Benim Klasiklerim

sovalye

Aktif
Kanun Namına

Yönetmen: Lütfi Ö.Akad

Senaryo: Osman F.Seden, Lütfi Ö.Akad
Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis, Enver Burçkin

Yapımcı: Kemal Film ( Osman F. Seden, Şakir Seden)

Tür: Dram
Yapım Yılı, Ülkesi: 1952, Türkiye
Süre: 90 dk
Siyah Beyaz

Oyuncular:
Ayhan Işık
Gülistan Güzey
Neşe Yulaç
Talat Artemel
Pola Morelli
Muazzez Arçay
Nubar Terziyan

Konu:
Motor ustası Nazım ve Ayten bir aşk evliliği yaparlar. Ancak, Nazım'ın baldızı Nezahat ve kirli işler çeviren Halil bu mutlu hayatı parçalarlar.Nazım'ın tepkisi ise bir trajedinin başlangıcı olacaktır...

- Film hakkında:
Yaşanmış bir olaydan uyarlanan 'Kanun Namına' pek çok açıdan Türk sinemasının dönüm noktası kabul edilir, Türk sinema dilinin gelişmesi açısından öncü bir klasiktir.

Kameranın İstanbul 'un sokaklarına ve günlük yaşamına girdiği, dış mekanların bolca kullanıldığı, kavga ve takip sahneleri ile öne çıkan, son derece hareketli ve gerilimli olan 'Kanun Namına' , Lütfi Ö. Akad ustanın ilk çıkışını yaptığı özgün bir deneme ve yer yer Amerikan 'kara film' türünün etkilerini taşısa da Türk Sineması'nda ilk kez sinemanın tiyatrodan ayrı bir 'dil' olduğunu ortaya koyan, tiyatrocuların tekelini sona erdiren gerçekçi bir kent filmidir.

Bu tür polisiye, büyük kent filmlerinde bir Akad etkisinin başlangıcı olan yapımda, Enver Burçkin'in de çok iyi bir kamera çalışmasıyla yaptığı katkı bir başka olumlu öge olmuştu.

-Ödüllerinden:

1953, Türk Film Dostları Derneği'nin düzenlediği 1. Türk Film Festivali
En Başarılı Film
Lütfi Ö.Akad, En Başarılı Yönetmen
Osman F.Seden, En Başarılı Senaryo
Ayhan Işık, En İyi Erkek Oyuncu

1953, Yıldız Dergisi'nin okurları arasında düzenlediği soruşturma:
Kanun Namına, En İyi Film
Lütfi Ö.Akad, En İyi Yönetmen
Ayhan Işık, En İyi Erkek Oyuncu

Not: Yönetmen Lütfi Ö.Akad hakkında, 'Benim Ustalarım' başlığından bilgi edinebilirsiniz.





***********
Gülistan GÜZEY hakkında:



Sinema ve tiyatro sanatçısı.

1927 yılında İstanbul'da doğdu.

Parmakkapı 29’uncu İlkokul’dan sonra Beyoğlu İkinci Ortaokulu’nda okudu.

Son sınıfta okurken gazetelerde, ‘Şehir Tiyatrosu kadın artist namzedi arıyor’ diye bir ilan çıktı.

Gerisini şöyle anlatır Gülistan Güzey:
"...50 kişi imtihana girdik. Perihan Tedü ile kazandık. Hemen kadroya alındık. 1943’te 100 lira aylık önemliydi. Annem önce bir hafta yüzüme bakmadı, sonra barıştı. Shakspeare’in "Nasıl Hoşunuza Giderse" oyununda figüran olarak sahneye çıktım. Altı yıl Çocuk Tiyatrosu’ndaki piyeslerde dansettim, ufak roller aldım. Benim kadar dansa kabiliyetsiz kadın yoktur. Üstelik çocukken balerin olmak isterdim. Tiyatroya girdiğim 1943 yılında "Detli Pınar" filmiyle sinemaya da başladım..."

O yılların aranan oyuncusu bu sarışın ve güleç yüzlü sanatçı, Muhsin Ertuğrul ve Lütfi Ö.Akad gibi usta yönetmenlerle çalıştı ve döneminin sinema yapan bütün tiyatro sanatçılarıyla kamera karşısına geçti.


1963 yılında uzaklaştığı sinemaya 1968 yılında Ülkü Erakalın’ın yönettiği "Paydos" adlı film ile tekrar döndü. Ancak, 1963 yılına kadar hep başrol oynayan Gülistan Güzey, artık yan rollerde anne veya teyze olarak yer alıyordu yeniden döndüğü peyazperdede... 1974 yılında ise tamamen bıraktı sinemayı.

1976 yılında TRT için çekilen "Şıpsevdi" adlı dizi ile tekrar çıktı kameraların karşısına...
1980 yılında yine TRT için çekilen "Parkta Bir Sonbahar Günüydü" adlı dizide oynadı.

O yıllar, bugünkü gibi kolay para kazanılmadığı yıllardı. Uzun süre kirada oturdu Gülistan Güzey de... "Hiçbir zaman bahçeli bir evde oturamadık" diye anlatır, "Ben bu yüzden çiçek yetiştirmeye hasretim. En güzeli gül ama mor renklerden hoşlandığım için olacak menekşeyi de severim. Onun da ömrü çok kısa. Zaten güzel şeylerin ömrü kısa oluyor. Evde her şey eksik olabilir, çiçek eksik olmaz..."

Sinema ve tiyatro tarihimizin önemli oyuncularından biri olan Gülistan Güzey, 6 Mart 1987 günü İstanbul'da yaşama veda etti.

