Gönül yarası, derin bir kuytu, bir umman sanki,
Öyle derin, öyle sonsuz, öyle ki bir ömür boyu saklanır.
Bir masal başlar içinde, uzun, inişli çıkışlı, acı tatlı bir yolculuk.
Vaktiyle, uzak diyarlarda, kalbi bir kelebek gibi narin bir kız yaşardı. Adı Elif'ti. Gözleri, gecenin yıldızları kadar parlak, gülüşü, baharın müjdesi kadar içtendi. Bir gün, hayatına bir rüzgar gibi giren bir delikanlıya rastladı. Adı Kerem'di. Gözleri, bir şahin gibi keskin, kalbi ise bir aslan gibi cesurdu.
Aşk, ikisinin kalbine bir kor gibi düştü. Elif'in narin kalbi, Kerem'in cesur kalbiyle birleşti. Birbirlerine sözler verdiler, kalplerini mühürlediler. Birlikte hayaller kurdular, umutlarını filizlendirdiler. Her an, bir masalın en güzel sayfaları gibiydi.
Ancak kader, her zaman masallara izin vermezdi. Bir gün, beklenmedik bir fırtına çıktı. Kerem, uzak diyarlara gitmek zorunda kaldı. Elif, kalbi bir kuş gibi çırpınarak, onu beklemeye ant içti. Her gün, Kerem'in döneceği günü hayal ederek, gönlünün yarasına merhem sürmeye çalıştı.
Zaman geçti, mevsimler değişti. Elif'in saçlarına aklar düşmeye başladı, gözlerinin feri soldu. Ancak umudu hiç tükenmedi. Her gece, ay ışığında Kerem'e mektuplar yazdı, her satırına aşkını, özlemini, hasretini nakşetti.
Kerem'in yokluğu, Elif'in gönlünde derin bir yara açtı. Her geçen gün, bu yara daha da büyüdü. Ancak Elif, bu yarayı bir zayıflık olarak görmedi. Aksine, bu yarayı, aşkının ve sadakatinin bir nişanesi olarak kabul etti. Her acı, onu daha da güçlendirdi, her gözyaşı, kalbindeki aşkı daha da parlattı.
Yıllar sonra, bir gün, bir rüzgar esti. Uzak diyarlardan, Kerem'in sesi duyuldu. Elif'in kalbi, o sesi duyduğunda, yıllardır beklediği o anın geldiğini anladı. Kapılar açıldı, kalpler birleşti.
Ancak bu kavuşma, ilk aşkın masumiyetiyle aynı değildi. Yılların ayrılığı, kalplerde derin izler bırakmıştı. Gönül yarası, hala oradaydı, hala kanıyordu. Ama bu sefer, birbirlerine daha farklı bir şekilde baktılar. Geçmişteki acılar, onları daha olgun, daha güçlü kılmıştı.
Masalın sonunda, Elif ve Kerem, birbirlerine yeniden söz verdiler. Bu sefer, daha bilinçli, daha derin bir aşkla. Birlikte, gönül yaralarını iyileştirmeye başladılar. Her acıya, her zorluğa rağmen, birbirlerine tutunarak, yeni bir masal yazdılar. Bu masalda, acılar da vardı, gözyaşları da, ama her zaman aşk galip geldi.
Gönül yarası, geçmez belki, ama onu sevgiyle sarıp sarmaladığımızda, o yara bile bir şifaya dönüşebilir. Bu uzun masalın özeti de budur işte. Acı çeksek de, kaybetseler de, umut her zaman vardır. Aşk, her zaman bir çıkış yolu bulur. Ve gönül yarası, en derin umutlarımızın, en büyük mücadelelerimizin, en sonsuz aşkımızın bir nişanesi olarak kalır.
Gökte ay, kalpte ince bir sızı,
Sözle ışıldayan göz, sanki bir yıldız izi.
Sana benzer, ey aşk masalımızın uzun soluklu yazarı,
Her satırında bir umut, her kelimende bir bahar.
Ayın şavkı vurur geceye,
Kalbimde bir senfoni yükselir hece hece.
Sözlerin aydınlatır karanlık yolları,
Gözlerinle başlar aşkın en güzel halleri.
Sen, masalımızın mimarı, hayatımızın anlamı,
Her dem yeniden yazılan, bitmeyen bir rüya.
Gözyaşlarımızla yeşeren, umutlarımızla büyüyen,
Aşkın en derin denizinde yüzdüren.
Uzun bir yolculuk, kalbimizden kalbine,
Sonsuz bir aşk destanı, yazılan her nefeste.
Gökte ay, kalpte sen, sözde bir şiir,
Gözlerde ışıltı, sana adanan bir ömür.
