Bilmecenin sonu..

  • Konuyu açan Konuyu açan Mai
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Mai

Usta
Eline aldığı bıçağı nefret ettiği kişilere vurmak üzereydi yani kendine batırmaya…

Fizikte kurallarından biri “ evrende iki maddenin aynı anda aynı yerde bulunma imkânı yok tur” önermesidir. Ve bu bilmecenin sonu gibidir.

O zaman hadi birazda içe geçelim içimizdeki şey dışımızda ki ile aynı değildir(e).
Bu aslında ne varsa dışa duyulan onun özünü arama yolundaki yürüyüşlerdendir. Bir sohbet sırasında bilinenin tekrarıyla gelişir. Sen( siz – öteki) diye hitap edilen kimdir sorusuna cevap ararsak, karşı varlığı gösterme ihtiyacı duyarız; evet işte orda duruyor! Bu en basit yoludur diğerinin nesne olarak varlığını işaret etmek.

Ama “o” ile bizim gördüğümüz yani süzgeçler, kelimelere ve davranışlara verdiğimiz anlamlarla yarattığımız öteki aynı mıdır? Bu ne yazık ki imkânsız bir düş. Zamanın başından yâda sonundan beri aslında öteki dediği her şey kendinde, kendini görmekten farklı değildi duyumsayan için. İki kişi aynı anda hem karşınızda hem bilincinizde olamadı. Peki, ötekine duyulan öfkeler seviler yâda nefretler… Sorgu birazda burada tıkanır, oysa durup şöyle dedi çocuk;

“-o’na bunu yapmamalıydım
– O kimdi?
– Bendim!”

Kendinden öteye geçemeyecek olan ve ne varsa öteki diye aslında kendi olan insan. Evet, ne gördüysem şimdiye kadar alçaklık yâda yükseklik adına hepsi bendim. Ve ey sen ne gördüysen bende o sendin.

“Ve kafasını kaldırıp ötekine baktı gülümsedi sen diye kullandığım tüm aşağılama ve yüceltmelerde banaymış dedi. Sonra çölüne yürüdü tekrar…”

House of Duarden
 
Geri
Top