- Filmografisinden:


Darbe 1990
Yabancı 1984
Gazap Rüzgarı 1982
Şıpsevdi 1977
Acı Hayat 1973
Üç Sevgili 1972
Yağmur 1971
Zindandan Gelen Mektup 1970
Uykusuz Geceler 1969
Paydos 1968
Bir Şoförün Gizli Defteri 1967
Sayın Bayan 1963
Akasyalar Açarken 1962


Şafakta Buluşalım 1961
Gece Ve Gündüz 1960
Kendi Düşen Ağlamaz 1959
Kelepçe 1958
Hata 1957
Yangın 1956
Artık Çok Geç 1955
Aramızda Yaşıyamazsın 1954
Katil 1953
Kanun Namına 1952
İstanbul Kan Ağlarken 1951
Çakırcalı Mehmet Efe 1950
Ölünceye Kadar Seninim 1949
Karanlık Yollar 1947
Sonsuz Acı 1946
Yayla Kartalı 1945
Hürriyet Apartmanı 1944
Dertli Pınar 1943

(güven ankara tarafından sinemalar.com, yesilcamhatirasi.blogspot.com, tr.wikipedia.org kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.)
 
Gazap Üzümleri (The Grapes Of Wrath)

Yönetmen: John Ford

Senaryo: John Steinbeck, Nunnally Johnson
Eser: John Steinbeck

Görüntü Yönetmeni: Gregg Toland
Müzik: Alfred Newman

Yapımcı: Darryl F. Zanuck

Tür: Dram
Yapım Yılı, Ülkesi: 1940, ABD
Süre: 128 dk
Siyah Beyaz

Oyuncular:
Henry Fonda
Jane Darwell
John Carradine
Charley Grapewin
Dorris Bowdon
Russell Simpson


- Konu:
ABD, 1930'lu yıllar...Kuraklık, kum fırtınaları ve yeni uygulanmaya başlanan tarım ve bankacılık metodları bir zamanlar verimli topraklara sahip olan Oklahoma'yı kırıp geçirmektedir. Cezasını tamamladığı hapishaneden henüz çıkan ve Oklahoma'daki ailesinin çiftliğine gitmekte olan Tom Joad, yolda önceden tanıdığı Casy'e rastlar. Birlikte Tom Joad'un çiftliğine ulaştıklarında Joad ailesinin göçe hazırlandıklarını görürler, zira banka onların çiftliğine de el koymuştur. Ertesi gün şafakta oniki kişilik Joad ailesi tüm eşyaları ile birlikte külüstür bir kamyona doluşarak California'ya 'vaadedilmiş topraklar'a doğru yola çıkarlar. Ama California'dan da çok umutlu değillerdir, çünkü "büyük ekonomik kriz" , tüm ABD'yi etkisi altına almıştır...

- Film hakkında:
Nobel edebiyat ödüllü Amerika'lı yazar John Steinbeck'in 1939 yılında yazdığı, kendisine Pulitzer Ödülü'nü getiren aynı adlı romanından uyarlanan "Gazap Üzümleri" , başarılı bir edebiyat uyarlaması ve sinemanın unutulmaz klasiklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Film eleştirmenlerine göre ışığın ve derinliğin olağanüstü kullanıldığı çekimleriyle siyah beyaz filmlerin teknik açıdan en başarılı olanlarından sayılmaktadır.


Dönemin ünlü görüntü yönetmeni Gregg Toland'ın siyah beyaz görüntülerinin, "büyük ekonomik krizi" belgeselci bir bakış açısıyla yakalamayı başardığı film, büyük usta John Ford'un destansı ve şiirsel anlatımının yanısıra, oyuncuların başarısı ile de etkileyicidir. Örneğin yine film eleştirmenlerine göre Henry Fonda, sanat yaşamının en iyi performansını göstermiştir.

Filmin sendika yanlısı duruşu, hem romanın yazarı John Steinbeck'in hem de yönetmen John Ford 'un McCarthy tarafından, komünizm yanlısı eğilimleri olduğu iddiası ile Kongre'de soruşturmaya uğramalarına yol açtı. Ayrıca film ve roman California'daki banka ve tarım şirketlerinin baskısı ile California dahil ABD'de birçok eyalette yasaklandı. Hatta 'Gazap Üzümleri ' romanı John Steinbeck'in memleketi olan Salinas, California'da bile 1990 yılına kadar halk kütüphanesine giremedi. Roman ve filmden dolayı hem Steinbeck hem de 20th Century-Fox film şirketi sayısız ölüm tehditleri aldılar. 20th Century-Fox birçok eyalette boykot edildi.

Tüm bu bağnazca karşı çıkışlara rağmen roman halen ABD'de birçok okulda okunması zorunlu kitaplar listesinde yer alırken, film, Amerikan Film Enstitüsü'nün 'tüm zamanların en iyi filmleri' arasında 23.cü sırada ve ABD Ulusal Film Arşivi'nin koruma altına alınmasına karar verdiği 25 film arasında kendisine yer buldu.


- Ödüllerinden:
1940
National Board of Review (ABD), En İyi Film
1940 New York Film Critics Circle Awards(ABD), En İyi Film
1940 New York Film Critics Circle Awards(ABD), En İyi Yönetmen (John Ford)
1941 Academy Awards ( Oscar), En İyi Yönetmen (John Ford)
1941 Academy Awards ( Oscar), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Jane Darwell)
1963 Blue Ribbon Awards (Japonya), En İyi Yabancı Film

Not(1): Filmin yönetmeni John Ford hakkında 'Benim Ustalarım' başlığından bilgi edinebilirsiniz.

Not(2): "Gazap Üzümleri" kitabı ve yazarı John Steinbeck hakkında 'Kitaplığımdan...' başlığından bilgi edinebilirsiniz.






