Akılları firar ettiren aşk, nelere kadir değil ki... Zaman gelir olmadık kişileri, zamkla yapıştırıp, birbirinin organik parçası haline getirebilir. Zaman gelir, tencereyle kapağını bile birbirinden öyle ayırır ki, bir daha bir araya gelemezler. Sihir kafaların uyuşmasında. Siz, hangi kafada olduğunuzu hiç kendinize sordunuz mu? Hangi kafadasınız ve hangi kafadakilerle isabetli bir eşleşmenin tarafı olabilirsiniz. Testi çözün, fikriniz olsun.
Sınır tanımaz
Sizin için, varsa yoksa aşk. Önce aşk, sonra aşk, hep aşk. Yaşmış, boymuş, kiloymuş, vız gelip tırıs gidiyor. Sevdiceğiniz aklınıza düşmeyegörsün. Kanınız tutuşuyor, aklınız başınızdan gidiyor. Kabul görmüş ne kadar kural, usül ve görenek varsa hepsini yıkmayı göze alabilirsiniz. Birine kapıldığınızda gözünüz hiç bir şey görmüyor. Köprüleri yıkıyor, gemileri yakıyorsunuz. Aşkın ırkı yok, dili yok, milliyeti, sınırı yok. Kendi memleketinde saltanat süren, kendi dilince konuşan bir hükümdar sizin için aşk.
Esnek
Elbette bazı kurallarınız, prensipleriniz var. Hatta en az başkalarınınki kadar var. Ancak bu kurallar ve ilkeler, ilişkinin gereklerine uygun hale getirilemeyecek katılıkta değil. Yerine göre eğilip bükülebilir, yerine göre uzatılıp genişletilir. Değiştirilemeyen tabiat kanunu değil yani. İlişkinin seyri içinde her şey, birbirini sevmiş, birbirini seçmiş iki kişinin selameti için esneyebilir, değişebilir, dönüşebilir.
