Senden Sonra Son Gece Birtanem
Güneş, yavaşça gökyüzünden çekiliyordu. Turuncuya çalan pembeler, bulutların kenarlarında dans ediyor, geceyi davet ediyordu. Küçük Ayşe, yatağında oturmuş, pencereden bu renk cümbüşünü izliyordu. Yanında, her gece olduğu gibi en yakın arkadaşı, peluş tavşan Tonton vardı. Ama bu gece, her zamankinden farklıydı. Çünkü yarın, Ayşe'nin çok sevdiği babaannesi, uzaklara, başka bir şehre taşınacaktı.
Babaannesi, Ayşe'nin hayatındaki en özel insanlardan biriydi. Her gün ona masallar anlatır, bahçedeki çiçekleri birlikte sular, mutfakta en lezzetli kurabiyeleri yaparlardı. Babaannesinin o sıcacık gülümsemesi, Ayşe'nin kalbini her zaman ısıtırdı. Şimdi ise babaannesi gidiyordu ve Ayşe'nin içi buruktu.
“Tonton,” dedi Ayşe, tavşanını sıkıca kucaklayarak, “Babaannem yarın gidiyor. Onu çok özleyeceğim.”
Tonton, her zamanki gibi sessizce dinledi. Ayşe, yatağından kalktı ve pencereye yaklaştı. Gecenin karanlığı, yavaş yavaş her yeri sarmaya başlamıştı. Gökyüzünde, minik yıldızlar birer birer beliriyordu.
“Babaannem bana her zaman yıldızları gösterirdi,” diye mırıldandı Ayşe. “Onlar gibi, çok uzaklarda da olsa, kalbimizde hep yakın olacağımızı söylerdi.”
Birden kapı açıldı ve Ayşe’nin babaannesi içeri girdi. Elinde, mis gibi kokan sıcak bir süt ve bir kase de ballı kurabiye vardı.
“Uykun kaçmış minik kuşum,” dedi babaannesi, gülümseyerek. “Gel bakalım, biraz sohbet edelim.”
Ayşe, sevinçle babaannesine sarıldı. Birlikte yatağa oturdular ve sütlerini yudumlamaya başladılar. Babaannesi, her zamanki gibi güzel masallar anlatmaya başladı. Ormanda yaşayan küçük bir sincabın maceraları, denizdeki yaramaz yunusların oyunları… Ayşe, babaannesinin sesiyle adeta büyülendi.
“Babaanneciğim,” dedi Ayşe, masalın bitmesinin ardından, “Yarın gittiğinde seni çok özleyeceğim.”
Babaannesi, Ayşe’nin elini tuttu ve şefkatle gülümsedi.
“Ben de seni çok özleyeceğim, biricik torunum,” dedi. “Ama unutma, kalplerimiz hep birbirine bağlı olacak. Tıpkı o yıldızlar gibi, uzaklarda da olsak, hep yan yana olacağız. Hem ben de seni sık sık arayacağım, telefonda sohbet edeceğiz, mektuplar yazacağız. Belki de bir gün yine ziyarete gelirim, kim bilir?”
Ayşe, babaannesinin sözleriyle biraz teselli buldu. Sonra aklına bir fikir geldi.
“Babaanne,” dedi heyecanla, “Bu gece, seninle yıldızlara bakalım mı? Belki de yıldızlar, bize birbirimize nasıl yakın kalacağımızı anlatır.”
Babaannesi, Ayşe’nin bu fikrine çok sevindi. Birlikte, pencerenin önüne oturdular. Gecenin karanlığında, yıldızlar parlıyordu. Babaannesi, Ayşe’ye her bir yıldızın hikayesini anlatırken, Ayşe, kendini sanki sihirli bir yolculuktaymış gibi hissediyordu.
“Bak Ayşeciğim,” dedi babaannesi, gökyüzünde parlayan bir yıldıza işaret ederek, “Bu yıldızın adı ‘Umut’. Bize her zaman umutlu olmamızı hatırlatır. Tıpkı seninle benim gibi, her zaman yeniden görüşme umudumuz var.”
Ayşe, o yıldızı dikkatle inceledi. Gerçekten de, umut dolu parlıyordu. Babaannesi, ona bir yıldız daha gösterdi ve “Bu da ‘Sevgi’ yıldızı. Bize sevgimizin ne kadar güçlü olduğunu hatırlatır. Ne kadar uzakta olursak olalım, sevgimiz hep kalbimizde yaşar,” dedi.
Ayşe, sevinçle babaannesine sarıldı. “Biliyorum babaanne,” dedi. “Bizim de sevgimiz çok güçlü. Hiçbir zaman bitmeyecek.”
Gece ilerledikçe, Ayşe ve babaannesi, yıldızları izlemeye devam ettiler. Sonra, babaannesi, Ayşe’ye yatağına yatması için yardım etti. Ayşe, Tonton’u kucaklayarak gözlerini kapattı. Bu gece, biraz hüzünlü olsa da, kalbi umut ve sevgiyle doluydu. Babaannesinin anlattığı yıldız hikayeleri, aklında dönüp duruyordu.
“Senden sonra son gece birtanem,” diye mırıldandı Ayşe, içinden. “Ama biliyorum, kalplerimiz hep birlikte olacak. Tıpkı o yıldızlar gibi, hep yan yana olacağız.”
Ayşe, o gece, huzurla uykuya daldı. Rüyasında, babaannesiyle birlikte yıldızların arasında dans ediyordu. Yarın babaannesi gitse bile, Ayşe’nin kalbinde sonsuza dek yaşayacaktı. Çünkü sevgi, mesafelerden çok daha güçlüydü. Ve o gece, Ayşe, bunu bir kez daha anlamıştı.
