• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Birinci dünya savaşı sonunda imzalanan barış antlaşmaları

Suskun

V.I.P
V.I.P


BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONUNDA İMZALANAN BARIŞ ANTLAŞMALARI

SEVR ANTLAŞMASI
Versailles Barış Antlaşması
SAİNT GERMAİN (SEN JERMEN) BARIŞ ANTLAŞMASI
Triyanon Antlaşması
Nöyyi Antlaşması​



69-sevr_antlasmasina_gore_turkiye.webp
SEVR ANTLAŞMASI


Sevr Antlaşması (Fransızca: Le traité de Sévres) , Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanan barış antlaşmasıdır. Yunanistan dışında hiçbir devlet tarafından onaylanmamış ve yürürlüğe girmemiştir.

İtilaf Devletleri ile Osmanlı arasındaki savaş hali 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile sona ermiştir.

Sevr Antlaşması adını, son müzakerelerin ve imza töreninin gerçekleştiği Paris'in Sèvres banliyösünden alır.

Hazırlık Süreci


Dünya Savaşı galiplerinin savaş sonrası dünya düzenini belirlemek için topladıkları Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919'da açıldı. 7 Mayıs 1919'da Alman ve Avusturya-Macaristan barış koşulları açıklandı. Almanya ile Versailles Antlaşması 28 Haziran'da, Avusturya ile Saint-Germain-en-Laye Antlaşması 10 Eylül'de Macaristan`la Triannon Antlaşması ve Bulgaristan`la Neuilley Antlaşması imzalandı. Türk barışının da diğerleri ile birlikte 1919 Mayıs'ında açıklanması beklenirken, görüşmeler belirsiz bir geleceğe ertelendi. Bunun nedenleri bugüne dek yeterince aydınlatılamamıştır.

İtilaf Devletleri Yüksek Konseyinin 7 Mayıs'ta aldığı karar uyarınca 15 Mayıs'ta İzmir Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu olay tüm Türkiye'de güçlü bir ulusal tepkiye yol açtı. 6 Eylül'de toplanan Sivas Kongresi'nden sonra İstanbul'daki Osmanlı hükümeti, ülke üzerindeki idari ve askeri denetimini kaybetti. Sivas ve daha sonra Ankara'da, Mustafa Kemal Paşa yönetiminde bir ulusal direniş hükümeti kuruldu. Anadolu hükümeti, olumsuz şartlarda bir barış antlaşmasını kabul etmeyeceğini bildirdi ve direniş hazırlıklarına girişti.

İtilâf Devletleri 18 Nisan 1920'de San Remo Konferansı'nda Osmanlı Devleti'ne uygulanacak barış şartlarını hazırladılar. 22 Nisan'da Osmanlı Hükümetini Paris'te toplanacak barış konferansına davet ettiler. Padişah, eski sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın başkanlığında bir heyeti Paris'e gönderdi. Ertesi günü Ankara'da toplanan Büyük Millet Meclisi, 30 Nisan günü taraf devletlerin dışişleri bakanlıklarına gönderdiği bir yazıyla İstanbul'dan ayrı bir hükümetin kurulduğunu bildirdi.

Paris'te barış şartlarını öğrenen Ahmet Tevfik Paşa, İstanbul'a gönderdiği telgrafta barış şartlarının "devlet mefhumu ile kabil-i telif olmadığını" [devlet kavramı ile bağdaşmadığını] bildirerek görüşmelerden çekildi. Bunun üzerine 21 Haziran'da İtilaf Devletleri Osmanlı Devletinin direnişini kırmak için, İzmir'de bulunan Yunan kuvvetlerini Anadolu içlerine sürmeye karar verdi. Balıkesir, Bursa, Uşak ve Trakya kısa sürede Yunan ordusu tarafından işgal edildi.

