• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Antik Frigya kentleri

Suskun

V.I.P
V.I.P
800px-Aizanoi.ZeusTemple.jpg


Aizanoi

Aizanoi, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta, Çavdarhisar ilçesinde bulunan antik bir kenttir.

Öyle sanılıyor ki ismi Zeus'un kızı su perisi Erato ile Arkadya ulularından Kral Arkas'ın oğlundan gelmektedir.

Aizanoi kültürel yapısıyla sanat çevreleri tarafından ikinci Efes unvanını almıştır.

Kütahya bürokrasisi son yıllarda az da olsa gelişen Aizanoi tanıtımıyla umutludur. Kentte dünyanın en iyi korunmuş Zeus tapınağı, dünyanın ilk örneklerinden Stadyum-Tiyatro kompleksi, dünyanın ilk borsa yapısı vardır. Bu borsa yapısı 1970 Gediz Depreminde camiin yıkılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bunun dışında nekropoller, olimpiyat şeref tribün abidesi, 4 köprü da vardır ki bunların çok kötü şekilde restore edilmiş ikisi hala kullanılmaktadır. Bunun dışında Meter Steunne alanı ve tüneli önemli bir eserdir.

Roma dönemine ait tapınağın çevresinde yürütülen kazılar İlk Tunç Çağı'na ait yerleşme tabakalarını da açığa çıkarmıştır. Buradaki ilk kazılar 1926 yılında, ikinci dönem kazıları ise 1970 yılında başlatılmıştır. Aizanoi anik kenti, eski adı Penkalas olan Koca Çay'ın iki yakasında kurulmuştur. Roma döneminde yün, şarap ve tahıl üretimi ile zenginleşen bu şehir, Erken Bizans döneminde bir piskoposluk merkezi olmuştur. Milattan sonra yedinci yüzyılda şehrin önemi giderek azalmıştır. Tapınağın bulunduğu alan, Orta Çağ'da bir hisara dönüştürülmüştür. Selçuklular zamanında buraya yerleşen Çavdar Tatarları, günümüzde buranın "Çavdarhisar" olarak adlandırılmasının nedeni olmuştur.

"Zeus" tapınağı, şehrin ana kutsal alanıdır. Bu tapınağın yapımına MS ikinci yüzyılın ikinci çeyreğinde, İmparator Hadrian döneminde başlanmıştır. Bu tapınağın en önemli özelliği, altında tonozlarla örtülü bir başka mekanın olmasıdır. Bu, Anadolu'da Roma döneminde pek alışılmamış bir uygulamadır ve bir benzerine henüz rastlanmamıştır. Tapınağın önünde bulunan kadın büstü biçimli akroter, tapınağın yalnızca Zeus'a adanmış olmayabileceğini göstermektedir. Son dönem araştırmaları ise bu tapınağın hem Zeus'a hem de Kybele'ye adanmış olamayacağını ortaya koymuştur. Tapınağın güney kısmında, büyük bölümü Bizans döneminde tahrip edilmiş bir odeon bulunmaktadır.

Koca Çay'ın üzerine kurulmuş dört Roma köprüsünden ikisi, Karayolları'nın onarımıyla bugün hala kullanılmaktadır. Şehrin iki kilometre güneybatısında Karabulut nekropol alanı bulunmaktadır. Koca Çay'ın kuzey yakasında bulunan mezar yapıları, şehrin Roma dönemindeki nüfusuyla ilgili bilgi vermektedir. Buna göre, Aizanoi'un Roma dönemindeki nüfusunun 30 bin olduğu düşünülmektedir. 2000 yılındaki sayıma göre, Çavdarhisar'ın nüfusu ise 4600'dür.

Aizanoi'da MS 2. yüzyılın ikinci yarısında, bugün dünyanın en eski borsası olduğu söylenen, olasılıkla bir gıda pazarı (macellum) da vardı. Yuvarlak biçimli bu yapının duvarlarındaki yazıtlar, burada satılan malların fiyatlarını da içeriyordu. Buna göre, kuvvetli bir köle iki eşekle, bir at ise üç köleyle aynı değerdeydi. Bu yapının kuzeydoğusunda ise MS 400 yıllarına tarihlenen sütunlu bir cadde bulunmaktadır. Caddedeki sütunların daha önceki dönemlere ait antik yapılardan sökülerek buraya getirilmiştir. Bu caddenin 6. yüzyıla kadar varlığını koruduğu ve olasılıkla bir depremle yıkıldığı düşünülmektedir.