**********
Henry FONDA hakkında:



ABD'li sinema ve tiyatro oyuncusu.

1905 yılında Nebraska'da (ABD) doğdu.

Omaha Tiyatro Topluluğu'nda başladığı oyunculuk kariyerine, Broadway ve 1935 yılından itibaren de Hollywood'da devam etti.

Meslek yaşamı boyunca 21 tiyatro oyunu ve 57 filmde rol aldı.
John Ford filmleri ile ün yapan, kimi eleştirmenlerce "bakışlarıyla oynayabilen" bir oyuncu olarak nitelenen ve her türlü rolün altından başarıyla kalkan Fonda; dürüst ,sade ve mütevazi kahraman karakterini klişeleştirirken "kötü karakter"e de değişik bir boyut katmasını bildi.

"The Lady Eve / Bayan Eve" filminde

Kuramsal içerikli filmler (örnek; Gazap Üzümleri,1940), tarihsel filmler(örnek; Lincoln'ün Gençliği, 1939), hafif komediler (örnek; Bayan Eve, 1939), savaş filmleri. (örnek; Bay Roberts, 1955), siyasal filmler, (örnek; En İyi Adam, 1964), western (örnek; Bir Zamanlar Batı, 1968) gibi hemen her tür filmde oynadı.

1978'de, sinemaya katkılarından ötürü Amerika Film Enstitüsü Ödülü'nü kazandı.
1981 yılında çevirdiği Altın Göl (On Golden Pond) filmine kadar bu büyük oyuncuyu görmezden gelen Akademi (Oscar), ölümünden önce (1982) en iyi erkek oyuncu ödülünü vererek hatasını bir anlamda telafi etti.

Sinema oyuncuları Jane Fonda ile Peter Fonda'nın babası ve Bridget Fonda'nın dedesi olan Henry Fonda, 12 Ağustos 1982 günü Los Angeles'da (ABD) yaşama veda etti.

"Once Upon A Time In The West/Bir Zamanlar Batı" filminde


- Oscar dahil 14 Ödül ve ayrıca 10 adaylık sahibi olan Henry Fonda'nın ödüllerinden:
1982
Academy Awards(Oscar), En İyi Erkek Oyuncu (Altın Göl / On Golden Pond)
1982 Karlovy Vary International Film Festival, En İyi Erkek Oyuncu (Altın Göl / On Golden Pond)
1982 American Movie Awards, En İyi Erkek Oyuncu (Altın Göl / On Golden Pond)
1958 BAFTA Awards, En İyi Erkek Oyuncu (12 Kızgın Adam / 12 Angry Men)
1958 Jussi Awards, En İyi Yabancı Erkek Oyuncu (12 Kızgın Adam / 12 Angry Men)


- Filmografisinden:
Altın Göl (On Golden Pond) 1981
Yangın (City on Fire)1979
Savaşın Soluğu (Il Grande Attacco) 1978
Kara Pazar (Roller Coaster) 1977
Midway (Midway) 1976
Mussolini Ölüme Giderken (Mussolini: Ultimo Atto) 1974
My Name Is Nobody 1973
Sometimes a Great Notion 1971
There Was a Crooked Man... 1970
Bir Zamanlar Batı (Once Upon A Time In The West) 1968
A Big Hand for the Little Lady 1966


Kirli Oyun (The Dirty Game) 1965
Soğuk Savaş (Fail Safe) 1964
En Uzun Gün (The Longest Day) 1962
Warlock 1959
Stage Struck 1958
12 Kızgın Adam (12 Angry Men) 1957
Lekeli Adam (The Wrong Man) 1956
Mister Roberts 1955
Fort Apache 1948
Uzun Geceler (The Long Night) 1947
Kanun Dışı (My Darling Clementine) 1946
The Ox-bow İncident 1943
The Male Animal 1942
Bayan Eve (The Lady Eve) 1941
Gazap Üzümleri (The Grapes Of Wrath) 1940
Jesse James 1939
Jezebel 1938
You Only Live Once 1937
The Trail Of The Lonesome Pine 1936
The Farmer Takes A Wife 1935

(güven ankara tarafından imdb.com, sinemalar.com, orgalink.net, tumgazeteler.com, tr.wikipedia.org kaynakları kullanılarak hazırlanmıştır.)
 
Düşman Yolları Kesti

Yönetmen: Osman F. Seden

Senaryo: Tarık Dursun K.
Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis
Yapımcı: Kemal Film

Tür: Dram, Macera, Savaş
Yapım Yılı, Ülkesi: 1959, Türkiye
Süre: 94 dk
Siyah beyaz

Oyuncular:
Eşref Kolçak
Nurhan Nur
Sadri Alışık
Kadir Savun
Yılmaz Gruda
Hulusi Kentmen
Nubar Terziyan


Konu:
Kurtuluş Savaşı yılları...İstanbul'dan Anadolu'ya gizli olarak yürütülen silah sevkiyatı padişahın casuslarınca ortaya çıkarılarak durdurulur. Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul'dan destekleyenlerden Hulusi Bey, Ethem Bey gibi ileri gelenler yakalanarak kurşuna dizilir. Bunun üzerine yeni tedbirler düşünülür ve yeni hareket planlarında iletişimi sağlamak üzere İstanbul'da göze batan Yüzbaşı Nazmi, Anadolu'ya gönderilir. Yanında Teşkilattan Makbule Hanım'ın yanı sıra İdris bey de bulunmaktadır. Yüzbaşı Nazmi yola çıktığında kendisine ve dolayısıyla teşkilata yönelik tuzaktan habersizdir...

