Ayla Çelik, “Lavanta” adlı bir albüm çıkardı. Kendi eserlerine yer verdiği albümüne çok güvenen Çelik, ‘seksi kadın’ imajı çizmemek için çaba gösterdiğini söyledi...
Bu zamana kadar beste yaparken, neden şimdi albüm çıkardınız?
- Bilmiyorum. Aslında düşünmüyordum böyle bir şey. Bir anda düşünmeye başladım...
Neden?
- Kendime has şarkılarım vardı. Onları kendi sesimle sunmak istedim.
İlk olarak hangi şarkınızı, kimin sesinden dinledik biz?
- “Hasretin Vuruyor” şarkımı Ebru Yaşar’dan dinlediniz. O zaman konservatuvarda öğrenciydim. Ebru benim okul arkadaşım zaten. Şarkının sözlerini ben yazmıştım, müziğini Ersay Üner’le birlikte yapmıştık. Sonra Nükhet Duru, Yelda, Hamiyet, Petek Dinçöz, Sibel Can ve İzzet Yıldızhan seslendirdi şarkılarımı.
Bu kadar şarkıcı bestelerinizi seslendirdikten sonra “Artık sıra bende” mi dediniz?
- Yok, hiç öyle bir şeyim olmadı. Herkes bana şunu soruyor; “Madem albüm yapmayı düşünüyordun, neden ‘Benim Adım Aşk’ parçasını Sibel Can’a verdin?” Ben hiç öyle bir şey düşünmedim, hâlâ da düşünmüyorum. O şarkı zaten onundu, o söylemeliydi. Sezen Aksu’nun “İkinci Bahar”la ilgili çok güzel bir sözü var: “Ben okudum, bir şey olmadı ama Özdemir Erdoğan okuyunca ‘İkinci Bahar’, ‘İkinci Bahar’ oldu.” Ben de öyle bakıyorum. “Benim Adım Aşk”, Sibel Can’a göre bir şarkıydı. Ben yaşadım, o okudu.
MUTFAĞINA GİRMEDİĞİM TEK YER EVDİR
Konservatuvar öğrencileri “İleride benim de albümüm olsun” diye düşünüp, o heyecanı taşımaz mı?
- Ben onu hiç taşımadım. Hep “Kime ulaşmalıyım, kimden ne kapabilirim”in peşine düştüm. Benim mutfakla derdim vardı hep. Mutfağına girmediğim tek yer evdir!
İlk kimden ne kaptınız mesela?
- Melih Kibar’la başladım. O dönem Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin opera bölümüne gidiyordum. Onun derslerine girdim. Sonra okul bitti, yaz tatiline girdik. Hiç yılmadan, defalarca Melih Bey’i aradım. Sonunda bana “Ne istiyorsun benden” dedi. “Havayı koklamak, stüdyo ortamında olmak istiyorum” dedim. Böylece yapıştım yakasına! Sabahın 05.00’i de olsa hiç fark etmez, birine ulaşmam gerekiyorsa mutlaka ulaşmalıyım. Şu an bana bir isim söyleyin, onu mutlaka bulurum. Ama üç, ama beş telefon, hiç önemli değil...
Sibel Can’a nasıl ulaştınız?
- Ebru Destan’a şarkı verdim. “Benim Adım Aşk”ı da o ara yapmıştım. “Tam Sibel Can’lık” diye konuştuk. Bunun üzerine olaylar öyle bir gelişti ki, ortak tanıdıklarımız vasıtasıyla Sibel Hanım’a ulaştım, ona telefonda şarkıyı söyledim. “Çok sevdim, bunu alıyorum. Ne güzel sesin var” dedi. Ne yaparsan yap, önemli olan yaptıklarının takdir edilmesi.
İZLEYİCİ BENİ SEVER Mİ ACABA
Albümde ağırlıklı olarak sizin besteleriniz var, şarkıcılıktan önce de besteci olduğunuzu söylüyorsunuz. Sonraki albümlerde de hep sizin şarkılarınız mı yer alacak, yoksa başkalarından da parça almayı düşünür müsünüz?
- Neden olmasın! İstiyorum, alabilirim. Başkalarıyla çalışmayı da seviyorum. Bayılırım ekip çalışmasına.
“İşte bu şarkı Ayla Çelik’in” diyecek insanlar. Neler hissettirir bu sözleri duymak size?
