Ay, Gece ve Bulut'un Birlikte Hikayesi

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Ay, Geceye Küsmüş Güneş ile Bulut

Bir varmış, bir yokmuş, gökyüzünde rengârenk bir dünya varmış. Bu dünyada Ay, Gece, Güneş ve Bulut hep birlikte yaşarlarmış. Her birinin görevi varmış ve birbirlerine saygı duyarlarmış. Ancak bir gün, beklenmedik bir şey olmuş...

Ay, her zamanki gibi geceyi aydınlatmak için hazırlanıyormuş. Gece ise siyah pelerini giymiş, yıldızları gökyüzüne serpiştiriyormuş. Fakat o akşam, Ay, Gece'ye kızmış. Çünkü Gece, Ay'ın en sevdiği yıldızları saklamış ve gökyüzünü fazla karanlık yapmış. Ay, Gece'ye dönüp, "Neden böyle yaptın? Benim ışığım yeterli değil mi?" diye sormuş. Gece ise, "Senin ışığın güzel ama ben de biraz karanlık olmak istiyorum," demiş. Ay, bu cevaba çok üzülmüş ve Gece'ye küsmüş.

O sırada, Güneş ufukta belirmiş. Güneş, her sabah olduğu gibi gökyüzünü aydınlatmak için hazırlanıyormuş. Ancak o gün, Ay'ın üzgün olduğunu fark etmiş. Yanına gitmiş ve sormuş: "Neden bu kadar üzgünsün, Ay?" Ay, olanları anlatmış. Güneş, Gece'nin biraz bencil davrandığını düşünmüş ama bir çözüm bulmak istemiş.

Tam o sırada, Bulut gökyüzünde geziniyormuş. Bulut, her zaman barışçıl ve yardımsevermiş. Güneş, Bulut'a durumu anlatmış ve birlikte bir çözüm bulmalarını önermiş. Bulut, "Belki de Gece'yi anlamaya çalışmalıyız. Neden bu kadar karanlık olmak istediğini öğrenmeliyiz," demiş.

Böylece Güneş, Bulut ve Ay birlikte Gece'nin yanına gitmişler. Gece, onları görünce biraz şaşırmış. "Neden buradasınız?" diye sormuş. Bulut, "Seni anlamak istiyoruz. Neden bu kadar karanlık olmak istiyorsun?" diye sormuş.

Gece, biraz düşünmüş ve sonra içini dökmüş: "Ben de önemli olmak istiyorum. Herkes Güneş'in aydınlığını ve Ay'ın ışıltısını seviyor. Ama ben sadece karanlığım. Kimse beni fark etmiyor."

Ay, bu sözleri duyunca çok şaşırmış. "Ama Gece," demiş, "sen olmasaydın benim ışığım hiçbir şey ifade etmezdi. Senin karanlığın, benim parlamamı sağlıyor. Yıldızlar da senin sayende gökyüzünde parlıyor."

Güneş de eklemiş: "Ve ben olmasaydım, senin karanlığın hiç bitmezdi. Hepimiz bir bütünüz, Gece. Sen olmadan gökyüzü eksik kalır."

Bulut ise gülümseyerek, "Hepimizin bir rolü var. Ben bulut olarak yağmuru getiririm, sen Gece olarak dinlenmeyi sağlarsın, Ay ve Güneş de ışığımız olur. Birlikte güzeli yaratırız," demiş.

Gece, bu sözler üzerine gözlerinde yaşlarla, "Haklısınız," demiş. "Ben de sizin kadar önemliyim. Üzgünüm, Ay. Yıldızları saklamamalıydım."

Ay, Gece'ye sarılmış ve "Önemli olan birlikte olmamız," demiş. O günden sonra, Gece, Ay'ın ışığını daha da güzelleştirmiş ve yıldızları gökyüzüne serpiştirmeye devam etmiş. Güneş, her sabah gökyüzünü aydınlatmış, Bulut ise yağmurlarla yeryüzünü beslemiş.

Ve böylece, gökyüzündeki dostluk hiç bitmemiş. Hepsi birbirini tamamlamış ve her gece, her gün, gökyüzünde birlikte dans etmişler.

