Konuya cevap yaz

Anne: (mutfakta yemek hazırlarken) Kızım, bugün yine geç kaldın! Nasıl oluyor da her sabah bu kadar tembelsin?


Kız: (uyuyakalmış bir şekilde) Anne, belki ben gece kuşuyum. Geceleri daha çok verimli oluyorum!


Anne: (gülerek) Verim dediğin uyumak mı? Bu evde senin için çalışan bir robot olsaydı muhtemelen onun da prizini çekecektin!


Kız: (kahkaha atarak) Anne, belki de ben bir sanatçıyım ve duygusal dalgalanmalarımın yüksek olması normal!


Anne: (gözlerini devirerek) Sanat dediğin işi lafa mı vuruyorsun? Evin sanatçısı olacağına temizlik sanatçısı olmayı öğren!


Kız: (şımarık bir tavırla) Anne, Picasso da nev'i şahsına münhasır biriydi. Ben de pekala öyle olabilirim!


Anne: (küçümseyerek) Picasso demişken, senin odanın manzarası daha çok "Sanatçının Kaosu" adını alabilir!


Kız: (elinin tersiyle havayı tokat gibi sallayarak) Anne, senin anlayamadığın yaratıcı ruhumun derinliklerine inmek kolay değil!


Anne: (alaycı bir şekilde) Derinlikteyse odanın çöplerinin arasında kaybolmasın! En son ne zaman toplu temizlik yaptın?


Kız: (savunmada) Anne, belki de ben minimalizme özel bir ilgi duyuyorum. Az eşya, az temizlik demektir!


Anne: (ciddileşerek) Az eşya dediğin yerdeki kıyafet dağları ne oluyor öyle? Minimalist bir dağ manzarası mı yaratıyorsun?


Kız: (alınganlıkla) Anne, sen anlamazsın, bu sadece benim estetik zevkim!


Anne: (gülerek) Estetik dediğin bu mu? Sana estetik bir tokat atsam, belki odan da biraz düzelir!


Kız ve anne arasındaki bu tatlı atışmalar, anne-kız ilişkilerindeki tipik diyaloğu yansıtıyor ve okuyucuları hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Anne ve kız arasındaki bu esprili tartışmalar, günlük hayatta karşılaşılabilecek durumları yansıtıyor ve genelde sevgi dolu bir şekilde sonuçlanıyor.


Atatürk'ün doğduğu şehir?
Geri
Top