Bedeninizle Barışın
Bedenimizle barışık olmanın huzurlu bir hayatın temel koşulu olduğunu hepimiz çok iyi biliriz ama ne var ki, bu önemli kuralı maalesef sık sık unutuveririz! Oysa, özellikle orta yaş döneminde, hatta kırklı yaşlara merhaba dediğimizde hepimizin kulağına küpe olması gereken basit bir ayrıntıdır bu. Eğer bu yaşlarda bedeninizi olduğu gibi kabul etmez de, onunla sonu gelmez kavgalara girişirseniz kaybeden daima siz olursunuz. Üstelik tonlarca mutsuzluğu yüreğinize yükleyerek!
Özellikle menopoz sürecinde bir kadınsanız bedeninizi olduğu gibi kabul etmeniz ve onunla makul ve mantıklı bir ilişki içinde olmanızın özellikle daha da büyük bir anlamı var. Nedeniyse menopoz döneminin hem dış görünüş hem iç organlarda birbiri ardına gelen değişimlerin sıklaşıp, yoğunlaştığı bir zaman dilimi olması.
Ben dahil, pek çok doktorun ortak gözlemi şu: Kırkını geçen kadınlar özellikle kilo ve cilt problemleriyle karşılaştıklarında bunların menopozla ilişkili doğal değişimle olabileceğini kabullenmeyip anlamsız telaşlara kapılıyorlar. Benzer durum saç-tırnak sorunları için de geçerli. Menopoz, (doğal olarak) kiloda, cilt, saç ve tırnaklarda görsel estetik- bazı sorunlara yol açıyor. Cilt kurumaya, pörsümeye, kırışmaya, saçlar seyrekleşip, matlaşmaya, tırnaklar soyulup kırılmaya başlıyor.
Menopoza ve yaşlanmaya bağlı bu olağan değişimleri yavaşlatmak ya da azaltmak için bazı çabalar göstermeniz normaldir. Bu dönemde yeni bir planlama yapma ihtiyacı duymanız son derece tabiidir. Beslenmeyi gözden geçirip yeniden ayarlamak, bedensel aktiviteyi biraz daha arttırmak, cildi içten ve dıştan destekleme konusunda etkili önlemler alıp, destekler kullanmak haklı, akılcı, doğru girişimlerdir. Ama bu tür girişimleri abartmamakta, beklentileri büyük tutmayıp ne kilo sorunuyla ne de kırışıklıklarla kavgalara girmemekte fayda vardır. Bu konularda da iyimser olumlu- ve sakin tavrı korumalı, makul bir noktada durmaya özen göstermelisiniz.
PROF. DR. OSMAN MÜFTÜOĞLU
Bedenimizle barışık olmanın huzurlu bir hayatın temel koşulu olduğunu hepimiz çok iyi biliriz ama ne var ki, bu önemli kuralı maalesef sık sık unutuveririz! Oysa, özellikle orta yaş döneminde, hatta kırklı yaşlara merhaba dediğimizde hepimizin kulağına küpe olması gereken basit bir ayrıntıdır bu. Eğer bu yaşlarda bedeninizi olduğu gibi kabul etmez de, onunla sonu gelmez kavgalara girişirseniz kaybeden daima siz olursunuz. Üstelik tonlarca mutsuzluğu yüreğinize yükleyerek!
Özellikle menopoz sürecinde bir kadınsanız bedeninizi olduğu gibi kabul etmeniz ve onunla makul ve mantıklı bir ilişki içinde olmanızın özellikle daha da büyük bir anlamı var. Nedeniyse menopoz döneminin hem dış görünüş hem iç organlarda birbiri ardına gelen değişimlerin sıklaşıp, yoğunlaştığı bir zaman dilimi olması.
Ben dahil, pek çok doktorun ortak gözlemi şu: Kırkını geçen kadınlar özellikle kilo ve cilt problemleriyle karşılaştıklarında bunların menopozla ilişkili doğal değişimle olabileceğini kabullenmeyip anlamsız telaşlara kapılıyorlar. Benzer durum saç-tırnak sorunları için de geçerli. Menopoz, (doğal olarak) kiloda, cilt, saç ve tırnaklarda görsel estetik- bazı sorunlara yol açıyor. Cilt kurumaya, pörsümeye, kırışmaya, saçlar seyrekleşip, matlaşmaya, tırnaklar soyulup kırılmaya başlıyor.
Menopoza ve yaşlanmaya bağlı bu olağan değişimleri yavaşlatmak ya da azaltmak için bazı çabalar göstermeniz normaldir. Bu dönemde yeni bir planlama yapma ihtiyacı duymanız son derece tabiidir. Beslenmeyi gözden geçirip yeniden ayarlamak, bedensel aktiviteyi biraz daha arttırmak, cildi içten ve dıştan destekleme konusunda etkili önlemler alıp, destekler kullanmak haklı, akılcı, doğru girişimlerdir. Ama bu tür girişimleri abartmamakta, beklentileri büyük tutmayıp ne kilo sorunuyla ne de kırışıklıklarla kavgalara girmemekte fayda vardır. Bu konularda da iyimser olumlu- ve sakin tavrı korumalı, makul bir noktada durmaya özen göstermelisiniz.
PROF. DR. OSMAN MÜFTÜOĞLU
