• 📢 Merhaba Ziyaretçi.
    "Bahar geldi hoşgeldi 🌼🍃"
    konulu fotoğraf yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizleri de objektifinize takılan bir bahar resmiyle yarışmada görmek isteriz...

Bağırsak ve beyin nasıl birlikte çalışır, bu neden önemli?

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
AYIN LİDERİ
Bağırsaklarımız 100 milyondan fazla sinir hücresine sahip ve mutluluk hormonu olarak da bilinen serotoninin yüzde 95'inin üretiminden sorumlu.
Son zamanlarda, yeni kanıtlar bağırsak mikrobiyotasının - trilyonlarca bakteri, virüs, mantar ve diğer mikroskobik canlılar topluluğu - vücut ve zihin sağlığı için önemini vurguluyor.
Bu, bağırsaklarımız ve beynimizin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu ve birbirini nasıl etkilediğini gösteriyor. Önemli bir toplantıdan önce mide bulantısı veya kabızlık halinde sinirlilik durumu birçok kişinin başına gelmiş "bağırsak kaynaklı hisler"dir.
Peki bu bağlantı nasıl kuruluyor? Ve daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam için bu ilişkiyi geliştirmek mümkün mü?

Bağırsak-beyin ekseni​

Sindirim sistemi uzmanı (gastroenterolog) ve Bowel Research UK adlı İngiliz bağırsak araştırmaları vakfı elçisi Dr. Saliha Mahmood Ahmed, bu iki organın üç farklı yolla birbirine bağlı olduğunu açıklıyor.
Bunlardan ilki, vagus siniri. Bu, sinir sisteminin çok önemli bir bileşeni ve beyin ile kalp ve bağırsaklar gibi çeşitli organları doğrudan birbirine bağlayan sinirdir.
İkinci olarak, beyin ve bağırsak hormonlar yardımıyla iletişim kurar. Ghrelin ve GLP-1 gibi bu maddeler salgı bezleri tarafından üretilir ve tüm vücuda sinyaller gönderir.
Üçüncüsü ise bağışıklık sistemidir.
Dr. Ahmed, "Birçok insan bu bağışıklık hücrelerinin sadece kanda ya da lenf düğümlerinde yaşadığını düşünür, ama aslında büyük bir kısmı bağırsaklarda çalışır ve beyin ile tüm organizma arasında bir arabulucu görevi görür" diyor.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mayo Clinic'ten gastroenteroloji uzmanı Dr. Pankaj J Pasricha'ya göre, bu özel bağlantı, beynin çalışmak için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyması ve bağırsağın enerji merkezi olmasından kaynaklanıyor.
Vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturan beynimiz vücut enerjisinin %20'sini tüketiyor. Bağırsakların görevi de yiyecekleri basit moleküllere ayırmak ve tüm organizma için "yakıt" sağlamak üzere bunları absorbe etmek.
Ancak bu iki yönlü bir ilişkidir. Yani beyin bağırsakları etkilediği gibi, bağırsaklar da beyni etkiler.
Günlük hayatımızda bunun birkaç örneğini düşünebiliriz.
Tehlikeli ya da tehditkar bir durumla, hatta iş yerindeki bir toplantı gibi önemli bir olay anında, ilk fizyolojik tepkilerden biri bağırsaklarda meydana gelir. Mide bulantısı hissedebilir, mide krampları geçirebilir ve hatta ishal olabiliriz.
Aşık olduğumuzda midemizde "kelebekler" ya da çok sevdiğimiz birinin yanında olmanın verdiği heyecanı hissederiz.
Öte yandan, kabızsak ve birkaç gün boyunca tuvalete gitmediysek, bu durum rahatsızlığa ve strese neden olabilir.
 
