Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, Ayla adında şen şakrak bir kız çocuğu varmış. Ayla’nın en sevdiği şey, parktaki kaydıraktan kaymakmış. Bir gün annesiyle parka gitmişler ve Ayla, kaydırağın başına geçip:
— “Anneee, ben kayacağım, ama bu sefer süper hızlı kayacağım!” diye bağırmış.
Annesi gülmüş:
— “Tamam kızım, ama dikkatli ol, çok hız yapma!” demiş.
Ayla, kaydırağın tepesine çıkmış, “İştee gidiyoruuu!” diye bağırarak kendini bırakmış. Ama o da ne? Kaydırak aşırı kayganmış, Ayla “Vuuuuu!” diye ses çıkararak ışık hızıyla aşağı inmiş! Öyle hızlı kaymış ki, annesi onu yakalayamamış, Ayla kaydıraktan fırlayıp bir çalılığa konmuş!
Annesi telaşla yanına koşmuş:
— “Ayla! İyi misin kızım?”
Ayla çalıların arasından başını çıkarmış, saçları dik dik olmuş, üstü başı yaprak dolmuş, ama yine de gülüyormuş:
— “Anne, bu kaydırak bana ‘Sen hızlısın ama ben daha hızlıyım!’ dedi galiba!”
Annesi kahkahalarla gülmüş, Ayla’yı kucağına almış:
— “Bir daha kayarken fren yapmayı unutma!” demiş.
Ayla, “Tamam!” demiş, ama ertesi gün yine “Süper Kahraman Kayışı” yapmaya hazırlanıyormuş.
Sonuç: Kaydıraktan roket gibi uçan Ayla, parkın en eğlenceli çocuğu olmuş!
Güle güle Ayla, bir dahakine yavaşşak kay! 
Baba, Annesi ile Kaydıraktan Kayan Küçük Kız Ayla – Bölüm 2
(Komik Devam Hikayesi)
Ayla, o günden sonra "Parkın Roketi" lakabını almış. Öyle ki, mahalledeki tüm çocuklar onun süper hızlı kayışını konuşuyormuş.
Bir gün babası da parka gelmiş:
— "Ayla, duyduğuma göre kaydıraktan uçmuşsun, doğru mu?" diye sormuş, gözlerini kısıp.
Ayla, babasının kulağına eğilip fısıldamış:
— "Babacığım, aslında ben 'kaydırak şampiyonu'yum! Ama annem fren yap diyor, o yüzden bugün yavaş kayacağım."
Babası gülmüş:
— "Peki, hadi bakalım, görelim seni!"
Ayla, kaydırağın tepesine çıkmış, bu sefer "tısss" diye fren yapmaya hazırlanmış. Ama tam kayarken, arkasından minik bir köpek "Hav hav!" diye havlamış! Ayla şaşırmış, "Ay!" diye çığlık atınca, elinden tuttuğu küçük oyuncak ayısı kaymış ve kaydırağın ortasına takılmış!
Babası hemen:
— "Ayla, ayın inişe geçti, dikkat!" diye bağırmış.
Ayla, "Tamam babaa!" deyip kaymaya devam etmiş, ama bu sefer oyuncak ayıyı kurtarmak için kaydırağın yarısında takla atmış! Sonunda "Bum!" diye yumuşak çimlere inmiş.
Annesi koşup sormuş:
— "Ayla, neden takla attın?"
Ayla, gözlerini kocaman açıp:
— "Anne, Ayıcık uzayda kaybolacaktı! Ben de onu kurtarmak için astronot oldum!" demiş.
Babası kahkahayı basmış:
— "Peki bir dahaki sefere kaydırağa astronot kaskıyla mı bineceksin?"
Ayla ciddi ciddi başını sallamış:
— "Evet! Ve yanıma bir de paraşüt alacağım!"
Sonuç: Ayla, artık "Kaydırak Astronotu" olmuş. Bir sonraki hedefi ise salıncaktan aya zıplamakmış!
(Kaydırak Artık Yetmedi, Sıra Salıncakta!)
Ayla'nın kaydıraktaki maceraları mahallede duyulunca, artık herkes onu "Süper Kaydırakçı Ayla" diye çağırıyormuş. Ama bizim meraklı kız, bu ünvanla yetinmemiş:
— "Baba, artık kaydırak kolay geldi! Ben şimdi sallanırken gökyüzüne uçacağım!" diye açıklamış büyük planını.
Babası gülerek:
— "Tamam kızım, ama önce salıncağın kurallarını öğrenelim... Mesela, 'kendini fırlatma' kuralı var!"
Ayla, "Ama baba, ben uçmayı öğrenirsem, artık okula kanat çırparak gidebilirim!" diye heyecanla atılmış.
Annesi endişeyle:
— "Ayla, sakın 'ben kuşum' deyip kendini bırakma ha!" diye tembihlemiş.
Ayla salıncağa oturmuş, babası da onu itmeye başlamış. Başta "oh ne güzel" diye sallanırken, sonra "Biraz daha hızlı baba!" diye tutturmuş. Babası hızlanınca, Ayla iyice yükselmiş ve tam "İşte uçuyoruuuuum!" diye bağırdığı sırada...
Ayla, salıncaktan öyle bir fırlamış ki, tam annesiyle babasının arasına konmuş! Üstelik "Güm!" diye düşerken, elindeki dondurma kocaman bir köpeğin kafasına yapışmış!
Köpek şaşkın şaşkın bakınmış:
— "Hav? (Bu dondurma bana mı?)"
Ayla ise yerden kalkıp:
— "Anne, baba! Ben uçtum ama inişte birazcık fren patinajı yaptım!" diye gülmüş.
Babası başını sallayıp:
— "Ayla, sen 'uçan çocuk' olacaksın ama önce yere inmeyi öğren!" demiş.
Sonuç: Ayla, artık "Uçan Süper Kahraman" olma hayallerine bir adım daha yaklaşmış. Sıradaki hedefi ise trambolinden bulutlara zıplamakmış!
(Ama annesi "Önce bir yürümeyi tam öğren!" diye eklemiş.
)
— “Anneee, ben kayacağım, ama bu sefer süper hızlı kayacağım!” diye bağırmış.
Annesi gülmüş:
— “Tamam kızım, ama dikkatli ol, çok hız yapma!” demiş.
Ayla, kaydırağın tepesine çıkmış, “İştee gidiyoruuu!” diye bağırarak kendini bırakmış. Ama o da ne? Kaydırak aşırı kayganmış, Ayla “Vuuuuu!” diye ses çıkararak ışık hızıyla aşağı inmiş! Öyle hızlı kaymış ki, annesi onu yakalayamamış, Ayla kaydıraktan fırlayıp bir çalılığa konmuş!
Annesi telaşla yanına koşmuş:
— “Ayla! İyi misin kızım?”
Ayla çalıların arasından başını çıkarmış, saçları dik dik olmuş, üstü başı yaprak dolmuş, ama yine de gülüyormuş:
— “Anne, bu kaydırak bana ‘Sen hızlısın ama ben daha hızlıyım!’ dedi galiba!”
Annesi kahkahalarla gülmüş, Ayla’yı kucağına almış:
— “Bir daha kayarken fren yapmayı unutma!” demiş.
Ayla, “Tamam!” demiş, ama ertesi gün yine “Süper Kahraman Kayışı” yapmaya hazırlanıyormuş.
Sonuç: Kaydıraktan roket gibi uçan Ayla, parkın en eğlenceli çocuğu olmuş!