Güneş, yavaşça gökyüzünden çekiliyordu. Turuncuya çalan pembeler, bulutların kenarlarında dans ediyor, geceyi davet ediyordu. Küçük Ayşe, yatağında oturmuş, pencereden bu renk cümbüşünü izliyordu. Yanında, her gece olduğu gibi en yakın arkadaşı, peluş tavşan Tonton vardı. Ama bu gece, her zamankinden farklıydı. Çünkü yarın, Ayşe'nin çok sevdiği babaannesi, uzaklara, başka bir şehre taşınacaktı.
Babaannesi, Ayşe'nin hayatındaki en özel insanlardan biriydi. Her gün ona masallar anlatır, bahçedeki çiçekleri birlikte sular, mutfakta en lezzetli kurabiyeleri yaparlardı. Babaannesinin o sıcacık gülümsemesi, Ayşe'nin kalbini her zaman ısıtırdı. Şimdi ise babaannesi gidiyordu ve Ayşe'nin içi buruktu.
“Tonton,” dedi Ayşe, tavşanını sıkıca kucaklayarak, “Babaannem yarın gidiyor. Onu çok özleyeceğim.”
Tonton, her zamanki gibi sessizce dinledi. Ayşe, yatağından kalktı ve pencereye yaklaştı. Gecenin karanlığı, yavaş yavaş her yeri sarmaya başlamıştı. Gökyüzünde, minik yıldızlar birer birer beliriyordu.
“Babaannem bana her zaman yıldızları gösterirdi,” diye mırıldandı Ayşe. “Onlar gibi, çok uzaklarda da olsa, kalbimizde hep yakın olacağımızı söylerdi.”
Birden kapı açıldı ve Ayşe’nin babaannesi içeri girdi. Elinde, mis gibi kokan sıcak bir süt ve bir kase de ballı kurabiye vardı.
“Uykun kaçmış minik kuşum,” dedi babaannesi, gülümseyerek. “Gel bakalım, biraz sohbet edelim.”
Ayşe, sevinçle babaannesine sarıldı. Birlikte yatağa oturdular ve sütlerini yudumlamaya başladılar. Babaannesi, her zamanki gibi güzel masallar anlatmaya başladı. Ormanda yaşayan küçük bir sincabın maceraları, denizdeki yaramaz yunusların oyunları… Ayşe, babaannesinin sesiyle adeta büyülendi.
“Babaanneciğim,” dedi Ayşe, masalın bitmesinin ardından, “Yarın gittiğinde seni çok özleyeceğim.”
Babaannesi, Ayşe’nin elini tuttu ve şefkatle gülümsedi.
“Ben de seni çok özleyeceğim, biricik torunum,” dedi. “Ama unutma, kalplerimiz hep birbirine bağlı olacak. Tıpkı o yıldızlar gibi, uzaklarda da olsak, hep yan yana olacağız. Hem ben de seni sık sık arayacağım, telefonda sohbet edeceğiz, mektuplar yazacağız. Belki de bir gün yine ziyarete gelirim, kim bilir?”
Ayşe, babaannesinin sözleriyle biraz teselli buldu. Sonra aklına bir fikir geldi.
“Babaanne,” dedi heyecanla, “Bu gece, seninle yıldızlara bakalım mı? Belki de yıldızlar, bize birbirimize nasıl yakın kalacağımızı anlatır.”
Babaannesi, Ayşe’nin bu fikrine çok sevindi. Birlikte, pencerenin önüne oturdular. Gecenin karanlığında, yıldızlar parlıyordu. Babaannesi, Ayşe’ye her bir yıldızın hikayesini anlatırken, Ayşe, kendini sanki sihirli bir yolculuktaymış gibi hissediyordu.
“Bak Ayşeciğim,” dedi babaannesi, gökyüzünde parlayan bir yıldıza işaret ederek, “Bu yıldızın adı ‘Umut’. Bize her zaman umutlu olmamızı hatırlatır. Tıpkı seninle benim gibi, her zaman yeniden görüşme umudumuz var.”
Ayşe, o yıldızı dikkatle inceledi. Gerçekten de, umut dolu parlıyordu. Babaannesi, ona bir yıldız daha gösterdi ve “Bu da ‘Sevgi’ yıldızı. Bize sevgimizin ne kadar güçlü olduğunu hatırlatır. Ne kadar uzakta olursak olalım, sevgimiz hep kalbimizde yaşar,” dedi.
Ayşe, sevinçle babaannesine sarıldı. “Biliyorum babaanne,” dedi. “Bizim de sevgimiz çok güçlü. Hiçbir zaman bitmeyecek.”
Gece ilerledikçe, Ayşe ve babaannesi, yıldızları izlemeye devam ettiler. Sonra, babaannesi, Ayşe’ye yatağına yatması için yardım etti. Ayşe, Tonton’u kucaklayarak gözlerini kapattı. Bu gece, biraz hüzünlü olsa da, kalbi umut ve sevgiyle doluydu. Babaannesinin anlattığı yıldız hikayeleri, aklında dönüp duruyordu.
“Senden sonra son gece birtanem,” diye mırıldandı Ayşe, içinden. “Ama biliyorum, kalplerimiz hep birlikte olacak. Tıpkı o yıldızlar gibi, hep yan yana olacağız.”
Ayşe, o gece, huzurla uykuya daldı. Rüyasında, babaannesiyle birlikte yıldızların arasında dans ediyordu. Yarın babaannesi gitse bile, Ayşe’nin kalbinde sonsuza dek yaşayacaktı. Çünkü sevgi, mesafelerden çok daha güçlüydü. Ve o gece, Ayşe, bunu bir kez daha anlamıştı.