• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Benim Zürafam Uçabilir - Mert Arık

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
Benim Zürafam Uçabilir

Moni resim yapmayı çok seven bir çocuktur. Bir gün okulda öğretmen, öğrencilerden zürafa resmi yapmalarını ister.
Moni her ne kadar resim yapmayı çok sevse de nedense o gün biraz duraksar.
Öğretmen durumu merak edip nedenini sorar. “Yoksa kalemlerini evde mi unuttun?” der.
Moni ise o güne kadar hiç zürafa resmi yapmadığını, bundan dolayı zürafayı nasıl çizeceğini bilmediğini söyler.
Arkadaşları harıl harıl zürafa resmi yaparken Moni’nin resim yapmaya girişmemesinin, zürafa resmi yapmayı denememesinin nedeni budur.
Öğretmen Moni’yi resim yapmayı denemesi konusunda ikna eder. Moni de nihayet eline kalemi alır.
Her ne kadar uğraşsa da beceremez. Pes eder. Öğretmen ona yine cesaret verir.
Moni yine kalemi eline alır, çizer, siler, çizer, siler, çizer ve yine siler.
En sonunda bir zürafa resmi yapar ama bunun zürafaya benzeyip benzemediği konusunda emin değildir.
Öğretmenine gösterir ve zürafa çizmek konusunda yine başarısız olduğunu söyler.
Öğretmen Moni’nin yanına oturur. Eline kalem ve kağıt alıp bir zürafa resmi çizer.
Öğretmenin çizdiği zürafa havada boynuyla sarmal oluşturacak denli absürt bir zürafadır.
Öğretmen “Bu da benim Zürafam Moni. Hiçbir zürafa diğerine benzemek zorunda değil.
Biz nasıl birbirimize benzemiyorsak, her birimiz diğerinden farklı ise zürafalar da farklıdır. S
enin çizdiğin zürafa senindir ve güzeldir. Hiçbir zürafaya benzemek zorunda değil.
Benim zürafam da oldukça değişik ve özel bir zürafa. Bu da hiçbir zürafaya benzemek zorunda değil.
O yüzden instediğin gibi hayal etmekte özgürsün.
Daha önce hiç var olmamış bir zürafa senin hayal gücün sayesinde gerçek olabilir. İşte, bu çizdiğin zürafa tamamen gerçektir.
Doğada ya da belgesellerde böyle bir zürafa olmasına gerek yok. Onun gerçek olması için çizmen yeterli.” der.
Böylece Moni zürafa çizmek konusunda oldukça cesaretlenir. Özgüven kazanır.
u özgüveni onun sanat yeteneğine katkıda bulunduğu, onu cesaretlendirdiği gibi Moni’nin hayal gücünü de özgür bırakır.
Bundan dolayı Moni farklı şekillerde ve renklerde onlarca, yüzlerce zürafa çizmeye başlar.
Çizdiği bir zürafa güneşe kadar uzanırken bir tanesi uçabilen bir zürafadır. Bir tanesi tren şeklindeyken diğeri ev şeklindedir.
Zürafalardan kurulu bir dünya da hayal eder Moni. Aşçı, manav, doktor, pilot ve daha pek çok meslekten zürafa çizer.
O zürafaları çizdikçe zürafalar gerçek olur.
Moni resim çizmekle de kalmaz, hayal gücünü kullanarak zürafaları günlük hayatın içine de sokar.
Babaannesinden zürafalı bir kazak örmesini ister ve hayalindeki kazağın resmini çizerek babaannesine verir.
Üç gün içinde de babaannesi Moni’nin hayalindeki kazağı gerçeğe dönüştürür.
Bunun gibi Moni, babasına zürafalı uçurtma yaptırır. Bu uçurtma, o şehrin en gözde uçurtması olmuştur.
Moni, kız kardeşinin doğum günü için zürafalı bir pasta hayal eder ve bunun resmini çizerek annesine verir.
Böylece annesi de Moni’nin hayalindeki zürafa şekilli pastayı yapar.
Kış gelip kar yağınca şehirdeki tüm çocuklar kardan adam yaparken Moni kardan zürafa yapar.
Bu kardan zürafa yanında pek çok kişi fotoğraf çektirir.
Moni, arkadaşlarına da resim yapma ve hayal gücünü serbest bırakma konusunda yardımcı olur.
Onun fikirleri ve hayalleri zürafa resimleri müzesi açma arzusuna dek gider.
 
Kitap kendine güveni olmayan ve hayal gücünü çalıştırmaktan korkan bir çocuğun nasıl özgüven kazandığı ve hayal gücünü serbets bıraktığı ile ilgili enfes bir eserdir. Kimsein kimseye benzemek zorunda olmadığını ve herkesin benzersiz bireyler olduğunu anlatan bu hikâyede Moni, pısırık bir çocuktan adeta üstün zekalı bir sanatçıya dönüşmektedir. İlham ve cesaret veren bu hikâye güzel olduğu kadar yararlıdır da. Her çocuğun bu kitabı keyifle okumasını diliyorum.
 
Geri
Top