- Film hakkında:
1959'da çektiği "Düşman Yolları Kesti" , usta yönetmen Osman F.Seden'in filmografisi içinde özel yeri olan bir yapımdır.

Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan bir aşk ve ihanet öyküsünü ele alan filmde Seden, savaş yıllarını genel bir atmosferde ele almak yerine kişiselleştirerek, birkaç kahramanın gözünden anlatmayı denemiş, öyküyü kanlı çarpışmalardan ziyade, psikolojik bir gerilime oturtmayı amaçlamıştı.

Gösterildiği dönemde değeri pek anlaşılamayan yapım, yıllar sonra eleştirmenler tarafından Seden sinemasının en iyi örnekleri arasında gösterildi. Koşut kurgu mantığının ve simgesel anlatım öğelerinin mükemmel biçimde kullanıldığı "Düşman Yolları Kesti" , özellikle oyuncu yönetimi ve yakın plan çekimlerle yaratılan gerilimli atmosferi ile dikkat çekti.


Bugün bile 'Kurtuluş Savaşı' konulu filmler içinde en iyilerden biri olarak kabul edilen "Düşman Yolları Kesti" , her zaman izlenecek bir klasik olarak Türk Sinema Tarihi'nde yerini almış bulunuyor.

Not: Filmin yönetmeni Osman F.Seden hakkında, 'Benim Ustalarım' başlığından bilgi edinebilirsiniz.





**********
Nurhan NUR hakkında:



1930 yılında Elazığ'da doğdu.
Tam adı Nur Gençsüer'dir.

Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nden mezun oldu.

1950 'de "Nam-ı diğer Parmaksız Salih" filmiyle sinemaya geçti.
Sinema oyunculuğunun yanı sıra bazı filmlerin kostümlerini çizdi.
Gen-Ar Tiyatrosu'nda "Aşk Zinciri" adlı oyunda oynadı.
1961'de "Dolandırıcılar Şahı" filmindeki rolüyle İzmir Fuar Festivali'nde ödül kazandı.


"Mezarımı Taştan Oyun" filminde

Yüksek oyunculuk gücünün yanısıra soylu bir güzelliğe de sahip olan sanatçı, kahramanlık öyküsü anlatan veya duygu yüklü filmlerin yanısıra "Düşman Yolları Kesti", "Son Kuşlar", "Susuz Yaz", "Selvi Boylum Al Yazmalım", "Maden" gibi birçok nitelikli filmde rol aldı. Örneğin, Türk Sineması'nın yüz akı filmlerinden "Yılanların Öcü"ndeki oyunuyla sinemaseverlerin belleğinde yer etti.

Yönetmen Atıf Yılmaz ile evlenip boşanan Nur, ressam Kezban Arca Batıbeki'nin annesidir.

- Filmografisinden:


Hicran Sokağı 2007
Eskici Ve Oğulları 1990
Arka Evin İnsanları 1988
Üç Kardeştiler 1981
Yoksul 1979
Maden 1978
Selvi Boylum Al Yazmalım 1977
Aşk Dediğin Laf Değildir1976
Gerçek 1974
Susuz Yaz 1973
Yaşamak Hakkımdır 1969
Öksüz 1968
Yaprak Dökümü 1967
Kanun Benim 1966
Son Kuşlar 1965
Güzeller Kumsalı 1964
Yarın Bizimdir 1963

Yılanların Öcü 1962
Dolandırıcılar Şahı 1961
Sensiz Yıllar 1960
Düşman Yolları Kesti 1959
Bir Şoförün Gizli Defteri 1958
İlk Ve Son 1955
Şimal Yıldızı 1954
Aşk Izdıraptır 1953
Mezarımı Taştan Oyun 1951
Parmaksız Salih 1950
 
Sophie'nin Seçimi (Sophie's Choice)

Yönetmen: Alan J. Pakula

Senaryo: Alan J. Pakula, William Styron
Eser: William Styron

Görüntü Yönetmeni: Néstor Almendros
Müzik: Marvin Hamlisch

Yapımcı: Alan J. Pakula, Keith Barish

Tür: Dram
Yapım Yılı, Ülkesi: 1982, ABD
Süre: 157 dk

Oyuncular:
Kevin Kline
Meryl Streep
Peter MacNicol
Josh Mostel
Rita Karin


- Konu:
1947 yılı...İkinci Dünya Savaşı sona ereli iki yıl olmuştur. Yeni geldiği Brooklyn’de, Polonya’lı Yahudi Sophie Zawistowski ve sevgilisi Nathan Landau ile arkadaş olan genç yazar Stingo, tutkulu ama bir o kadar da sorunlu bir aşk yaşayan çiftin ilişkisine tanıklık etmeye başlar. Sophie sürekli olarak kabuslar ve rahatsız edici hayaller görürken, sevgilisi Nathan da soykırım takıntısı yüzünden şizofreniye varan şiddetli krizler geçirmektedir. Stingo, kadının koluna damgalanmış numarayı görünce savaş sırasında Nazi ölüm kamplarına düştüğünü anlar ve yaşadıklarını öğrenmek ister. Sophie öyküsünü anlattıkça çiftin yaşadığı sorunların kaynağı da yavaş yavaş gün yüzüne çıkar. Nazi işgali altındaki Polonya'da yaşayan ve Yahudi olduğu savıyla toplama kampına gönderilen Sophie, kampta Naziler tarafından yaşamı boyunca kendisinde derin yaralar bırakacak bir karar almaya zorlanmış ve bir çocuğunu kurtarabilmek için diğerinin ölüme göndermiştir. Genç kadının bundan sonraki tüm yaşamı yaptığı bu seçimi yargılamakla geçecektir...

