da drin? / Was enthält das? |
Hazır mıyız sipariş vermeye? | Are we ready to order? | Sind wir bereit zu bestellen? |
Ben ... istiyorum. | I'll have the ... | Ich nehme das ... |
Şundan bir tane daha alabilir miyim? | Could I have another one of this? | Könnte ich noch eins davon haben, bitte? |
Türkçe | İngilizce | Almanca |
Afiyet olsun! | Enjoy your meal! | Guten Appetit! |
Yemek çok güzeldi. | The food was delicious. | Das Essen war sehr lecker. |
Her şey yolunda mı? | Is everything okay? | Ist alles in Ordnung? |
Bir şeye ihtiyacınız var mı? | Do you need anything else? | Brauchen Sie noch etwas? |
Hesap lütfen. | The bill, please. | Die Rechnung, bitte. |
Kredi kartıyla ödeyebilir miyim? | Can I pay with credit card? | Kann ich mit Kreditkarte bezahlen? |
Bahşiş dahil mi? | Is tip included? | Ist das Trinkgeld inbegriffen? |
Teşekkür ederiz, iyi günler. | Thank you, have a nice day. | Danke schön, einen schönen Tag noch. |
Çok teşekkür ederim. | Thank you very much. | Vielen Dank. |
Çok lezzetliydi. | It was very delicious. | Es war sehr lecker. |
Biraz daha ... alabilir miyim? | Can I have some more ... ? | Kann ich noch etwas ... haben? |
Biraz tuz/karabiber alabilir miyim? | Can I have some salt/pepper? | Kann ich bitte Salz/Pfeffer haben? |
Türkçe | İngilizce | Almanca |
Bir rezervasyonum var. | I have a reservation. | Ich habe eine Reservierung. |
... adına rezervasyon yaptırdım. | I have a reservation under ... | Ich habe eine Reservierung auf ... |
Boş masanız var mı? | Do you have a free table? | Haben Sie einen freien Tisch? |
Kaç kişisiniz? | How many people are you? | Für wie viele Personen? |
- "Bitte" (Almanca) ve "please" (İngilizce): Türkçe'de her zaman "lütfen" kullanmasak da, İngilizce ve Almanca'da bu kelimeler çok yaygındır ve nezaket gösterir.
- "Haben" (Almanca) ve "have" (İngilizce): Almanca'da "haben" fiili, İngilizce'deki "have" fiiliyle aynı anlamda kullanılır ve "sahip olmak", "almak" gibi anlamlara gelir. Bu nedenle yukarıdaki cümlelerde sıkça görülür.
- "Könnte" (Almanca): Almanca'da "könnte" kelimesi, "could" anlamına gelir ve bir rica, talepte bulunurken kullanılır.