Bir bahar ki özlediğim, hiç yaşamadığım, içime çekmediğim o kokusuna hasret günlerce gecelerce beklediğim…
Sevmenin acısına sevdalı her yanık yüreğin yaşadığı, o çıplak ağaçlarının altında hışırtılarla yürürken bitmeyecek gibi gelen, rüzgârının damarlara yağmurunun camlara sindiği, aslında huzurlu bir hüzün veren, adının ise sanki ümit vermek ister gibi yazıldığı…
Ey ayaklarıma dolanan hep yaşadığım mevsim… Sonbahar… Belki hep ardını beklediğimden senle mutlu olamadım belki sana doyamadığımdan ardın gelmedi, kim bilir…
Baharın bir Akdeniz akşamındayım şuan, eteklerim saçlarım savruluyor, gözlerimi kapadım. Denizin kokusu tenimde dağılıyor.
Derinlerime iniyor düşüncelerim bi gör hiç canım yanmıyor. Sevdamı yanıma alıyorum, elini iki elimin arasına, bakışları baktığım ufka bakıyor…
Hayalleri hayallerim. Ne geçtiğimiz yollar karanlık, ne bastığımız yerlerde yaprak hışırtısı var nede bir mani(?)
duyuyor musun şu sarhoş müziği. Geçmez sandığımız kalan acıları hırsla gömüyor.
Farkında mısın bana sadece sevdam kaldı, yalnız benimle sevdam masada, sevdam benle kaldı ben yalnız.
Ah bu Akdeniz akşamında efkârımla ben öldüm yalnızlığımdan. Ya unutamadım ya dayanamadım, ya sevemedim ya kavuşamadım. Durmayı bilemeden koşmayı beceremeden. Kalmakla veriyorum ömrüme hesabımı, gidenlerin ardından.
Ey sonbahar düşmedim belki dizlerimin üzerine ama inan sendeliyorum.
Ey yalnızlığım hem beni ben yaptın hem beni en çok sen yıprattın. Verdiklerinle de aldıklarınla da canın sağ olsun…
Ey bitmeyen mevsimim gizli bir bildiğim var elbet, ben en çok sana sevdalıyım, senin o bildik yalnızlık kokuna, gözüm dalmadan uzaklara geçen günlerini çizmeden odamın duvarlarına ben nasıl boyanırım sevdaya.
Ey bahar hasretin olmasa sarhoş mu olur tınılar, senin özleminde olmasa efkârım beni öldürür…
Sevmenin acısına sevdalı her yanık yüreğin yaşadığı, o çıplak ağaçlarının altında hışırtılarla yürürken bitmeyecek gibi gelen, rüzgârının damarlara yağmurunun camlara sindiği, aslında huzurlu bir hüzün veren, adının ise sanki ümit vermek ister gibi yazıldığı…
Ey ayaklarıma dolanan hep yaşadığım mevsim… Sonbahar… Belki hep ardını beklediğimden senle mutlu olamadım belki sana doyamadığımdan ardın gelmedi, kim bilir…
Baharın bir Akdeniz akşamındayım şuan, eteklerim saçlarım savruluyor, gözlerimi kapadım. Denizin kokusu tenimde dağılıyor.
Derinlerime iniyor düşüncelerim bi gör hiç canım yanmıyor. Sevdamı yanıma alıyorum, elini iki elimin arasına, bakışları baktığım ufka bakıyor…
Hayalleri hayallerim. Ne geçtiğimiz yollar karanlık, ne bastığımız yerlerde yaprak hışırtısı var nede bir mani(?)
duyuyor musun şu sarhoş müziği. Geçmez sandığımız kalan acıları hırsla gömüyor.
Farkında mısın bana sadece sevdam kaldı, yalnız benimle sevdam masada, sevdam benle kaldı ben yalnız.
Ah bu Akdeniz akşamında efkârımla ben öldüm yalnızlığımdan. Ya unutamadım ya dayanamadım, ya sevemedim ya kavuşamadım. Durmayı bilemeden koşmayı beceremeden. Kalmakla veriyorum ömrüme hesabımı, gidenlerin ardından.
Ey sonbahar düşmedim belki dizlerimin üzerine ama inan sendeliyorum.
Ey yalnızlığım hem beni ben yaptın hem beni en çok sen yıprattın. Verdiklerinle de aldıklarınla da canın sağ olsun…
Ey bitmeyen mevsimim gizli bir bildiğim var elbet, ben en çok sana sevdalıyım, senin o bildik yalnızlık kokuna, gözüm dalmadan uzaklara geçen günlerini çizmeden odamın duvarlarına ben nasıl boyanırım sevdaya.
Ey bahar hasretin olmasa sarhoş mu olur tınılar, senin özleminde olmasa efkârım beni öldürür…