Gel bir çay koyayım da konuşuruz” daveti kadar sıcak, Demlikten incecik cam bardaklara akarken etrafa yayılan yasemin kokusu kadar romantik, Sabah çayı kadar ‘Günaydın’, akşam çayı kadar yorgunluğa dost… Kalabalık şehirlerde, sakin bir seremonide, hızlı bir festivalde ya da dingin bir şehrin arka sokaklarında da o var… Nasıl olur da sevilmez şimdi?