- Elini koy kalbime, anla! Bir de şu var; beni sevecekler mi acaba? Şimdi seninle karşılıklı sohbet ederken, bir şansım var. Çünkü seninle göz teması kuruyorum. Ama ekranda o mesafe varken, benim enerjim geçecek mi izleyiciye? Hep bunları düşünüyorum. Normalde karşımdakini tavlarım ama orada ne yapacağım, bilmiyorum...
Bir de ‘Seksi kadın’ durumunuz olacak gibi geliyor bana, ne dersiniz?
- Çok uğraşıyoruz onu gizlemek için.
Niye, kötü bir şey mi seksi olmak?
- Hayır, değil. Ama ben ilgi sadece şarkılarıma yönelik olsun istiyorum. Evet seksilik var bende. O sizde varsa, çuval da giyseniz içinizden çıkar. Saçınız dağılmış, makyajınız yokmuş, hiç önemli değil. Seksiliğiniz varsa, karşınızdakine geçer. Ama benim derdim şu; çok güzel bir albüm yaptım. Tam bir kadın dokunuşu var bu albümde. O yüzden şarkılarım benden daha çok ilgiyi hak ediyor.
Aşkı bestelerinizde güzel ifade ediyorsunuz. Peki karşılıklı ilişkilerde başarılı mısınızdır?
- Bugüne dek kimseyle ifade sorunu yaşamadım.
Neden bitti aşklarınız bu zamana kadar?
- Bazılarında büyüdüm, o zamanlar çocuktum. Bazıları da olmuyor, yürümüyor. Ama kendimi ifade etmekten hiç utanmam.
EN SEVDİĞİM HEDİYE LAVANTA
Albümün ismini neden “Lavanta” koydunuz?
- Lavanta benim en sevdiğim koku, en sevdiğim hediye. Lavantalı sabun, parfüm, kolonya, pudra severim. Lavantayla ilgili hediyeler almaya bayılırım. “İleride bir albüm yaparsam, adı ‘Lavanta’ olacak ve ‘Lavanta’ diye bir şarkı yazacağım” diyordum hep. Ama ortada bir şarkı yoktu. Bir gün arkadaşım beni yemeğe götürdü. Yemeği yedik, sonra bir yere daha gitmek istediler. Eğlenceli, güzel bir yaz akşamıydı. “Ben gelmeyeyim, bir şey yazacağım galiba” dedim. Ki hiç böyle bir tarzım da yoktur. Ama o gün böyle bir yazma hevesi vardı içimde. Hızlı hızlı eve gittim, baktım “Lavanta” gelmiş!
Bu zamana kadar beste yaparken, neden şimdi albüm çıkardınız?
- Bilmiyorum. Aslında düşünmüyordum böyle bir şey. Bir anda düşünmeye başladım...
Neden?
- Kendime has şarkılarım vardı. Onları kendi sesimle sunmak istedim.
İlk olarak hangi şarkınızı, kimin sesinden dinledik biz?
- “Hasretin Vuruyor” şarkımı Ebru Yaşar’dan dinlediniz. O zaman konservatuvarda öğrenciydim. Ebru benim okul arkadaşım zaten. Şarkının sözlerini ben yazmıştım, müziğini Ersay Üner’le birlikte yapmıştık. Sonra Nükhet Duru, Yelda, Hamiyet, Petek Dinçöz, Sibel Can ve İzzet Yıldızhan seslendirdi şarkılarımı.
Bu kadar şarkıcı bestelerinizi seslendirdikten sonra “Artık sıra bende” mi dediniz?
- Yok, hiç öyle bir şeyim olmadı. Herkes bana şunu soruyor; “Madem albüm yapmayı düşünüyordun, neden ‘Benim Adım Aşk’ parçasını Sibel Can’a verdin?” Ben hiç öyle bir şey düşünmedim, hâlâ da düşünmüyorum. O şarkı zaten onundu, o söylemeliydi. Sezen Aksu’nun “İkinci Bahar”la ilgili çok güzel bir sözü var: “Ben okudum, bir şey olmadı ama Özdemir Erdoğan okuyunca ‘İkinci Bahar’, ‘İkinci Bahar’ oldu.” Ben de öyle bakıyorum. “Benim Adım Aşk”, Sibel Can’a göre bir şarkıydı. Ben yaşadım, o okudu.
MUTFAĞINA GİRMEDİĞİM TEK YER EVDİR
Konservatuvar öğrencileri “İleride benim de albümüm olsun” diye düşünüp, o heyecanı taşımaz mı?
- Ben onu hiç taşımadım. Hep “Kime ulaşmalıyım, kimden ne kapabilirim”in peşine düştüm. Benim mutfakla derdim vardı hep. Mutfağına girmediğim tek yer evdir!