Baba, Annesi ile Kaydıraktan Kayan Küçük Kız Ayla – Bölüm 2
(Komik Devam Hikayesi)
Ayla, o günden sonra "Parkın Roketi" lakabını almış. Öyle ki, mahalledeki tüm çocuklar onun süper hızlı kayışını konuşuyormuş.
Bir gün babası da parka gelmiş:
— "Ayla, duyduğuma göre kaydıraktan uçmuşsun, doğru mu?" diye sormuş, gözlerini kısıp.
Ayla, babasının kulağına eğilip fısıldamış:
— "Babacığım, aslında ben 'kaydırak şampiyonu'yum! Ama annem fren yap diyor, o yüzden bugün yavaş kayacağım."
Babası gülmüş:
— "Peki, hadi bakalım, görelim seni!"
Ayla, kaydırağın tepesine çıkmış, bu sefer "tısss" diye fren yapmaya hazırlanmış. Ama tam kayarken, arkasından minik bir köpek "Hav hav!" diye havlamış! Ayla şaşırmış, "Ay!" diye çığlık atınca, elinden tuttuğu küçük oyuncak ayısı kaymış ve kaydırağın ortasına takılmış!
Babası hemen:
— "Ayla, ayın inişe geçti, dikkat!" diye bağırmış.
Ayla, "Tamam babaa!" deyip kaymaya devam etmiş, ama bu sefer oyuncak ayıyı kurtarmak için kaydırağın yarısında takla atmış! Sonunda "Bum!" diye yumuşak çimlere inmiş.
Annesi koşup sormuş:
— "Ayla, neden takla attın?"
Ayla, gözlerini kocaman açıp:
— "Anne, Ayıcık uzayda kaybolacaktı! Ben de onu kurtarmak için astronot oldum!" demiş.
Babası kahkahayı basmış:
— "Peki bir dahaki sefere kaydırağa astronot kaskıyla mı bineceksin?"
Ayla ciddi ciddi başını sallamış:
— "Evet! Ve yanıma bir de paraşüt alacağım!"

(Kaydırak Artık Yetmedi, Sıra Salıncakta!)
Ayla'nın kaydıraktaki maceraları mahallede duyulunca, artık herkes onu "Süper Kaydırakçı Ayla" diye çağırıyormuş. Ama bizim meraklı kız, bu ünvanla yetinmemiş:
— "Baba, artık kaydırak kolay geldi! Ben şimdi sallanırken gökyüzüne uçacağım!" diye açıklamış büyük planını.
Babası gülerek:
— "Tamam kızım, ama önce salıncağın kurallarını öğrenelim... Mesela, 'kendini fırlatma' kuralı var!"
Ayla, "Ama baba, ben uçmayı öğrenirsem, artık okula kanat çırparak gidebilirim!" diye heyecanla atılmış.
Annesi endişeyle:
— "Ayla, sakın 'ben kuşum' deyip kendini bırakma ha!" diye tembihlemiş.
Ayla salıncağa oturmuş, babası da onu itmeye başlamış. Başta "oh ne güzel" diye sallanırken, sonra "Biraz daha hızlı baba!" diye tutturmuş. Babası hızlanınca, Ayla iyice yükselmiş ve tam "İşte uçuyoruuuuum!" diye bağırdığı sırada...
Ayla, salıncaktan öyle bir fırlamış ki, tam annesiyle babasının arasına konmuş! Üstelik "Güm!" diye düşerken, elindeki dondurma kocaman bir köpeğin kafasına yapışmış!
Köpek şaşkın şaşkın bakınmış:
— "Hav? (Bu dondurma bana mı?)"
Ayla ise yerden kalkıp:
— "Anne, baba! Ben uçtum ama inişte birazcık fren patinajı yaptım!" diye gülmüş.
Babası başını sallayıp:
— "Ayla, sen 'uçan çocuk' olacaksın ama önce yere inmeyi öğren!" demiş.

(Ama annesi "Önce bir yürümeyi tam öğren!" diye eklemiş.