- Film hakkında:
William Styron'un aynı adlı çok satan romanından uyarlanan ve İkinci Dünya Savaşı’nı Yahudi kampları ve bir annenin çaresizliği üzerinden anlatan "Sophie’nin Seçimi" , savaş sonrası oluşan paranoyalara da çarpıcı bir biçimde yaklaşıyor, bir an havalarda uçan, ertesi gün de bağırıp gözyaşlarına boğulan genç bir kadının bozuk psikolojisinin gerisinde yatan gerçek, izleyicide darbe etkisi yapıyordu. Çünkü bir toplama kampında bir anneden akıl almaz bir şey istenmişti; iki çocuğundan birini feda etmesi...

Polonyalı göçmen Sophie, şizofren sevgilisi Nathan ve genç yazar adayı Stingo arasındaki üçlü ilişkinin, Sophie'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında toplama kampında geçen günlerine geri dönüşler yaparak anlatıldığı, yönetmen Alan J. Pakula ve oyuncu Merly Streep'in sanat yaşamları boyunca gerçekleştirdikleri en iyi film olarak da anılan "Sophie’nin Seçimi"nde Streep'in mükemmel oyunculuğuna Kevin Kline aynı güzellikte eşlik ediyor.


"... Üçlü bir aşkın geri planında nazizmin/faşizmin vahşetini anlatan ve adını unutulmaz filmler arasına çoktan yazdıran "Sophie’nin Seçimi"ni izledikten sonra kendinizi hiç de iyi hissetmiyorsunuz, sorumlu hissediyorsunuz. Psikolojisi sağlam bir insan yok filmdeki üç ana karakter içinde...Onların bilinçaltı sizi sarsıyor. Onların mazisi sizin de geçmişinizi genişletiyor sanki. Yaşlanıyorsunuz. Dahi bir çocuğun şizofrenisinden ona aşık güzel bir kadının sefaletine kadar herşey çok rahatsız edici ve güzel..."

"... Alan J.Pakula, işini dört dörtlük yaparak yetkin bir yönetmen olduğunu belki de en iyi bu filmiyle kanıtlıyor... Oyuncu performansları hayranlık verici düzeyde...Senaryo inanılmaz derecede güçlü...Ve Marvin Hamlisch'in müzikleri olağanüstü..." sözleriyle tanımlanan, Nazi soykırımı üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri olarak nitelenen, Amerikan Film Enstitüsü tarafından tüm zamanların en iyi 100 filmi arasına seçilen; "En iyi film, yönetmen ve senaryo" da dahil olmak üzere birçok dalda Oscar adayı olan "Sophie'nin Seçimi", Streep’e de ikinci Oscar’ını kazandırmıştı.

Not(1): Filmin yönetmeni Alan J.Pakula hakkında 'Benim Ustalarım' başlığından bilgi edinebilirsiniz.
Not(2): Filmin uyarlandığı William Styron'ın aynı adlı romanı hakkında ''Kitaplığımdan...' başlığından bilgi edinebilirsiniz.






**********
Meryl STREEP hakkında:



İki Akademi (Oscar) Ödülü sahibi, ABD'li sinema ve tiyatro oyuncusu.

1949 ylında New Jersey’de doğdu.
Tam adı Mary Louise Streep'tir.
Babası Harry Streep yönetici, annesi Mary Streep ise bir reklam yıldızıydı.

Oyunculuğa ilk olarak sanat ağırlıklı Vassar Yüksek okulu'nda başladı.
Burada okul tarafından hazırlanan oyunda aldığı başrolle ilk oyunculuk sınavını verdi.

Vassar’daki eğitimini tamamladıktan sonra Yale Drama School’da eğitim görmeye başladı.
Yale tarafından hazırlanan yedi oyunun altısında rol aldı ve buradan yüksek dereceyle mezun oldu.

Tiyatroda bir çok başarıya imza atan Streep ilk film çalışması olan 1977 yapımı “Julia”da küçük ama önemli bir rol üstlendi.

"Kramer vs. Kramer / Kramer Kramer'e Karşı" filminde

İkinci filmi 1978 yapımı "The Deer Hunter / Avcı", Streep’e en iyi yardımcı oyuncu dalında ilk Oscar Ödülü adaylığını getirdi. Bir sonraki yıl, Dustin Hoffman ile rol aldığı "Kramer vs. Kramer / Kramer Kramer'e Karşı" filmiyle en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar’ını aldı.
1982’de ise "Sophie's Choice / Sophie’nin Seçimi", oyuncuya en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazandırdı.

Bu dönemden sonra Streep film endüstrisinin en önemli yönetmenleriyle bir çok önemli yapımda göründü, birçok farklı karakteri canlandırdı.

Streep, beyazperdedeki hızlı yükselişinin yanında televizyon yapımlarıyla da parlıyordu.
Bir Yahudi kadını canlandırdığı mini dizi "Holocaust / Soykırım"daki rolüyle, 1978’de ilk Emmy Ödülü’nü aldı.

1984 ile 1990 yılları arasında, Internet kullanıcılarının oylarıyla belirlenen favori sinema oyuncusu dalında 6 kez "People’s Choice Ödülü"nü kazandı. 1990’da ise dünyanın en çok tercih edilen oyuncusu seçildi.


"The Deer Hunter / Avcı" filminde

1990 yılından sonra Streep, rol çeşitliliğine gitti, oynadığı filmlerde çok çeşitli karakterleri canlandırdı. O kadar ki "Music Of The Heart / 50 Cesur Kemancı" filmi için keman çalmayı bile öğrendi.