Tapınağın kuzeyinde tiyatro ile stadyum bulunur. Bunların yapımına MS ikinci yüzyılda başlandığı ve bunların çeşitli aralıklarla üçüncü yüzyıla kadar inşa edildiği bilinmektedir. Birbirine bitişik olarak yapılmış tiyatro ve stadyumun bugün için bilinen bir başka benzeri yoktur. Bugün, tapınaktan tiyatro ve stadyuma gitmek için kullanılan yolun üzerinde ise bir hamam yer almaktadır. Bu hamamın su ve ısıtma kanallarıyla [mermer] kaplamaları bulundukları yerdedir.
 
Amorium
Amorium, Afyonkarahisar ilinin sınırları içinde, Emirdağ ilçe merkezine 13 km. uzaklıkta bir antik kenttir.

Eski Yunanca ve Ortaçağ Yunancasında 'Amorion' şeklinde anılagelmiştir. Arap/İslam kaynaklarında "Ammuriye" ya da "Amuriye" şeklinde geçer. Amorium höyüğünün yamacında bugün Hisarköy bulunmaktadır. Arkeolojik alanda bilimsel kazı çalışmaları 1988 yılında Oxford Üniversitesi’nden Prof. R. Martin Harrison tarafından başlatılmıştır. 1993 yılından bu yana New York Metropolitan Sanat Müzesi'nden The Metropolitan Museum of Art Dr. Chris Lightfoot başkanlığında uluslararası bir ekip tarafından yürütülmektedir.

Her ne kadar cazip bir düşünce olsa da, kentin ismi, muhtemelen, 'amor' (aşk) kelime kökünden kaynaklanmamakta, daha ziyade ilkçağ Hint-Avrupa kavimlerinin dilinde 'anne' anlamına gelen (ve varlığını bugüne kadar sürdürmüş) 'ma' kelime kökü ile bağlantılandırılmaktadır. Bu da bizi, kentin daha başlangıcından itibaren, Anadolu Ana Tanrıça kültü ile ilişkili olduğuna sonucuna götürmektedir.

Kahramanları hayvanlar olan masallarıyla büyük ün kazanmış olan Ezop'un Amorium kentinde yaşadığını da gözardı etmemek gerekir.Her ne kadar Ezop'un doğum yeri tartışmalı olsa da en yüksek olasılıkla Ezop Amoriumlu'dur.Bildiğimiz gibi kendisi İÖ VI yüzyılda yaşamıştır.
 

Apameia Kibotos

Apameia Kibotos, Afyonkarahisar ilinin bugünkü Dinar ilçesinde bulunan bir antik kent. Daha önceki adı Kelainai'dir. Roma döneminde Pameia Kibotos adını almıştır. Şehir M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren önemli bir merkez olmuştur. Efes'ten sonra ikinci büyük kent olduğu bilinmektedir. Anıtsal yapıtlardan olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır. Efes'le birlikte bastırdığı bronz sikkeler de vardır. Yarı özerk olarak imparator adına sikkeler bastırmıştır.

