Atatürk devlet adamlığı, komutanlığı, liderliği kadar hak ve hürriyete verdiği önemde tüm dünya da bilinmektedir.
Atatürk'ün insan sevgisi her zaman ön plana çıkmıştır. Üstelik bu sevgi sadece kendi milletini sevmeyi değil tüm dünya insanlarını sevmeyi ve saygı duymayı esas almıştır. Atatürk insanların eşit hak ve hürriyetlerde yaşamasını hedef almış ve bu yüzden de en güzel yönetim şekli olan Cumhuriyeti ilan etmiştir.
Cumhuriyet yönetiminin pek çok özelliği vardır ama en önemlisi seçim esasına dayanan bir idaredir. Bu özelliği seçme ve seçilme hakkı belli bir kişiye yada sınıfa ait değil tamamiyle millete aittir.
Ayrıca Cumhuriyet hak ve hürriyetlere büyük önem vermesidir. Bu rejim herşeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Çünkü cumhuriyet rejimi, kuvvetini, dayanağını kişi, zümre ve sınıf hakimiyetinden değil, geniş halk kitlesinden, millet iradesinden almaktadır.
Cumhuriyet bu özelliklerinin yanı sıra kanun önünde herkesi eşit sayar ve onlar arasında ayrıcalık yapmaz.
Cumhuriyet rejimi aynı zamanda, insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve hürriyetlerine gösterdiği saygı nedeniyle, çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur. Diyebiliriz ki Türkiye'nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk'ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, laik ve demokratik Cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir.
Atatürk Türk halkının eşit hak ve özgürlüklere sahip olabilmesi için en ideal yönetim şeklini de işte bu nedenlerden dolayı istemiştir.