2002 yılından sonra "Adaptation / Tersyüz", "The Hours /Saatler " gibi ses getiren filmlerde ve Al Pacino ile birlikte "Angels in America" adlı mini dizide rol aldı. Bu dizideki rolü, oyuncuya ikinci Emmy Ödülü’nü kazandırdı. "The Devil Wears Prada / Şeytan Marka Giyer" ise, oyuncuya müzikal veya komedide en iyi kadın oyuncu dalında 2007 Altın Küre Ödülü’nü kazandırdı.

Sinema sanatının en yetenekli ve saygın aktrislerinden biri olan ve güzelliğinden daha çok olağanüstü oyunculuk yeteneği ön plana çıkan sanatçı, sinema, tiyatro ve televizyon dallarında aday olduğu 100’ün üstünde ödülün 50’ye yakınını kazandı. Bunlardan ikisi Oscar Ödülü oldu ve oyuncu halen Oscar’a en çok aday olan sanatçı ünvanını 14 adaylıkla elinde bulundurmaktadır.

Streep, Altın Küre Ödülü’nü en çok kazanan aktris ünvanını 5 ödülle Rosalind Russell ile paylaşmakktadır.
Aynı zamanda Altın Küre Ödülleri’ne 21 adaylıkla en çok aday olan ikinci oyuncudur.

- Ödüllerinden:
2007
Golden Globes/USA, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ( Şeytan Marka Giyer)
2003 Berlin International Film Festival, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Saatler)
1989 Cannes Film Festival, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Karanlıkta Bir Çığlık)
1985 L.A. Film Critics Association Awards, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ( Benim Afrikam)
1983 Academy (Oscar) Awards/ABD, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Sophie’nin Seçimi)
1982 BAFTA Awards, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Fransız Teğmen'in Kadını)
1980 Academy (Oscar) Awards/ABD, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Kramer Kramer'e Karşı)
1980 American Movie Awards, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Avcı)

- Filmografisinden:

Julie ve Julia (Julie & Julia) 2009
Şüphe ( Doubt) 2008
Yargısız İnfaz (Rendition) 2007
Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) 2006
Hastayım Sana ( Prime) 2005
Mançuryalı Aday (The Manchurian Candidate) 2004
Saatler (The Hours) 2002
50 Cesur Kemancı (Music of the Heart) 1999
Annem Uğruna ( One True Thing) 1998
Marvin'in Odası (Marvin's Room) 1996
Yasak İlişki (The Bridges of Madison County) 1995
Vahşi Nehir (Wild River) 1994
Ruhlar Evi (The House of the Spirits) 1993
Ölüm Kadına Yakışır ( Death Becomes Her) 1992

Hayat Savunmaya Değer ( Defending Your Life) 1991
Yaşamın Kıyısındaki Kartpostallar ( Postcards from the Edge) 1990
Dişi Şeytan ( She-Devil) 1989
Karanlıkta Bir Çığlık (A Cry in the Dark) 1988
Sonsuz Matem (Ironweed) 1987
Kalp Ağrısı (Heartburn) 1986
Benim Afrikam ( Out of Africa) 1985
Silkwood (Silkwood) 1983
Sophie'nin Seçimi ( Sophie's Choice) 1982
Fransız Teğmen'in Kadını (The French Lieutenant's Woman) 1981
Kramer Kramer'e Karşı (Kramer vs. Kramer) 1979
Avcı (The Deer Hunter) 1978
Julia (Julia) 1977
 
Umut

Yönetmen: Yılmaz Güney

3440335267_e5a66923f9.webp

Senaryo: Yılmaz Güney, Şerif Gören
Görüntü Yönetmeni: Kaya Ererez
Müzik: Arif Erkin

Yapımcı: Yılmaz Güney, Cevat Alkan ( Güney Film)

Tür: Dram
Yapım Yılı, Ülkesi: 1970, Türkiye
Süre: 100 dk
Siyah beyaz

Oyuncular:
Yılmaz Güney
Tunçel Kurtiz
Gülsen Alnıaçık
Osman Alyanak
Kürşat Alnıaçık
Enver Dönmez


- Konu:
Faytonculuk yapan Cabbar'ın atı bir arabanın çarpması sonucu ölür. Karısı, yaşlı anası ve beş çocuğuyla birlikte gecekonduda büyük bir yoksulluk içinde yaşayan Cabbar, yeni bir at alamaz ve emeğiyle çalışarak para kazanamayacağını düşünerek, kestirme bir yol aramaya koyulur. Hatta birisini soymaya bile kalkışır ama başaramaz. Sonunda, arkadaşı hamal Hasan'ın kendisini ikna etmesiyle, nefesi güçlü(!) bir hacının peşine takılarak define aramaya başlar. Ancak, sonuç bir trajedi olacak ve Cabbar aklını yitirecektir...

- Film hakkında:
Çok yönlü bir kültür adamı olan Yılmaz Güney’in "Umut" filmi, Türk Sineması için bir kilometre taşıdır.

O zamana dek genellikle karton karakterlerle yapılan naylon filmlerin aksine “İtalyan Yeni Gerçekçiliği” akımına yaklaşarak, kendimize bile söylemeye çekindiğimiz gerçekleri bu filmle çok sade ama etkili bir biçimde yüzümüze vurmuştur. Sinemada görsellik ön plândadır ancak süslü görsellik her zaman işe yaramaz.

Adana’da yoksulluk yüzünden zor bir hayata mahkûm olan çok çocuklu bir aileyi peliküle taşıyacaksanız, tavrınızı sade bir anlatımla ortaya koyabilirsiniz. Yılmaz Güney de "Umut"ta bunu yapmıştır.

