“Bear,” İngilizcede “ayı” anlamına gelir. Ancak bu kelimenin birçok farklı kullanımı vardır. Genellikle “taşımak,” “katlanmak,” “dayanmak” gibi anlamlara gelir. Diğer anlamlarına örnek cümlelerle bakalım:
Bear: Taşımak/Katlanmak/Dayanmak
- She couldn’t bear the pain anymore. (O, acıyı daha fazla dayanamadı.)
- I will bear the responsibility for my actions. (Eylemlerimin sorumluluğunu üstleneceğim.)
- He can’t bear the weight of that heavy box alone. (O, o ağır kutunun ağırlığını tek başına taşıyamaz.)
- We must bear in mind that every action has consequences. (Her eylemin sonuçları olduğunu akılda tutmalıyız.)
Bear: Ayı/Doğurmak/Yavrulamak (Hayvanlar için)
- The polar bear gave birth to two cubs. (Kutup ayısı iki yavru doğurdu.)
- The mother bear is protective of her cubs. (Anne ayı yavrularına koruyucu davranır.)
Bear: Taşıyıcı Araç veya Askı
- The ship has a crane to bear heavy cargo. (Gemide ağır kargoyu taşımak için bir vinç bulunur.)
- The backpack had straps to bear the weight comfortably. (Sırt çantasının ağırlığını rahatça taşımak için askıları vardı.)
Bear: Tolerans Göstermek/Yükü Üstlenmek
- She couldn’t bear his rude behavior any longer. (Kaba davranışlarını daha fazla tolere edemedi.)
- Our friendship can bear the occasional disagreements. (Dostluğumuz zaman zaman yaşadığımız anlaşmazlıkları kaldırabilir.)
- He can bear criticism and use it to improve. (Eleştiriyi kaldırabilir ve onu gelişmek için kullanabilir.)
Bear: Taşınabilir ve Taşınamayan Anlamı ile Kullanımı
- This suitcase is lightweight and easy to bear. (Bu bavul hafif ve taşınması kolaydır.)
- The truth will bear scrutiny. (Gerçek, incelemeyi kaldırır.)
Bear: Belirtmek veya Taşımak İçin İşaretler veya Semboller Kullanmak
- The coat of arms bears the family’s motto. (Armalar, ailenin mottosunu taşır.)
- The flag bears the nation’s colors proudly. (Bayrak, ulusun renklerini gururla taşır.)
Bear: Veri veya Delil Sağlama Anlamında Kullanımı
- The report bears witness to the company’s success. (Rapor, şirketin başarısına tanıklık eder.)
- The documents bear proof of his innocence. (Belgeler, masumiyetinin kanıtını sunar.)