Aşk
Bana sorsalar ki, aşık insanı nasıl anlarsın diye: Sessizliğinden ve bakışlarından derim. Çünkü aşkın organı gözlerdir dil değil..
Aşk hepimize uğramıştır. Kimimizin kapısını çalıp kaçmıştır. Kimimizin evine misafir olarak gelip gitmiştir. Kimimizin evine gelip evini darmaduman ettikten sonra gitmiştir. Kimimizinde evine gelip kalıcı olmuştur...Peki aşka bakış açımız ne olmalı ben naçizane kendi çapımda bir şeyler karaladım. Sizlerle paylaşmak istedim.
Aşkın ''A'' hali:
Karanlık bir orman var. Zikzaklı yamaçları olan bir orman. İki çakıl taşı yuvarlanmış, yuvarlanmış birbirleriyle çarpışarak durmuşlar. Derken bir kıvılcım belirmiş. Çakıl taşları bildiğin taş gibi oldukları yerde çakılıp kalmışlar. Sessiz sessiz öylece durmuşlar. ''A'' halinde yoğun bir sessizlik hakimdir. Taraflar 100 düşünüp 1 konuşur. Tanıma, anlama evresi olduğu için,'' Acaba böyle dersem yanlış anlar mı ?, Acaba şöyle desem darılır mı ?, Acaba ne desem de ona yakın olmak istediğimi hissettirsem ? '' şeklinde düşünceler hakimdir. Bu aşamada zamanı musluk gibi değerlendirmek gerekir. Unutmayın musluk açıldıkça akan suda çoğalacaktır..
Aşkın ''Ş'' hali:
Taraflar çakıl taşı olmaktan çıkmıştır. Halk dilindeki ''çıkma teklifi'' çoktan edilmiş önemli kademeler geride bırakılmıştır. Elele tutuşma, arada sırada kaçamak öpücük kondurup yüz kızartma, Kalpleri on ikiden vuracak sözler söyleme bu aşamaya ait bir özelliktir. Taraflar yine de temkini elden bırakmamıştır. Hala bilinç alıntın bir hayli altına inmiş olsa da partnerini incitme, üzme korkusu azda olsa hakimdir. Her iki tarafında en büyük korkusu birbirlerinden sonsuza dek uzak kalmak zorunda kalmalarıdır. Ne zaman bu korkuya kapılsalar büyük bir iştahla telefonlarına sarılıp biricik aşklarının sesini duymak ve kendilerinden geçmek isterler. Öyle de olur. Bu aşamada ufak tefek şeyleri takıntı yapıp kendinizi üzmek yerine, pozitif sularda yüzüp ilişkiniz için pembe hayaller kurmanız daha daha iyi olacaktır..
Aşkın ''K'' hali:
Bu aşamada her iki tarafta birbirini çok iyi tanıyordur. Birbirinden hiç çekinmezler. Evlilik düşünceleri, anne baba olma hayalleri masaya yatmaya ve resmileşmeye başlamıştır bile, her iki tarafta ilişkilerinin ilk başlardaki etabına göre daha mantıklıdır. Ancak aşkları ilk baştaki gibi doyumsuz ve lezzetlidir.. Bu aşamanın sonunda da evlilik gerçekleşir ve Aşkın meyveleri aşıkla maşuka sunulur: Güzel bir aile, tatlı mı tatlı çocuklar...İnsanın içini kıpırdatan hayaller ve niceleri...
Aşkla kalın...Karşılıklı, gerçek aşkla.
Çünkü karşılıksız olanı çok acı veriyor..
“Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.”
Baharistan
Bana sorsalar ki, aşık insanı nasıl anlarsın diye: Sessizliğinden ve bakışlarından derim. Çünkü aşkın organı gözlerdir dil değil..
Aşk hepimize uğramıştır. Kimimizin kapısını çalıp kaçmıştır. Kimimizin evine misafir olarak gelip gitmiştir. Kimimizin evine gelip evini darmaduman ettikten sonra gitmiştir. Kimimizinde evine gelip kalıcı olmuştur...Peki aşka bakış açımız ne olmalı ben naçizane kendi çapımda bir şeyler karaladım. Sizlerle paylaşmak istedim.
Aşkın ''A'' hali:
Karanlık bir orman var. Zikzaklı yamaçları olan bir orman. İki çakıl taşı yuvarlanmış, yuvarlanmış birbirleriyle çarpışarak durmuşlar. Derken bir kıvılcım belirmiş. Çakıl taşları bildiğin taş gibi oldukları yerde çakılıp kalmışlar. Sessiz sessiz öylece durmuşlar. ''A'' halinde yoğun bir sessizlik hakimdir. Taraflar 100 düşünüp 1 konuşur. Tanıma, anlama evresi olduğu için,'' Acaba böyle dersem yanlış anlar mı ?, Acaba şöyle desem darılır mı ?, Acaba ne desem de ona yakın olmak istediğimi hissettirsem ? '' şeklinde düşünceler hakimdir. Bu aşamada zamanı musluk gibi değerlendirmek gerekir. Unutmayın musluk açıldıkça akan suda çoğalacaktır..
Aşkın ''Ş'' hali:
Taraflar çakıl taşı olmaktan çıkmıştır. Halk dilindeki ''çıkma teklifi'' çoktan edilmiş önemli kademeler geride bırakılmıştır. Elele tutuşma, arada sırada kaçamak öpücük kondurup yüz kızartma, Kalpleri on ikiden vuracak sözler söyleme bu aşamaya ait bir özelliktir. Taraflar yine de temkini elden bırakmamıştır. Hala bilinç alıntın bir hayli altına inmiş olsa da partnerini incitme, üzme korkusu azda olsa hakimdir. Her iki tarafında en büyük korkusu birbirlerinden sonsuza dek uzak kalmak zorunda kalmalarıdır. Ne zaman bu korkuya kapılsalar büyük bir iştahla telefonlarına sarılıp biricik aşklarının sesini duymak ve kendilerinden geçmek isterler. Öyle de olur. Bu aşamada ufak tefek şeyleri takıntı yapıp kendinizi üzmek yerine, pozitif sularda yüzüp ilişkiniz için pembe hayaller kurmanız daha daha iyi olacaktır..
Aşkın ''K'' hali:
Bu aşamada her iki tarafta birbirini çok iyi tanıyordur. Birbirinden hiç çekinmezler. Evlilik düşünceleri, anne baba olma hayalleri masaya yatmaya ve resmileşmeye başlamıştır bile, her iki tarafta ilişkilerinin ilk başlardaki etabına göre daha mantıklıdır. Ancak aşkları ilk baştaki gibi doyumsuz ve lezzetlidir.. Bu aşamanın sonunda da evlilik gerçekleşir ve Aşkın meyveleri aşıkla maşuka sunulur: Güzel bir aile, tatlı mı tatlı çocuklar...İnsanın içini kıpırdatan hayaller ve niceleri...
Aşkla kalın...Karşılıklı, gerçek aşkla.
Çünkü karşılıksız olanı çok acı veriyor..
“Aşk, söylenemeyen ama iki yüz perdenin arkasında da olsa gizlenemeyen bir sırdır.”
Baharistan
bende. Aşkın o hali olsun diyeyim 
canima tak dedi 
