ATATÜRK VE TÜRK İSTİKLÂL MARŞI
İstiklal Marşı 1 Mart / 1921'de Meclisde müzâkkere edilip, zamanın maarif vekili Hamdullah Suphi bey tarafından meclis kürsüsünden tekrar tekrar okunmuş ve ayakta alkışlarla kabul edilmişti.
Marşın bestelenmesi için, Ankara'da bir komisyon kurulmuş, bestelenecek mısraları seçilerek ilân edilmişti.
Komisyonun çalışmalarını yakından takip eden ATATÜRK, bu seçimi uygun bulmamıştı. İstiklâl Marşının uzun olmasında mutabakatını söyleyerek okunduğu ve çalındığı zaman, herkesin uzun uzun ayakta tutulmamasının elbette doğru olmadığı, ancak Marşın İstiklâl davamızı anlatışı cihetinden, büyük mânası olan, bilhassa şu mısralarının marşdan çıkarılmasının doğru olmadığını söylemiştir.
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl
ATATÜRK:
- Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim vecizeler, işte bunlardır, demiştir.
Cumhuriyetin 15. yıl şenlikleri yapılırken, takatsiz yattığı Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gelen bir vapur dolusu gençlik, İstiklâl Marşını söylüyordu. ATATÜRK, büyük bir içtenlikle dinlemiş ve hazin hazin gülümseyerek:
- Beni çağırıyorlar, seviniyorlar, sevinecekler tabii, sevinmek de haklıdırlar, onbeş yıl Cumhuriyet... Bu sevinilecek neticedir, demiştir.
İstiklal Marşı 1 Mart / 1921'de Meclisde müzâkkere edilip, zamanın maarif vekili Hamdullah Suphi bey tarafından meclis kürsüsünden tekrar tekrar okunmuş ve ayakta alkışlarla kabul edilmişti.
Marşın bestelenmesi için, Ankara'da bir komisyon kurulmuş, bestelenecek mısraları seçilerek ilân edilmişti.
Komisyonun çalışmalarını yakından takip eden ATATÜRK, bu seçimi uygun bulmamıştı. İstiklâl Marşının uzun olmasında mutabakatını söyleyerek okunduğu ve çalındığı zaman, herkesin uzun uzun ayakta tutulmamasının elbette doğru olmadığı, ancak Marşın İstiklâl davamızı anlatışı cihetinden, büyük mânası olan, bilhassa şu mısralarının marşdan çıkarılmasının doğru olmadığını söylemiştir.
Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl
ATATÜRK:
- Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim vecizeler, işte bunlardır, demiştir.
Cumhuriyetin 15. yıl şenlikleri yapılırken, takatsiz yattığı Dolmabahçe Sarayı'nın önüne gelen bir vapur dolusu gençlik, İstiklâl Marşını söylüyordu. ATATÜRK, büyük bir içtenlikle dinlemiş ve hazin hazin gülümseyerek:
- Beni çağırıyorlar, seviniyorlar, sevinecekler tabii, sevinmek de haklıdırlar, onbeş yıl Cumhuriyet... Bu sevinilecek neticedir, demiştir.