Hidrojen Yakıt Pili Çalışma Prensibi
Neden farklı bir yakıt?
Çağımızın en büyük tehditlerinden olan küresel ısınma ve fosil yakıt rezervlerinin hızlıca tükenmesi ve bunlara paralel olarak durmak bilmeyen akaryakıt zamları bilim adamlarını mevcut enerji kaynaklarına alternatif olabilecek yakıtları araştırmaya yöneltmiştir. Bu yapılan araştırmalar ise yenilenebilme özelliğine sahip, temiz ve doğada bol miktarda bulunan yeni alternatif enerji kaynaklarının kullanım alanlarının yaygınlaşmasını sağlamıştır.Yenilenebilir enerji kaynaklarından olan Hidrojen enerjisi, Güneş enerjisi, Rüzgâr enerjisi, Jeotermal enerji ve Biyoyakıtlar her biri farklı kullanım alanlarında yer edinerek temiz bir gelecek için zemin oluşturmaktadırlar.
Otomobillerde benzin yerine Hidrojen gazının kullanılması fikri ise 1970’li yıllarda dünyaca ünlü bir Türk bilim adamımız tarafından ortaya atılmıştır. Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi’ni (ICHET) kuran Prof. Dr. Nejat VEZİROĞLU, o yıllarda yaşanan “petrol krizi” sonrası Hidrojen enerjisinin kullanımını öne sürmüş ve bunu bir dava bilerek yıllarca mücadele vermiştir. Hidrojen enerjisi denilince akla ilk gelen isim olan Dr. Veziroğlu, bu kaynağın başta otomobiller olmak üzere gemiler, uçaklar, uzay gemileri, keşif balonları, trenler ve otobüsler gibi taşıtlarda da kullanılabileceği konusunda araştırmalar yapmış ve bu konuda birçok makale yayınlamıştır.
Hidrojen, petrol kökenli motor yakıtlarına oranla birçok önemli avantaja sahip bulunmaktadır. Bunlar:
- Yüksek alev hızı ve tutuşma yeteneği,
- Düşük ateşleme enerjisi gerektirmesi,
- Geniş tutuşma ve yanma sınırları,
- Yüksek ısıl değer ve termik verim,
- Kirletici egsoz gazı emisyonlarının azlığı,
- Sahip olduğu yüksek oktan sayısı nedeni ile vuruntuya karşı dirençli olması,
- Benzin ve dizel ile birlikte çeşitli karışım oranlarında çift yakıtlı motor olarak çalışabilme olanağına sahip olması,
Bunlar gibi avantajlar geçiş döneminde mevcut motorlarda önemli değişiklikler yapılmadan hidrojen kullanımını olanaklı kılacaktır.
Neden Hidrojen?
Renksiz, kokusuz, tatsız ve saydam bir yapıya sahip olan hidrojen doğadaki en hafif kimyasal elementtir. Aynı hacimdeki hava ile kıyas edildiğinde gaz halinde bulunan hidrojen yaklaşık 15 kez daha hafiftir. Hidrojenin yakıt olarak kullanılmasında yarar sağlayacak en önemli özelliklerden birisi, hidrojenin çok fakir karışımlardan, çok zengin karışımlara kadar uzanan geniş hava-yakıt karışım oranı aralığı içerisinde tutuşabilir olmasıdır. Hidrojen hava karışımlarını ateşlemek için gerekli minimum enerji miktarı da diğer yakıtlara oranla daha düşüktür.Hidrojenin depolanmasına ilişkin oluşan problemlerin başında, gaz halindeki hidrojenin kâğıt, kumaş, kauçuk gibi malzemelerden, platin, demir, çelik gibi bazı metallerden difüzyon yolu ile geçebilmesidir.
Bütün bu faktörlerin bütününe birden baktığımız takdirde Hidrojen enerjisinin ülke geleceğimiz adına taşıdığı önemi rahatlıkla görebilmekteyiz. Enerjide dışa bağımlılığın önüne geçilebilmesi adına yerli ve yeni yakıt teknolojileri geliştirmemiz ve bu alanda yapılan çalışmaları desteklememiz gerekmektedir. Unutulmaması gerekir ki yalnızca yasal düzenlemelerle ülkemizin bu teknolojilerde söz hakkı sahibi olması mümkün değildir. Bu nedenle toplumun her kademesinde bulunan bireylerine özelikle iş adamlarına önemli sorumluluklar düşmektedir.