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mayo Clinic'ten gastroenteroloji uzmanı Dr. Pankaj J Pasricha'ya göre, bu özel bağlantı, beynin çalışmak için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyması ve bağırsağın enerji merkezi olmasından kaynaklanıyor.
Vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturan beynimiz vücut enerjisinin %20'sini tüketiyor. Bağırsakların görevi de yiyecekleri basit moleküllere ayırmak ve tüm organizma için "yakıt" sağlamak üzere bunları absorbe etmek.
Ancak bu iki yönlü bir ilişkidir. Yani beyin bağırsakları etkilediği gibi, bağırsaklar da beyni etkiler.
Günlük hayatımızda bunun birkaç örneğini düşünebiliriz.
Tehlikeli ya da tehditkar bir durumla, hatta iş yerindeki bir toplantı gibi önemli bir olay anında, ilk fizyolojik tepkilerden biri bağırsaklarda meydana gelir. Mide bulantısı hissedebilir, mide krampları geçirebilir ve hatta ishal olabiliriz.
Aşık olduğumuzda midemizde "kelebekler" ya da çok sevdiğimiz birinin yanında olmanın verdiği heyecanı hissederiz.
Öte yandan, kabızsak ve birkaç gün boyunca tuvalete gitmediysek, bu durum rahatsızlığa ve strese neden olabilir.
 
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mayo Clinic'ten gastroenteroloji uzmanı Dr. Pankaj J Pasricha'ya göre, bu özel bağlantı, beynin çalışmak için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyması ve bağırsağın enerji merkezi olmasından kaynaklanıyor.
Vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturan beynimiz vücut enerjisinin %20'sini tüketiyor. Bağırsakların görevi de yiyecekleri basit moleküllere ayırmak ve tüm organizma için "yakıt" sağlamak üzere bunları absorbe etmek.
Ancak bu iki yönlü bir ilişkidir. Yani beyin bağırsakları etkilediği gibi, bağırsaklar da beyni etkiler.
Günlük hayatımızda bunun birkaç örneğini düşünebiliriz.
Tehlikeli ya da tehditkar bir durumla, hatta iş yerindeki bir toplantı gibi önemli bir olay anında, ilk fizyolojik tepkilerden biri bağırsaklarda meydana gelir. Mide bulantısı hissedebilir, mide krampları geçirebilir ve hatta ishal olabiliriz.
Aşık olduğumuzda midemizde "kelebekler" ya da çok sevdiğimiz birinin yanında olmanın verdiği heyecanı hissederiz.
Öte yandan, kabızsak ve birkaç gün boyunca tuvalete gitmediysek, bu durum rahatsızlığa ve strese neden olabilir.
 

Beslenme, duyguları etkileyebilir mi?​

Peki beslenme düzenindeki bir değişiklik duyguları etkileyebilir ve hatta depresyon gibi hastalıklarla mücadeleye yardımcı olabilir mi?
İngiltere'deki Oxford Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma bu soruya yanıt arıyor.
Uzmanlar depresyon yaşayan 71 gönüllüyü bir araya getirdi ve onları iki gruba ayırdı. İlk gruba 4 hafta boyunca probiyotik verilirken, ikinci gruba plasebo verildi.
Bilim insanları ve katılımcılar kimin ne aldığını bilmiyordu.
Deney sırasında uzmanlar ruh hali, anksiyete, uyku ve tükürük kortizolü (stresle ilgili bir madde) gibi faktörleri ölçmek için çeşitli testler yaptı.
Klinik psikolog ve çalışmanın lideri Rita Baião, depresyondaki kişilerin nötr ya da pozitif uyaranlara kıyasla negatif duygulara ve yüz ifadelerine daha fazla dikkat etme eğiliminde olduklarını belirtiyor.
Portekiz Lizbon Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'nde yardımcı doçent olan Baião, "Probiyotik kullanımının beyindeki duygusal bilgilerin işlenmesine müdahale edip edemeyeceğini anlamak istedik" diyor.
"Probiyotik grubunda, yüz ifadesi ve diğer duygusal bilgilerin değerlendirilmesine ilişkin olumsuz uyaranlara odaklanma eğiliminin daha düşük olduğunu gözlemledik."
Uzman, probiyotiklerin bazı depresif semptomları hafifletmeye yardımcı olabileceğine inanıyor. Ancak bu konuda da daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Dr. Pasricha, bir mikrobiyomun bileşimini değiştirmenin on yıllar alabileceğini söylüyor.
"Ve çoğu insan için bazı davranışları sürdürmenin çok zor olduğunu biliyoruz. Aksi takdirde obezite salgınımız olmazdı. Ama bu bulmacayı tamamlamak için gerekli parçaları bir araya getiriyoruz."

Alıntı:bbc
 
Geri
Top