• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Atatürk’ün dinin siyasete alet edilmemesi hakkındaki sözleri

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Atatürk’ün dinin siyasete alet edilmemesi hakkındaki sözleri

Atatürk’ün, dinin siyasetten uzak tutulması ile ilgili fikir ve düşünceleri.
Atatürk’ün, dinin siyasete alet edilmemesi gerektiğine dair söylemiş olduğu sözler.

Atatürk’ün, dinin siyasete âlet edilmesinin zararları hakkındaki fikir ve düşünceleri;
Bizi yanlış yola yönelten soysuz kimseler bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din niteliği altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. Onlar her türlü hareketi dinle karıştırırlar. Halbuki, Allah’a şükürler olsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız; artık bizim, dinin gereklerini öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına gereksinmemiz yoktur. Analarımızın, babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile, bize dinimizin esaslarını anlatmaya yeterlidir. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 127)

Atatürk’ün, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve dinin siyasete âlet edilişi hakkındaki görüşleri;

“Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır” kuralını bayrak olarak eline alan kimselerden, iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, cahil ve bağnazları, hurafelere inananları aldatarak özel amaçlar sağlamaya kalkışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri sayısız felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük özveriler gerektiren pis bataklıklara hep bu bayrak gösterilerek yöneltilmemiş miydi?
Cumhuriyetçi ve ilerici olduklarını zannettirmek isteyenlerin, aynı bayrakla ortaya atılmaları, dinî bağnazlığı coşturarak, milleti, cumhuriyetin, ilerleme ve yeniliğin tamamen aleyhine kışkırtmak değil miydi? Yeni parti, dinî düşünce ve inançlara saygı perdesi altında: Biz hilâfeti tekrar isteriz; biz yeni yasalar istemeyiz; bizce Mecelle yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle beraber olunuz. Çünkü, Mustafa Kemal’in partisi hilâfeti kaldırdı. İslâmiyeti bozuyor. Sizi gavur yapacak, size şapka giydirecektir diye bağırmıyor muydu! Yeni partinin kullandığı kalıplaşmış anlatım, bu gerici feryatlarla dolu değildir denilebilir mi?
Efendiler, olaylar da gösterdi ve kanıtladı ki, Terakkiperver Cumhuriyet Partisi programı en hain beyinlerin ürünüdür. Bu parti, memlekette suikastçıların sığınağı, güvenme ümidi oldu; dış düşmanların, yeni Türk Devleti’ni, taze Türk Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik plânlarının kolaylıkla uygulanmasına yardımcı olmaya çalıştı. 1927 (Nutuk II, s. 889-890)

Büyük Önder’in, din oyunu aktörleri hakkındaki sözleri;
Bunca yüzyıllarda olduğu gibi, bugün de, milletlerin bilgisizliğinden ve bağnazlığından yararlanarak bin bir türlü siyasî ve kişisel amaç ve çıkar sağlamak için, dini âlet ve araç olarak kullanmak girişiminde bulunanların, içeride ve dışarıda varlığı, bizi bu konuda söz söylemekten, ne yazık ki, henüz uzak bulundurmuyor. İnsanlıkta, din hakkındaki bilgi ve anlayış, her türlü hurafelerden sıyrılarak gerçek bilim ve tekniğin ışıklarıyla arınmış ve mükemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine, her yerde tesadüf olunacaktır. 1927 (Nutuk II, s. 708)

Atatürk’ün, dini siyasete âlet edenlerle mücadele edilmesi gerektiğine dair söylediği sözleri;
Adî ve alçak hilelerle hükümdarlık yapan halifeler ve onlara dini âlet yapmaya tenezzül eden sahte ve imansız bilginler, tarihte daima rezil olmuşlar, rezil edilmişler ve daima cezalarını görmüşlerdir. Dini kendi tutkularına âlet yapan hükümdarlar ve onlara yol gösteren hoca isimli hainler, hep bu sonuca sürüklenmişlerdir. Böyle yapan halife ve din bilginlerinin arzularına kavuşamadıklarını, tarih bize sayısız örneklerle açıklamakta ve kanıtlamaktadır. Artık bu milletin ne öyle hükümdarlar, ne öyle bilginler görmeye katlanması olasılığı yoktur. Artık kimse, öyle hoca kılıklı sahte bilginlerin yalan dolanına önem verecek değildir. En bilgisiz olanlar bile o gibi adamların niteliğini gerektiği gibi anlamaktadır. Fakat bu konuda tam bir güven sahibi olmaklığımız için bu uyanıklığı, bu dikkati, onlara karşı bu nefreti, gerçek kurtuluş anına kadar bütün kuvvetiyle, hatta artan bir kararlılıkla korumalı ve sürdürmeliyiz. Eğer onlara karşı, benim kişiliğimden bir şey anlamak isterseniz, derim ki, ben kendim onların düşmanıyım. Onların olumsuz yönde atacakları bir adım, yalnız benim kişisel imanıma değil, yalnız benim amacıma değil, o adım benim milletimin yaşamıyla ilgili, o adım milletimin yaşamına karşı bir kötü niyet, o adım milletimin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde arkadaşlarımın yapacağı şey, kesinlikle ve kesinlikle o adımı atanı tepelemektir.
Şüphe yok ki, millet birçok özveri, birçok kan pahasına, en sonunda elde ettiği vazgeçilmez ilkesine kimseyi saldırtmayacaktır. Bugünkü hükümetin, meclisin, yasaların, Anayasa’nın nitelik ve sebebi hep bundan ibarettir. Sizlere bunun da üstünde bir söz söyleyeyim. Sayalım ki, eğer bunu temin edecek yasalar olmasa, bunu temin edecek meclis olmasa, öyle olumsuz adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 146)
 
Geri
Top