İlk kimden ne kaptınız mesela?
- Melih Kibar’la başladım. O dönem Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin opera bölümüne gidiyordum. Onun derslerine girdim. Sonra okul bitti, yaz tatiline girdik. Hiç yılmadan, defalarca Melih Bey’i aradım. Sonunda bana “Ne istiyorsun benden” dedi. “Havayı koklamak, stüdyo ortamında olmak istiyorum” dedim. Böylece yapıştım yakasına! Sabahın 05.00’i de olsa hiç fark etmez, birine ulaşmam gerekiyorsa mutlaka ulaşmalıyım. Şu an bana bir isim söyleyin, onu mutlaka bulurum. Ama üç, ama beş telefon, hiç önemli değil...
Sibel Can’a nasıl ulaştınız?
- Ebru Destan’a şarkı verdim. “Benim Adım Aşk”ı da o ara yapmıştım. “Tam Sibel Can’lık” diye konuştuk. Bunun üzerine olaylar öyle bir gelişti ki, ortak tanıdıklarımız vasıtasıyla Sibel Hanım’a ulaştım, ona telefonda şarkıyı söyledim. “Çok sevdim, bunu alıyorum. Ne güzel sesin var” dedi. Ne yaparsan yap, önemli olan yaptıklarının takdir edilmesi.
İZLEYİCİ BENİ SEVER Mİ ACABA
Albümde ağırlıklı olarak sizin besteleriniz var, şarkıcılıktan önce de besteci olduğunuzu söylüyorsunuz. Sonraki albümlerde de hep sizin şarkılarınız mı yer alacak, yoksa başkalarından da parça almayı düşünür müsünüz?
- Neden olmasın! İstiyorum, alabilirim. Başkalarıyla çalışmayı da seviyorum. Bayılırım ekip çalışmasına.
“İşte bu şarkı Ayla Çelik’in” diyecek insanlar. Neler hissettirir bu sözleri duymak size?
- Elini koy kalbime, anla! Bir de şu var; beni sevecekler mi acaba? Şimdi seninle karşılıklı sohbet ederken, bir şansım var. Çünkü seninle göz teması kuruyorum. Ama ekranda o mesafe varken, benim enerjim geçecek mi izleyiciye? Hep bunları düşünüyorum. Normalde karşımdakini tavlarım ama orada ne yapacağım, bilmiyorum...
Bir de ‘Seksi kadın’ durumunuz olacak gibi geliyor bana, ne dersiniz?
- Çok uğraşıyoruz onu gizlemek için.
Niye, kötü bir şey mi seksi olmak?
- Hayır, değil. Ama ben ilgi sadece şarkılarıma yönelik olsun istiyorum. Evet seksilik var bende. O sizde varsa, çuval da giyseniz içinizden çıkar. Saçınız dağılmış, makyajınız yokmuş, hiç önemli değil. Seksiliğiniz varsa, karşınızdakine geçer. Ama benim derdim şu; çok güzel bir albüm yaptım. Tam bir kadın dokunuşu var bu albümde. O yüzden şarkılarım benden daha çok ilgiyi hak ediyor.
Aşkı bestelerinizde güzel ifade ediyorsunuz. Peki karşılıklı ilişkilerde başarılı mısınızdır?
- Bugüne dek kimseyle ifade sorunu yaşamadım.
Neden bitti aşklarınız bu zamana kadar?
- Bazılarında büyüdüm, o zamanlar çocuktum. Bazıları da olmuyor, yürümüyor. Ama kendimi ifade etmekten hiç utanmam.
EN SEVDİĞİM HEDİYE LAVANTA
Albümün ismini neden “Lavanta” koydunuz?
- Lavanta benim en sevdiğim koku, en sevdiğim hediye. Lavantalı sabun, parfüm, kolonya, pudra severim. Lavantayla ilgili hediyeler almaya bayılırım. “İleride bir albüm yaparsam, adı ‘Lavanta’ olacak ve ‘Lavanta’ diye bir şarkı yazacağım” diyordum hep. Ama ortada bir şarkı yoktu. Bir gün arkadaşım beni yemeğe götürdü. Yemeği yedik, sonra bir yere daha gitmek istediler. Eğlenceli, güzel bir yaz akşamıydı. “Ben gelmeyeyim, bir şey yazacağım galiba” dedim. Ki hiç böyle bir tarzım da yoktur. Ama o gün böyle bir yazma hevesi vardı içimde. Hızlı hızlı eve gittim, baktım “Lavanta” gelmiş!