Herkesin çılgınlar gibi peşinden koştuğu ve bir gün en güzelini yaşamayı hayal ettiği şey; AŞK.
Hemen her genç kızın, genç kadının -hayatını biri ile birleştirmemiş her kadının da diyebiliriz- hayalini kurduğu o beyaz atlı prensin bir gün gelip kapıyı çalması sizce imkansız mı?
Peki ya erkeklerin aşk hayalleri nasıl? Onlar nasıl bir prenses hayal ediyorlar hiç düşündünüz mü?
Biz kadınlar aşık olduğumuzda dünyamızı aşık olduğumuz adama göre düzenliyor, onun istekleri, onun hayalleri, onun alışkanlıkları, sevdikleri ve sevmedikleri yönünde ilerliyoruz. Eğer onun hayatını benimsiyorsak aşık olduğumuza kanaat getiriyoruz. Sürekli onu düşünüyor, sürekli onunla olmak istiyor, sürekli ondan bahsediyoruz.
Peki ya erkekler?
Erkekler aşık olduklarını nasıl anlıyorlar?
Erkekler aşık olduklarında neler yapıyorlar?
Bir erkeğin "evet ben aşık oldum" demesi için neler gerekiyor?
Erkeklerin çoğunun ilişkiyi yaşarken değil ilişki bittikten sonra aşık olduklarını fark ettiklerini biliyor muydunuz?
Ancak bu erkeklerin hatası veya eksikliğinden değil, bu aslında kadınların erkeklere davranış biçiminden kaynaklanıyor.
Biz kadınlar aşık olduğumuzda o kadar üstlerine titriyor, peşlerinde dolaşıyor, pervane oluyoruz ki, erkeklerin bir saniye durupta "Ben bu kadın olmasa ne hissederim, naparım?" diye düşünmeye vakitleri kalmıyor.
Ancak ilişki bittiğinde "Ama ben onu seviyordum, ben ona aşık olmuştum" diyebiliyorlar.
Erkeklerin duygularını kadınlar kadar gösteremiyor ve söyleyemiyor olduğunu hepimiz biliyoruz, ancak verdikleri sinyalleri görmezden gelmemeli ve aşklarını itiraf etmelerine yardımcı olmalıyız.
Bazı erkeklerin sevmek ve aşık olmak konusunda ürkek davrandığını unutmamalıyız. Kendilerini güç simgesi olarak düşünen erkekler aşkını itiraf etmeyi zayıflık olarak gördüğü sürece biten ilişkilerin ardındaki "keşkeler" artmaya devam edecektir.
Bir Tavsiye;
Kadınlar... Erkeklere aşkın ürkülecek bir şey olmadığını hissettirelim. Üstlerine fazla düşmeyelim sonra ürküyorlar...
Erkekler... Çok geç olmadan aşkımızı kadının yüzüne vuralım... daha ne bekliyorsunuz? Bu son şansınız olabilir...
Papatya Somer