Aşk Değişir!
“İlk başlarda son derece yalın, sıkıntısız bir ilişkimiz vardı. Her konuda hemfikirdik. Tartışmaz, kavga etmezdik.
Aradan geçen zaman içinde ben bağlanmak istedim. Görünen şu ki, onun böyle bir isteği yokmuş. Sonunda ben ayrıldı ancak ben ayrılık fikrine hala alışamadım. Hatta onu bu fikirden caydırmak için elimden geleni yaptım. “
Bu cümleler aşk yolculuğu yarıda kesilmiş bir dosta ait. Pek çok kişinin bu ve benzer durumlar yaşadığını bildiğimden, örnek teşkil etsin istedim.
Ayrılmaya karar vermiş birini geri döndürme çabası, ters teper. Onu kendinizden daha çok uzaklaştırmanızdan başka işe yaramaz. Birini ısrarla istediğinizde, farkında olmadan ısrarcı bir davranış biçimini de uygularsınız. Bu durum karşı tarafında aynı ısrarcılık içinde verdiği karara sadık kalmasına sebep olur.
İşin daha karmaşık yanı, yenilme ve yenme duygusudur. Egonun varlığının kesin delili olan bu duygu, yanlış yapmanıza, üstelik yaptığınız yanlışları başka yanlışlarla büyütmenize sebep olur. İlişkiler yarış değildir. “Ben onu terk ederim, o beni terk edemez” gibi sadece egonuzu besleyen cümleler, sizi içinden çıkılmaz durumlara sokacaktır.
İlişkinin başını unutup, sonuna takılan taraflar kendilerine şunu hatırlatmalıdırlar: Bu ilişki başladığında ikinizde birbirinizi kazanmıştınız!
Aşk bizim ruhsal doyumumuzdur ancak ne zaman ki ilişki haline gelir, artık duygusallıktan uzaklaşıp nesnelleşir. İçine beklentiler, mantık ve çıkarlar girer. İlişkileri zehirleyen ve kırılma noktasına getiren işte bu döngüdür.
Aşık kişi, bir çiçeğin renginden, güneşin batışından, dalgaların sesinden etkilenir. İlişkisi olan kişi, akşam eve kaçta geleceğiyle, kiranın ödenip ödenmeyeceğiyle, özel günleri hatırlamadığıyla ilgilenmeye başlar.
Mantık, aşkın denizinde yüzemez. Mantığın ve beklentinin başladığı yer, ilişkinin başladığı yerdir. Ruhsal doyum ihtiyacınız sizi ilişkiye sürükler, ilişki sizi mantığa iter. Bu karmaşaya aşk dayanamaz. O yüzden aşkın ömrü kısadır.
Saf sevgi, yeryüzünde yaşanabilecek en değerli duygudur. Bunu yakalayan insan bir mucizeye tanık oluyor demektir. Ne zaman ilişkiniz biter ve kendinizi kötü hissederseniz, ilk zamanlarınızı hatırlayın. Şimdi geldiğiniz yer ile başladığınız yer arasındaki farkı göreceksiniz.
alıntı.
“İlk başlarda son derece yalın, sıkıntısız bir ilişkimiz vardı. Her konuda hemfikirdik. Tartışmaz, kavga etmezdik.
Aradan geçen zaman içinde ben bağlanmak istedim. Görünen şu ki, onun böyle bir isteği yokmuş. Sonunda ben ayrıldı ancak ben ayrılık fikrine hala alışamadım. Hatta onu bu fikirden caydırmak için elimden geleni yaptım. “
Bu cümleler aşk yolculuğu yarıda kesilmiş bir dosta ait. Pek çok kişinin bu ve benzer durumlar yaşadığını bildiğimden, örnek teşkil etsin istedim.
Ayrılmaya karar vermiş birini geri döndürme çabası, ters teper. Onu kendinizden daha çok uzaklaştırmanızdan başka işe yaramaz. Birini ısrarla istediğinizde, farkında olmadan ısrarcı bir davranış biçimini de uygularsınız. Bu durum karşı tarafında aynı ısrarcılık içinde verdiği karara sadık kalmasına sebep olur.
İşin daha karmaşık yanı, yenilme ve yenme duygusudur. Egonun varlığının kesin delili olan bu duygu, yanlış yapmanıza, üstelik yaptığınız yanlışları başka yanlışlarla büyütmenize sebep olur. İlişkiler yarış değildir. “Ben onu terk ederim, o beni terk edemez” gibi sadece egonuzu besleyen cümleler, sizi içinden çıkılmaz durumlara sokacaktır.
İlişkinin başını unutup, sonuna takılan taraflar kendilerine şunu hatırlatmalıdırlar: Bu ilişki başladığında ikinizde birbirinizi kazanmıştınız!
Aşk bizim ruhsal doyumumuzdur ancak ne zaman ki ilişki haline gelir, artık duygusallıktan uzaklaşıp nesnelleşir. İçine beklentiler, mantık ve çıkarlar girer. İlişkileri zehirleyen ve kırılma noktasına getiren işte bu döngüdür.
Aşık kişi, bir çiçeğin renginden, güneşin batışından, dalgaların sesinden etkilenir. İlişkisi olan kişi, akşam eve kaçta geleceğiyle, kiranın ödenip ödenmeyeceğiyle, özel günleri hatırlamadığıyla ilgilenmeye başlar.
Mantık, aşkın denizinde yüzemez. Mantığın ve beklentinin başladığı yer, ilişkinin başladığı yerdir. Ruhsal doyum ihtiyacınız sizi ilişkiye sürükler, ilişki sizi mantığa iter. Bu karmaşaya aşk dayanamaz. O yüzden aşkın ömrü kısadır.
Saf sevgi, yeryüzünde yaşanabilecek en değerli duygudur. Bunu yakalayan insan bir mucizeye tanık oluyor demektir. Ne zaman ilişkiniz biter ve kendinizi kötü hissederseniz, ilk zamanlarınızı hatırlayın. Şimdi geldiğiniz yer ile başladığınız yer arasındaki farkı göreceksiniz.
alıntı.