Bu cümle tanıdıktır hepimize. Sevgisini usulcacık olmak yerine şiddetli biçimde gösterir genelde bizim insanımız. Yani çok şirin bir şeyin karşısında hemen dişlerimizi sıkarız; yavru ve masum bir kediyi ısırmak isteriz mesela. Ya da bebeklere veya çocuklara sımsıkı sarılır, ister istemez canlarını acıtırız.
Hepsi bir yana, değinmek istediğim bir ayrıntı var. Bir çocuğa dokunurken , onu severken bazen hareketlerine dikkat etmez insanlar. Birkaç gün önce trt radyosunu dinlerken duymuştum sanırım;çocuğa dokunurken bizim toplumda genelde direkt şiddetle gösteriyoruz sevgimizi. Ve bunu yaparken, hiçbir şekilde onayını almıyoruz küçücük çocuğun.. o geri çekilse de üstüne gidip illa ki yanaklarını mıncırıyor, dokunuyoruz ona; halbuki en ufak bir eylemde bile izin almak zorundayız, usulca yaklaşmak zorundayız. Çünkü çocukluğuk ve gençlik, hepimizin bildiği gibi, kişiliğin oluşup yerleşmesinde en önemli dönemdir. Özellikle de ilkokul yılları ve toplumsal hayata dahil olma süreci nasıl bir insan olacağımız konusunda belirleyicidir.
Çocuğun ilk öğretmeni, ilk arkadaşları, okuduğu ilk kitaplar ve bunların nitelikleri...
Küçücük bir çocuğa, kendisinin onayı olmadan dokunur isek, yani "döverek gösterirsek sevgimizi" o çocuğun gelişimi ne kadar nitelikli olabilir ki ?
Büyüdüğünde de ona el kaldıran, 'şiddetle sevmeye çalışan' birileri olduğunda buna itiraz edemeyebilir.
Lütfen buna dikkat edelim; ne kadar tatlı olursa olsun bir hayvana veya bir çocuğa usul usul yaklaşalım, sakin hareketlerle sevgimizi gösterelim.
Ve bunu da, onların onayını alarak yapalım. Hatta bunu deneyin, bir çocuğa sarılmadan veya öpmeden önce sorun: 'sana dokunarak sevgimi gösterebilir miyim? Seni öpmeme izin verir misin?' deyin, ne kadar şaşıracaktır kim bilir..
Eğer reddederse, hayır öpme derse, ona suçlu hissettirecek biçimde konuşmayın. Annesi babası bile olsanız, onun izni olmadan dokunamazsınız ona.
Çocuk birey olduğunu, bireyselliğini öğrensin.
Büyüğünde de doğruyu yanlıştan ayırıp her gel diyene gitmesin. Itiraz etmeyi bilsin. Bedenini korumayı , bedeninin kendisine ait olduğunu bilsin. Ona yaklaşmak isteyen birisine yaklaşmak zorunda olmadığının ayırdında olsun.
her isteyene........diye devam eden bir nasihat vardır ya hani bizde.
Hepsi bir yana, değinmek istediğim bir ayrıntı var. Bir çocuğa dokunurken , onu severken bazen hareketlerine dikkat etmez insanlar. Birkaç gün önce trt radyosunu dinlerken duymuştum sanırım;çocuğa dokunurken bizim toplumda genelde direkt şiddetle gösteriyoruz sevgimizi. Ve bunu yaparken, hiçbir şekilde onayını almıyoruz küçücük çocuğun.. o geri çekilse de üstüne gidip illa ki yanaklarını mıncırıyor, dokunuyoruz ona; halbuki en ufak bir eylemde bile izin almak zorundayız, usulca yaklaşmak zorundayız. Çünkü çocukluğuk ve gençlik, hepimizin bildiği gibi, kişiliğin oluşup yerleşmesinde en önemli dönemdir. Özellikle de ilkokul yılları ve toplumsal hayata dahil olma süreci nasıl bir insan olacağımız konusunda belirleyicidir.
Çocuğun ilk öğretmeni, ilk arkadaşları, okuduğu ilk kitaplar ve bunların nitelikleri...
Küçücük bir çocuğa, kendisinin onayı olmadan dokunur isek, yani "döverek gösterirsek sevgimizi" o çocuğun gelişimi ne kadar nitelikli olabilir ki ?
Büyüdüğünde de ona el kaldıran, 'şiddetle sevmeye çalışan' birileri olduğunda buna itiraz edemeyebilir.
Lütfen buna dikkat edelim; ne kadar tatlı olursa olsun bir hayvana veya bir çocuğa usul usul yaklaşalım, sakin hareketlerle sevgimizi gösterelim.
Ve bunu da, onların onayını alarak yapalım. Hatta bunu deneyin, bir çocuğa sarılmadan veya öpmeden önce sorun: 'sana dokunarak sevgimi gösterebilir miyim? Seni öpmeme izin verir misin?' deyin, ne kadar şaşıracaktır kim bilir..
Eğer reddederse, hayır öpme derse, ona suçlu hissettirecek biçimde konuşmayın. Annesi babası bile olsanız, onun izni olmadan dokunamazsınız ona.
Çocuk birey olduğunu, bireyselliğini öğrensin.
Büyüğünde de doğruyu yanlıştan ayırıp her gel diyene gitmesin. Itiraz etmeyi bilsin. Bedenini korumayı , bedeninin kendisine ait olduğunu bilsin. Ona yaklaşmak isteyen birisine yaklaşmak zorunda olmadığının ayırdında olsun.
her isteyene........diye devam eden bir nasihat vardır ya hani bizde.