Yıllar…
Filizlenip olgunlaşmaya gark ederken
Şen şakrak mutlu ve refahlı günler çok azdı
Yaşayamadan anlatmak, işitmeden duymaktı
Görmek için bakmayı bir niteliğe erdirmekti
Dünyanın…
Nimetleri her bir tarafı kuşatırken
Rahmet bu kadar aşikâr gerekçeyle yakınken
Kalp kendi hilkatinde ritme amade bulunurken
Ruhumun, hicran sayfaları ne kadar manidardı
Ummanlara…
Doğru uzanan derin bir hüzün vardı
Uyumak, oysa çok şeyler anlatıyor o an bizardı
Kalbim ne kadar sahibiyleydi idrakim neredeydi
Zaman insan kimliğinde muvazene için hakikatti
Doğmak…
Emanetin tevdiinde olan bir merhaleydi
Nesiller için mücerret olacak mümtaz sağanaktı
Hak zerrede muhakkak olan hamiyetli sığınaktı
Kim ne kadar farkındaydı, akıl insan için vuslattı
Aşk olmasaydı…
Su durulmazdı, yağmur ağlamazdı
Toprak, bereketi için anlaşılmaya amadeli sanattı
Güneş neleri anlatırdı, rüzgâr nefesler için olandı
Med cezir nazar eden içinde hissiyatta bir farktı
Mütekâmil olmak…
İnsani hasleti kuşanarak solumak
Ahseni takvimden neden bahsedilir meraka akmak
İradenin hüviyetini berraklaştırmak nefsi tanımak
Ruhun kalbi nizam etmesine nefesi gark edebilmek
Aslen sahibi…
Olduğun ne var nefes olmazsa orda kal
Ölüm, bir gün kapını çalacak sakın geç kalma ey yar
Sevda bunun için var uzlet melaline suhuletli bir ar
Edep içinde kal, mütemadiyen tefekkürde seyri hal
Mustafa Cilasun