Dışarıda, nefesini kesen bir ayaz, ellerini cebinden çıkarıp yüzüne getiremediğin kadar ayaz... İyice büzüzmüş, ayazdan çocuk... Yüzü kıpkırmızı olmuş, ayazdan. Burnu akıyor, silecek bir mendili bile yok. Herkes çekilmiş bir sıcak köşeye, onun gidecek bir yeri yok... Gözlerinden keder akıyor, uyku yerine, kim bilir kaç gün ve gecedir, sıcak bir yer görmeden, tek bir lokma yemeden duruyor ayakta. (Durabiliyor mu acaba) Üstünde yırtık bir parka, ayağında yarılmış çarıklar... Cepleri delik bir pantolon. Üzerinde emanet duruyor onlarda, daracık, hareket bile edemiyor. Esir olmuşcasına... Bin bir umutla etrafına bakınıyor, yalvarır gözlerle, sonu belli olmayan gecenin karanlığında. Bir kaldırımın kenarına sıvışıyor, usulca. Islak mıslak demeden. Son bir hevesle elini cebine atıyor, belki bir parça ekmek kırıntısı bulurum diye. Ama o heveside kursağında kalıyor, ekmek yerine... İyice, ayazdan büzülmüş, ne olacaksa olsun dercesine kendini duvara yaslamıştı. Usul usul göz kapaklarıda düşüyordu. Ha gitti ha gidecek. Sonunda dayanamadı uyuyakaldı... Rüyasında sıcak bir yerde, sıcak bir çorba içerken, üstünde temiz koruyucu kıyafetler, saçını okşayan, merhametli eller gördü... O öyle sanıyordu, oysa rüya değildi. Tam donmak üzereyken, yoldan geçen bir aile fark etti. ( Nereden geldikleri muamma) Acil bir şekilde en yakın hastaneye yetişdirdiler çocuğu... Ve şimdi o çocuk, sıcak bir yuvanın ferdi olarak yaşamını sürdürmekte... Her ne zaman dışarıda bir ayaz olsa, iliklerine kadar donar, o günleri ve dışarıda biçare olan çocuklar aklına gelir. Ve onlar için yapacak bir şeyler mutlaka bulur... Havaların çok soğuk olduğu şu günlerde, merhamet duygularımızın donmaması ve hep sıcak kalması dileğiyle... Sen ve şen kalın. EMİ.