Klasik dönem boyunca Efes’ten sonra en önemli şehri daha önceki adı Kelainai olan elbette ki Apameia idi. Pers döneminde Yunanistan akınından giderken, dinlenen Pers kralı Xerxes’in (sonraları Cyrus ve Büyük İskender’in de yaptığı gibi) kullandığı Paradeisos isimli av bahçesi bu topraklarda yer alıyordu. Dr. Hasan T. Uçankuş tarafından Tatarlı yakınlarında Pers dönemine ait bir mezar kazılmıştır. Kral III. Antiochos tarafından bir Helenistik flehri olarak kurulan ve Persli annesi Apama’nın adıyla anılan Apameia’da geç Helenistik dönemde üzerinde Maeander Nehri, ya da flüt çalan Marsyas’ı gösteren resimler olan çok sayıda sikke basılmışltır. Basıldıktan hemen sonra gömülen ve hiç kullanılmayan bu madeni paraların binlercesinden oluflan bir hazine, Seyyid Ahmet Çeliktafl tarafından bulundu ve Müze Müdürü rahmetli Ahmet Topbaş tarafından Afyon Müzesi’ne getirildi. Strabo’ya göre erken Roma Imparatorlu¤u döneminde Apameia, Efes’ten sonra Asya eyaletinin en büyük ve önemli alışveriş merkezidir. Roma valisi taraf›ndan yönetilen bir idari bölge (conventus) merkezidir. Şe- hir, önemini, Ankara’dan Attaleia’ya ve Doğu’dan Efes’e giden anayolların kesiflmesinden alarak, bir ticari merkez konumuna gelmişti. Bugün Dinar Suçıkan’da, Apameia’dan geçen Marsyas Nehri’nin kaynağı ve efsaneye göre Tanrı Apollo’yu müzik yarışlmasına davet ederek meydan okuması yüzünden, Satyr Marsyas’›n önce derisinin yüzülüp sonra asıldığı yer bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra Apameia sikkeleri üstünde Orgas, Obrimos ve Therma nehirleri de görülebilmektedir. Eski çağlarda şehirde birçok deprem oldu. Bugün hala görülebilen ama ancak kımen kazılarak ç›kartılmış kalıntıların içinde Mercimek Tepesi yamaçlar›ndaki Helenistik tiyatro, stadyum, şehrin yanındaki bir tepenin zirvesindeki bir kilise ve Dinar’dan geçen karayolunun hemen kenarında yar›m daire şeklinde olan bir yapı yer almaktad›r. M.S. 3. yüzyılda şehirde basılmış bazı sikkeler üzerinde Nuh’un gemisinin resimleri oldu¤undan bölgede nüfuzlu bir Yahudi topluluğunun bulunduğu sanılmaktad›r. Belki de bu yüzden şehre, “sandk” anlamında Kibotos da denilmektedir.
 
Gordion
Gordion (ya da Gordiyon), tarihte Frigya'nın (Phrygia) başkenti. Sakarya nehri ile Porsuk Çayı'nın birleştiği noktanın tam yukarısında bulunan höyük.

Gordion'un kalıntıları Ankara'ya 94 km uzaklıkta, Polatlı'nın 29 km kuzeybatısındadır. Höyükte, Gordion adını zikreden kitabeye benzer hiçbir açık delil bulunamamıştır. Buna rağmen bu höyüğün eski Gordion olarak belirtilmesi doğru kabul edilmektedir. Bir rivayete göre ilk Frig Kralı Gordios, krallığa çıkışı sırasında sabanını, boyunduruğuna bir kördüğüm atarak bağlamıştır. Şehrin, Gordion adını, krala izafeten aldığı sanılmaktadır. Fakat o zamana ait Doğu belgelerinde bu kralın adından hiç bahsedilmemektedir.

Yapılan kazılar Gordion'daki yerleşmenin, Friglerin buraya gelişlerinden önce olduğunu göstermektedir. Frig devri höyüğünün altında eski bronz çağına ait daha küçük bir höyük bulunmaktadır. Eski bronz çağından Frig şehri tabakasına kadar birbiri üstüne gelen ve birbirlerini takib eden bu yerleşmelere ait on sekiz tabaka çıkarılmıştır. Bu tabakalarda Hitit devrinin bütün safhaları temsil edilmektedir.

Friglerin geliş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Trakya'dan ve Balkan Yarımadasından buraya geldikleri farz edilir. Bu düşünce Friglerin çanak, çömlek stillerinin Makedonyalılarınkine benzemesinden ileri gelmektedir. Frigler M.Ö. 9. yüzyıl ortalarında veya daha önceki yıllarda, buraya gelip yerleşmişlerdi. Muhtemelen burası Orta ve Batı Anadolu'ya sınırları uzanan bir devletin başşehri olmuştur. Krallık, asurlulara yenilmesine rağmen istilaya uğramamış, fakat M.Ö. 7. yüzyılda Kimmerlerin istilasına uğramıştır. Kimmerler, Lidyalılarla savaşmak için buradan geçmişlerdi. Daha sonraki yıllarda Gordion dahil, bütün Anadolu Pers İmparatorluğuna dahil olmuştur. Bu devirde de Gordion, Kral Yolu üzerinde önemli bir yer, pazar şehri, konaklama yeri olarak önemini korumuştur. Şehir. M.Ö. 333'te Pers boyunduruğundan kurtulmuştur. Çeşitli mücadelelerin geçtiği bu bölgede M.Ö. 200 yıllarından sonraya ait olabilecek bir şey bulunamamıştır. Bundan sonra Gordion önemini kaybetmiş ve terk edilmiş gibi bir hale gelmiştir.

