Hayat benim için sadece bir gündü, o da seninle tanıştığım gündü...
(Atatürk'ün ilk aşkı Manastırlı Eleni Karinte'nin yazdığı mektup..)
''Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt.
Manastırlı Eleni Karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum.
Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı.
Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim.
Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte'n.''
Balkanların Romeo ve Juliet’inin aşk destanı nesilden nesile aktarılıyor. Bazıları Karinte’nin orjinal mektubun aslı tarihsel arşivlerde bulunduğunu söylüyorlar. Bazıları ise sadece bir efsaneden ibaret olduğunu vurguluyorlar. Yine de Manastırlılar arasında söz konusu aşk bugün de yaşanıyor.
Manastır müzesindeki anıt odasını ziyaret etmek, Karinte’nin balkonu altında fotoğraf çektirmek ve Eleni’nin Atatürk'e yazdığı mektubu okumak için Türkiyeli turistler binlerce kilometre yol geçerek Manastır’a geliyorlar.
Eleni hiç evlenmemiş, hayatı uzun sürmüş,80 yaşında Florina'da ölmüş. Atatürk ve Karinte asla bir araya gelmemişler.
(Atatürk'ün ilk aşkı Manastırlı Eleni Karinte'nin yazdığı mektup..)
''Çok seneler geçti, ben halen her gün senden haber bekliyorum. Herhangi bir zamanda mektubumu alırsan, beni hatırla. Kağıttaki gözyaşlarımı görebileceksin. Yıllar ve olaylar geçiyor, seninle ilgili çok şeyler konuşuluyor. Mektubumu okurken, başka kadını seviyorsan, mektubumu yırt.
Manastırlı Eleni Karinte, bir gün tanıdığı ve aşık olduğu adama bütün ömrünü harcamıştır. Benim seni sevdiğim kadar, o kadını o kadar çok seviyorsan, kendisine hiçbir şey söyleme, senin kadar mutlu olmasını diliyorum. Fakat, balkondaki kızı hatırlıyorsan ve başkasını sevmiyorsan, seni beklediğimi ve ömrüm boyunca bekleyeceğimi bilmeni istiyorum.
Döneceğini, beni unutmayacağını biliyorum. Babam vefat etti. Beni senden ayırdığından tam bir yıl geçti, beni eve kapattı ve bir ay çıkmama izin vermedi. Ağladım, biliyorum ki tüm kilitleri ve hapisleri boşuna harcadı.
Beni evlendirecekleri adamı sadece bir kez gördüm ve kendisi bana onu sevebileceğimi söyledi. Ben kendisine, 'Hayır, ben sadece ilk aşkımı seviyorum' dedim. Babam beni hiç bir zaman affetmedi ve ben de kendisini affetmedim. O zamanlardaki gibi artık genç ve güzel değilim.
Ebediyen seni seven ve seni bekleyen, Eleni Karinte'n.''
Balkanların Romeo ve Juliet’inin aşk destanı nesilden nesile aktarılıyor. Bazıları Karinte’nin orjinal mektubun aslı tarihsel arşivlerde bulunduğunu söylüyorlar. Bazıları ise sadece bir efsaneden ibaret olduğunu vurguluyorlar. Yine de Manastırlılar arasında söz konusu aşk bugün de yaşanıyor.
Manastır müzesindeki anıt odasını ziyaret etmek, Karinte’nin balkonu altında fotoğraf çektirmek ve Eleni’nin Atatürk'e yazdığı mektubu okumak için Türkiyeli turistler binlerce kilometre yol geçerek Manastır’a geliyorlar.
Eleni hiç evlenmemiş, hayatı uzun sürmüş,80 yaşında Florina'da ölmüş. Atatürk ve Karinte asla bir araya gelmemişler.