Ege felaketi üzerine 22 Haziran'da İstanbul'da toplanan Saltanat Şurası, Paris'e Sadrazam Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet göndermeye karar verdi. Eski maarif nazırı (milli eğitim bakanı) Hadi Paşa, eski Şura-yı Devlet (Danıştay) reisi Rıza Tevfik Bey ve Bern Sefiri Reşat Halis Bey'den oluşan bu heyet, 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı. Ankara'daki Büyük Millet Meclisi antlaşmayı sert bir bildiri ile kınadı.

Antlaşmanın yürürlüğe girmesi için önce Meclis-i Mebusan'ın antlaşmayı görüşüp kabul etmesi, sonra da imzalamak üzere Vahdettin'e göndermesi gerekiyordu. Fakat antlaşma imzalandığı tarihte Meclis-i Mebusan kapalı olduğundan antlaşma mecliste görüşülemedi ve padişahın önüne gelmedi. Dolayısıyla antlaşma hiçbir zaman yürürlüğe girmedi.

Saltanat Şurası'nda yaşananlar

Saltanat Şurası'nda yaşananlar ise günümüzde hala tartışılmaktadır. Nutuk'ta bu toplantıda Vahdettin'le ilgili “Sevr muahedesini bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denmektedir. Saray Başmabeyncisi Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılış nutkunu okuduktan sonra başkanlığı Damat Ferit Paşa’ya bırakarak salonda durmamış, çıkıp gitmiştir. Son Sadrazam Tevfik Paşa’nın oğlu İsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise şöyledir:

“Nihayet Sevr’i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah’ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâra bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr’in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah’a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayandan Topçu Feriki Rıza Paşa, ‘Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr’i kabul ettiğimizden değil’ diye haykırarak Damat Ferid’in oyununu açıkça protesto dahi etti.”

Kimi tarihçiler bu olayı, şurada oy hakkı olmayan padişahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dışarı çıkması, fakat Damat Ferit'in olayı oldubittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır. Kimileri toplantının Sevr’i onaylatmak üzere taraflı bir tarzda yürütülmesini protesto mahiyetinde, belki de biraz öfkeli bir şekilde ayağa kalktığını ve çıkıp yan odaya geçmiştiğini iddia etmektedir. Kimi tarihçiler ise bunun, padişah ile Damat Ferit Paşa'nın antlaşmayı kabul ettirebilmek için birlikte hazırladıkları bir plan olduğunu iddia etmektedirler.

İtilaf Devletleri'nin bakışı

İtalya antlaşmadan hoşnutsuzluğunu açıkça bildirerek Osmanlı'dan yana tavır aldı. Fransa hükümeti antlaşmadan dolayı parlamentoda ve şekilde eleştirildi. ABD zaten bu sırada iç politik gelişmeler nedeniyle her türlü uluslararası girişimden çekilmişti.İtalya ile Fransanın onaylamamasının asıl nedeni ise izmirin Yunanlılara verilmesidir.

Antlaşma Hükümleri

1. Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan-Antep-Urfa-Mardin-Cizre kent merkezleri Suriye'ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak;

2. Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecek;

3. Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecek;

4. İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı devleti egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacak;

5. Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyetini tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a verdi.)

6. Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;

7. Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrımüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okullar ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı'nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;

8. Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı'nın askeri kuvveti, 15.000'i jandarma olmak üzere 50.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesinde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;

9. Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;

10. Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı'nın mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye'nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;

11. Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;

12. Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek; eski eserler kanunu çıkarılacak vb.

Antlaşma bir yanda Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Portekiz, Romanya, Ermenistan, Polonya, Sırp-Hırvat Cumhuriyeti ve Çekoslovakya ile, diğer yanda Osmanlı Devleti arasında imzalandı. ABD ve Rusya imza atmadılar.

Antlaşmanın Özellikleri
Sevr Antlaşması, a. öteki savaş sonu antlaşmaları, özellikle Versailles Antlaşması ve Avusturya-Macaristan'ı parçalayan Saint-Germain Antlaşması, b. Wilson İlkeleri'nde dile getirilen milliyet ilkesi, c. Müttefik devletler arası rekabetler bağlamında daha iyi değerlendirilebilir.