Gordion'un güneydoğusunda yer alan tarihi kapısı, sur içinde yer alan sarayları ve Frig kral ailesi üyeleri ile zenginler ve soylular için yapılmış 80 kadar yığma mezar tepeleri şehrin en önemli özelliklerini yansıtmaktadır.
800px-Phrygian_tumulus_interior.JPG

800px-ResimGordion_yassihoyuk.jpg
 
Hierapolis

Hierapolis, (Yunanca: Ἱεράπολις 'kutsal şehir') Pamukkale (Denizli) yakınlarında bulunan bir antik kenttir.

M.Ö. 190 yılında II. Eumenes tarafından kuruldu. M.Ö 2. yüzyılda Roma egemenliğine giren şehir altın dönemini bu zamanlar yaşadı ve depremlerle yıkıldıktan sonra tamamen Roma mimarisiyle bezendi.İsa'nın havarilerinden Aziz Philippus'un burada öldürülmesi şehre dini bir önem de kazandırmıştır. M.S. 395'te Bizans'ın, daha sonra 1210'da Anadolu Selçukluları'nın sınırları dahilinde kalmıştır.

Tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları (travertenler) sayesinde tarih boyunca turist çekmiştir.

Hamam, yolcuların yıkanarak şehre girmeleri için şehrin dışına inşa edilmiştir.

Tiyatro kapasitesinin 9.500 kişi olmasından dolayı şehir nüfusunun 95.000-100.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.

Tiyatrosunun tasarımından burada gladyatör dövüşleri yapıldığı anlaşılır. Sahne altındaki çukurluk bölümle oturma sıraları arasında seyircileri vahşi hayvanlardan korunmak için yaklaşık bir metrelik yükseklik farkı vardır. Gladyatör dövüşlerinin olmadığı tiyatrolarda bu fark bulunmamakta, sıralar sahne düzeyinden başlamaktadır.

Şehrin giriş kapısında işlenmiş olan Medusa figürü, tanrıça Medusa'dan korunmak için yapılmıştır. Bu inancın Türk kültürüne nazar boncuğu olarak geçtiği sanılmaktadır.
Şehir, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınmıştır.
 
800px-MidasSehri.Tomb.jpg

Midas Anıtı (Yazılıkaya)


Midas Anıtı (Yazılıkaya), Eskişehir'e 80 km uzaklıkta bulunan Han ilçesinin Yazılıkaya köyündeki anıt.

Anıt, Yazılıkaya köyü ile iç içe bulunmaktadır. Anıt nedeniyle bölge Midas Kenti ya da Midas City olarak anılmaktdır.

Yüksekliği 17 metre olan anıt M.Ö. 600'lerde yapılmıştır. Antik Frigya'nın merkezinde olduğu kabul edilen anıt Frig Vadisi olarak adlandırılına ve çok geniş bir coğrafyaya yayılan bölgedeki anıtların en görkemlisidir.
 
[FONT="Comic Sans MS"][SIZE=4][COLOR="blue"][B][SIZE=4][COLOR="red"]Pessinus[/COLOR][/SIZE][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER][FONT="Comic Sans MS"][SIZE=4][COLOR="blue"]

Pessinus, Ankara-Eskişehir karayolu üzerinde Sivrihisar'ın 16 km güneyindeki Ballıhisar’da bulunmaktadır. Eski Kral Yolu üzerinde olan antik şehrin üzerinde bugün Ballıhisar köyü kurulmuştur.

Friglerce Kibele diye de adlandırılan ana tanrıçanın bulunduğu en önemli tapınma yerlerinden biri olarak bilinmektedir. Büyük olasılıkla bir meteor olan siyah taşın , gökten inen tanrıça idolünün bulunduğu yerdi. Romalılar, Kartaca'ya karşı olan savaşı kazanabilmek için bu taşı M.Ö. 204 yılında Roma'ya götürmüşler ve bunu Magna Mater (Ulu ana) diye adlandırmışlardır.

Pessinus ana tanrıça için yapılmakta olan törenlere sahne olmuş ve o dönemlerde kendini ana tanrıçaya adayanların merkezi konumuna gelmiştir. Erkeklerin kendilerini ana tanrıçaya adamak için Pessinus'ta erkeklik organlarını kestiği bilinmektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT]
[CENTER][ATTACH=full]18858[/ATTACH][/CENTER]​
 

Eklentiler

  • 35dd3efe3694e0a8882f8736d713484b_1273240206.webp
    35dd3efe3694e0a8882f8736d713484b_1273240206.webp
    18 KB · Gösterim: 136
Geri
Top