Gece, Ay, Güneş ve Bulut arasındaki küslük sona erdikten sonra, gökyüzünde her şey daha da güzelleşmiş. Artık hepsi birbirlerinin değerini anlamış ve birlikte uyum içinde çalışıyorlarmış. Ancak bir gün, gökyüzünde yeni bir macera başlamış...

Bir akşamüstü, Güneş ufukta batarken, Bulut gökyüzünde geziniyormuş. Birden, uzaktan gelen bir ses duymuş. Ses, küçük bir yıldızdan geliyormuş. Yıldız, "Bulut, Bulut! Yardımına ihtiyacım var!" diye seslenmiş. Bulut hemen yanına gitmiş ve sormuş: "Ne oldu, küçük yıldız? Neden bu kadar telaşlısın?"

Küçük yıldız, "Gökyüzünde yeni bir yıldız doğdu ama o kadar küçük ki, kimse onu fark etmiyor. Ona yardım etmek istiyorum ama tek başıma yapamam," demiş. Bulut, hemen Ay ve Gece'yi çağırmış. Ay, "Elbette yardım ederiz! Her yıldız gökyüzünün bir parçasıdır," demiş. Gece ise, "Ben de yeni yıldızı parlatmak için karanlığımı kullanabilirim," diye eklemiş.

Böylece hep birlikte yeni yıldızın yanına gitmişler. Yeni yıldız, minicik ve solgunmuş. Ay, yumuşak ışığını yıldıza doğru yönlendirmiş. Gece, yıldızın etrafını sarmalayarak onu daha da parlak göstermiş. Bulut ise, yıldızın etrafında dans ederek onu eğlendirmiş. Küçük yıldız, bu sevgi ve ilgiyle yavaş yavaş parlamaya başlamış.

Güneş de ertesi sabah uyandığında, yeni yıldızı fark etmiş. "Ne kadar güzel parlıyorsun!" demiş. Yeni yıldız, "Hepiniz sayesinde kendimi özel hissediyorum," diye cevap vermiş.

O günden sonra, gökyüzündeki her yıldız, Ay, Gece, Güneş ve Bulut'un desteğiyle daha da parlak olmuş. Artık gökyüzü, sadece birbirini tamamlayan değil, aynı zamanda birbirine destek olan dostlarla doluymuş.

Bir süre sonra, gökyüzündeki bu uyum ve dostluk, yeryüzündeki insanların da dikkatini çekmiş. İnsanlar, gökyüzüne bakıp, "Ne kadar güzel bir uyum içindeler," diye hayranlıkla söylenirlermiş. Bu durum, gökyüzündeki dostları çok mutlu etmiş.

Bir gün, Ay bir fikir atmış ortaya: "Neden bir şenlik yapmıyoruz? Hem yeni yıldızı kutlar, hem de gökyüzündeki dostluğumuzu tüm dünyaya gösteririz." Herkes bu fikri çok beğenmiş. Gece, "Ben şenlik için en güzel karanlığı hazırlarım," demiş. Güneş, "Ben de şenlik sabahında gökyüzünü altın rengine boyarım," diye eklemiş. Bulut ise, "Ben de şenlikte yağmur yerine renkli bulutlar getiririm," diye söz vermiş.

Şenlik günü geldiğinde, gökyüzünde muhteşem bir görüntü oluşmuş. Güneş, sabahın ilk ışıklarıyla gökyüzünü altın rengine boyamış. Gece, karanlığını en güzel yıldızlarla süslemiş. Ay, ışıltısını yeni yıldızın üzerine yansıtmış. Bulut ise, renkli bulutlarla gökyüzüne bir gökkuşağı serpiştirmiş.

Yeryüzündeki insanlar, bu muhteşem manzarayı izlerken, gökyüzündeki dostluğun ne kadar özel olduğunu bir kez daha anlamışlar. Çocuklar, "Anne, baba! Bakın, gökyüzü bize bir şeyler anlatıyor!" diye sevinçle bağırmışlar.


 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top