Atatürk'ü Araba Calmakla Suclamislardi

wien06

V.I.P
V.I.P
MUSTAFA KEMAL'İ ARABA ÇALMAKLA SUÇLAMIŞLARDI...


Mustafa Kemal Paşa, Yıldırım Orduları Kumandanı Maraşal von Falkenhayn ile anlaşmazlığa düşmüş ve Halep'te bulunan 7. Ordu Kumandanlığı'ndan 1917'nin 6 Ekim'inde istifa etmiştir.
Paşa, 9 Ekim günü merkezi Diyarbakır'da bulunan 2. Ordu'nun kumandanlığına tayin edilir ama tayini kabul etmez, İstanbul'a dönmek ister, "izinli olarak" gelmesi kabul edilir ve 11 Ekim'de Halep'ten yola çıkarak 15 Ekim günü İstanbul'a varır ve genel karargahta görevlendirilir.

Bazı kişiler, işte o günlerde Paşa hakkında ortaya bazı iddialar atarlar. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'a güya bir kurmay subayı da beraberinde ama izinsiz olarak getirmiş, hatta 2. Ordu'ya ait iki adet otomobili de yanına almıştır ve İstanbul'da bu otomobili kullanmaktadır. Zamanın "Harbiye Nazırı" yani Savaş Bakanı ve Başkumandan Vekili olan Enver Paşa, bu söylentiler üzerine 16 Kasım'da Mustafa Kemal Paşa'ya şifreli bir telgraf gönderir ve meselenin aslını bildirmesini ister.

Mustafa Kemal Paşa, bir yerde "savunmasının istenmesi" anlamina gelen bu telgrafı iki gün sonra, 18 Kasım 1917'de bir başka şifreli telgrafla cevaplar ve iddiaların aslının olmadığını söyler. İstanbul'a bir kurmay subayla değil, yaveriyle beraber gelmiştir; 2. Ordu'ya ait olan otomobillerden biri zaten satın alındığı andan itibaren bozuk olduğu için Halep'te durmaktadır, diğerinin de lastikleri yoktur, İstanbul'a lastik temini maksadıyla getirilmiş ve 2. Ordu'nun İstanbul'daki görevlilerine çoktan teslim edilmiştir. Enver Paşa'nın, o sırada "mirliva" yani "tuğgeneral" olan Mustafa Kemal Paşa hakkında başlattığı işlem, bu açıklamadan sonra durdurulacaktır.


Ben günlerdir İstanbul'dayım otomobil ise Halep'teki depoda

"Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Devletlu Enver Paşa Hazretlerine:

İstanbul, 18.11.1333 (18 Kasım 1917)

16.11.33'teki (16 Kasım 1917) şifreli yüksek telgrafınıza takdim edilen cevaptır. Ordu Sıhhiye Reisi yaptırdığı ameliyatın noksan olmasından dolayı, tekrar ameliyat gerektirir bir şekilde rahatsızlanmıştı. Bu yüzden, Yedinci Ordu'dan ayrılmamdan önce sağlık kurulunun verdiği bir raporla hava değişimi gerek gösterilerek terhis edilmiş ve karargah kumandanının meşru mazeretine dayanarak Yedinci Ordu'daki birçok subay gibi usul gereği izin almıştım.
Beraberimde bir kurmay subay aldığım hakkındaki ifade doğru değildir. acizleri, yalnız yaverlerimi beraber aldım. Bunda da, İkinci Ordu Kumandanlığı'ndan ayrılmam sırasında İkinci Ordu'ya mensup olan kişileri (yaverleri) beraberimde almak konusundaki yüksek emrinize uydum. Bunlardan Yüzbaşı Salih Efendi hayatına mal olabilecek bir hastalığa müptela bulunduğundan dolayı tedavi altında tutulması için, Teğmen Şükrü Efendi de savaşın başlangıcından bu yana cephelerden ayrılmamış olduğundan Manisa'da bulunan ailesi tarafından gösterilen mazeret üzerine izinli olarak terhis edilmişlerdir. Kendilerine bu müsaadeyi, İkinci Ordu'ya mensup subaylardan oldukları için, İkinci Ordu Kumandanı sıfatını taşıdığım zaman vermiştim. Yanımda yalnız bir tek yaver vardır. Bunu da, Fevzi Paşa Hazretleri İkinci Ordu'nun yaverini beraberinde alıp gitmiş olduğundan dolayı muhafaza etmiştim.

Yedinci Ordu'nun iki otomobilini beraberimde almadım. Gerçi sözü geçen ordunun iki otomobili vardı. Bunlardan biri daha alındığı zaman kırık olduğundan ve her türlü teşebbüse rağmen nihayete kadar tamirine imkan bulunmadığından Yedinci Ordu karargahının güneye hareketinde bu kırık otomobil fazla bir yük olmaması için Halep'te 15. Kolordu Karargahı'nda terkedilmiştir. Diğer otomobil dahi, lastiklerinin tamamen mahvolmuş bulunmasından dolayı, terkedilmiş bir haldeydi.
Fevzi Paşa, Halep'e ulaştığı zaman İkinci Ordu'nun otomobilini beraber alıp getirdiği için ve acizleri de İkinci Ordu'ya kumandan tayin edilmiş olduğumdan, İkinci Ordu'nun otomobiline karşılık İstanbul'da lastik bulunması halinde kullanılabilecek bir hale getirilmesi mümkün olur düşüncesiyle lastiksiz otomobili İstanbul'a getirmiştim. Fakat maalesef buna imkan bulamadığım için, otomobil ait olduğu İkinci Ordu'nun İstanbul'daki sevk memuruna teslim edilmiştir.

İstanbul'da ulaşım vasıtalarının bulunmasındaki zorluklardan dolayı, burada gerektiğinde tanıdığım kişilerden rica ile sağladığım otomobilli kullandığını arzederim.


Ordu Kumandanı
Tuğgeneral Mustafa Kemal"



Kaynak;Murat Bardakçı yazıları
 
Aslında bu tür "çamur at izi kalsın" politikası bugün olduğu gibi geçmiştede yaşanmış. Ancak Türk Milleti büyük önderimizi bütün engelleme ve karalama kampanyalarına rağmen layık olduğu yere taşımıştır. Sadece o gün mü?. Bugünde aynı karalama kampanyaları sinsice devam ediyor.
 
Geri
Top