Kömür madeni temalı uzun çocuk masalı Kara Elmasın Sırrı
Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların, şırıl şırıl akan derelerin olduğu bir kasaba vardı. Bu kasabanın hemen yanı başında, kocaman, heybetli bir dağ yükselirdi. Bu dağın içinde, karanlık mı karanlık bir kömür madeni bulunurdu. Madende, her gün elleri yüzleri kapkara işçiler çalışır, toprağın derinliklerinden kömür çıkarırlardı.
Kasabanın en meraklı çocuğu, küçük Arda da bu madene karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Arda, babası madende çalışan, hayal gücü çok geniş, cesur bir çocuktu. Her akşam babası eve döndüğünde, madenin derinliklerinde neler olup bittiğini sorar, babasının anlattığı her şeyi can kulağıyla dinlerdi.
Bir gün, Arda'nın babası eve çok yorgun ve üzgün geldi. "Oğlum," dedi, "Madende bir sorun var. Kömür bulmak giderek zorlaşıyor. Eğer kömür bulamazsak, madeni kapatmak zorunda kalacaklar."
Arda, babasının bu sözlerine çok üzüldü. Kasabanın geçimi bu madene bağlıydı ve madenin kapanması demek, birçok ailenin zor durumda kalması demekti. O gece Arda, yatağına yattığında bir karar aldı. Ertesi sabah kimseye haber vermeden, gizlice madene gidecek ve kömür sorununa bir çözüm bulacaktı.
Ertesi sabah, güneş daha yeni doğarken Arda, sırtında küçük çantası, elinde feneriyle madenin yolunu tuttu. Madenin girişinde, kocaman bir demir kapı vardı. Arda, kapının yanına yaklaştığında, kapının gizlice açıldığını gördü. Sanki maden onu içeri davet ediyordu. Arda, kalbi heyecanla çarparak içeri girdi.
Madende, lambaların loş ışığında, devasa tüneller ve karanlık dehlizler vardı. Arda, feneriyle etrafı aydınlatarak ilerlemeye başladı. Madenin derinliklerine indikçe, daha önce hiç duymadığı sesler duymaya başladı. Sanki yerin altından fısıltılar geliyordu.
Arda, bir süre sonra yolunu kaybetti. Tüneller birbirine karışmış, sağa mı sola mı gideceğini şaşırmıştı. Tam o sırada, karşısına minik bir ışık belirdi. Işığın geldiği yöne doğru ilerlediğinde, minicik bir periyle karşılaştı. Perinin kanatları elmas gibi parlıyordu.
Peri, Arda'ya gülümsedi ve "Merhaba küçük çocuk," dedi, "Ben Maden Perisi'yim. Seni buraya çağıran bendim. Madende bir sorun olduğunu biliyorum. Kömür tükenmeye başladı."
Arda, çok şaşırmıştı. Peri ona kömürün nasıl oluştuğunu, toprağın derinliklerinde binlerce yıl nasıl saklandığını anlattı. "Kömür," dedi peri, "Yerin derinliklerindeki kara elmastır. Ona saygı göstermeliyiz."
Peri, Arda'ya madenin en derin noktasına gitmesini söyledi. Orada, kayaların arasında parlayan özel bir kömür damarı olduğunu söyledi. Bu kömür damarının, madene yeniden hayat vereceğini söyledi. Arda, perinin dediklerini harfiyen yaptı ve madenin en derin noktasına ulaştı.
Orada, gerçekten de parlak bir kömür damarı vardı. Bu kömür diğerlerinden çok farklıydı. Kara renginin içinde, sanki minik yıldızlar parlıyordu. Arda, bir parça kömürü cebine koydu ve koşarak madenden çıktı.
Arda, hemen babasının yanına gitti. Cebindeki kömürü gösterdi. Babası ve diğer madenciler, bu parlak kömürü gördüklerinde çok şaşırdılar. Hemen kömürü incelediler ve onun diğer kömürlerden çok daha değerli olduğunu anladılar.
O günden sonra, o özel kömür damarından çıkarılan kömürle maden yeniden canlandı. Kasaba halkı rahat bir nefes aldı. Arda, kasabanın kahramanı oldu. Arda, her zaman Maden Perisi'ni ve onun kendisine öğrettiklerini hatırladı. Kömürün, sadece yakılacak bir madde değil, aynı zamanda yerin derinliklerindeki bir sır olduğunu anladı. Ve o günden sonra, kömüre her zaman saygı duydu.