1- Her ikisine de sahip olduğunuzda başlangıçta çok sevinirsiniz, ancak ileride başınıza neler açabileceklerini düşünemezsiniz.
2- İkisi de çok sabırsızdır, isteklerinin hemen yerine getirilmesini
isterler. İstekleri hemen olmazsa bağırıp çağırmaya, ortalığı birbirine katmaya başlarlar.
3- İkisinin de belleği zayıftır; birgün önce onlar için yaptığınız onca şeyin önemi yoktur.
4- Her ikisinin de arada gazını almalısınız.
5- İkisi de size teşekkür etmez.
6- Siz ikisine de çok şey verdiğinizi düşünürsünüz. Onlar size açıkça birşey
vermemektedir. Siz "seviyor ama belli etmiyor" diye kendinizi
rahatlatırsınız.
7- İkisi de kötü davranır, tırmalarlar, hatta fırsat verirseniz sizi
ısırırlar. Siz çocuğunuza bakıp "büyüyünce geçer", amirinize bakıp "bir gün
değerimi anlayacak" dersiniz. Ama o gün hiç gelmez; çocuk büyür ergen olur,
yüzünüze kapıyı çarpar, amiriniz yaşlanır, yüzünüze dosyaları fırlatır.
8- Bebeğiniz de amiriniz de sizin empatik becerinizi geliştirir.
Bebeğinizin ağlamasının gaz ağlaması mı, yoksa acıkma ağlaması mı olduğunu kısa sürede
kavrarsınız. Amirinizin hoşnutsuzluğunun işten mi, yoksa kendinden mi
kaynaklandığını kısa srede öğrenirsiniz.
9- Her ikisinin de yüzünde tebessüm belirtisi ararsınız. Bebeğiniz yüz
kaslarını hafifçe oynattığında "bana glümsüyor!" diye bağırırsınız.
Benzer şekilde amirinizin de yüzüne bakıp "bugün bana hafifçe gülümsedi galiba"
dersiniz.
10- İkisinin de kelimelerinden anlam çıkarmaya çalşırsınız. Bebeğiniz
"A.."dediğinde "Anne dedi", "B.." dediğinde "Baba dedi" diye heyecanlanırsınız.
Müdürünüz ise "T.." dediğinde teşekkür ettiğini düşünürsünüz.
11- Bazen her ikisinden de bıktığınız düşüncesi geçer aklınızdan ama hemen
suçluluk duyar, günah işlediğinizi düşünürsünüz, "Allah eksikliklerini
göstermesin" dersiniz.
Üstün DÖKMEN (KÜÇÜK ŞEYLER-2)
2- İkisi de çok sabırsızdır, isteklerinin hemen yerine getirilmesini
isterler. İstekleri hemen olmazsa bağırıp çağırmaya, ortalığı birbirine katmaya başlarlar.
3- İkisinin de belleği zayıftır; birgün önce onlar için yaptığınız onca şeyin önemi yoktur.
4- Her ikisinin de arada gazını almalısınız.
5- İkisi de size teşekkür etmez.
6- Siz ikisine de çok şey verdiğinizi düşünürsünüz. Onlar size açıkça birşey
vermemektedir. Siz "seviyor ama belli etmiyor" diye kendinizi
rahatlatırsınız.
7- İkisi de kötü davranır, tırmalarlar, hatta fırsat verirseniz sizi
ısırırlar. Siz çocuğunuza bakıp "büyüyünce geçer", amirinize bakıp "bir gün
değerimi anlayacak" dersiniz. Ama o gün hiç gelmez; çocuk büyür ergen olur,
yüzünüze kapıyı çarpar, amiriniz yaşlanır, yüzünüze dosyaları fırlatır.
8- Bebeğiniz de amiriniz de sizin empatik becerinizi geliştirir.
Bebeğinizin ağlamasının gaz ağlaması mı, yoksa acıkma ağlaması mı olduğunu kısa sürede
kavrarsınız. Amirinizin hoşnutsuzluğunun işten mi, yoksa kendinden mi
kaynaklandığını kısa srede öğrenirsiniz.
9- Her ikisinin de yüzünde tebessüm belirtisi ararsınız. Bebeğiniz yüz
kaslarını hafifçe oynattığında "bana glümsüyor!" diye bağırırsınız.
Benzer şekilde amirinizin de yüzüne bakıp "bugün bana hafifçe gülümsedi galiba"
dersiniz.
10- İkisinin de kelimelerinden anlam çıkarmaya çalşırsınız. Bebeğiniz
"A.."dediğinde "Anne dedi", "B.." dediğinde "Baba dedi" diye heyecanlanırsınız.
Müdürünüz ise "T.." dediğinde teşekkür ettiğini düşünürsünüz.
11- Bazen her ikisinden de bıktığınız düşüncesi geçer aklınızdan ama hemen
suçluluk duyar, günah işlediğinizi düşünürsünüz, "Allah eksikliklerini
göstermesin" dersiniz.
Üstün DÖKMEN (KÜÇÜK ŞEYLER-2)