Başarısı sadelikle beraber sözünü hiçbir zaman sakınmamasında yatan Güney'in her filminde dile getirdiği siyasi düşüncelerini, düzene getirdiği sistem eleştirisini bu filminde de okumak mümkün.

Toplumun diğer kesimleri tarafından hiçe sayılan insanların ve bu insanların umutlarını yitirmemesi ; piyango , soygun ve define avcılığı gibi şekillerde refaha kavuşmak için umutlarını koruması ama her denemelerinde başarısız olan bu kaybeden insanların dramatik ve karamsar hikayesi izleyici duygulandırmanın ötesinde düşünmeye ve kendini o dönem şartlarında düşünmeye itiyor .

"Umut", sonraki yıllarda, özellikle Yılmaz Güney tarafından peşpeşe çevrilecek siyasal filmlerin öncüsüdür. Kullanılan sinema tekniğiyle ve diliyle de hem Yılmaz Güney'in önceki filmlerinden ayrılır, hem de sonrasında birçok yönetmeni etkilemiştir.

2csatlk.webp


İnsan Yılmaz Güney ve Umut
"...

Umut, sorgulayan, eleştiren, yeniden üreten, çözüm yollarının ipuçlarını taşıyan, yarınlarımızı anlatan devrimci sinemanın başyapıtıydı. 70’li yılların toplumsal gelişimi içinde, Yeşilçam’ın geleneksel yapısını aşmaya yönelmiş, yani fakir kız-zengin erkek ya da tam tersi bir vuruşta beş on kişiyi yere seren başrol oyuncularının revaçta olduğu filmlerin aksine, ülkemizdeki sınıflar mücadelesinde geleceğe yönelik geleneklerin yaratıldığı, toplumsal muhalefetin yoğunlaştığı bir ortamın ürünü olmuştu. Büyük bir bölümü Yılmaz Güney’in kendi öz yaşam öyküsünü anlatıyordu. Özellikle kendi çocukluğu, ilk gençlik yılları ile ailesinin ve çevresinin yaşamından edindiği gözlemlere dayanıyordu.

Umut’ta kalabalık ailesini geçindirmek için iskeleti çıkmış atıyla didinen faytoncu Cabbar’ın tek geçim aracını yitirmesiyle umudunu bir defineye bağlayışı ve büyük bir hayal kırıklığı içinde umudun büyük bir umutsuzluğa dönüşü anlatılıyordu. Umutları hiçbir zaman gerçekleşmeyecek düşlere bağlattırılanların öyküsüydü Umut. Ve Yılmaz Güney’in yıllar yılı yaşadığı, denediği, sabırla yüreğinde taşıdığı gözlemleri, gerçeğin kendiliğinden taşıdığı güç ve güzellikleriyle, başka bir katkıya gerek kalmadan gerçek değerini bulmuştu Umutta...

İnsan onuruna olabildiğine aykırı, kopkoyu bir yoksulluğun içine itilmiş insanların gerçekleşemeyecek bir umuda, bundan da umutsuzluğa ve giderek doğaüstü güçlere yönelmelerini ve bir kısır döngüye kapılmalarını anlatan Umut sinemamızın o güne dek gerçekçilik yolunda ulaşabildiği son noktayı belirleyen bir yapıt olmuştu.


Filmin gerçekleştirildiği koşullara bakıldığında, Yeşilçam geleneksel kalıplarını kıran Umut cesur bir çıkıştı. Verdiği mesaj net ve yalındı. Yılmaz Güney bu yalın öyküyü , buna çok uygun düşen yalın, abartısız bir dille ama görüntülerinin güzelliğine titizlik göstererek perdeye yansıtmıştı. Toplumsal sorunlara duyarlı, düşündüren, sorgulayan, kısaca yaşayan sinemanın ilk örneğini verdi ülkemizde Umut. Konu ve içerik ticari kaygılardan kurtulmuş, topluma yöneliyordu ilk kez. Bu yüzden yaratılan devrimci sinema üzerinde düşünülecek önemli bir basamaktı.

Umuttan sonra da pek çok film çekildi, öncesinde olduğu gibi... Kimileri ciddi çabaların ürünüydü, kimileri ise toplumculuk adına duyguları sömüren devrimci değerleri yozlaştırarak dejenere etme suçuna ortak olmuşlardı. Yine “Arkadaş” filmi de sınıf gerçeğinin belirlediği toplumsal ilişkileri derinlemesine inceleyen yürekli bir adım olmuştur. Ancak Güney’den sonra toplumsal sorunlara, yaşananlara , sınıflar mücadelesine yaklaşımlar, eleştirel bakışlar, sadece rastlanabilen kareler olurken, yaşanan sorunların çözümüne ilişkin ipuçlarını veren filmler sinemamızın başat eksikliği olma özelliğini korudu.

Sanatın diğer bazı dallarında gösterilebilen bu dönüşüm sinemada ise aksayan bir yan olarak kalmıştı. Bunda sinema tekniğinin özgünlüğü yanında konuyla ilgili birikim ve deneyim eksikliğinin olduğu yadsınamaz. Bu açıdan “Umut” çevrildiği koşullar gözönüne alınarak değerlendirilmeli ve toplumsal sorunların çözümü doğrultusunda düşündüren, öneren devrimci sinemayı bir çizgi haline getirme yükünü omuzlamamız gerektiği de unutulmamalıdır." (Tamer UYSAL)


- Ödüllerinden:
1970
II. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Film,
1970 II. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Yönetmen
1970 II. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Senaryo
1970 II. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu
1970 II. Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Fotoğraf (Kaya Ererez)
1970 Grenoble Film Festivali, Seçici Kurul Özel Ödülü

Not: Yönetmen Yılmaz Güney hakkında 'Benim Ustalarım' başlığından bilgi edinebilirsiniz.





