BİR AĞAÇ KESİLMESİN DİYE!
21 Ağustos 1929' da Bursa' ya gitmek üzere Ertuğrul Yatı ile İstanbul'dan hareket eden Atatürk Yalova sahilinden geçerken dallarını özgürce uzatmış, başı dik asırlık bir çınar ağacını görür. Atatürk yatından inerek, çınar ağacının olduğu yere çıkar, sırtını gövdesine dayanarak gölgesinde oturur. Sonrasında Atatürk' ün isteği üzerine çınar ağacının yanında yapımına başlanan köşk, Eylül ayında tamamlanır. Atatürk bir gün Millet Çiftliği içinde yer alan bu köşk' e geldiğinde, köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “AĞAÇ KESİLMEYECEK. BİNA KAYDIRILACAK.” Görev İstanbul Belediyesi Fen İşleri Yollar-Köprüler Şubesi’ne verilir. Sorumlu baş mühendis Ali Nuri (ALNAR) binanın temellerini açtırır. Temellerin altına zor ve çok yavaş ta olsa raylar döşenir. Bina rayların üzerinde doğuya doğru 4 m kaydırılır. 11 Ağustos 1936 günü yapılan bu işlemi yanında bulunan kız kardeşi Makbule Hanım, Affet Hanım, Yunus Nadi, Muhafız K. İsmail Hakkı, Yaver B.N.B. Nasuhi Bey ve diğer ilgililerle baştan sona izler. Yapılan bu olağanüstü ve riskli iş sonunda Ulu Çınar Ağacıda kesilmekten kurtulur.
O günden beri köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak kalmıştır...
21 Ağustos 1929' da Bursa' ya gitmek üzere Ertuğrul Yatı ile İstanbul'dan hareket eden Atatürk Yalova sahilinden geçerken dallarını özgürce uzatmış, başı dik asırlık bir çınar ağacını görür. Atatürk yatından inerek, çınar ağacının olduğu yere çıkar, sırtını gövdesine dayanarak gölgesinde oturur. Sonrasında Atatürk' ün isteği üzerine çınar ağacının yanında yapımına başlanan köşk, Eylül ayında tamamlanır. Atatürk bir gün Millet Çiftliği içinde yer alan bu köşk' e geldiğinde, köşkün hemen yanındaki Ulu Çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: Ağacın dalları uzamış binanın duvarına dayanmıştır. Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkânsız olan bir emir verir: “AĞAÇ KESİLMEYECEK. BİNA KAYDIRILACAK.” Görev İstanbul Belediyesi Fen İşleri Yollar-Köprüler Şubesi’ne verilir. Sorumlu baş mühendis Ali Nuri (ALNAR) binanın temellerini açtırır. Temellerin altına zor ve çok yavaş ta olsa raylar döşenir. Bina rayların üzerinde doğuya doğru 4 m kaydırılır. 11 Ağustos 1936 günü yapılan bu işlemi yanında bulunan kız kardeşi Makbule Hanım, Affet Hanım, Yunus Nadi, Muhafız K. İsmail Hakkı, Yaver B.N.B. Nasuhi Bey ve diğer ilgililerle baştan sona izler. Yapılan bu olağanüstü ve riskli iş sonunda Ulu Çınar Ağacıda kesilmekten kurtulur.
O günden beri köşkün adı “Yürüyen Köşk” olarak kalmıştır...