3,2s
Öyle derin, öyle sonsuz, öyle ki bir ömür boyu saklanır.
Bir masal başlar içinde, uzun, inişli çıkışlı, acı tatlı bir yolculuk.
Vaktiyle, uzak diyarlarda, kalbi bir kelebek gibi narin bir kız yaşardı. Adı Elif'ti. Gözleri, gecenin yıldızları kadar parlak, gülüşü, baharın müjdesi kadar içtendi. Bir gün, hayatına bir rüzgar gibi giren bir delikanlıya rastladı. Adı Kerem'di. Gözleri, bir şahin gibi keskin, kalbi ise bir aslan gibi cesurdu.
Aşk, ikisinin kalbine bir kor gibi düştü. Elif'in narin kalbi, Kerem'in cesur kalbiyle birleşti. Birbirlerine sözler verdiler, kalplerini mühürlediler. Birlikte hayaller kurdular, umutlarını filizlendirdiler. Her an, bir masalın en güzel sayfaları gibiydi.
Ancak kader, her zaman masallara izin vermezdi. Bir gün, beklenmedik bir fırtına çıktı. Kerem, uzak diyarlara gitmek zorunda kaldı. Elif, kalbi bir kuş gibi çırpınarak, onu beklemeye ant içti. Her gün, Kerem'in döneceği günü hayal ederek, gönlünün yarasına merhem sürmeye çalıştı.
Zaman geçti, mevsimler değişti. Elif'in saçlarına aklar düşmeye başladı, gözlerinin feri soldu. Ancak umudu hiç tükenmedi. Her gece, ay ışığında Kerem'e mektuplar yazdı, her satırına aşkını, özlemini, hasretini nakşetti.
Kerem'in yokluğu, Elif'in gönlünde derin bir yara açtı. Her geçen gün, bu yara daha da büyüdü. Ancak Elif, bu yarayı bir zayıflık olarak görmedi. Aksine, bu yarayı, aşkının ve sadakatinin bir nişanesi olarak kabul etti. Her acı, onu daha da güçlendirdi, her gözyaşı, kalbindeki aşkı daha da parlattı.
Yıllar sonra, bir gün, bir rüzgar esti. Uzak diyarlardan, Kerem'in sesi duyuldu. Elif'in kalbi, o sesi duyduğunda, yıllardır beklediği o anın geldiğini anladı. Kapılar açıldı, kalpler birleşti.
Ancak bu kavuşma, ilk aşkın masumiyetiyle aynı değildi. Yılların ayrılığı, kalplerde derin izler bırakmıştı. Gönül yarası, hala oradaydı, hala kanıyordu. Ama bu sefer, birbirlerine daha farklı bir şekilde baktılar. Geçmişteki acılar, onları daha olgun, daha güçlü kılmıştı.
Masalın sonunda, Elif ve Kerem, birbirlerine yeniden söz verdiler. Bu sefer, daha bilinçli, daha derin bir aşkla. Birlikte, gönül yaralarını iyileştirmeye başladılar. Her acıya, her zorluğa rağmen, birbirlerine tutunarak, yeni bir masal yazdılar. Bu masalda, acılar da vardı, gözyaşları da, ama her zaman aşk galip geldi.
Gönül yarası, geçmez belki, ama onu sevgiyle sarıp sarmaladığımızda, o yara bile bir şifaya dönüşebilir. Bu uzun masalın özeti de budur işte. Acı çeksek de, kaybetseler de, umut her zaman vardır. Aşk, her zaman bir çıkış yolu bulur. Ve gönül yarası, en derin umutlarımızın, en büyük mücadelelerimizin, en sonsuz aşkımızın bir nişanesi olarak kalır.
Gökte ay, kalpte ince bir sızı,
Sözle ışıldayan göz, sanki bir yıldız izi.
Sana benzer, ey aşk masalımızın uzun soluklu yazarı,
Her satırında bir umut, her kelimende bir bahar.
Ayın şavkı vurur geceye,
Kalbimde bir senfoni yükselir hece hece.
Sözlerin aydınlatır karanlık yolları,
Gözlerinle başlar aşkın en güzel halleri.
Sen, masalımızın mimarı, hayatımızın anlamı,
Her dem yeniden yazılan, bitmeyen bir rüya.
Gözyaşlarımızla yeşeren, umutlarımızla büyüyen,
Aşkın en derin denizinde yüzdüren.
Uzun bir yolculuk, kalbimizden kalbine,
Sonsuz bir aşk destanı, yazılan her nefeste.
Gökte ay, kalpte sen, sözde bir şiir,
Gözlerde ışıltı, sana adanan bir ömür.
3,2s