Antlaşma ile, nüfus çoğunluğu Türk olan yerlerin hemen hepsi (daha önce Balkan Savaşı'nda yitirilen Batı Trakya dışında) Türkiye'ye verilmiştir [kaynak belirtilmeli] . Nüfus çoğunluğu Kürt olan bölgenin durumu belirsiz bırakılmıştır. Çoğunluğu Türk olan, ancak nüfus değişimi sonucu Rum nüfusun artması beklenen İzmir'in durumu da belirsizdir. Türk-Ermeni sınırının çizimi ertelenmiştir.

Padişahın şahsında simgesel bir egemenlik korunsa da, uygulamada Türkiye İtilaf devletlerinin ortaklaşa yöneteceği bir sömürge durumuna getirilmiştir. Burada dikkati çeken, müttefik devletler arasında gözetilen dengelerdir. Bir dizi önlemle, taraflardan herhangi birinin Türkiye üzerinde tek yanlı egemenlik kurmasının önüne geçilmiştir.Türkiye'nin yoğun Türk nüfusu barındıran Bulgaristan'la ilişiği koparılmıştır. Yunanistan'la Türkiye arasında Oniki Adalar yoluyla örülmüş olan İtalyan duvarı varlığını korumuştur.
 
Versailles Barış Antlaşması

Versay Barış Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919'da başlayan Paris Barış Konferansı'nda müzakere edilmiş, 7 Mayıs 1919'da son metin Almanlara deklare edilmiş, 23 Haziran'da Alman Parlamentosu'nca kabul edilmiş ve 28 Haziran 1919'da Paris'in Versay banliyösünde imzalanmıştır.


İçerdiği ağır koşulladan ötürü Versay Antlaşması Almanya'da büyük tepkiye yol açmış ve "ihanet" olarak kabul edilmiştir. Birçok tarihçi Almanya'da 1920'lerde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa, Nazi Partisi'nin iktidara gelişine ve İkinci Dünya Savaşına nihai olarak Versailles Antlaşmasının neden olduğu düşüncesindedir.

Antlaşma Hükümleri

Almanların "Diktat" adını verdikleri 440 maddelik barışın esas noktaları şöyledir:

a. Sınırlar:

Almanya, Belçika'ya Eupen, Malmedy ve Moresnet bölgelerini; Fransa'ya Alsas ve Loren'i veriyordu. Saar bölgesi Milletler Cemiyeti yönetimine bırakılıyor, nihai durumu 15 yıl sonra plebisitle belirleniyordu. Polonya'ya Poznan ve Batı Prusya verildi. Danzig koridoru serbest bölge olacaktı ve Milletler Cemiyeti himayesi altına girecekti. Yukarı Silezya'da plebisit yapılacaktı. 1920'de yapılan plebisit sonunda, buranın doğu yarısı Polonya'ya verildi.

b. Siyasî Hükümler:

Belçika'nın tarafsızlığı kaldırıldı. Ren Nehri'nin doğu ve batı kıyılarında 50 km. lik bir alan askerden arındırıldı. Almanya'nın Avusturya ile birleşmemesi taahhüt altına alındı. Almanya; Avusturya, Çek-Slovakya ve Polonya'nın bağımsızlığını tanıdı.

c. Sömürgeler:

Almanya tüm denizaşırı topraklarından vazgeçti. Bu topraklarda Milletler Cemiyeti'nin kontrolunda yeni sömürgecilik rejimlerinin kurulması kararlaştırıldı. Togo ile Kamerun İngiliz-Fransız mandasına; Tanganyika İngiltere mandasına; Ruanda-Urundi Belçika mandasına; Güney-Batı Alman Afrikası Güney Afrika Birliğine; Mariana, Marshall ve Caroline adaları ile Çin'deki Kiaochow Japonya'ya; Yeni Gine'nin Almanya'ya ait olan yarısı ve Solomon Adaları Avustralya mandalarına bırakıldı.


d. Silahsızlanma:

Almanya'nın ileride yeniden askeri bir tehdit olmasını önlemek adına bir dizi düzenlemeye gidildi.