**********
Tuncel KURTİZ hakkında:


Sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı, senarist.

1936 yılında Bilecik'te doğdu.
Dönemin kaymakamlarından Vala Kurtiz'in oğludur.

Haydarpaşa Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.

İlk kez 1959 yılında Dormen Tiyatrosu'nda oyunculuğa başlayan sanatçı, 1964 yılında "Şeytanın Uşakları" filmiyle sinema dünyasına adım attı.

Nitelikli, ses getiren, yüz akı filmlerde oynadı ve hemen hepsinde aynı çizgiyi sürdürerek başarılı kompozisyonlar çizdi.

"Sürü"" (1978) filmiyle zirveye çıkan Kurtiz, "Bir dakika içinde,aynı karede,aynı kamera açısından, bir insan hem sevimli, hem cani, hem otoriter, hem şefkatli olabilir mi ?.. Söz konusu oyuncu Tuncel Kurtiz ise olur..." dedirtecek oyun gücüyle Türk Sineması'nın gelmiş geçmiş en büyük oyuncularının başında gelir.

Türk Sineması'na oyunculuk dışında "Gül Hasan"(1979) filmiyle yönetmen, "Bereketli Topraklar Üzerinde"(1979) filmiyle yapımcı olarak da katkıda bulundu. "Bereketli Topraklar Üzerinde" ve "Gül Hasan" ile "İnat Hikayeleri"(2003) filmlerinin senaryolarına imzasını attı.

Tv dizilerinde oynadı.
Yıllarca yurt dışında yaşadı.
1990'lı yılların başında Türkiye'ye döndü.

"İnat Hikayeleri" filminde


Yurt dışı macerası kendi diliyle şöyledir:
"Evet çok uzun bir süre Avrupa’da yaşadım. 1971 yılında Yılmaz’ın içeri girmesi... Balyoz harekatının başlatılması, gidersem ne olacağım düşüncesiyle ülkeye dönmedim. Burada çalışmayı denedim. Karşıma iyi olanaklar çıktı. Bir takım oyunlar da oynadım. Tiyatro olanaklarım vardı, onları değerlendirdim. Stockholm ve Berlin’de oynadım.

1974 yılında Ecevit döneminde Türkiye’ye döndüğümde de o zamanlar yine sex filmleri yaygındı, çalışma fırsatı bulamadım. Tiyatro zorlaşmıştı. Onun için tekrar yurtdışına çıktım. 1977 yılında Türkiye’ye gittiğimde Yılmaz beni cezaevine çağırdı. Bana “Sürü” filminin senaryosunu verdi. İnanilmaz güzeldi. Kendi filmimi bıraktim o filmde oynadım. Filmi bitirip yine fırladım İsveç’e.

Bir sürü film ve tiyatroda oynadım. 1980 yılında Kenan Evren’in ne olduğuna dair televizyonlarda açıklamalarda bulundum. Ardından da, “Duvar” filminde oynadığım için Türkiye bana pasaport vermedi. Ancak 1991 yılından dönebildim. Tabii Avrupa’da çalışmanın olanakları daha fazla. Ancak her iki tarafında avantaj ve dezavantajları var. " (tumgazeteler.com)


"Duvar" filminde


"Tanıdığım Tuncel Kurtiz
...Tuncel Kurtiz herkesin yeteneksizliğini yeteneğe dönüştürdüğü sanat panayırında, alçakgönüllülük zırhını kimseye kırdırmaz. Tiyatro ve sinemanın şövalyesi gibi dolanır durur. İlkelerin ayak altında çiğnendiği bir ortamda, tavizin kazandırdıklarını sanata haram sayar.
..........
Bir oyuncunun; oyunculuk bilgisi dışında, dünyasını zenginleştiren, her mimiğine, her hareketine yansıyan bilgi birikimini onda gözlemleyebilirsiniz.
..........
Hayat hikáyesi, gerçeklerle efsanelerin içiçe girdiği bir serüvendir. Okuyan zaman zaman mitoloji sözlüğünden bir sayfa buraya karışmış diyebilir." (Doğan Hızlan / hürriyet, 17 Kasım 1999)


- Ödüllerinden:
2007
Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Yaşamın Kıyısında)
2002 Sadri Alışık Ödülleri, En İyi Erkek Oyuncu (Şellale)
1997 Ankara Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Akrebin Yolculuğu)
1994 Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Bir Aşk Uğruna)
1986 Berlin Uluslararası Film Festivali, En İyi Erkek Oyuncu (Hiuch HaGdi)
1981 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Senaryo (Gül Hasan)


- Filmografisinden:


Siyah Beyaz (2009)
Güz Sancısı (2008)
Yaşamın Kıyısında (2007)
İnat Hikayeleri (2003)
Şellale (2001)
Kumru (2000)
Hoşçakal Yarın (1998)
Akrebin Yolculuğu (1997)
Işıklar Sönmesin (1996)
Cemile Ve Umudun Masalı (1995)
Aşk Ölümden Soğuktur (1994)
Livsfarlig 1988)
Aufbrüche (1987)
Hiuch HaGdi (1986)
Turkse (1984)
Ağrı'ya Dönüş (1993)
Mahabharata (1989)
Duvar (1983)
Bereketli Topraklar Üzerinde (1979)
Gül Hasan (1979)
Sürü (1978)
Nehir (1977)
Otobüs (1974)
Umut (1970)
Kuduz Recep (1967)
Hudutların Kanunu (1966)
Ben Öldükçe Yaşarım (1965)
Şeytanın Uşakları (1964)
 
Geri
Top