· Almanya'da zorunlu askerlik kaldırıldı.
· Alman ordusu 100.000 kişiye indirilerek Genelkurmay örgütü kaldırıldı.
· Deniz kuvvetleri 15.000 personelle sınırlandırıldı.
· Uçak, denizaltı, zırhlı araç ve tank yapması yasaklandı.
· Silah üretimi, dış alım-satımı (ithalat-ihracat) yasaklandı.
· Zehirli gaz üretmesi ve bulundurması yasaklandı.


e. Tamirat Borçları:
Savaş tazminatı olarak 1921 yılı itibari ile 56 Milyar Dolarlık bir mali yük getirildi. Ancak aynı yıl bu borç 33 Milyar Dolara indirildi. Bu miktarlar Almanya'nın ödeme gücünün çok üstünde idi ve borçlanma Almanya'yı ekonomik yıkıma mahkum etti.
 
SAİNT GERMAİN (SEN JERMEN) BARIŞ ANTLAŞMASI

10 Eylül 1919'da Avusturya ile imzalanan Saint-Germain Barış Antlaşması ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu parçalanmakta ve toprakları bölüşülmektedir. Bu antlaşmaya göre, Avusturya ve Macaristan birbirinden ayrı iki devlettir. Avusturya ve Macaristan toprakları üzerinde yeni bir devlet, Çekoslavakya kurulmuştur. Avusturya, Macaristan, Çekoslavakya ve Yugoslavya'nın bağımsızlığını tanımaktadır. Avusturya ayrıca, Galiçya'yı Polonya'ya, Hırvatistan'ı Yugoslavya'ya, Tirol ve Trieste'yi İtalya'ya, Bukovina'yı da Romanya'ya bırakıyordu.


Avusturya'da mecburi askerlik kaldırılıyor, Avusturya ordusu 30 bin kişiye indiriliyordu. Avusturya, Almanya gibi ağır ekonomik yükümlülükler altında bırakılıyordu.
 
Triyanon Antlaşması

Triyanon Antlaşması müttefikler ve ilgili ülkelerle Macaristan arasında Versay'da ki görkemli Trianon Sarayı'nda imzalandı. I. Dünya Savaşı'ndan önce Avusturya-Macaristan İmparatorluğu iken, savaş sonunda Avusturya'dan ayrılan Macaristan savaşın sorumlusu olarak kabul edildi. Bu yüzden, Çekoslovakya'ya Slovakya ve Karpataltı Rutenyası (bugün Zakarpatskaya adıyla Ukrayna'nın bir ili)'nı, Romanya'ya Transilvanya bölgesini ve Banat bölgesinin büyük bölümünü, Avusturya'ya Burgenland (Plebisitte Macaristan'da kalan bölge merkezi Sopron hariç) bölgesini, Fiume'yi İtalya'ya, Hırvatistan, Prekomurje, Medimurje, Voyvodina ve Banat bölgesinin bir kısmını Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı'na (sonradan Yugoslavya), Slovakya'nın Galiçya sınırındaki küçük bir bölgeyi Polonya'ya bırakmak zorunda kaldı. Ağır bir savaş tazminatı ödeme yükümlülüğüne girdi.
 
Nöyyi Antlaşması

Neuilly Antlaşması, I. Dünya Savaşı ardından savaştan galip çıkan İtilaf Devletleri'yle İttifak Devletleri arasında düzenlenen Paris Barış Konferansı'nda öngörülen antlaşmalardan biridir. İtilaf Devletleri'yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919 tarihinde imzalanmıştır.

Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısmını Sırp-Hırvat-Sloven Krallığına, Güney Dobruca'yı Romanya'ya, Gümülcine ve Dedeağaç'ı Yunanistan'a bırakmıştır. Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmü getirmektedir.

wikipedia​
 
Geri
Top